yıllar sonra yeniden... daha önce izlememiş gibi büyük bir keyifle izledim. sizi hiç yanıltmayan sinemacı ve edebiyatçılar var. ve iyi ki varlar. onlarca kitabını okuduğumuz Agatha Christie'yi hafife mi almışım ne? Billy Wilder'ın sinemaca sözcük anlamını da açıklasınlar artık. her izlediğimizde yeni bir tanım ekleniyor.
beklenmeyen şahit siyah beyaz ekranda parıl parıl parlayan bir film.son dakikasına kadar boğazınızdaki gerilim ipini bir an olsun gevşetmeyen bu etkileyici filmin yönetmen koltuğunda holywoodun ayrıksı yönetmeni bill wilder oturuyor.
hikaye zengin bir dulu öldürmekle suçlanan leonard ile bu suçlamanın tarafları arasında geçiyor. film boyunca bir mahkeme salonunda dikiliyoruz desek yalan olur çünkü geri dönüşler hem hikayenin hem hikayenin hem de sinemanın hakkını verecek cinsten. Ve film küçük bir ricayla sonlanyor lütfen bu filmin sonunu arkadaşlarınıza söylemeyiniz çünkü gerçektende filmin finali küçük dilinize düşman. kısacası sinema neden güzeldir sorusunun en güncel cevabına dönüşmesi muhtemel bir film.
Daha filmin başında tanıştığımız sanık ve tanık olan karı koca rolündeki baş karakterler yüzünden hikayeyi bir muz kabuğu üzerindeymis gibi temkinli ve şüpheci bir şekilde izleyerek ilerlemek zorunda kalıyoruz. Yönetmen bu durumu finale kadar çok etkili bir biçimde kullanarak hikayeyi olabildiğine sürükleyici bir hale getirmiş. Kullandığı kısıtlanmış anlatım sayesinde de finaline kadar hikayeyi pür dikkat takip eden seyircide şok etkisi yaratmayı başarıyor. Oyuncuları ve usta yonetmeninin idaresinde çok keyifli bir seyirlik...
Muhteşem senaryo yönetimi, kısmen kaliteli oyunculukları ve tahmin edilemez sonuyla harika bir mahkeme filmi... Puanını sonuna kadar hak ediyor.
Helm ve hayali Max'in yani aslen Doğu Avrupalı iki insanın aralarında İngilizce mektuplaşması gibi bir mantık hatasını (eğer gerçek olsa kendi ana dillerinde yazışırlardı) avukatımız fark edip bu oyuna gelmeyebilirdi.
Filmin sonunda herkes gibi ben de şok yaşadım..Tek kelime ile muhteşemdi...Charles Laughton gerçekten avukatmı acaba diye iyice şaşırdım film boyunca...Kaçırmayın..!!!
Bir Alfred Hitchcock filmini andıran, önemli kısmı duruşma salonunda geçen bu film her ne kadar yönetmeni ciddi sulara yöneltmiş gibi görünse de bilhassa karakterlerin kimlikleştirilmesi ile en az gerçekçi ve heyecan verici film olarak dikkat çeker.filmin başındaki geriye dönüşler o dönemde cok profosyonelce çekilmiş ve sinema tarihinin en iyi avukat rollerinden biride (charles laughton) bu filmdedir.
tek kelimeyle harika.süper diyaloglar süper mizah anlayışı ve olağan üstü zekice hazırlanmış bir senaryo. daha ne denilebilir ki? final kısmı takdire şayan. bunu izleyipte 12 angry men filmini izlemediyseniz hiç durmayın izleyiniz...
@sikinti_var
7 yıl önce
8.7 / 10
@mamcici
7 yıl önce
8.5 / 10
@faj
8 yıl önce
hikaye zengin bir dulu öldürmekle suçlanan leonard ile bu suçlamanın tarafları arasında geçiyor. film boyunca bir mahkeme salonunda dikiliyoruz desek yalan olur çünkü geri dönüşler hem hikayenin hem hikayenin hem de sinemanın hakkını verecek cinsten. Ve film küçük bir ricayla sonlanyor lütfen bu filmin sonunu arkadaşlarınıza söylemeyiniz çünkü gerçektende filmin finali küçük dilinize düşman. kısacası sinema neden güzeldir sorusunun en güncel cevabına dönüşmesi muhtemel bir film.
@enik_kral
10 yıl önce
@asdf_13
10 yıl önce
8.1 / 10
Helm ve hayali Max'in yani aslen Doğu Avrupalı iki insanın aralarında İngilizce mektuplaşması gibi bir mantık hatasını (eğer gerçek olsa kendi ana dillerinde yazışırlardı) avukatımız fark edip bu oyuna gelmeyebilirdi.
@nezlelikelebek
10 yıl önce
9.8 / 10
@philocine
10 yıl önce
@carpathia
10 yıl önce
8.4 / 10
@yoll
10 yıl önce
@ucurumdakisoz
11 yıl önce
9.5 / 10