kafa karıştırıcı, takip edilmesi zor film ancak çok farklı katmanları olan, güzel harmanlanmış bir senaryoya sahip.
kader diye bir şeyin olmadığını söylerler ama herkes kendi kaderini belirler. ve dünya ne kadar uzun süre devam ederse etsin sen sadece saniyelik bir zaman dilimi için buradasın. zamanının büyük bir kısmı, ölüyken ya da doğmamışken harcanır. ama yaşamak varken, sen, birinin gelip her şeyi düzeltmesini bekliyorsun. bir telefon için, bir mektup için ya da bir bakış için yıllarını harcıyorsun. ve gelecek gibi görünmesine rağmen asla gelmiyor. sonuçta zamanını hayal meyal bir pişmanlık ya da gerçekleşmesi imkânsız bir umut ile geçiriyorsun. sana bağlılık hissettiren bir şey. kendini bir bütün hissetmeni sağlayan şey. sevildiğini hissetmeni sağlayan bir şey. gerçek şu kiçok kızgınım.
ve amin.
hayatlar akıp gidiyor. o okuduğun gazete sayfasında, izlediğin televizyonda, baktığın binalarda hep kendini gördüğün hayatların senin hayatından hiçbir farkı yoklar. çünkü herkes senin... Devamı
kafa karıştırıcı, takip edilmesi zor film ancak çok farklı katmanları olan, güzel harmanlanmış bir senaryoya sahip.
kader diye bir şeyin olmadığını söylerler ama herkes kendi kaderini belirler. ve dünya ne kadar uzun süre devam ederse etsin sen sadece saniyelik bir zaman dilimi için buradasın. zamanının büyük bir kısmı, ölüyken ya da doğmamışken harcanır. ama yaşamak varken, sen, birinin gelip her şeyi düzeltmesini bekliyorsun. bir telefon için, bir mektup için ya da bir bakış için yıllarını harcıyorsun. ve gelecek gibi görünmesine rağmen asla gelmiyor. sonuçta zamanını hayal meyal bir pişmanlık ya da gerçekleşmesi imkânsız bir umut ile geçiriyorsun. sana bağlılık hissettiren bir şey. kendini bir bütün hissetmeni sağlayan şey. sevildiğini hissetmeni sağlayan bir şey. gerçek şu kiçok kızgınım.
ve amin.
hayatlar akıp gidiyor. o okuduğun gazete sayfasında, izlediğin televizyonda, baktığın binalarda hep kendini gördüğün hayatların senin hayatından hiçbir farkı yoklar. çünkü herkes senin gibi hayal kırıklıkları, üzüntü, sevinç, saçmalık yaşıyor. zaten o yüzden hep yalnızız ve kendimiziz. sen caden’sin. adele, hazel, claire, olive’de öyleler. yani kendileri, ama senin için o insan sadece bir insan değil. sen onlar oluyorsun. onlara öyle anlamlar yüklüyorsun ki bir gün işler ters gittiğinde, seni terk ettiklerinde uğradığın hayal kırıklığının yerini hiçbir şey dolduramıyor. kelimeler düğümleniyor, acı çekiyorsun, zorlanıyorsun nefes almaya. değişikliklere karşı zaafın oluşuyor. aslında her şey o kadar basit ki. sen birini istiyorsun onunla oluyorsun, o bir gün başkasını istiyor. seni hayal kırıklığına uğratıyor. sen kendi hayatını yaşarken onun kendi hayatını yaşamasına tahammül edemiyorsun. o kadar benciliz ki! kendi hayatlarımızı bir tiyatro sahnesinde yıllarca sahneleyecek kadar benciliz. kimse izlemesin umrumuzda değil. sadece ben izleyeyim. doğru olan benim hayatım neşesi, üzüntüsü, acıları olsun. şimdi tek bir soru soruyorum size. herkesin kendi hayatını yaşamak istemesi bir suç mudur?
artık heyecanlı ve gizemli hayatın geride kaldı. yaşadın, anladın ve hayal kırıklığına uğradın. onlar da başkaları tarafından hayal kırıklığına uğradılar. yapacak bir şey yok. yaşamaya devam et. sen sadece yaşamını sürdürmen için işini yapmaya devam et. artık onu da nasıl yapacağını biliyor musun? bu şehirde milyonlarca insan var ve hiçbiri diğerinden fazla değil. onlar sadece kendi hikayelerinin başrolü oynayan, kendilerine verilen yaşama’ görevini yapan insanlar. sen de sadece yaşa. yaşadıkça hiçbir şeyin değişmediğini göreceksin. hayat o kadar basit ki!
artık sizin için iyi bir film arayışının samanlıkta ki iğne olduğu zamanlarda ve ontolojik yaklaşımlarınızın artığı bir dönemde bu filme rast geldiyseniz sanşlısınız beklemeyin
İnsanın beynini yakan filmlerden, izlemesi zor ve ağır. Arkadaşlarıma hava atmak en derin filmleri arayıp durduğum bir dönemdi. Aman Allah korusun artık. Varoluşçuluk, epitolizm, felsefe size yabancı kavramlar değilse seversiniz.
metafor aqmış resmen...Sonlara doğru "yetheeeeeeeer" diye bağırma hissiyatı yaratıyor rahmetlinin(sarı saçlım, mavi gözlüm RİP) yaşadığı hezeyanlar ve buhranlardan gına getirerek
filmden bir replik ingilizce çevirisi olsa daha bir anlamlı olurdu herhalde .... kafa yoran bir film ve üstelik birde uzun olunca kayışı sıyırmamak elde değil...
tanricilik oynama sanati... ya da yaratanin, yarattigina kendinden bir parca koyma manifestosu...veya charlie kaufman’in hayati anlama ve yorumlama tesebbusu...
ne derseniz diyin, bir insanin yaratma ile ilgili dusleyebildigi son nokta.. bir kere izlemek haksizlik, uzun sure dusunmemek buyuk kayip olur.
@kupakizi
3 yıl önce
kader diye bir şeyin olmadığını söylerler ama herkes kendi kaderini belirler. ve dünya ne kadar uzun süre devam ederse etsin sen sadece saniyelik bir zaman dilimi için buradasın. zamanının büyük bir kısmı, ölüyken ya da doğmamışken harcanır. ama yaşamak varken, sen, birinin gelip her şeyi düzeltmesini bekliyorsun. bir telefon için, bir mektup için ya da bir bakış için yıllarını harcıyorsun. ve gelecek gibi görünmesine rağmen asla gelmiyor.
sonuçta zamanını hayal meyal bir pişmanlık ya da gerçekleşmesi imkânsız bir umut ile geçiriyorsun. sana bağlılık hissettiren bir şey. kendini bir bütün hissetmeni sağlayan şey.
sevildiğini hissetmeni sağlayan bir şey. gerçek şu kiçok kızgınım.
ve amin.
hayatlar akıp gidiyor. o okuduğun gazete sayfasında, izlediğin televizyonda, baktığın binalarda hep kendini gördüğün hayatların senin hayatından hiçbir farkı yoklar. çünkü herkes senin ... Devamı
kader diye bir şeyin olmadığını söylerler ama herkes kendi kaderini belirler. ve dünya ne kadar uzun süre devam ederse etsin sen sadece saniyelik bir zaman dilimi için buradasın. zamanının büyük bir kısmı, ölüyken ya da doğmamışken harcanır. ama yaşamak varken, sen, birinin gelip her şeyi düzeltmesini bekliyorsun. bir telefon için, bir mektup için ya da bir bakış için yıllarını harcıyorsun. ve gelecek gibi görünmesine rağmen asla gelmiyor.
sonuçta zamanını hayal meyal bir pişmanlık ya da gerçekleşmesi imkânsız bir umut ile geçiriyorsun. sana bağlılık hissettiren bir şey. kendini bir bütün hissetmeni sağlayan şey.
sevildiğini hissetmeni sağlayan bir şey. gerçek şu kiçok kızgınım.
ve amin.
hayatlar akıp gidiyor. o okuduğun gazete sayfasında, izlediğin televizyonda, baktığın binalarda hep kendini gördüğün hayatların senin hayatından hiçbir farkı yoklar. çünkü herkes senin gibi hayal kırıklıkları, üzüntü, sevinç, saçmalık yaşıyor. zaten o yüzden hep yalnızız ve kendimiziz. sen caden’sin. adele, hazel, claire, olive’de öyleler. yani kendileri, ama senin için o insan sadece bir insan değil. sen onlar oluyorsun. onlara öyle anlamlar yüklüyorsun ki bir gün işler ters gittiğinde, seni terk ettiklerinde uğradığın hayal kırıklığının yerini hiçbir şey dolduramıyor. kelimeler düğümleniyor, acı çekiyorsun, zorlanıyorsun nefes almaya. değişikliklere karşı zaafın oluşuyor. aslında her şey o kadar basit ki. sen birini istiyorsun onunla oluyorsun, o bir gün başkasını istiyor. seni hayal kırıklığına uğratıyor. sen kendi hayatını yaşarken onun kendi hayatını yaşamasına tahammül edemiyorsun. o kadar benciliz ki! kendi hayatlarımızı bir tiyatro sahnesinde yıllarca sahneleyecek kadar benciliz. kimse izlemesin umrumuzda değil. sadece ben izleyeyim. doğru olan benim hayatım neşesi, üzüntüsü, acıları olsun. şimdi tek bir soru soruyorum size. herkesin kendi hayatını yaşamak istemesi bir suç mudur?
artık heyecanlı ve gizemli hayatın geride kaldı. yaşadın, anladın ve hayal kırıklığına uğradın. onlar da başkaları tarafından hayal kırıklığına uğradılar. yapacak bir şey yok. yaşamaya devam et. sen sadece yaşamını sürdürmen için işini yapmaya devam et. artık onu da nasıl yapacağını biliyor musun? bu şehirde milyonlarca insan var ve hiçbiri diğerinden fazla değil. onlar sadece kendi hikayelerinin başrolü oynayan, kendilerine verilen yaşama’ görevini yapan insanlar. sen de sadece yaşa. yaşadıkça hiçbir şeyin değişmediğini göreceksin. hayat o kadar basit ki!
@whatever
5 yıl önce
3.1 / 10
2- Anlattığı şey oldukça banaldı.
@kerimbedir
9 yıl önce
8 / 10
@korkutan
10 yıl önce
10 / 10
@enan
10 yıl önce
8 / 10
ve gizemli gelecek artık arkanda kaldı.
Yaşandı, anlaşıldı, hayal kırıklığıydı.
Özel olmadığını fark edeceksin.
Var oluşunun içinde sıkışıp kalmıştın
ve şimdi yavaşça kayıp gidiyorsun.
Bu herkesin yaşadığı tecrübe.
Her birimizin.
Özgül şeyler bir anlam ifade etmez.
Herkes herkes gibidir.
@onuro_bandini
11 yıl önce
@orenishii
11 yıl önce
7 / 10
asla da olmayacak...
Kim ki yalnız,
yalnız kalacak...
Okuyacak, oturacak, akşam çökünce
uzun mektuplar yazacak...
Ve volta atacak yollarda,
yorulmak bilmeden...
Ve etrafında yaprak döken
ağaçlar olacak...’’
@bengbeng
11 yıl önce
Bir kere izlemek yetmeyecektir.
''Benimle biraz oturur musun? Çünkü çok yorgunum ve yalnızım.''
@enik_kral
12 yıl önce
ülke olan türkiye, hindi değil.''
filmden bir replik ingilizce çevirisi olsa daha bir anlamlı olurdu herhalde ....
kafa yoran bir film ve üstelik birde uzun olunca kayışı sıyırmamak elde değil...
@trustno1
12 yıl önce
9.9 / 10
ne derseniz diyin, bir insanin yaratma ile ilgili dusleyebildigi son nokta.. bir kere izlemek haksizlik, uzun sure dusunmemek buyuk kayip olur.