Yüzüklerin Efendisi: Güç Yüzükleri Yorumları

Abartmayın lütfen.

Dizinin ilk iki bölümü itibarıyla beklenilen şahlanmayı yapmadığı ortak düşünce ne yazık ki. Şimdi kitaplarını okudum her yapımı ve oyunu izleyip oynadım demekten çok bu dizinin ne yaptığına bakmak doğru olan. Dizimiz öncesine odaklanıyor. Bu da aslında her şey yeni uyduruldu demek. Uyduruldu diyorum çünkü bazı sahneler bunu çok açık gösteriyor. Orta Dünya evrenini bize verirken bunu sadece görsel dağ ova olarak vermeleri üzücü geldi bana. Tamam dizi bu da Amazon Video belki de bununla şaha kalkacak ya da çökecek. Şimdilik ortada bir yerde dizi.

Seçilmiş karakterin en az yarısı çok başarısız. Bence izleyici özellikle dünyada prime hale gelen dizilerde oyuncuların uyumu ile ortak bağdaşım kurmakta. Bu da dizi için elzem bir gerçeklik. Dizimiz bu başarısız kast ile Game of'un yarısına gelse iyidir diyebilirim. Her türlü olağan dizilerden değil tabii ki... sinema havasına yakın para harcanan bir dizi olduğu açık.

CGI olayı ne zaman gelişti diziler/filmler de o derece ruhu sahteleştiriyor. Oyuncuların role girememesi bundan olsa gerek. Diğer yapımlarda da aynı sorun var. Bu dizimizde de karakterler rolden az uzak duruyor. Koca Yüzükler Efendisi ama senaryo ve işleniş az beklentinin altında kaldı yani. 3. bölümü heyecanla beklemiyorum. Bence bu bile başarısızlık. Aldığı puanı hak ediyor yani. Böyle gitmeye devam ederse 7 küsur puanla ilerleyecektir.

İyi seyirler.
Saygılar.

Dizinin kitaplarda anlatılmayan bir dönemde geçeceği belliydi, dolayısıyla hikaye olarak mecburen bazı şeyleri farklı yapacaklarını biliyorduk. O açıdan diziye bir kulp bulmuyorum, bulanları da anlamıyorum açıkcası. İlk 2 bölüm itibariyle bazı tutarsızlıklar vardı, saçmalık diyeceğimiz de bir iki şey vardı. cast seçimi konusunda da çok yüklenilecek bir durum yok, bir kaç karakter dışında çok uzun görmediğimizden kim nasıl oynuyor tam emin olamadım ama bence galadriel güzel olmuş, elrond için ise daha oturaklı biri seçilebilirdi. Zenci elf olayına girmeye gerek yok, dünya düzeni bu artık; bir çok insan bunu kabullenmeli, dua edin kızılderili elf yapmamışlar :) Öte yandan ben müziklerini çok sönük buldum, görsellik de de abartıldığı kadar iyi iş çıkarıldığını düşünmüyorum. Benim için önemli olan neyi nasıl anlattıkları, yani hikaye; e bunun temelinde de karakter derinliği ve diyaloglar yatıyor ama maalesef henüz o da yok; hatta diyalogların fazla modernize olduğu kanaatindeyim. Ama yerden yere vurulacak durumda bir yapım değil; fena iş çıkarmamışlar. Dediğim gibi ilerleyen bölümlerde hikayeyi iyi anlatırlarsa ben izlemeye devam ederim. şimdilik 7.7 puan verdim, sezon bitimine doğru editleyeceğim tekrardan; umudum var ama umarım yüzlerce km'lik denizi yüzerek aşmaya çalışmak gibi absürtlükler devam etmez.

Ben külliyat muhafazakarlığını pek manalı bulmadığım için yorumlarımı ona göre yapacağım. Evet hepimiz okuduk, izledik, sevdik. En çok biz biliyoruz külliyatı, değerlerimizi de en çok biz koruyalım ama bence eser yorumlaması için gerek yok bu tarz şeylere. Bir de bunu izleyelim, bir de başkaları anlatsın ne yazar? O yüzden yorumlarım bağımsız olacak.

Öncelikle bir dizinin çıkabildiği maksimum görsel kalite şu güne kadar Rings of Power'dan başkası değil. Bütçenin bolluğu nedeniyle bu başarıyı hakir görmeyelim. Zira ne bütçelerden neler çıktığını gözlerimizle gördük defalarca. Dizide gözümüzün gördüğü kısımda tek bir detay bile atlanmamış, izlerken hayran kalacağınıza eminim. Fakat bir yandan da bu demek değil ki üçlemenin verdiği görsel keyfi veriyor. Çünkü Peter Jackson ve ekibinin orada yakaladığı farklı bir başarı vardı. Rings of Power ne kadar harika görünse de biz farkında olmadan beynimiz gerçek ile gerçekdışının ayırdını yapıyor. Ancak sözümün de arkasındayım, bu dizi yalnızca VFX şenliği nedeniyle değil, oluşturduğu tablomsu karelerle de harika görünüyor.

Orta Dünya demek müzik demek. Üçlemenin bize verdiği en büyük kıymetlerden biri de hayranı olduğum Howard Shore'un şahane besteleriydi. İşin içinde yine Shore var ama asıl övgü Bear McCreary'nin olmalı. Kendisi Shore'un besteleri hangi izde yürüdüyse o izde yürümüş, üstüne çıkmak gibi bir derdi olmamış gibi. Ziyanı yok, müzikler de evrene yakışır düzeyde. İlerleyen bölümlerde gelecek besteleri merakla bekliyorum.

Cast iyi işliyor. Morfydd Clark benim zaten çok beğendiğim bir aktristi, burada da verilen görevi iyi yapmış. Çok eleştirilen zenci elfimiz Ismael Cruz da gayet havalı bir elf olmuş, izlerken böyle şeylere takılmadım. Ama ana roller dışındaki karakterizasyonlarda bir sıkıntı var. Akılda kalıcı değiller. Bu da bence hem görsel olarak, hem de hikayeleri olarak kötü yazıldıkları anlamına geliyor, izlerken pek de umurumda olmadılar. Bu biraz da rollerin tanışma aşamalarının da zayıf yazılmasıyla ilgili. Spoiler vermeden açıklamaya çalışacak olursam; çok fazla tesadüf, güçsüz tanışma evreleri, tanışan karakterler arasında bir önem dengesizliği gibi problemler var.

Dolayısıyla dizinin henüz çok başı ve ne göreceğimizi yeni yeni anlamaya başlıyoruz. Ben bu işin başlangıcına bakarsam çok büyük bir hikaye anlatabileceğine inanmıyorum. Ama iki ucu boklu değnek de değil, bir yerlere gidecek kadar kaliteli bir yapım olacağını seziyorum ve çıkarım yapıyorum. Yani olay külliyatın 189. sayfasının, 2. satırından bir kurtulabilirse artık eğer, olay basit bir şekilde anlatılanı beğenmek veya beğenmemek noktasına gelecek ki bu da doğal olanı. Bence kulaklarınızı kapatın ve sosyal medyanın konuştuğu tüm kalabalık cümlelere karşın kendiniz izleyip, kendi beğeninizi oluşturun. :)