Bu aralar ne/neler okuyorsun, bize de önersene! :)
Genellikle PKK hakkında bir şeyler okumaktayım bu aralar. En son olarak da Şemdin Sakık'ın "Apo", Mehmet Ali Birand'ın "PKK ve Apo" kitaplarını okudum. Ayrıca zamanında yapılan, PKK sözcüsü ya da yetkililerinin ya da militanların röportajlarını okumakta ve seyretmekteyim.
En Çok Nefret Ettiğiniz Şeyler
http://www.jigoloberkay.com/
Derdim görüntülerin çirkinliğiyle alakalı değil (ve evet rezalet görünüyorsun bence aslında, bakınca bir de ondan nefret ettim), hikayeler kısmındaki cümlelerin anlamsızlığından nefret ediyorum. Jigoloysan ya da kadın seks işçisiysen ya da eşcinselsen ya da her neysen artık, kendini sefalet hikayeleri anlatarak aklamandan nefret ediyorum, çaresizliği gard almandan nefret ediyorum. Neysen nesin, niye insanlara anlatma, kendini başka sebepler ileri sürerek arındırma çabasındasın? Bir memurdan daha namussuz değilsin ya da daha namuslu, neysen o'sun işte. Ne gerek var anlatmaya? Bir durun insanoğlu, pisliğinizi, temizliğinizi, her şeyinizi kabullenin, sevmeyin, nefret de etmeyin. Yani anlatmayın, her agzına sıctıgımın her konuyla ilgili bir fikri var, ben dahil. Birileri sever birileri sevmez, dünya hepimizin etrafında dönmekte. Hepimizin dediği bir dogru ki sormayın yani. Anlatma güzel kardeşim, kendini sefaletle kabullendirmeye çalışma. Hele hele bir de bunu düşük cümlelerle yapma lan :)
Merak edenler olur belki, jigolo aramıyorum, inci sağolsun oradan buldum bunu, yoksa Google'a "jigolo ankara" yazmıyorum...
En Çok Nefret Ettiğiniz Şeyler
Her yazısının sonuna gülücük koyan şapşallardan nefret ediyorum. Şu siteyi açıp da zaman makinasına baktıgımda, sonunda gülücük olan başlıklar görünce de içimde bir insan sikme isteği kabarıyor. Laf anlatmaya çalışsam, mesela desem ki: "çok salak görünüyorsun, şimdi sen kendi kendine sempatik görünme çabası içerisindesin. Ya da feci "seviyeli" götlerin arasında yapay cümlelerle (kim öğretti sana bunları? Geçmişte birileri yaptı da bunlar ne zaman normlar haline geldi? Sikeyim prensiplerinizi, kariyer hedeflerinizi, hatta ayak taraklarınızı.) varolasın var. Ya da sen zaten yapaysın ve günlük hayatında da buna benzer şeyler yapmaktasın, ne bileyim işyerinde aynı insana ne zaman görsen "Merhaba :)" demektesin, evet yüzünde de işte böyle bir gülücük -sivilizasyon bunu gerektirir ya- ve sigara içerken gördüğünde bile "Afiyet olsun!" dersin bu sefer gülücüksüz ama içten bakışlarla... Ya da sürekli laf soktuğunu sanıp kendi götünü parmaklıyorsundur, e tabi götün folloş oldu çoktan, parmakla, ulusun manitu! Sana şimdi laf da anlatılmaz çünkü kafan çalışmıyor. Ha sana laf anlatmışım ha deveye hendek atlatmışım. Gerçi sana bir şeyler anlatasım da yok. Ha bir de bana cevap verirsin sen şimdi "Sen ne kadar küfürlü konuşuyorsun. Böyle konuştugunda kendini asi mi zannediyorsun? Hiçbir kadına yakışmaz böyle konuşmak vs..." Başka şeyler de söylersin de hayalgücümün uykuya ihtiyacı var. Cümlelerini kurabiliyorum. Sana arada cevap da veririm ben: "Yok be anam, sadece ağzım bozuk, ne felsefe yükledin cümlelere, ne sosyolojik tespitlerde bulundun. Yok valla sadece ağzım bozuk." Sen de gece yatmadan önce bana "koyduğun" lafı düşünür, biraz da gülümsersin. Samimiyim, o sanal hayatındaki gülücüklerden daha da içten olur, böyle gülümsediğinde senden nefret etmiyorum. Saf şeyler güzel, intikam, kin, acı... bile olsa. Tabi sen gene de saf duygularının sonuna iki nokta koyma, onun doğrusu üç noktadır.
Yaa ya, işte böyle, farklı kulvarlarda fakat aynı yönlere koşan güruh böyle bir şey. Farklı bir ":)" algılarsam yazarım. Bazıları güzel gülümsemekte, seviiyorum seni nefretinden gizli gizli gülümseyen veya gece uyurken yaptığı pislikten haz alıp sırıtan, seni gercekten seviyorum.
En Çok Nefret Ettiğiniz Şeyler
Necmi'den feci nefret ediyorum. Yarı-açık bacaklarından, bacaklarıyla düşey hizada -ve birebir- hareket eden ellerinden, durmadan "şey olarak" demesinden, nereden öğrendiğini anlamadığım, toplumda büyük kabul edilen saçmasapan genellemelerinden --> "Onun derdi erkeksizliiiiiiiiiik" ya da "Sen herkesten önce evlenecen, bak görürsün" gibi, gözlerinin altındaki morluklardan, büyük kulaklarından, üzerine vazife olmayan işlere burnunu sokmasından, ayak parmaklarından, düşünceli tavırlarından, herkesin iyiliğini isteyen işgüzar düşüncelerinden, taktığı insanın yakasını bırakmamasından, kendini zorla bir yerlere davet ettirmesinden, oksijen solumasından, aptal ama cümle kurabilme yetisine sahip olmasından, ben telefonla konusurken klavye sesinin kesilmesinden (evet, Necmi beni dinlemeye almış demek oluyor bu), ezik ezik bakmasından-davranmasından... Of, sikerim ben bu herifi yeminle. Burnum bile sızlıyor resmen herif aklıma gelince ya!
Sosyal psikoloji üzerine
ben bergman filmlerini tavsiye ederim sana, özellikle "güz sonatı", "çığlıklar ve fısıltılar" ve "bir evlilikten manzaralar". bunun dışında "margot at the wedding" de bu anlamda ilginç bir film. insanlar başkalarının yanında nasıldır, neyi, kime iyi ya da kötü göstermeye çalışır? başarılı anlatmış. biraz fazla bir örnekleme olacak ama (benzer diyebilirim, tam nokta atışı sayılmayabilir) dogville öneririm.
açıklama: bergman filmlerinde, sosyal bir ortamdan bahsemeyiz, en azından bu bahsettiklerimde. dolayısıyla, karakterlerin, başkalarının yanında olduklarından farklı davrandıklarını ya da yalnız kalınca neler yaptıklarını falan göremeyiz fakaat duyarız. bu filmler, geçmişte olan ve olunanlardan bahseder, kişilerin, etrafa "gösterdiği" yalanlardan ve aslında öyle olmayışlarından. gösteri değil dinleti diyelim (tabi senin konun bazında söylüyoum, yoksa bergman bende hep üstte:) )
"margot at the wedding" tam böyle bir film, fakat o da biraz korkak. gene de kişi odaklı, çevreyi işlemekte, bizlere de göstermekte.
"dogville" ise, tek bir kişinin değil, bir topluluğun davranışlarını, bir kişi üzerinde "uygulayarak" anlatıyor. şartların değişimine göre davranış biçimlerine bakıyor. zaten her halükarda zeyredilmesi gereken bi film.
totalde, düşündüm de, böyle bir film bulması zor oldu. benim söylediklerim de tam olarak kavramı karşılayamayabilir. çünkü, sinema bu halde, mükemmel karakterler göstermekte. ya amerikanvari "kahraman"lar ya da her anlamda dürüst davranan diğerleri ya da tam olarak kötü olanlar. gerçek insan pis bir varlık. bunu niye bu kadar az anlatıyolar acaba. neyse, fazla yazdım, uykusuzluk, fazla uzatmak falan ama silmeyeceğim. umarım yardımı olur.
Karantinada Olması Şaşırtan Filmler
aslında ben başucuna alınan filmler konusunda da aynı şeyi talep ederdim galiba. senin de dediğin gibi daha anlaşılır tabi başucuna konan filmler. gene de, bi örnek vermemde fayda var: mesela benim bi arkadaşım var (şimdi isim verip rencide etmek... :) ) "black hawk down" filminin, hayatı boyunca seyrettiği en güzel filmlerden biri olduğunu söyledi. nedenini sorduğumda da, kahramanlıktan hoşlandığını, olanların kendisine yapılmış gibi hissettiğini akabinde de tabi gaza geldiğini vs... anlattı. bu da aslında son derece kişisel bi yorum bana göre.
bu arada, duydum, "the shawshank redemption"ı beğenmeyenleri toplaşıp dövüyolarmış :) benzer sebeplerden tabi :D
Karantinada Olması Şaşırtan Filmler
bence de, en azından değerlendirilme kriterlerini bilelim biz de. atıyorum: "ben uyuşturucuya karşıyım, o nedenle filmi sevmedim" falan diyorsa eleman, benim seyretmemem için bir neden yok. uyuşturucu bağımlısı olduğumdan değil tabi ki :) gene de, bu bana, "görüntüler kalitesizdi" ya da "senaryo klişeydi" ya da "ses montajında ciddi sıkıntılar var" vs. gibi eleştirilerden daha kişisel gelmekte. lafı fazla dolandırdım farkındayım ancak net olmak adına yaptığım bir şey bu.
ben de "koku" filmini beğenmedim, genelde kitap uyarlamalarında aldığım bir tavır bu. fakat filmi teknik detaylarına göre -gene kişisel tabi ama daha teknik bir yorum diyelim- değerlendirdiğimde, filmde aksayan bir nokta yok. dolayısıyla, benim kitap uyarlamalarına karşı takındığım kibirli tavır, o filmi bu kadar kötülememe sebep olmadı. hatta filmin notunu da 8/10 verdim :D
Karantinada Olması Şaşırtan Filmler
ben de "requiem for a dream" ve "closer" filmlerine şaşkınım. çok çok severim ikisini de. bi de "300"e şaşırdım, hoş tipler vardı, ben seviyorum şahsen :D