Ali'nin Sekiz Günü Yorumları

Ali'nin Sekiz Günü filmi detayları

@barkotsuzisler

4 yıl önce

yapılan yorum ve eleştirilerin bu kadar kötü yönde olmasını anlamlandıramadığım başarılı oyuncu performansına sahip film. ufuk bayraktar filmde geri plandayken nasıl ufuk bayraktar için izledim yorumları geliyor garip. bu da benim bu konudaki değersiz fikrimdir.

@free_style

8 yıl önce

Karakterleri gerçekçi olarak yansıtmayı başarabilmiş, her zaman karşımıza çıkabilecek tipler. Oyunculukları başarılı buldum. Ancak o malum sahne ne kadar gerekliydi? Tartışılır.

@sinemapuan

9 yıl önce

Başroldeki elemanın neredeyse tüm filmlerine denk geliyorum, Zeki Demirkubuz filan çok kullanır bu oğlanı. İstemeyerek de olsa oynadığı filmlere şanslı geliyor, film ödüllük bi yapım oluyor böyle de ilginç istatistikleri var oğlanın. Ha zerre kadar sevmem o ayrı. Mesela Demirkubuz'un Yazgı gibi bence harika olan bir filminin başrolünü alıp Engin Günaydın'ın enfes oyunculuğu altında ezilip büzülmüştü. Gerçi karakter de onu istiyordu ama bu adam bana hep yapmacık gelmiştir. Gelelim Alinin 8 Gününe. Burda da yan karakter olan Ufuk Bayraktar, ki bana göre en iyi genç oyuncu statüsündedir. Bu filmde Ufuk Bayraktar oyunculuk dersi vererek başroldeki elemanı yine silikleştirdi. Tamam bu oğlan zaten silik rollerin adamı, ama gerçekçilik konusunda eline verdi Ali'nin. Filme karşı getireceğim bir diğer eleştiri de sahnelerin bitmesi gerektiği yerde bitmeyip, sanki belirli bir uzunluğa sığdırmaya çalışırcasına içimizi daraltmasıydı. Arabayı aşırı dikkatli sürmek isteyip çok yavaş tempoda ilerleme
... Devamı
Başroldeki elemanın neredeyse tüm filmlerine denk geliyorum, Zeki Demirkubuz filan çok kullanır bu oğlanı. İstemeyerek de olsa oynadığı filmlere şanslı geliyor, film ödüllük bi yapım oluyor böyle de ilginç istatistikleri var oğlanın. Ha zerre kadar sevmem o ayrı. Mesela Demirkubuz'un Yazgı gibi bence harika olan bir filminin başrolünü alıp Engin Günaydın'ın enfes oyunculuğu altında ezilip büzülmüştü. Gerçi karakter de onu istiyordu ama bu adam bana hep yapmacık gelmiştir. Gelelim Alinin 8 Gününe. Burda da yan karakter olan Ufuk Bayraktar, ki bana göre en iyi genç oyuncu statüsündedir. Bu filmde Ufuk Bayraktar oyunculuk dersi vererek başroldeki elemanı yine silikleştirdi. Tamam bu oğlan zaten silik rollerin adamı, ama gerçekçilik konusunda eline verdi Ali'nin. Filme karşı getireceğim bir diğer eleştiri de sahnelerin bitmesi gerektiği yerde bitmeyip, sanki belirli bir uzunluğa sığdırmaya çalışırcasına içimizi daraltmasıydı. Arabayı aşırı dikkatli sürmek isteyip çok yavaş tempoda ilerlemek belki doğru bir harekettir ama bir süre sonra arkadaki yolcu sıkılır, gaza bassın ister. Orada bir sıkıntı vardı. Kurgusal olarak beğenmedim. Böyle filmleri severim ama Ufuk Bayraktar olmasa izleyemezdim.

@ucurumdakisoz

10 yıl önce

Birkaç aile fotoğrafı ve H.Ali Toptaşın kitabıyla başladı film.bu üç şey onun herşeyi gibiydi.8 günü bütün hayatıydı.kendilerini onun arkadaşı olarak zamklayanlar karşısında sinikleşen birisiydi. yalnızlık ve çatıda içilen rakı..hergün gerçekleştirilen aynı ritüeller(çatı, aynı kahvaltı aynı elbiseler, aynı yer ve yalnızlık) dikkatini çekebilen tek şey sabah çöpünü almaya gelen çöpcü abilerdi.. ta ki o gelene kadar.zeynep. o an başlıyordu saplantıya dönüşen aşkı.aşk mı değil mi ben genel de bu kelimeyi kullanmıyorum ancak belirteç olması açısından kullandım.

ali suskundu ali sessizdi ali sadece dinlerdi ve insanlara karşı sinikleşirdi. birgün dükkanına gelen adamın nedenlerle dolu muhabbetiyle karşılaştı. adam anlatırken ali dinliyordu..aslında ali konuşuyordu alinin karşısında.o adam alinin dile gelmiş haliydi. "neden herkes bana kızıyor,neden herkes beni dışlıyor ve alay ediyor"?aliden yardım istiyordu çok az kalan gücüyle.aslında aliydi o ya
... Devamı
Birkaç aile fotoğrafı ve H.Ali Toptaşın kitabıyla başladı film.bu üç şey onun herşeyi gibiydi.8 günü bütün hayatıydı.kendilerini onun arkadaşı olarak zamklayanlar karşısında sinikleşen birisiydi. yalnızlık ve çatıda içilen rakı..hergün gerçekleştirilen aynı ritüeller(çatı, aynı kahvaltı aynı elbiseler, aynı yer ve yalnızlık) dikkatini çekebilen tek şey sabah çöpünü almaya gelen çöpcü abilerdi.. ta ki o gelene kadar.zeynep. o an başlıyordu saplantıya dönüşen aşkı.aşk mı değil mi ben genel de bu kelimeyi kullanmıyorum ancak belirteç olması açısından kullandım.

ali suskundu ali sessizdi ali sadece dinlerdi ve insanlara karşı sinikleşirdi. birgün dükkanına gelen adamın nedenlerle dolu muhabbetiyle karşılaştı. adam anlatırken ali dinliyordu..aslında ali konuşuyordu alinin karşısında.o adam alinin dile gelmiş haliydi. "neden herkes bana kızıyor,neden herkes beni dışlıyor ve alay ediyor"?aliden yardım istiyordu çok az kalan gücüyle.aslında aliydi o yardımı isteyen.

zeynepten intikam için porno dergisine bakarak mastürbasyon yapıyordu ali. zihnindeki sevgilisinden intikam alıyordu.ali gerçeklikten uzaklaşmış hasta bir adammıydı yoksa ali gerçeği yaşayan birisimiydi. diğer insanların yargıları mıydı gerçek...

birgün alinin dile gelmiş hali duvarda boynunda iple asılı dururken ali onu gördü.alinin ölü hali orda asılı duruyordu ve ali ona bakıyordu.toplanan kalabalık olağanca gürültüsüyle veryansın ederken ali arkadan sessizce bakıp yoluna devam etti. diğerleri ise yaşarken farketmedikleri ya da itip kalktığı adamın ölüsü karşısında deliler gibi bağrışıp bişeyler söylüyorlardı. o adamın ölüsü canlısından daha fazla önem kazanmıştı.ölü seviciler iş başındaydı.

onun kendisine olan duygularını farkeden zeynep aliyi hiçleştirerek aliye bir dolu ve içi koflaşmış başından geçen aşkını anlatıyordu.alinin çektiği acı mı.boşversene..zeynebin onu yanağından öpmesi aliyi hayata bağlarken zeynep sadece istediği şeyi yaptı.ali sadece bir "şey" di..4 s kuralı iş başındaydı yine..güncelliğini herzaman koruyacak gibi.

dedik ya ali bağırıp çağırmadı,öne atlamadı,ben buradayım demedi,başkalarının ona olan sevgisini ayakları altına alıp ezmedi.ali hep sessizdi. ali ideal di..diğer insanların aymazlığından olağanca gücüyle kaçıyordu. ali kimdi,ali hangi halktı ya da ali neydi..
B

@brefes

10 yıl önce

Yıl olmuş 2008, 2009. Artık şu dövüş ve kavga sahnelerini gerçekçi çekelim. Yani o son sahne duyguyu veriç açısından doğru olabilir ama ortada bir öfke ve kavga var. Hiç olmuş mu? Mesela Zeki Demirkubuz'un Üçüncü Sayfa filmi de bu yönden kusurludur. Fakat onun yapım yılı 1999. Eleştirirken biraz da bunu göz önünde bulunduruyorum. Ama bu film 2008 yapımı ve böyle sahneler filmin kalitesine gölge düşürüyor.

@delahoya

10 yıl önce

7.5 / 10

Hiçbir bilgim olmadan izlediğim, üçlemenim ikinci parçası olan Alinin Sekiz Günü bana göre enfes bir yapımdı.Niyemi ; içinde ki karakterler günümüzde o kadar yaygın olan karakterler ki insan izlerken çok rahatsız oluyor...Bu filme bütün eleştiriler durağan olduğu için gelmiş fakat bu filmi zaten güzel yapan şeylerden biride buydu ne kadar çok hızı artarsa bence karakterlerin günümüzü yansıtışı o kadar kaybolurdu üzerimizden.Basit bir mahallede geçen 3-4 karakterin bir filmde enfes buluşması demeliyim.Şuna özellikle değinmek istiyorum bu filmde ki bayan karakter rolünü o kadar güzel oturtmuşlar ki izleyenlerin can sıkıntısına sinir bozuculuğuda ekliyor saolsun...Ayrıca bu film de beni en çok dertlendiren şey ise Ali nin bakkalına girip dert yanan kişinin söylediği sözler ve Ali nin arkasında ağlayışıydı.Unutulmaz hafızalara kazınacak sahnelerle dolu enfes yapım. -insanın başının üstünde hep bir dam olmalı. yoksa yağmur çamur hep içine akar.

@sarhosatlarzama

11 yıl önce

dilberin sekiz günü ve zeynepin sekiz günü filmi ile üçlemenin bir diğer ayağını oluşturan, aşkın ne olup olmadığına ve insanı nasıl değiştirebileceğine dair hoş bir film. izlemeye başlamadan önce, dilberin sekiz günü ile bağlantası olduğunu düşünüyordum ama sözkonusu film ile olan bağlantası konu ekseninde kalmış. karakterler arasında bir bağlantı yok. dilberin sekiz günü`nde çok beğendiğim fırat tanış`ın yerini bu sefer de serdar orçin ve ufuk bayraktar almış ki, ikisi de iyi anlamda birbiriyle yarışır nitelikte oynamışlar. bakkala giren bir adamın "size bir şey sorabilir miyim ?" diye başlayan repliği ya da tiradı, müzikleri için bile tekrar tekrar izlenebilir. türk sinemasını hala recep ivedik ve türevlerinden ibaret olduğunu düşünenlere izlettirilmeli.

alinin mektubunu verdikten sonra, bakkalı kapatıp, içinde ücra bir köşede yaşadığı çoşku, muazzam, çok gösterişliydi.

@insandemosu

11 yıl önce

üçlemenin en sevdiğim filmi.

@vegidemiyorum

11 yıl önce

Günaydın aklımın prensesi,

Ben kör oldum?

Işığınla, seninle, senle ben kör oldum..

Biliyorum, imkansız olanın peşindeyim.

Ama değerli olan imkansız olan değil midir?

Benim şu küçük, önemsiz ve çirkin hayatım senin için nedir ki?

Ama ben senim?

Seven, sana aşık olan ve seni isteyen?

@ilginch

12 yıl önce

8.6 / 10

Bence yaşadığımız hayatın içinden çıkmış bir film çok fazla eleştiri yapılıyor bu tür filmlere;1.si filmlerden ne bekliyoruz 2.si her filmin hareketli olması gerekmiyor ve 3.sü filmden ne anlıyorsanız size o kadar güzel gelir.Gayet başarılı olmuş bence bizi çok iyi anlatmış müzikleri de çok başarılı,he bir de bu tür filmleri yarısında izlemeyi bırakıp eleştiren arkadaşlar var her film sonuna kadar izlenmeli ve önyargıyla yaklaşılmamalı.
SPOILER
GİRİŞ YAP
Şifremi Unuttum!

ÜYE DEĞİL MİSİNİZ?

HEMEN ÜYE OLUN
Aktivasyon Mailim Gelmedi!
ŞİFREMİ UNUTTUM
AKTİVASYON MAİLİ GÖNDER
ÜYE OL