“Neden rüya gören bir insanın rüyasını ben de göremiyorum? Neden onun rüyasına girip onu değiştiremiyorum? Can sıkıcı bir durum bu. Ben sinema yaparak böyle bir engeli ortadan kaldırıyorum.”
Bunuel ve Dali'nin sürrealizmin tanrıları olduğunu kanıtlayan eser. Sürrealizm sinemasının ilk örneği. Birçok kişi "bu nasil film", "hiçbir şey anlamadım" gibi yorumlar yapmış. Abi zaten Dali gibi adamlar filmden bir şey anlamamizi beklemiyor. Gördüğü surreal rüyaları görsele dökmüşler bu filmde. Bir resim galerisi geziyormuş gibi hayal edin kendinizi. Sanatsal bakış açınızı bir üst seviyeye çıkartacak bir eserdir bu film. Sürrealizm hayal gücüdür, hayal gücü ise sanatin yapıtaşıdır. Her sanatçının, hatta her insanin izlemesi gereken bir başyapıt..!
Bir anlam ve bütünlük arayanların genelde bir şey anlamadığı film. Çünkü bir anlam veya bütünlük yok zaten. rüyadan yola çıkılmış, zaman değişiyor, konu değişiyor, maddelerin anlamları değişiyor, bilinçaltı ortaya çıkıyor, korkular, tutkular vs vs. Dali var tabi işin içinde o yüzden olağan bir şey bulmanız imkansız. Göklere çıkarmam ama o dönem için gerçekten sıradışı.
ps: Dali'nin karınca takıntısını bir kere daha net olarak görürsünüz. Yanlış bilmiyorsam Dali için karınca çürümeyi gösteriyor. Yanlışsa düzeltin bi zahmet...
İsminin inanılmaz çekiciliğiyle izleyenler arasında olduğumu söyleyebilirim .. İzlerken sahnelere anlam veremezken , bittiğinde daha ilginç düşünebildiğimizi görebiliyoruz :) "psikolojik , kültürel ve mantıksal hiçbir açıklamaya meydan vermeyecek düşünce ve görüntüleri benimsemek, usa aykırı her düşünceye açık olmak , nedenini hiç araştırmadan sadece ilgimizi uyandıracak ve bizleri şaşırtacak görüntüleri benimsemek " Sanırım başarılı .. benimsediğimiz görüntüler ve akıl dışı mantıksızlığımız, içsel dürtülerimiz karakter yansıması :) gibi gibi
Tanığı olduğumuz kendi yaşamlarımızda bile bilinçdışı muamma iken ve rüyalar direk değil sansürle ,temsili gösterirken orda neler olduğunu Dali ya da Bunuel'in rüyalarından anlam çıkarmaya çalışmanın abesle iştigal olduğunu düşünüyorum.
Ama filmdeki kutu metaforu Mulholland dr. ve İnception filmlerine ilham kaynağı olmuş gibi.Duvarda görünen acherontia styx de Silence of The Lambs filminde değişim değil de metamorfoz olarak yorumlanmıştı.En dikkat çeken sahne kadına şehvetle ulaşmaya çalışan adamın peşinden 2 ölü eşeği ve 2 pederi sürüklemesiydi,belki az da olsa fikir yürütülebilecek tek sahnesiydi buydu filmin benim için.Elde çıkan karıncaları görünce Oldboy'dan bir replik geldi aklıma "Yalnız insanlar, karınca yanılsamaları görürler; çünkü karıncalar yalnız halde yaşarlar."
Filmin kendisi hakkında pek birşey söylenemeyecek olsa da birçok filme ilham kaynağı olduğu aşikar.
Bir Endülüs Köpeği'nin, senaryosunu Luis Bunuel ve Salvador Dali beraber yazmışlar. Özellikle gerçeküstücü ve sürrealist sanatçı Salvador Dali'nin ismi, filmdeki ilginç sahne ve imgelerin kaynağını anlamamıza sağlıyor.
Bir Endülüs köpeği'nde; bazı sahnelerin öncesi ya da sonrasında 'bir zamanlar', '8 yıl sonra', '16 yıl önce'gibi bilgilendirme notları yer alır. Bu notlar bile, filmdeki düzensiz kurgunun anlaşılabilir bir hal almasına yetmiyor. Film bu düzensizliğin yanı sıra, hemen hemen her sahnede karşılaştığımız tuhaf imgelerle oldukça kapalı bir dile sahip olmuş. Düzensiz olay örgüsü ve gerçeküstü anlatımı, filmi farklı şekillerde yorumlanmaya açık bir hale getirmiş.
Film, bir adamın usturasını bilediğini görmemizle başlar, bu sahneyi adamın balkona çıkıp gökyüzünde dolunayın bir bulut tarafından kesildiğini görmesi ile devam eder. Bu sahnenin ardından, adamın tıpkı bulutun ayı kestiği gibi usturası ile bir kadının gözü... Devamı
Bir Endülüs Köpeği
Bir Endülüs Köpeği'nin, senaryosunu Luis Bunuel ve Salvador Dali beraber yazmışlar. Özellikle gerçeküstücü ve sürrealist sanatçı Salvador Dali'nin ismi, filmdeki ilginç sahne ve imgelerin kaynağını anlamamıza sağlıyor.
Bir Endülüs köpeği'nde; bazı sahnelerin öncesi ya da sonrasında 'bir zamanlar', '8 yıl sonra', '16 yıl önce'gibi bilgilendirme notları yer alır. Bu notlar bile, filmdeki düzensiz kurgunun anlaşılabilir bir hal almasına yetmiyor. Film bu düzensizliğin yanı sıra, hemen hemen her sahnede karşılaştığımız tuhaf imgelerle oldukça kapalı bir dile sahip olmuş. Düzensiz olay örgüsü ve gerçeküstü anlatımı, filmi farklı şekillerde yorumlanmaya açık bir hale getirmiş.
Film, bir adamın usturasını bilediğini görmemizle başlar, bu sahneyi adamın balkona çıkıp gökyüzünde dolunayın bir bulut tarafından kesildiğini görmesi ile devam eder. Bu sahnenin ardından, adamın tıpkı bulutun ayı kestiği gibi usturası ile bir kadının gözünü kestiğini görürüz. Bu sahneyi adamın gökyüzünde gördüğü olaydan ilham aldı diye yorumlayabilir, ya da bir rüya olduğunu varsayabiliriz.
'8 yıl sonra' sındaki izlemeye başladığımız hikaye de bisikletli bir adamın düştüğünü, bir kadının onu görüp yardım ettiğini görürüz. Sonrasında, adamın elbiselerini ve taşıdığı çizgili kutudaki kravatı yatağına serdiği görülür. Çizgili kutu filmin devamında da yer almaya devam ederek, içinde bulunanların önem taşıdığına dikkat çekilmek istenmiş. Adam kadının odasında avucunun içinden çıkan karıncalara bakarken görülür. Burada adamın karıncalar tarafından işgal edilmiş olması, adamın kadın ile olan beraberliğine dair hissettiklerini ortaya koyuyor olabilir. Yani adam kadın tarafından kuşatılmış gibi hissediyordur. Çünkü sonrasında izlediğimiz sahnede adam ve kadının camdan dışarıya baktıklarını ve dışarıda bir kadının kesik bir eli incelediğini görüyoruz.
Özellikle adamın dışarıda olanları büyük bir dikkat ve tedirginlikle takip ettiği görülüyor. Kesik el, polis tarafından incelendikten sonra daha önce gördüğümüz çizgili kutuya konularak kadına verilir. Kadın bir süre yolun ortasında durduktan sonra bir araba tarafından ezilir. Bu da adamın özgürlüğünü kaybettiğini görmesi gibidir.
Adam, kadına cinsel arzu ile yaklaştığında ise kadının buna karşılık vermediğini görürüz. Bunun üzerine adamın piyano, balkabağı, din adamı, eşek ölüsünden oluşan bir ağırlığı çekerek kadına doğru ilerlediğini görürüz. Bu ağırlıkların her biri adamın kadına ulaşabilmesi için yerine getirmesi gereken şartlar olarak değerlendirilebilir. Mesela din adamı evlenmeleri gerektiği anlamına geliyor olabilir. Adamın bu konuda özgür hissetmediğini kadını kovalamaya devam ettiğinde kapının arasına sıkışan karınca dolu avucunu tekrar görmemizle de anlayabiliriz.
Sonraki sahnede adamı yatarken görürüz. Saatin sabaha karşı üç olduğunu gösteren bir bilgilendirme notundan sonra, İki elin bir içki kokteyli hazırladığı görülür. Sonra kadın dışarıdan gelen şapkalı bir adama kapıyı açar. Adamın yüzü görünmez ama yatan adamı cezalandırmak niyetindedir. Dışarıdan gelen adamın kafasından şapkasını çıkarıp yüzünü kameraya dönmesiyle, yatakta yatan adamla aynı kişi olduğunu anlarız. Hemen akabinde ekrana on altı yıl önce diye bir bilgilendirme notu düşer. Burada aslında adamın alkolünde etkisiyle bir iç hesaplaşma içerisinde olduğunu anlarız. Eskiyi hatırlatmak istercesine kendi kendisine iki kitap verir. Bunlar bir süre sonra adamın ellerinde birer silaha dönüşür ve adam on altı yıl öncesinden gelen kendisini öldürür.
Bir sonraki sahnede kadın duvarda üzerinde kurukafaya benzer bir şekil olan kelebek görür. Hemen peşinden ölmüş olan adamı görür. Aslında burada kelebeğin üzerindeki şeklin kadına, adamı hatırlattığını da söyleyebiliriz. Sonrasında kadının adama kızgınlıkla koltuk altını göstermeye çalışması ama koltuk altındaki kılların olmadığını fark edip odadan çıktığını görürüz.
Odadan çıktıktan sonraki sahnede ise kadının deniz kenarında başka bir adamla buluştuğu görülür . Adam ve kadın sahilde yürürken, kıyıda ölen adamın elbiseleri ve çizgili kutusuyla karşılaşırlar. Elbiseleri inceledikten sonra adamın elbiseleri bir kenara atıp kadınla yollarına devam ettiklerini görürüz. 'Baharda'diye bilgilendirme notundan sonra bir adam ve kadını beline kadar kuma gömülü bir şekilde görürüz ve film böyle biter.
Kadının koltuk altındaki kılları, adamın avucundaki karıncaları ilk fark edişinin hemen ardından gördüğümüz bir sahne vardı. Bu sahnede kadının kolunun altındaki kıllar görünür hemen peşinden ise bir deniz kestanesi belirir ve sahne tamamlanır. O sahne için bir yere oturtamadığım deniz kestanesi, bu sahnede koltuk altındaki kılların aranmasıyla daha da bir önem kazanmış oldu. Deniz kestanesi, denizdeki temizliğin göstergesi olarak kabul edilen bir canlıdır. Öyle ki günümüzde kirliliğe karşı son derece duyarlı olan bu canlılar kirlilik tespiti çalışmalarında kullanılıyorlar. Bu imge ile aslında kadının eskisi gibi temiz olmadığına işaret edilmiştir.
İki ustanın gördüğü rüyaları birbirine antalması sonucu ortaya çıkan anlamsız gerçeküstü görüntülerden oluşan bu filmi övenlere methiyeler düzenlere sorsanız hiçbiri film hakkında cevap veremez yada kendince yorumlarlar.... Ama benim hep merak ettiğim filmin ismi neden Bir Endülüs Köpeğidir.
@kbrcktlbs
1 yıl önce
@yigithan300
1 yıl önce
8.5 / 10
@kaaniml
2 yıl önce
9.6 / 10
@queenlightx
2 yıl önce
@eski_takvim
5 yıl önce
ps: Dali'nin karınca takıntısını bir kere daha net olarak görürsünüz. Yanlış bilmiyorsam Dali için karınca çürümeyi gösteriyor. Yanlışsa düzeltin bi zahmet...
@naksidil
7 yıl önce
6.7 / 10
"psikolojik , kültürel ve mantıksal hiçbir açıklamaya meydan vermeyecek düşünce ve görüntüleri benimsemek, usa aykırı her düşünceye açık olmak , nedenini hiç araştırmadan sadece ilgimizi uyandıracak ve bizleri şaşırtacak görüntüleri benimsemek " Sanırım başarılı .. benimsediğimiz görüntüler ve akıl dışı mantıksızlığımız, içsel dürtülerimiz karakter yansıması :) gibi gibi
@besrix
7 yıl önce
16 dakikaya sığdırılmış müthiş bir başyapıt.
@no_one
7 yıl önce
8 / 10
Ama filmdeki kutu metaforu Mulholland dr. ve İnception filmlerine ilham kaynağı olmuş gibi.Duvarda görünen acherontia styx de Silence of The Lambs filminde değişim değil de metamorfoz olarak yorumlanmıştı.En dikkat çeken sahne kadına şehvetle ulaşmaya çalışan adamın peşinden 2 ölü eşeği ve 2 pederi sürüklemesiydi,belki az da olsa fikir yürütülebilecek tek sahnesiydi buydu filmin benim için.Elde çıkan karıncaları görünce Oldboy'dan bir replik geldi aklıma "Yalnız insanlar, karınca yanılsamaları görürler; çünkü karıncalar yalnız halde yaşarlar."
Filmin kendisi hakkında pek birşey söylenemeyecek olsa da birçok filme ilham kaynağı olduğu aşikar.
@enik_kral
8 yıl önce
Bir Endülüs Köpeği'nin, senaryosunu Luis Bunuel ve Salvador Dali beraber yazmışlar. Özellikle gerçeküstücü ve sürrealist sanatçı Salvador Dali'nin ismi, filmdeki ilginç sahne ve imgelerin kaynağını anlamamıza sağlıyor.
Bir Endülüs köpeği'nde; bazı sahnelerin öncesi ya da sonrasında 'bir zamanlar', '8 yıl sonra', '16 yıl önce'gibi bilgilendirme notları yer alır. Bu notlar bile, filmdeki düzensiz kurgunun anlaşılabilir bir hal almasına yetmiyor. Film bu düzensizliğin yanı sıra, hemen hemen her sahnede karşılaştığımız tuhaf imgelerle oldukça kapalı bir dile sahip olmuş. Düzensiz olay örgüsü ve gerçeküstü anlatımı, filmi farklı şekillerde yorumlanmaya açık bir hale getirmiş.
Film, bir adamın usturasını bilediğini görmemizle başlar, bu sahneyi adamın balkona çıkıp gökyüzünde dolunayın bir bulut tarafından kesildiğini görmesi ile devam eder. Bu sahnenin ardından, adamın tıpkı bulutun ayı kestiği gibi usturası ile bir kadının gözü ... Devamı
Bir Endülüs Köpeği'nin, senaryosunu Luis Bunuel ve Salvador Dali beraber yazmışlar. Özellikle gerçeküstücü ve sürrealist sanatçı Salvador Dali'nin ismi, filmdeki ilginç sahne ve imgelerin kaynağını anlamamıza sağlıyor.
Bir Endülüs köpeği'nde; bazı sahnelerin öncesi ya da sonrasında 'bir zamanlar', '8 yıl sonra', '16 yıl önce'gibi bilgilendirme notları yer alır. Bu notlar bile, filmdeki düzensiz kurgunun anlaşılabilir bir hal almasına yetmiyor. Film bu düzensizliğin yanı sıra, hemen hemen her sahnede karşılaştığımız tuhaf imgelerle oldukça kapalı bir dile sahip olmuş. Düzensiz olay örgüsü ve gerçeküstü anlatımı, filmi farklı şekillerde yorumlanmaya açık bir hale getirmiş.
Film, bir adamın usturasını bilediğini görmemizle başlar, bu sahneyi adamın balkona çıkıp gökyüzünde dolunayın bir bulut tarafından kesildiğini görmesi ile devam eder. Bu sahnenin ardından, adamın tıpkı bulutun ayı kestiği gibi usturası ile bir kadının gözünü kestiğini görürüz. Bu sahneyi adamın gökyüzünde gördüğü olaydan ilham aldı diye yorumlayabilir, ya da bir rüya olduğunu varsayabiliriz.
'8 yıl sonra' sındaki izlemeye başladığımız hikaye de bisikletli bir adamın düştüğünü, bir kadının onu görüp yardım ettiğini görürüz. Sonrasında, adamın elbiselerini ve taşıdığı çizgili kutudaki kravatı yatağına serdiği görülür. Çizgili kutu filmin devamında da yer almaya devam ederek, içinde bulunanların önem taşıdığına dikkat çekilmek istenmiş. Adam kadının odasında avucunun içinden çıkan karıncalara bakarken görülür. Burada adamın karıncalar tarafından işgal edilmiş olması, adamın kadın ile olan beraberliğine dair hissettiklerini ortaya koyuyor olabilir. Yani adam kadın tarafından kuşatılmış gibi hissediyordur. Çünkü sonrasında izlediğimiz sahnede adam ve kadının camdan dışarıya baktıklarını ve dışarıda bir kadının kesik bir eli incelediğini görüyoruz.
Özellikle adamın dışarıda olanları büyük bir dikkat ve tedirginlikle takip ettiği görülüyor. Kesik el, polis tarafından incelendikten sonra daha önce gördüğümüz çizgili kutuya konularak kadına verilir. Kadın bir süre yolun ortasında durduktan sonra bir araba tarafından ezilir. Bu da adamın özgürlüğünü kaybettiğini görmesi gibidir.
Adam, kadına cinsel arzu ile yaklaştığında ise kadının buna karşılık vermediğini görürüz. Bunun üzerine adamın piyano, balkabağı, din adamı, eşek ölüsünden oluşan bir ağırlığı çekerek kadına doğru ilerlediğini görürüz. Bu ağırlıkların her biri adamın kadına ulaşabilmesi için yerine getirmesi gereken şartlar olarak değerlendirilebilir. Mesela din adamı evlenmeleri gerektiği anlamına geliyor olabilir. Adamın bu konuda özgür hissetmediğini kadını kovalamaya devam ettiğinde kapının arasına sıkışan karınca dolu avucunu tekrar görmemizle de anlayabiliriz.
Sonraki sahnede adamı yatarken görürüz. Saatin sabaha karşı üç olduğunu gösteren bir bilgilendirme notundan sonra, İki elin bir içki kokteyli hazırladığı görülür. Sonra kadın dışarıdan gelen şapkalı bir adama kapıyı açar. Adamın yüzü görünmez ama yatan adamı cezalandırmak niyetindedir. Dışarıdan gelen adamın kafasından şapkasını çıkarıp yüzünü kameraya dönmesiyle, yatakta yatan adamla aynı kişi olduğunu anlarız. Hemen akabinde ekrana on altı yıl önce diye bir bilgilendirme notu düşer. Burada aslında adamın alkolünde etkisiyle bir iç hesaplaşma içerisinde olduğunu anlarız. Eskiyi hatırlatmak istercesine kendi kendisine iki kitap verir. Bunlar bir süre sonra adamın ellerinde birer silaha dönüşür ve adam on altı yıl öncesinden gelen kendisini öldürür.
Bir sonraki sahnede kadın duvarda üzerinde kurukafaya benzer bir şekil olan kelebek görür. Hemen peşinden ölmüş olan adamı görür. Aslında burada kelebeğin üzerindeki şeklin kadına, adamı hatırlattığını da söyleyebiliriz. Sonrasında kadının adama kızgınlıkla koltuk altını göstermeye çalışması ama koltuk altındaki kılların olmadığını fark edip odadan çıktığını görürüz.
Odadan çıktıktan sonraki sahnede ise kadının deniz kenarında başka bir adamla buluştuğu görülür . Adam ve kadın sahilde yürürken, kıyıda ölen adamın elbiseleri ve çizgili kutusuyla karşılaşırlar. Elbiseleri inceledikten sonra adamın elbiseleri bir kenara atıp kadınla yollarına devam ettiklerini görürüz. 'Baharda'diye bilgilendirme notundan sonra bir adam ve kadını beline kadar kuma gömülü bir şekilde görürüz ve film böyle biter.
Kadının koltuk altındaki kılları, adamın avucundaki karıncaları ilk fark edişinin hemen ardından gördüğümüz bir sahne vardı. Bu sahnede kadının kolunun altındaki kıllar görünür hemen peşinden ise bir deniz kestanesi belirir ve sahne tamamlanır. O sahne için bir yere oturtamadığım deniz kestanesi, bu sahnede koltuk altındaki kılların aranmasıyla daha da bir önem kazanmış oldu. Deniz kestanesi, denizdeki temizliğin göstergesi olarak kabul edilen bir canlıdır. Öyle ki günümüzde kirliliğe karşı son derece duyarlı olan bu canlılar kirlilik tespiti çalışmalarında kullanılıyorlar. Bu imge ile aslında kadının eskisi gibi temiz olmadığına işaret edilmiştir.
@carpathia
9 yıl önce
7.6 / 10