İran sinemasını çok takip eden biri değilim. Bu filmi de tavsiye üzerine izledim. Damardan işleyen, feci şekilde dağıtan bir filmdi. O kadar ağladım ki iyi ki izlediğim dediğim filme, bir yandan da Allah'ım neden seyrettim dediğim oldu. Çocuk oyuncu inanılmaz oynamış. Mutlaka izlenmeli, ama mendil eşliğinde.
Belki tüm insanları sevmek zorunda değiliz ama çocuklarımızı sevmek zorundayız.Daha akıllı,daha güzel,daha sağlıklı olmasını beklemeden. Sinemanın bana kalırsanız dahi yönetmeni Mecid Mecid’inin ince detaylari ve eşsiz manzaralarla bezenmis, insanı derinden sarsan , Muhammed’in yakarislari ile icinize işleyecek filmidir Cennetin Rengi.Daha önceleri izlediğimde baba karakterini canlandıran oyuncunun bu denli büyük bir iş çıkardığını farketmemistim.İzleyin..Cok begenceksiniz (YouTube’da en sevdiğim şarkı olan "Yaşamadın Sen" bu şarkı ile kliplendirilmis.İzlemenizi tavsiye ederim)
Acıtıyor ve çok ince detaylar barındırıyor. Filmi izleyen arkadaşların aşağıda paylaşacağım ekşi sözlükteki casablanca adlı kullanıcının analizini okumasını öneririm
muhammed’in hızırı küçük bir kuş olup geldi. muhammed küçük kuşu yuvasına koydu. muhammed köyüne döndü. muhammed görüyor.
nine’nin hızır’ı çırpınan bir balık olup geldi. nine "bembeyaz" elleriyle suya, yuvasına bıraktı balığı. nine görüyor.
muhammed’in babasının hızır’ı, ters dönmüş, çırpınan zavallı bir kaplumbağa idi. ama baba onu göremedi.
Muhammed, görme engelli bir çocuktur. Tahran da görme engelliler okulunda yatılı eğitim almaktadır. Okulu yaz tatiline girince babası onu köye getirir. Muhammed?in iki kız kardeşi ve ninesi onu çok sevmektedir. Buna karşın baba aslında Muhammed?in köye dönmesini istememektedir. Çünkü eşi ölmüştür ve yeni bir evlilik hazırlığındadır. Muhammed?in evliliğe engel olacağını düşünen baba onu evden uzaklaştırmanın yollarını aramaya başlar.
Yönetmen Majid Majidi, bu filminde olduğu gibi genel olarak hikayesini çocuk ana karakterler üzerine kurar ve onlar üzerinden anlatır. Yönetmenin filmlerinde karşılaşacağımız benzer diğer bir unsur ise anlatım dilidir. Yönetmen, film içerisinde gördüğümüz obje ve canlılara anlamlar yükleyerek birer metafora dönüşmesini sağlar.Bu durum genel olarak sadeliği tercih eden yönetmenin filmlerinin zengin ve derin bir anlatı yapısına sahip olmasını sağlar.
Film başladığında jenerik akarken oyuncuların sesleri duyulmaya baş... Devamı
Muhammed, görme engelli bir çocuktur. Tahran da görme engelliler okulunda yatılı eğitim almaktadır. Okulu yaz tatiline girince babası onu köye getirir. Muhammed?in iki kız kardeşi ve ninesi onu çok sevmektedir. Buna karşın baba aslında Muhammed?in köye dönmesini istememektedir. Çünkü eşi ölmüştür ve yeni bir evlilik hazırlığındadır. Muhammed?in evliliğe engel olacağını düşünen baba onu evden uzaklaştırmanın yollarını aramaya başlar.
Yönetmen Majid Majidi, bu filminde olduğu gibi genel olarak hikayesini çocuk ana karakterler üzerine kurar ve onlar üzerinden anlatır. Yönetmenin filmlerinde karşılaşacağımız benzer diğer bir unsur ise anlatım dilidir. Yönetmen, film içerisinde gördüğümüz obje ve canlılara anlamlar yükleyerek birer metafora dönüşmesini sağlar.Bu durum genel olarak sadeliği tercih eden yönetmenin filmlerinin zengin ve derin bir anlatı yapısına sahip olmasını sağlar.
Film başladığında jenerik akarken oyuncuların sesleri duyulmaya başlar. Ancak bir süre siyah bir ekrandan başka bir şey göremeyiz. Yönetmen böyle bir açılışla filmdeki ana karakterin gözünden nasıl bir dünya içerisinde olduğunu anlamamızı ister.
Yine film içerisinde Muhammed?in olduğu sahnelerde ortamdaki ses daha net bir şekilde duyulur. Bu şekilde Muhammed?in çevresindeki seslere karşı algısının ne kadar gelişmiş olduğunu anlarız. Muhammed özellikle hayvan seslerini daha dikkatli dinlemektedir. Bir sahnede ağaçkakanın ağaca vuruşlarını saydığını görürüz. Muhammed, görmediği dünyanın dilini çözerek bir iletişim dili kurmaya çalışmaktadır. Mesela baba birkaç sahnede vahşi bir hayvan sesi duyar ve eli ayağına dolaşır. Bu durum Muhammed ile babasının dünyayı algılamaktaki farkını ortaya koymaktadır.
Nine, bir sahne de oğluna ?Muhammed için değil senin için endişeleniyorum? der. Filmin başında Muhammed?in yavru bir kuşu kurtarıp yuvasına koyduğunu görürüz. Nine ise evi terk ettiği sahnede yolda karşılaştığı balığı kurtarıp suya bırakır. Baba ise finalde ters dönmüş bir kaplumbağa görmesine rağmen durup yardım etmeden gider. Babanın bu davranışı aslında ninenin neden görmeyen torunu için değil de oğlu için endişelendiğini anlamamızı sağlıyor.
Nine, ölmeden önceki sahnede camdan dışarıya bakmaktadır. Gördüğü manzara bir süre sonra sis bulutları ile kaplanır. Sonra ninenin yüzünde bir ışık yoğunluğu ve tebessüm belirir. Bu sahnenin sonunda ninenin öldüğünü anlarız. Aslında bu sahneden yola çıkarak finalde Muhammed?in ölüp ölmediğinin de cevabını alırız. Çünkü akarsuya düşen Muhammed?in bedeni babasının kollarında hareketsizdir. Bir süre sonra elinin bir ışık yoğunluğu altında kaldığını ve bunu takiben elinin hareket ettiğini görürüz. Işığın, nine ve torununu farklı bir biçimde aydınlatıyor olmasını Muhammed?in film boyunca dış dünyayla olan iletişimini elleri ile kurmasına yorabiliriz.
İnsanı orada olmayı istetecek kadar güzel bir coğrafyada geçen öykü, çok şey düşündürmese ve sorgulatmasa da sömürmeden hem duygusal, hem gerçekçi bir dille anlatılıyor... 80/100
Filmyaşamak konusunu çok çarpıcı bir şekilde ele alıyor. Her çeşit insan karakterini barından bir eser. Çekimlerinyapıldığıyerler resmen doğa harikası. Verilen mesajlar bir o kadar tatlı.
En can alıcı sahnelerinden biri çocuğun babası onu marangoza bıraktından sonra durumu kaldıramayıpçekip giden ninesinin ''ben onun için değil senin için endişeleniyorum'' demesidir. Kuşun yuvaya geri dönüşü ve balığın tekrar suya kavuşması ölümsüzlüğün kapılarını aralayan hareketlerdir.
Görünen ve Görünmeyen üzerine şekillenmiş sağlam ama yalın bir dil anlatımıyla işlenmiş, son zamanlarda izlediğim en iyi filmlerden diyebilirim.Majidi, baba ve oğul ilişkisini çok iyi gözlemlemiş ve bunu da özellikle sade anlatımıyla çok iyi aktarmış bir yönetmen.
@betelgeuze
1 yıl önce
@mahi
3 yıl önce
9.9 / 10
@zehrabeyza
4 yıl önce
10 / 10
@movieman99
6 yıl önce
muhammed’in hızırı küçük bir kuş olup geldi. muhammed küçük kuşu yuvasına koydu. muhammed köyüne döndü. muhammed görüyor.
nine’nin hızır’ı çırpınan bir balık olup geldi. nine "bembeyaz" elleriyle suya, yuvasına bıraktı balığı. nine görüyor.
muhammed’in babasının hızır’ı, ters dönmüş, çırpınan zavallı bir kaplumbağa idi. ama baba onu göremedi.
@enik_kral
6 yıl önce
Yönetmen Majid Majidi, bu filminde olduğu gibi genel olarak hikayesini çocuk ana karakterler üzerine kurar ve onlar üzerinden anlatır. Yönetmenin filmlerinde karşılaşacağımız benzer diğer bir unsur ise anlatım dilidir. Yönetmen, film içerisinde gördüğümüz obje ve canlılara anlamlar yükleyerek birer metafora dönüşmesini sağlar.Bu durum genel olarak sadeliği tercih eden yönetmenin filmlerinin zengin ve derin bir anlatı yapısına sahip olmasını sağlar.
Film başladığında jenerik akarken oyuncuların sesleri duyulmaya baş ... Devamı
Yönetmen Majid Majidi, bu filminde olduğu gibi genel olarak hikayesini çocuk ana karakterler üzerine kurar ve onlar üzerinden anlatır. Yönetmenin filmlerinde karşılaşacağımız benzer diğer bir unsur ise anlatım dilidir. Yönetmen, film içerisinde gördüğümüz obje ve canlılara anlamlar yükleyerek birer metafora dönüşmesini sağlar.Bu durum genel olarak sadeliği tercih eden yönetmenin filmlerinin zengin ve derin bir anlatı yapısına sahip olmasını sağlar.
Film başladığında jenerik akarken oyuncuların sesleri duyulmaya başlar. Ancak bir süre siyah bir ekrandan başka bir şey göremeyiz. Yönetmen böyle bir açılışla filmdeki ana karakterin gözünden nasıl bir dünya içerisinde olduğunu anlamamızı ister.
Yine film içerisinde Muhammed?in olduğu sahnelerde ortamdaki ses daha net bir şekilde duyulur. Bu şekilde Muhammed?in çevresindeki seslere karşı algısının ne kadar gelişmiş olduğunu anlarız. Muhammed özellikle hayvan seslerini daha dikkatli dinlemektedir. Bir sahnede ağaçkakanın ağaca vuruşlarını saydığını görürüz. Muhammed, görmediği dünyanın dilini çözerek bir iletişim dili kurmaya çalışmaktadır. Mesela baba birkaç sahnede vahşi bir hayvan sesi duyar ve eli ayağına dolaşır. Bu durum Muhammed ile babasının dünyayı algılamaktaki farkını ortaya koymaktadır.
Nine, bir sahne de oğluna ?Muhammed için değil senin için endişeleniyorum? der. Filmin başında Muhammed?in yavru bir kuşu kurtarıp yuvasına koyduğunu görürüz. Nine ise evi terk ettiği sahnede yolda karşılaştığı balığı kurtarıp suya bırakır. Baba ise finalde ters dönmüş bir kaplumbağa görmesine rağmen durup yardım etmeden gider. Babanın bu davranışı aslında ninenin neden görmeyen torunu için değil de oğlu için endişelendiğini anlamamızı sağlıyor.
Nine, ölmeden önceki sahnede camdan dışarıya bakmaktadır. Gördüğü manzara bir süre sonra sis bulutları ile kaplanır. Sonra ninenin yüzünde bir ışık yoğunluğu ve tebessüm belirir. Bu sahnenin sonunda ninenin öldüğünü anlarız. Aslında bu sahneden yola çıkarak finalde Muhammed?in ölüp ölmediğinin de cevabını alırız. Çünkü akarsuya düşen Muhammed?in bedeni babasının kollarında hareketsizdir. Bir süre sonra elinin bir ışık yoğunluğu altında kaldığını ve bunu takiben elinin hareket ettiğini görürüz. Işığın, nine ve torununu farklı bir biçimde aydınlatıyor olmasını Muhammed?in film boyunca dış dünyayla olan iletişimini elleri ile kurmasına yorabiliriz.
@aleynaa
7 yıl önce
8.6 / 10
@aylinuryan
7 yıl önce
10 / 10
@poormf
8 yıl önce
8 / 10
@zangocyus
8 yıl önce
En can alıcı sahnelerinden biri çocuğun babası onu marangoza bıraktından sonra durumu kaldıramayıpçekip giden ninesinin ''ben onun için değil senin için endişeleniyorum'' demesidir. Kuşun yuvaya geri dönüşü ve balığın tekrar suya kavuşması ölümsüzlüğün kapılarını aralayan hareketlerdir.
@carpathia
9 yıl önce
8 / 10