Jan insanların doğuştan bencil olduğundan emindir. Onun için de Berlin’den birlikte seyahat etmek için anlaştığı kişi onu ortada bıraktığında hiç şaşırmaz. Jule ise insanların özünde empatiye ve işbirliğine yatkın olduğuna inandığından, Jan’ı külüstür karavanı 303e davet eder. İkisi de Atlantik kıyı
... Devamı Jan insanların doğuştan bencil olduğundan emindir. Onun için de Berlin’den birlikte seyahat etmek için anlaştığı kişi onu ortada bıraktığında hiç şaşırmaz. Jule ise insanların özünde empatiye ve işbirliğine yatkın olduğuna inandığından, Jan’ı külüstür karavanı 303e davet eder. İkisi de Atlantik kıyılarına doğru gitmek istemektedir. Jan’ın hedefinde İspanya vardır; orada gerçek babasıyla tanışmak istemektedir. Jule ise erkek arkadaşının yanına, Portekiz’e gitmektedir. Aslında en başta yalnızca Köln’e kadar birlikte seyahat etmeyi düşünmüşlerdir ama geride bıraktıkları her kilometreyle birbirlerinin dünyasını daha da ilginç bulurlar: Kapitalizm insanı giderek bir Neandertal’e mi dönüştürmektedir? Tek eşlilik mutsuzluk mu getirir? İnsan kime şık olacağına karar verebilir mi? Önce Fransa’ya ulaşırlar birlikte, ardından da İspanya’ya. Aralarındaki sohbet de giderek derinleşir. Birbirlerine şık olmamak artık ikisi için de çok zordur.