Karanlığın Gölgesi Yorumları

Karanlığın Gölgesi filmi detayları

@spinsteinhawton

2 yıl önce

7.5 / 10

''Her şey görünen de mi ibaret?''

Kız çocuklarını gölde boğularak kaybeden çift olayın travmasını zayıflatmak için Venedik'e gitmeye karar verirler. Venedik'te 2 kadın ile tanışırlar. Bu iki 2 kadından biri kör ve medyumdur. Çifte ölen kızlarını gördüğünü söyler. Fakat John bu tarz metafizik şeylere kapalı birisidir. O yüzden pek ciddiye almaz. Fakat medyumun kehanetleri yavaş yavaş gerçekleşmeye başlayınca John için işler karmaşık hale gelir.

Filmin çok gergin bir atmosferi var. Biz de aynı ana karakter John gibi olaylara anlam vermeye çalışıyoruz. Filmde dini semboller çokça kullanılmış özellikle İsa figürleri. Bu özellikle son dönemde popüler olan pozitivist anlayışa karşı biraz karşılık gibi görülebilir. İşte fizik ötesi varlıklar vardır. Her şey madde ve doğadan ibaret değildir tarzı.

Filmin genel mesajlarından biri metafiziğin varlığı ve kader kavramı. Hislerin önemli olduğu,kaderin önceden yazılmış olduğu gibi alt metinler var.

@cruachan

2 yıl önce

7.3 / 10

Türkçe çevirisi şimdi bakma olup sinemamıza karanlığın gölgesi türkçe ismiyle girmiş film, iyimiydi evet gerdimi biraz fakat fazla abartılacak bir yanıda yok, benim için bir başyapıt olmasada, o zamanın Venedik manzarasını görmek için bile izlenmesi gerek.

@parfenrogojin

4 yıl önce

"Don't Look Now- Sakın Bakma", Nicolas Roeg'un 3. filmi. Performance ve Walkabout filmlerindeki görsel dilini burada da hem ölçülü hem de filmin tadını oldukça artırır bir düzeyde kullandığını gördüğümüz yönetmen, yine karakterlerini aslında yabancı oldukları bir ortama sokarak orada onları bir anlamda alışageldikleri, ait oldukları düzenden ve yaşayış biçiminden koparıyor; böylece onları yeni durumlara, koşullara adapte olmaya zorluyor ve bu yeni durumlar, yeni koşullar bu karakterlerde değişimlere neden oluyor.

"Don't Look Now", filmin açılış sekansından niteliğinin ne olacağını ve Roeg'un kurgu dilinin nereye yoğunlaşacağını hemen gösteriyor: Performance ve walkabout filmlerini izleyenler için bu sekans yönetmenin diline aşina olunan şeylerle dolu: iç içe geçmiş görüntüler, art arda gelen kısa kesmeler, kameranın nesnelere- kişilere yaklaşıp uzaklaşması, çok kısa görüntüler, bindirme görüntüler vb. Bu açılış sekansı bir gerilim ya da korku, bir kabus kısa filmi olacak kadar etkiley
... Devamı
"Don't Look Now- Sakın Bakma", Nicolas Roeg'un 3. filmi. Performance ve Walkabout filmlerindeki görsel dilini burada da hem ölçülü hem de filmin tadını oldukça artırır bir düzeyde kullandığını gördüğümüz yönetmen, yine karakterlerini aslında yabancı oldukları bir ortama sokarak orada onları bir anlamda alışageldikleri, ait oldukları düzenden ve yaşayış biçiminden koparıyor; böylece onları yeni durumlara, koşullara adapte olmaya zorluyor ve bu yeni durumlar, yeni koşullar bu karakterlerde değişimlere neden oluyor.

"Don't Look Now", filmin açılış sekansından niteliğinin ne olacağını ve Roeg'un kurgu dilinin nereye yoğunlaşacağını hemen gösteriyor: Performance ve walkabout filmlerini izleyenler için bu sekans yönetmenin diline aşina olunan şeylerle dolu: iç içe geçmiş görüntüler, art arda gelen kısa kesmeler, kameranın nesnelere- kişilere yaklaşıp uzaklaşması, çok kısa görüntüler, bindirme görüntüler vb. Bu açılış sekansı bir gerilim ya da korku, bir kabus kısa filmi olacak kadar etkileyici, ve güzel. Film boyunca ara ara Roeg bu yönteme başvurarak gücünü gösteriyor, hikayesini stilize bir görsellikle kıvrak, etkileyici bir hale dönüştürüyor. Film çekileli 47 sene olmuş, ama yönetmenin tarzı eskimemiş, eskiyememiş. Film 47 seneye rağmen taze, yeni.

Film boyunca bize hissettirilen tekinsizlik, uğursuzluk hissi finalde, son 10 dakikalık bölümde üst seviyeye çıkıyor. Final etkileyici, güzel.

Don't Look Now, Nicolas Roeg'un başyapıtlarından biri. Yönetmene çok yakışan bir gerilim, bir kabus, bir kehanet öyküsü bu. Venedik'in mekan olarak kullanışının da çok dikkat çekici olduğunu, yönetmenin finalde bu mekan kullanımı anlamında da başarılı olduğunu söylemek gerek.

Yönetmenin 3. filminde görsel dili ve kurgusunun da devam ettiğini söyleyebiliriz. Walkabout'la kıyaslanırsa bu görsel dilin ve kurgunun bir tık alttan sürdüğünü söylememiz gerek, ama bu bir eksiklik değil kesinlikle; yönetmenin hikayeyi anlatış biçimi filme defalarca tekrar tekrar izlenebilecek bir nitelik kazandırıyor.

Nicolas Roeg kesinlikle, başarısız olduğu son dönem filmleri de dahil olmak üzere en sevdiğim yönetmenlerin başında geliyor. Bu filmini de KESİNLİKLE öneriyorum.

@strangelove

9 yıl önce

gerldik gerilmesine de niye bu kadar gerildik ki dedirten bir sonu var.

@okgokg

12 yıl önce

5.5 / 10

Yapım yılına göre bile gayet kötü sayılabilecek, sıkıcı ve durağan bir film. Alfred Hitchcock'un yönettiği The Birds ve Rebecca'nın da yazarı olan Daphne du Maurier'in 50 sayfalık uzun hikayesinden çevrilen bu film; gerilim konusunu pek başaramamış ama imge konusunu gayet iyi başarmış. Filmle ilgili bir bilginiz yoksa sonundaki şeyi bir anda görünce hafiften bir tırsma olabilir(benim gibi). Kimilerine göre başyapıt olan bu Nicolas Roeg filmini merak ettiyseniz izleyin, yoksa hiç bulaşmayın.

@smaug

12 yıl önce

7.5 / 10

Britanya Film Enstitüsü'nün seçtiği en iyi 10 İngiliz yapımı filmden biri. Benim de kişisel listemde üst sıralarda bulunun bir film.

@okan_adam

14 yıl önce

1 / 10

Hiç gerek yok.

@foolmood

14 yıl önce

5.1 / 10

eleştirmenlerin verdiği gazla uzun süre koştur koştur aradığım ve bulduğumda büyük bir iştahla seyre koyulduğum filmin fos çıkması beni büyük hayal kırıklığı içinde bırakmıştı.tek kelimeyle traş bir film.
SPOILER
GİRİŞ YAP
Şifremi Unuttum!

ÜYE DEĞİL MİSİNİZ?

HEMEN ÜYE OLUN
Aktivasyon Mailim Gelmedi!
ŞİFREMİ UNUTTUM
AKTİVASYON MAİLİ GÖNDER
ÜYE OL