Başlarda Kürt sorununu anlatır gibi yapıp ucundan değinip sonrasında Kürtlerin kültürünü anlatmaya başladığı film. Gündelik hayatın ve özellikle şehir hayatının çıkmazlarından duygusallık yaratmaya çalışşada yönetmen başarısız olmuş.
Anlatim dili itibariyle sinemasal hicbir degeri olmayan film, dayandigi gercekleri izleyiciye aktarmakta da oldukca yetersiz. Anne hikayesine eklenen kentsel dönüsüm ve arada kalmisligi anlatma araci sayilabilecek sevgili hikayesi de oldukca güdük, eklektik. Oysa zorunlu göce tabi tutulan insanlarin drami cok daha güclü anlatilmali ki empati yaratilabilsin. Cözülmek istenmesinin ve cözümsüzlügünün temelinde yatan ulusal kimlige alternatif bir argüman olarak görülen egtimsiz kör inanca dayali dinsel yapinin gösterilmesi ama bunun üzerinde durulmaya gerek görülmemesi filmin eksikligi, yanlisligi. Elbette ajitatif olmasini beklemiyoruz ama karga tavus kusu metaforundaki kadar da basit olunmamali. Acilista yönetmenin kendisinin oynadigi bölümün güzelligi cok hostu.
Bu anlatim sekli, sorunu yasayanlarin kendi kendini tatmin etmeye bile yetmez ya da ondan öteye gitmez... 40/100
Daha önce etkili kısa filmlerinden tanıdığımız yönetmen bu sefer sözünü uzun söylemeye karar vermiş, iyi de etmiştir. Film kendi toprağında var olmak isteyen bir insanın o en samimi isteği etrafında şekilleniyor. Ajitasyon yapmadan bu isteğin doğallığını boğazımızda bir yumru şeklinde hissettirmeyi başarıyor. Bu toprakların anlatımında hep boşluk kalan noktalara değindiği için bu bakımdan bence ayrı bir yeri vardır. Bu toprakların hikayesini, ve boğazımızda yumru yapan bütün acıların anlatılmasına vesile olur belki.
Erol Mintaş'ın ilk uzun metrajlı filmi olan Annemin Şarkısı, anne oğul ilişkisini merkezine alarak Kürt sorunu ve dolaylı yoldan da ranta dönüşen kentsel dönüşüm projesini irdeliyor.
Nesrin Cavadzade'nin canlandırdığı ve Ali'nin kız arkadaşı olan Zeynep karakteri, sisteme adapte olmaya çalışan ve devletin uyguladığı şiddet olaylarından korktuğu için ana dilinden vazgeçen bir kız. Kürt olmasına rağmen Kürtçe yerine Türkçe konuşmayı tercih ediyor.
Zübeyde Ronahi'nin canlandırdığı Nigar Ana, doğup büyüdüğü topraklardan zorunlu göçle İstanbul'a göçmüş ancak hem ruhen hem de bedenen hala o topraklarda yaşayan biri. Feyyaz Duman'ın canlandırdığı oğlu Ali karakteri ise gelgitler yaşayan, bir yandan köklerine ve geçmişine bağlı ama bir yandan da ileriye, geleceğe bakmaya çalışan biri.
Filmin açılışında bizzat yönetmenin kendisinin oynadığı öğretmenin öğrencilerine (ki öğrencilerden biri Ali'dir.) anlattığı karga ile tavus kuşunun hikayesini filmin so... Devamı
Erol Mintaş'ın ilk uzun metrajlı filmi olan Annemin Şarkısı, anne oğul ilişkisini merkezine alarak Kürt sorunu ve dolaylı yoldan da ranta dönüşen kentsel dönüşüm projesini irdeliyor.
Nesrin Cavadzade'nin canlandırdığı ve Ali'nin kız arkadaşı olan Zeynep karakteri, sisteme adapte olmaya çalışan ve devletin uyguladığı şiddet olaylarından korktuğu için ana dilinden vazgeçen bir kız. Kürt olmasına rağmen Kürtçe yerine Türkçe konuşmayı tercih ediyor.
Zübeyde Ronahi'nin canlandırdığı Nigar Ana, doğup büyüdüğü topraklardan zorunlu göçle İstanbul'a göçmüş ancak hem ruhen hem de bedenen hala o topraklarda yaşayan biri. Feyyaz Duman'ın canlandırdığı oğlu Ali karakteri ise gelgitler yaşayan, bir yandan köklerine ve geçmişine bağlı ama bir yandan da ileriye, geleceğe bakmaya çalışan biri.
Filmin açılışında bizzat yönetmenin kendisinin oynadığı öğretmenin öğrencilerine (ki öğrencilerden biri Ali'dir.) anlattığı karga ile tavus kuşunun hikayesini filmin sonunda Ali karakterinin de tekrar etmesi ile başkalarına güzel görünmek için tavus kuşu olmaya çalışmayın karga olun, siz karga iken güzelsiniz iması yapılıyor. Filmin başındaki tavus kuşu karga hikayesinin anlatılmasından sonra Ali'nin hocasının beyaz Toros tarafından alınıp götürülmesinden sonra öğrencilerin okul bayrağını yarıya indirmesi, misafirliğe giden çocuğun çaktırmadan atıştırması vs. gibi ayrıntılar güzeldi.
Muazzam bir film olmuş. Bir buçuk saat boyunca kürdanla ciğerinizi sökmeye çabalıyor. Öylesine zarif. Hissettirmek istediğini tamda böyle abartısız, ajitasyonsuz; ince ve naif şekilde enjekte ediyor. Film boyunca acı yok, ağrı yok, sızı yok; ancak filmin sonunda salondan çıkarken her şeyin farkına varıp ciğerini oturduğun koltukta bıraktığını algılıyorsun. Fimden sonra hayatına koca koca şehirlerin içinde, koca koca betonların arasında yaşarken her an sokakları süpüren Nigar Ana'ya rastlayacakmış hissiyle devam ediyorsun.
filmde dramatik tarafı çok görürsünüz (hani insanlar hep derler ya güleyim mi aglayayım mı bilemedim)tam da bu cümle filmi özetliyor. film bir kısmında türkçe diyaloglar mevcut. her kesimden insana hitap edebilecek20. Saraybosna Film Festivali saraybosnanın kalbi (en iyi film) ödülünü almıştır.
Kürtçe bir film olup, Erol Mintaş kürtlerin hayatına dair gerçeklikleri ajitatif söylemden uzak oldukça sade bir dille yansıtmıştır. Modernite ile geleneksel tarz arasında kalan bir annenin ve de onunla birlikte hayatında bir çok şeye el atıp da yetemeyen bir oğulun hikayesi.. Oldukça samimi, izlenesi..
Film kürtçe olup türkçe altyazılıdır.Çok samimi ve gerçek hayattan bir çok kişiyi olduğu gibi yansıtan iyi bir filmdi.Dramatik olmasının yanısıra yer yer güldüren orjinal ve daha da güçlendirilebilecek bir hikaye.İzlenmesi ve desteklenmesi tavsiye edilir.
@olanzveins
7 yıl önce
4.7 / 10
@poormf
8 yıl önce
4 / 10
Bu anlatim sekli, sorunu yasayanlarin kendi kendini tatmin etmeye bile yetmez ya da ondan öteye gitmez... 40/100
@melezopotamya
9 yıl önce
7.5 / 10
@cagdasbdy
9 yıl önce
7.1 / 10
Nesrin Cavadzade'nin canlandırdığı ve Ali'nin kız arkadaşı olan Zeynep karakteri, sisteme adapte olmaya çalışan ve devletin uyguladığı şiddet olaylarından korktuğu için ana dilinden vazgeçen bir kız. Kürt olmasına rağmen Kürtçe yerine Türkçe konuşmayı tercih ediyor.
Zübeyde Ronahi'nin canlandırdığı Nigar Ana, doğup büyüdüğü topraklardan zorunlu göçle İstanbul'a göçmüş ancak hem ruhen hem de bedenen hala o topraklarda yaşayan biri. Feyyaz Duman'ın canlandırdığı oğlu Ali karakteri ise gelgitler yaşayan, bir yandan köklerine ve geçmişine bağlı ama bir yandan da ileriye, geleceğe bakmaya çalışan biri.
Filmin açılışında bizzat yönetmenin kendisinin oynadığı öğretmenin öğrencilerine (ki öğrencilerden biri Ali'dir.) anlattığı karga ile tavus kuşunun hikayesini filmin so ... Devamı
Nesrin Cavadzade'nin canlandırdığı ve Ali'nin kız arkadaşı olan Zeynep karakteri, sisteme adapte olmaya çalışan ve devletin uyguladığı şiddet olaylarından korktuğu için ana dilinden vazgeçen bir kız. Kürt olmasına rağmen Kürtçe yerine Türkçe konuşmayı tercih ediyor.
Zübeyde Ronahi'nin canlandırdığı Nigar Ana, doğup büyüdüğü topraklardan zorunlu göçle İstanbul'a göçmüş ancak hem ruhen hem de bedenen hala o topraklarda yaşayan biri. Feyyaz Duman'ın canlandırdığı oğlu Ali karakteri ise gelgitler yaşayan, bir yandan köklerine ve geçmişine bağlı ama bir yandan da ileriye, geleceğe bakmaya çalışan biri.
Filmin açılışında bizzat yönetmenin kendisinin oynadığı öğretmenin öğrencilerine (ki öğrencilerden biri Ali'dir.) anlattığı karga ile tavus kuşunun hikayesini filmin sonunda Ali karakterinin de tekrar etmesi ile başkalarına güzel görünmek için tavus kuşu olmaya çalışmayın karga olun, siz karga iken güzelsiniz iması yapılıyor. Filmin başındaki tavus kuşu karga hikayesinin anlatılmasından sonra Ali'nin hocasının beyaz Toros tarafından alınıp götürülmesinden sonra öğrencilerin okul bayrağını yarıya indirmesi, misafirliğe giden çocuğun çaktırmadan atıştırması vs. gibi ayrıntılar güzeldi.
@jeverans
10 yıl önce
@bezdim
10 yıl önce
@mechulyolcu
10 yıl önce
7.9 / 10
@gunsel
10 yıl önce
8.5 / 10
@tylerdurden34
10 yıl önce