Bence ilk 3 filme göre iyi ama bir öncekinden kötü bir film olmuş gerilim olarak yeter artık Dabbe gibi bir film için çok fazla 5 tane daha çekmeyin bokunu çıkardınız artık her filmde kıçınızdan rakam uyduruyorsunuz yok 7730 yok 3340 yok 666 her filmde gerçek olmayan şeyler üzerinden sayısal loto oynuyorsunuz anasını satım yok incilde yazıyormuş yok kuranda yazıyormuş bilmem ne kutsal kitapmı altılı ganyandaki üçlü tabelamı belli değil anasını satım sallamadığınız rakam kalmadı artık çekmeyin yeter.
Öncelikle filmi yerden yere vuranları anlayamadığı belirtmek istiyorum.Sanki Tr'de hergün hollywood kalitesinde korku filmi çekiliyorda adamlar beğenmiyorlar. Bu bağlamda Dabbe ve Hasan Karacadağ türk korku sinemasında bnce çığır açmıştır. Filme gelir isek ben filmi serinin bir önceki filmi kadar beğenmedim. Cin çarpması daha gerçekçiydi yani daha çabuk filmin içine girmiştim. sonu daha farklı da olabilirdi bilemiyorum. Fakat tavsiyem bence herkes izlemeli. 8/10
Özetle; methiyeler düzüldüğü kadar iyi değil. Filmle ilgili okuduğum çoğu yorum "aman Allahım" "çok güzel", "bu zamana kadar ki en korkunç film" vs tarzı olunca ister istemez insanın eli gidiyor ve ne kadar klişe olduğunu bilsen de izliyorsun ama bu defa sonuncusu oldu benim için "found footage" tarzı, din eksenli türk korku filmleri, benim için miadını doldurdu.
Filme gelince. serinin bence en iyisi "Bir Cin Vakası". Bu kesin. Hatta Cin Çarpması’ndan bile geride bu film. Hasan Karacadağ Cin Çarpması’ndan farklı birşey ortaya koymamış. kolay yolu seçip tutan bir formulü tekrar uygulamaya koyulmuş sadece.
Oyunculuklar, yine "Beşinci boyut" tadında elbette. Bu konuda bir önceki film "Cin Çarpması" da bu serinin en iyisi kanımca. Dilek karakterini oynayan kadın normalde de korkunç yani cin’e ihtiyaç yok. "Bu eve kamera alınacak yoksa vallahi giderim" derken ben baya bir tırsttım ne yalan söyliim.
Genel olarak Hasan Karacadağ’ın yetenekleri sınırlı bir yönetmen olarak başka bi konuya el... Devamı
Özetle; methiyeler düzüldüğü kadar iyi değil. Filmle ilgili okuduğum çoğu yorum "aman Allahım" "çok güzel", "bu zamana kadar ki en korkunç film" vs tarzı olunca ister istemez insanın eli gidiyor ve ne kadar klişe olduğunu bilsen de izliyorsun ama bu defa sonuncusu oldu benim için "found footage" tarzı, din eksenli türk korku filmleri, benim için miadını doldurdu.
Filme gelince. serinin bence en iyisi "Bir Cin Vakası". Bu kesin. Hatta Cin Çarpması’ndan bile geride bu film. Hasan Karacadağ Cin Çarpması’ndan farklı birşey ortaya koymamış. kolay yolu seçip tutan bir formulü tekrar uygulamaya koyulmuş sadece.
Oyunculuklar, yine "Beşinci boyut" tadında elbette. Bu konuda bir önceki film "Cin Çarpması" da bu serinin en iyisi kanımca. Dilek karakterini oynayan kadın normalde de korkunç yani cin’e ihtiyaç yok. "Bu eve kamera alınacak yoksa vallahi giderim" derken ben baya bir tırsttım ne yalan söyliim.
Genel olarak Hasan Karacadağ’ın yetenekleri sınırlı bir yönetmen olarak başka bi konuya el atacağını sanmıyorum. yine cinli, çarpmalı, bol ihanetli, bol kameralı filmler çekecektir. Ama izleyici salak yerine konulmaktan daha ne kadar hoşlanacak. Asıl soru bu.
Yine aynı senaryo,yine aynı klişe sahneler,yine aynı oyuncular ve yine aynı son.Bu adamın her filmini izledim her filminde belki bu sefer farklı birşey yapmıştır diye büyük beklentilerle bu son filmide izledim,ama olmamış arkadaş.Yine büyü yapılan biri,yine eve yerleştirlen kameralar,yine aynı kadın ve erkek oyuncular.Hayır anlamıyorum biz keriziz hasan bey çok mu akıllı bunu mu göstermeye çalışıyor bize bilmiyorum.Ama bundan sonraki filmleride böyle birbirini tekrar eden yapımlar olursa,sadık izleyicilerinide kaybedecek.
Kesinlikle son yıllarda izlediğim en iyi korku filmiydi. Bunda sinemada da izlemek şüphesiz çok etkilidir. Ses efektleri oldukça baskın bir filmdi. Evde izlendiğinde bekleyen etkiyi yapmayabilir.
Zehr-i cin'i izleyince Hasan Karacadağ'ı çok takdir ettim. Çünkü gördüm ki elinden çıkan her yeni yapımda kendini geliştirmeye ve daha iyisini yapmaya çalışan bir yönetmen var karşımda. Bu da bana göre izleyicisine olan saygısının en büyük kanıtı. Dabbe serisinin diğer iki filmi Cin çarpması ve Bir cin vakası'nı da beğenmiştim. Ama kat kat üzerlerine çıkan bir devam olmuş Zehr-i cin. Beni öylesine etkiledi ki bazı sekanslarda tüylerim ürperdi. Oyunculukları çok beğendim. Özellikle Dilek'i canlandıran Nil Günal Çakıroğlu çaresizliği ve korkuyu perdeye yansıtmak konusunda oldukça başarılı. Sultan Köroğlu Kılıç ise sağlam bir karakter oyunculuğu performansı sergilemiş. Senaryo diğer bölümlerdekinden daha iyi geliştirilmiş bana göre. Kurgusu hızlı. Zamanlaması ise mükemmel di. Özel efektleri kusursuz. Ses efektlerinin kullanımına ise bayıldım. Korkutuculuk dozuna büyük bir katkı sağlamış. Giriş sekansı örneğin muhteşem di. Keşke biraz daha uzun tutulsaydı o kısım. Hasan Karacadağ'la ilgili... Devamı
Zehr-i cin'i izleyince Hasan Karacadağ'ı çok takdir ettim. Çünkü gördüm ki elinden çıkan her yeni yapımda kendini geliştirmeye ve daha iyisini yapmaya çalışan bir yönetmen var karşımda. Bu da bana göre izleyicisine olan saygısının en büyük kanıtı. Dabbe serisinin diğer iki filmi Cin çarpması ve Bir cin vakası'nı da beğenmiştim. Ama kat kat üzerlerine çıkan bir devam olmuş Zehr-i cin. Beni öylesine etkiledi ki bazı sekanslarda tüylerim ürperdi. Oyunculukları çok beğendim. Özellikle Dilek'i canlandıran Nil Günal Çakıroğlu çaresizliği ve korkuyu perdeye yansıtmak konusunda oldukça başarılı. Sultan Köroğlu Kılıç ise sağlam bir karakter oyunculuğu performansı sergilemiş. Senaryo diğer bölümlerdekinden daha iyi geliştirilmiş bana göre. Kurgusu hızlı. Zamanlaması ise mükemmel di. Özel efektleri kusursuz. Ses efektlerinin kullanımına ise bayıldım. Korkutuculuk dozuna büyük bir katkı sağlamış. Giriş sekansı örneğin muhteşem di. Keşke biraz daha uzun tutulsaydı o kısım. Hasan Karacadağ'la ilgili en çok hoşuma giden şeylerden biri de samimiyeti. Yani biz milletçe böyle konuşuruz. Olaylar karşısında bu tür tepkiler veririz. Anlamak isteyenler için bir çok anlamlı mesajlar da barındıran yapımı çok beğendim. Tavsiye ederim. İyi seyirler.
@216
1 hafta önce
1 / 10
@memrekrdnz
3 ay önce
7 / 10
@cruachan
9 yıl önce
4.5 / 10
@nevisahsinamuna
9 yıl önce
8 / 10
@xaedos
9 yıl önce
10 / 10
@moribund
9 yıl önce
6.2 / 10
Filme gelince. serinin bence en iyisi "Bir Cin Vakası". Bu kesin. Hatta Cin Çarpması’ndan bile geride bu film. Hasan Karacadağ Cin Çarpması’ndan farklı birşey ortaya koymamış. kolay yolu seçip tutan bir formulü tekrar uygulamaya koyulmuş sadece.
Oyunculuklar, yine "Beşinci boyut" tadında elbette. Bu konuda bir önceki film "Cin Çarpması" da bu serinin en iyisi kanımca. Dilek karakterini oynayan kadın normalde de korkunç yani cin’e ihtiyaç yok. "Bu eve kamera alınacak yoksa vallahi giderim" derken ben baya bir tırsttım ne yalan söyliim.
Genel olarak Hasan Karacadağ’ın yetenekleri sınırlı bir yönetmen olarak başka bi konuya el ... Devamı
Filme gelince. serinin bence en iyisi "Bir Cin Vakası". Bu kesin. Hatta Cin Çarpması’ndan bile geride bu film. Hasan Karacadağ Cin Çarpması’ndan farklı birşey ortaya koymamış. kolay yolu seçip tutan bir formulü tekrar uygulamaya koyulmuş sadece.
Oyunculuklar, yine "Beşinci boyut" tadında elbette. Bu konuda bir önceki film "Cin Çarpması" da bu serinin en iyisi kanımca. Dilek karakterini oynayan kadın normalde de korkunç yani cin’e ihtiyaç yok. "Bu eve kamera alınacak yoksa vallahi giderim" derken ben baya bir tırsttım ne yalan söyliim.
Genel olarak Hasan Karacadağ’ın yetenekleri sınırlı bir yönetmen olarak başka bi konuya el atacağını sanmıyorum. yine cinli, çarpmalı, bol ihanetli, bol kameralı filmler çekecektir. Ama izleyici salak yerine konulmaktan daha ne kadar hoşlanacak. Asıl soru bu.
@holyghost90
9 yıl önce
6 / 10
@eczozy
10 yıl önce
9 / 10
@volk
10 yıl önce
9.7 / 10
@deniztayfun
10 yıl önce