İzleyerek çok bir şey kazanmazsanız, izlemezseniz de bir şey kaybetmezsiniz. Sıkıcı bir film değil ama yavan bir işleyişi var. Alt metin olarak verilmek istenen mesaj güzel ama film çok da şey vaad etmiyor. Ben nedense Körlük romanını anımsadım filmi izlerken.
Bir yere bağlamaya ihtiyaç duymayan eleştiri filmidir, neden göstermek hollywood klişelerinde olur. İnsanlık dünyayı mahvedüüür bu yüzden doğa ana cezalandırdı edebiyatı yapsa sinema izleyicisi puanını yükseltecekti ya, buna yanarım. İzleyin.
eş değerleriyle kıyaslayınca aldığı 5 puandan kesinlikle daha fazlasını hak ediyor,teori ya da kurgu zayıf olabilir ama bence güzel işlenmiş,kötü bir film değil,karantinalara ve düşük puana aldanmayın,izleyin.
Bazı yönetmenlerin kaderidir ;Ya çok sevilirler ya da nefret edilirler.M. Night Shyamalan da hem hayranı hem de nefret edeni çok olan bir yönetmen.Ben ortada bir yerde duruyorum bu konuda..Şöhreti yakaladığı Altıncı His filminden bu yana Mistik Olayı da içine dahil ederek belli bir Shyamalan Sinemasından bahsetmek mümkün sanırım.Ailenin ön planda olduğu,alt okumalarda hümanizmin izlerine rastlandığı,insandan ümidini kesmeyen naif bir sinema onun sineması.Bunu yaparken Hitchcock tarzı gerilim unsurlarını başarıyla kullanmasını da biliyor üstelik.Popüler sinema içerisinde kendine has bir tarz oluşturmayı başardı.Altıncı His te kullandığı sürpriz son konsepti , sonradan başına bela olsa da orijinaldi.
Hikaye anlatma ustalığı Spielberg ü çağrıştırsa da aksiyon yerine durağan bir tarz tutturması, ayrıldığı nokta, usta sinemacıdan.Ayrıca kamera teknikleri Hitchcock u hatırlatıyor ve gerçekten kalburüstü.Nesnelerden yararlanarak gerilim oluşturma konusunda epey ustalaştığını söylemek mümkün.... Devamı
Bazı yönetmenlerin kaderidir ;Ya çok sevilirler ya da nefret edilirler.M. Night Shyamalan da hem hayranı hem de nefret edeni çok olan bir yönetmen.Ben ortada bir yerde duruyorum bu konuda..Şöhreti yakaladığı Altıncı His filminden bu yana Mistik Olayı da içine dahil ederek belli bir Shyamalan Sinemasından bahsetmek mümkün sanırım.Ailenin ön planda olduğu,alt okumalarda hümanizmin izlerine rastlandığı,insandan ümidini kesmeyen naif bir sinema onun sineması.Bunu yaparken Hitchcock tarzı gerilim unsurlarını başarıyla kullanmasını da biliyor üstelik.Popüler sinema içerisinde kendine has bir tarz oluşturmayı başardı.Altıncı His te kullandığı sürpriz son konsepti , sonradan başına bela olsa da orijinaldi.
Hikaye anlatma ustalığı Spielberg ü çağrıştırsa da aksiyon yerine durağan bir tarz tutturması, ayrıldığı nokta, usta sinemacıdan.Ayrıca kamera teknikleri Hitchcock u hatırlatıyor ve gerçekten kalburüstü.Nesnelerden yararlanarak gerilim oluşturma konusunda epey ustalaştığını söylemek mümkün.Ancak salonda karşılaştığım bir seyircinin Ne biçim film bu böyle.Keşke Hulku seçseydik demesi beni şaşırttı.Mistik Olay öyle patlamalı aksiyon sahneleri barındırmıyor içinde belki; ama filmin sonuna kadar izleyiciyi diken üstünde tutan bir tekinsizliğin hüküm sürdüğü atmosfere sahip en azından.Bence bu paranoyanın filmin sonuna kadar sürdürülmesi, yönetmenin başarısı ve alkışı hak ediyor. O arkadaş Mistik Olayı seçmekle doğru bir tercih yapmış ama farkında değil.
Yeşil Devin (The Incredible Hulk) hikayesinde ise hiçbir yenilik olmadığı gibi sırf stüdyolar daha fazla para kazansın diye Ang Leenin Hulku bir kalemde çizilerek daha cafcaflı bir versiyonu piyasaya sürülmüş.Şimdi ; tabi , çizgiroman uyarlamasını seven ve hikaye mikaye önemli değil ben patlayan arabalar fırlatılan helikopterler görmek istiyorum diyen arkadaşlar varsa The Incredible Hulk ta fazlasını görecektir merak etmesinler.
Paranoyanın kaynağı hakkında açık vermeden filmin konusunu anlatmaya çalışayım.Yer yönetmenin de doğup büyüdüğü Philadelphia.İnsanlar durduk yere ölmeye başlarlar.Bu ölümlerin arkasında biyolojik silah kullanan teroristler mi vardır,yoksa olaylar küresel ısınmadan mı kaynaklanmaktadır.Belki de tehdit dünya dışındandır.Bir felaketten kaçış görünümünü alan filmde, kahramanımız lise fen öğretmeni Eliot Moore, (Mark Wahlberg ) yanına eşini (Zoey Deschanel) de alarak olay yerinden uzaklaşmaya çalışacaktır.Evliliğinde de sorunlar yaşayan (bu evlilik sorunu hikayede biraz suni gibi duruyorsa da filmin başlıca mizah unsuru olduğu için hoş görülebilir. ) Moore , ailesini bu felaketten kurtarabilecek midir.
Felaket filmlerinin ortak temaları yardımlaşma, dayanışma, cesaret, kahramanlık, liderlik burada da karşımıza çıkıyor.Ek olarak Shyamalan hint felsefesinin baskın özelliklerini vitrine çıkarmayı da unutmamış.Filmde anlatılan hümanizm ve mistisizm bizi kesmese de bazıları için yeterli olabilir.Amaç Yaratılanı Yaratandan dolayı sevmek olunca yeryüzünde başta insan olmak üzere tüm canlılara karşı bir sorumluluğumuz olduğunu hatırlamak zor olmasa gerek.Bu amaç güçlü bir öte dünya tasavvuruyla da birleşince çerçeve tamamlanmış oluyor.
Filmin oyuncuları Mark Wahlberg ve Zoey Deschanel kimyaları tutmasa da görevlerini yerine getiriyorlar.Özellikle The Departed taki sert ve ağzı bozuk polis rolünden sonra Wahlbergi böyle sevimli ve naif bir rolde görmek güzel. Hayatlarını ne kadar etkiliyor bilmiyorum ama oyuncuların biraz şizofren olduklarından şüpheleniyorum.Birbirine zıt karakterleri ard arda canlandırmak için kafada birkaç tahtanın eksik olması gerekiyor.
Gerilim türünden hoşlananlar ve Shyamalandan nefret etmeyenler filmden yeterli keyfi alacaklardır.Önceki filmleriyle kıyaslandığında Shymalan yerinde sayıyor ama yine de vasatın üstünde bir işle karşı karşıyayız.
enteresan bir film. açılışı ve ilk 10 dakikası epey merak uyandırıcı ve sürükleyici. bakış açısına göre değişir ancak izlenmeyecek kadar berbat kötü vs vs olduğunu düşünmüyorum. vasat bir film olabilir ama filmden sonra o soruyu sorduruyor. ya bir gün gerçekten böyle birşey olursa?
@neuromancer
1 yıl önce
6 / 10
@ege_undag
2 yıl önce
5.6 / 10
@ekopyen
4 yıl önce
6.1 / 10
@bayraskolnik
6 yıl önce
6 / 10
@flyemreyts
9 yıl önce
2.5 / 10
@alone
11 yıl önce
8.3 / 10
@yorgun_nihilist
11 yıl önce
7 / 10
@fatalitly
12 yıl önce
@foolmood
14 yıl önce
7.1 / 10
Hikaye anlatma ustalığı Spielberg ü çağrıştırsa da aksiyon yerine durağan bir tarz tutturması, ayrıldığı nokta, usta sinemacıdan.Ayrıca kamera teknikleri Hitchcock u hatırlatıyor ve gerçekten kalburüstü.Nesnelerden yararlanarak gerilim oluşturma konusunda epey ustalaştığını söylemek mümkün. ... Devamı
Hikaye anlatma ustalığı Spielberg ü çağrıştırsa da aksiyon yerine durağan bir tarz tutturması, ayrıldığı nokta, usta sinemacıdan.Ayrıca kamera teknikleri Hitchcock u hatırlatıyor ve gerçekten kalburüstü.Nesnelerden yararlanarak gerilim oluşturma konusunda epey ustalaştığını söylemek mümkün.Ancak salonda karşılaştığım bir seyircinin Ne biçim film bu böyle.Keşke Hulku seçseydik demesi beni şaşırttı.Mistik Olay öyle patlamalı aksiyon sahneleri barındırmıyor içinde belki; ama filmin sonuna kadar izleyiciyi diken üstünde tutan bir tekinsizliğin hüküm sürdüğü atmosfere sahip en azından.Bence bu paranoyanın filmin sonuna kadar sürdürülmesi, yönetmenin başarısı ve alkışı hak ediyor. O arkadaş Mistik Olayı seçmekle doğru bir tercih yapmış ama farkında değil.
Yeşil Devin (The Incredible Hulk) hikayesinde ise hiçbir yenilik olmadığı gibi sırf stüdyolar daha fazla para kazansın diye Ang Leenin Hulku bir kalemde çizilerek daha cafcaflı bir versiyonu piyasaya sürülmüş.Şimdi ; tabi , çizgiroman uyarlamasını seven ve hikaye mikaye önemli değil ben patlayan arabalar fırlatılan helikopterler görmek istiyorum diyen arkadaşlar varsa The Incredible Hulk ta fazlasını görecektir merak etmesinler.
Paranoyanın kaynağı hakkında açık vermeden filmin konusunu anlatmaya çalışayım.Yer yönetmenin de doğup büyüdüğü Philadelphia.İnsanlar durduk yere ölmeye başlarlar.Bu ölümlerin arkasında biyolojik silah kullanan teroristler mi vardır,yoksa olaylar küresel ısınmadan mı kaynaklanmaktadır.Belki de tehdit dünya dışındandır.Bir felaketten kaçış görünümünü alan filmde, kahramanımız lise fen öğretmeni Eliot Moore, (Mark Wahlberg ) yanına eşini (Zoey Deschanel) de alarak olay yerinden uzaklaşmaya çalışacaktır.Evliliğinde de sorunlar yaşayan (bu evlilik sorunu hikayede biraz suni gibi duruyorsa da filmin başlıca mizah unsuru olduğu için hoş görülebilir. ) Moore , ailesini bu felaketten kurtarabilecek midir.
Felaket filmlerinin ortak temaları yardımlaşma, dayanışma, cesaret, kahramanlık, liderlik burada da karşımıza çıkıyor.Ek olarak Shyamalan hint felsefesinin baskın özelliklerini vitrine çıkarmayı da unutmamış.Filmde anlatılan hümanizm ve mistisizm bizi kesmese de bazıları için yeterli olabilir.Amaç Yaratılanı Yaratandan dolayı sevmek olunca yeryüzünde başta insan olmak üzere tüm canlılara karşı bir sorumluluğumuz olduğunu hatırlamak zor olmasa gerek.Bu amaç güçlü bir öte dünya tasavvuruyla da birleşince çerçeve tamamlanmış oluyor.
Filmin oyuncuları Mark Wahlberg ve Zoey Deschanel kimyaları tutmasa da görevlerini yerine getiriyorlar.Özellikle The Departed taki sert ve ağzı bozuk polis rolünden sonra Wahlbergi böyle sevimli ve naif bir rolde görmek güzel. Hayatlarını ne kadar etkiliyor bilmiyorum ama oyuncuların biraz şizofren olduklarından şüpheleniyorum.Birbirine zıt karakterleri ard arda canlandırmak için kafada birkaç tahtanın eksik olması gerekiyor.
Gerilim türünden hoşlananlar ve Shyamalandan nefret etmeyenler filmden yeterli keyfi alacaklardır.Önceki filmleriyle kıyaslandığında Shymalan yerinde sayıyor ama yine de vasatın üstünde bir işle karşı karşıyayız.
@batanga
14 yıl önce