İki Gün, Bir Gece Yorumları

İki Gün, Bir Gece filmi detayları

@yokitosama

5 ay önce

6.7 / 10

sonunu çok etkileyici bulduğum gerçek bir emekçi filmi. Ne kadar zor zamanlar geçirse de asla farklı yollara sapmayan tam bir hak hukuk arayan bir kadın izliyoruz. Üst düzey bir oyunculuk ile Marion Cotillard resmen hikayeyi içimize işliyor.

@merodesidero

3 yıl önce

Bir "emekçi" olarak bu leş düzene karşı mücadele edildiğinde neler olabileceğini bana gösterdi. Yavaş ilerleyen ama içine çeken hikayesi var. Sandra’nın pes etmeleri, kalkıp toparlanışları, sonra tekrar pes etmeleri, gergin bekleyişleri, hüznü, utancı, mahcubiyeti, öfkesi vs hepsi geçiyor izleyiciye. Empati kurdurup insanı bir süre vicdanıyla başbaşa bırakan bir film.

İstediğini alamadığı halde eşini arayıp "iyi savaştık" demesi ve verdiği bu savaşın ona iyi gelmesi beni inanılmaz mutlu etti :)

@ege_undag

3 yıl önce

7.6 / 10

Tıraş gibi başlayıp gittikçe açılan ve güzelleşen bir film. Bazı yerlerde filmi durdurup insanı düşündürecek ince nüanslara sahip. Marion Cotillard’ın sade oyunculuğu için bile izlenir. Gayet iyiydi.

@cruachan

3 yıl önce

6.2 / 10

Bu filme Fransız kanalı Arte’de denk gelmiştim açtığımda bir kadın ağlıyordu sonra tekrar ağladı hep ağladı bune yaw içim karardı diyip ön yargı yapıp kanalı değiştirdim, Tabi konuyu ve Fransızca bilmememden kaynaklı oldu bu yani kısacası filme Fransız kaldım biraz, Sonra merak edip film hakkında araştırma yaptım bu kadın niye sürekli ağlıyor ağladı acaba diye ve filmin muhteşem bir konuya harika bir kapitalizm eleştirisine sahip olduğunu keşf ettim gördüm, Filmi internet denen süper icadtan kendi öz dilim türkçe altyazılı bulup tekrar ve sonuna kadar izlediğime hiç pişman değilim ve bunu nadiren yapmış olsam bile anlamadan bilmeden hiçbir şeye ön yargı yapmamak gerektiğini bir kez daha gördüm, her iş yerinde olan bu gerçekliği izleyin izlettirin, son olarak işçiler kardeş patron kalleş aga demek isterdim ama öyle değil bazı işçilerde güçlünün gücün yanında duran yalaka kalleş aga. Aynı ortak amaçla bulunduğun bir yerde birlik sağlayamazsan o yerden zor fayda sağlanır kimseye ve elbet
... Devamı
Bu filme Fransız kanalı Arte’de denk gelmiştim açtığımda bir kadın ağlıyordu sonra tekrar ağladı hep ağladı bune yaw içim karardı diyip ön yargı yapıp kanalı değiştirdim, Tabi konuyu ve Fransızca bilmememden kaynaklı oldu bu yani kısacası filme Fransız kaldım biraz, Sonra merak edip film hakkında araştırma yaptım bu kadın niye sürekli ağlıyor ağladı acaba diye ve filmin muhteşem bir konuya harika bir kapitalizm eleştirisine sahip olduğunu keşf ettim gördüm, Filmi internet denen süper icadtan kendi öz dilim türkçe altyazılı bulup tekrar ve sonuna kadar izlediğime hiç pişman değilim ve bunu nadiren yapmış olsam bile anlamadan bilmeden hiçbir şeye ön yargı yapmamak gerektiğini bir kez daha gördüm, her iş yerinde olan bu gerçekliği izleyin izlettirin, son olarak işçiler kardeş patron kalleş aga demek isterdim ama öyle değil bazı işçilerde güçlünün gücün yanında duran yalaka kalleş aga. Aynı ortak amaçla bulunduğun bir yerde birlik sağlayamazsan o yerden zor fayda sağlanır kimseye ve elbet birgün yanında olduğun güç seninde canını yakar. Tabi o gücü ileride sende elde edip o gücü geçip önünde durup karşı koyamazsan.
M

@mavidir

7 yıl önce

Ciddi bir kapitalizm eleştirisi. Ama öyle laf olsun diye sloganlarla değil. Kadının üst düzey oyunculuğu ile. bin avro' un insanları nasıl ikiye ayırabileceğini o kadar efsane anlatmış ki!! harika bir film. Harika bir deprasyon hali. Ve mükemmel bir vicdan muhasebesi.

@rodionof

8 yıl önce

---------------spoiler---------------

Kadını iyileştiren şey, işi için mücadele etmesi ve 2 kişinin ikramiye yerine kendisini seçmesiyle başlayan mücadelesinin 8 kişiye çıkmasıdır. Dişiyle tırnağıyla elde ettiği kazanımdır.Bir mücadele vermek ve bir şeyler başarmak insanı hayata bağlar, iyileştirir.

Bunu bilmeyenler yeni iş aramaya başta neden başlamadı o zaman diye sormuş, filmi burdan eleştirmiş.Filmin amacından tamamen uzaklaşmış.

Eleştrilecek kısmı bence, mücadeleden elde ettiği kazanımın kadına güç verdiğini birkaç dakikalık bir sahneyle, alelade vermeleridir. Biraz daha yedirilse bu mesaj daha net ulaşabilirmiş.

---------------spoiler-------------------

@fruit_fly

9 yıl önce

isteyenın bır yuzunün vermeyenın ıkı yuzunun kara oldugunu gormemzı saglamıs saka saka.muhtemelen boktan olan işini tekrar kazanmak için insanlardan istemek zorunda kalan bır kadın işçinin hıkayesi.

@pensive

9 yıl önce

6.2 / 10

Rosetta ile birlikte okunduğu zaman film, 'konformizm' hakkında çok şey ele veriyor.

@donald_draper

10 yıl önce

7 / 10

Bazı kısımlar zorlama olmuş gibi ama izlerken tokat yemiş gibi bir his oluşuyor.

@huni

10 yıl önce

Konu Dardenne kardeşlerin 2000’lerin başında duyduğu benzer bir haberden yola çıkılarak yazılmış. Daha sonra Belçika, İtalya ve ABD’de benzer başka olayların da yaşandığını duymuşlar. İnsanların 3 kuruş için birbirini öldürebildiği bir dünyada 1000 Euro ikramiye için iş arkadaşının ortada kalmasına göz yuman insanların olması hiç de inandırıcılıktan uzak bir konu değil. Patronun ya seni kovucam ya da diğerleri ikramiye alamayacak, demesinin birçok nedeni olduğu da film ilerledikçe ortaya çıkıyor zaten. Sandra’nın depresyonda olduğu için çalışamadığı süre içerisinde o olmadan da işlerin yürüdüğü ve mevcut işçi sayısının yeterli olduğuna karar verilmesi, ustabaşının Sandra’nın depresyondan sonra çalışma veriminin düşeceğine inandığını duymamız gibi. (Belki de bizim bilmediğimiz ama ustabaşının Sandra’yı kovdurmak istemesinin başka nedenleri de olabilir; patronların işçilerinden hazzetmemeleri görülmemiş bir şey değil.) Hepsini geç patron bir kere
... Devamı
Konu Dardenne kardeşlerin 2000’lerin başında duyduğu benzer bir haberden yola çıkılarak yazılmış. Daha sonra Belçika, İtalya ve ABD’de benzer başka olayların da yaşandığını duymuşlar. İnsanların 3 kuruş için birbirini öldürebildiği bir dünyada 1000 Euro ikramiye için iş arkadaşının ortada kalmasına göz yuman insanların olması hiç de inandırıcılıktan uzak bir konu değil. Patronun ya seni kovucam ya da diğerleri ikramiye alamayacak, demesinin birçok nedeni olduğu da film ilerledikçe ortaya çıkıyor zaten. Sandra’nın depresyonda olduğu için çalışamadığı süre içerisinde o olmadan da işlerin yürüdüğü ve mevcut işçi sayısının yeterli olduğuna karar verilmesi, ustabaşının Sandra’nın depresyondan sonra çalışma veriminin düşeceğine inandığını duymamız gibi. (Belki de bizim bilmediğimiz ama ustabaşının Sandra’yı kovdurmak istemesinin başka nedenleri de olabilir; patronların işçilerinden hazzetmemeleri görülmemiş bir şey değil.) Hepsini geç patron bir kere ikramiye verip bir kişiye her ay maaş vermekten kurtulmuş olmak için bile yapabilir bunu, üstelik tercihi işçilere bırakıp kendi aradan sıyrılarak. Sandra zaten her görüştüğü kişiye bunu söylüyor: "Tercih yapma durumunda bırakılmış olmanız benim suçum değil." Biri de "Benim de suçum değil." diye karşılık veriyor doğal olarak. Filmin değinmeye çalıştığı konu da çalışanlar arasındaki dayanışma meselesi zaten. Biri, nişanlımla ev yeniliyoruz kusura bakma eşya almamız lazım, diye gülümseyerek kapısından yollarken bir diğeri vicdan azabından Sandra’nın ellerine kapanıp ağlıyor. Bir başkasıysa, doğru olanı yapmam gerektiğini biliyorum ama ustabaşı beni işten kovmakla tehdit etti, diyerek çekincesini dile getirirken en sonunda oylamayı kazanamadıkları halde yine de doğru olduğuna inandığı şeyi yapıyor. Filmin sonunda o kişinin işi ona teklif edildiğinde de Sandra kabul etmeyip ayrılıyor. Patron sadece Sandra’yı zor durumda bırakmıyor.

Bunun dışında bir de Sandra’nın sağlık durumu söz konusu. Depresyon sadece zihni değil bedeni de etkileyen bir hastalık. Onun için kadın sürekli yatıyor, ağlamadan duramıyor, leblebi gibi hap yutuyor. Bir de işini kaybederse çabalayıp efor sarfetmesini hayata karışıp kendine gelmesini ne sağlayacak başka? Kocasının ısrarları da bu yüzden. O da ilgilenmez, yat uyu, diyip kaldırmazsa o kadın bir daha hiç kalkamaz o yataktan. Bu iş için savaşmak işin kendisinden de önemli Sandra için. Sonunda o depresyon halinden uzaklaşıp insanların karşısına dikilip kendini savunma özgüvenine sahip olmak, işini geri almaktan daha fazlasını kazandırıyor Sandra’ya.

Depresyon sebebini filmde öğrenemiyoruz ama böyle yaşamların birçok insanı depresyona sürüklüyor olması da hiç şaşırtıcı olmayan bir gerçek artık maalesef. İhtiyaç algıları birbirine girmiş bireylerin ihtiyaç olduğunu zannettikleri şeyler için deli gibi çalışmaları lazım. Kiminin kaç aylık faturası biriktiği için o paraya gerçek anlamda ihtiyacı varken kimiyse yalnızca daha fazlasını kazanmak zorunda olduğuna inandığı için ihtiyacım var diyor olabilir. Ama inandırılmışız her şeyin hep daha fazlası ve daha iyisine sahip olmak zorunda olduğumuza. Eldekiyle yetinip mutlu olmak seçenek olmaktan bile çıkmış.
SPOILER
GİRİŞ YAP
Şifremi Unuttum!

ÜYE DEĞİL MİSİNİZ?

HEMEN ÜYE OLUN
Aktivasyon Mailim Gelmedi!
ŞİFREMİ UNUTTUM
AKTİVASYON MAİLİ GÖNDER
ÜYE OL