10 yıl önce
Meleklerin Payı filmine yorum yazdı:
Şöyle başlık atmak lazım: "Ken Loach'tan yüksek çözünürlükte İngiltere manzarası."
Meleklerin Payı filmine yorum yazdı:
Şöyle başlık atmak lazım: "Ken Loach'tan yüksek çözünürlükte İngiltere manzarası."
Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku filmine yorum yazdı:
Diyalog niyetine bolca özlü söz (twitter a laflarımız düşsün). 2 ana karakter ve küçük rollerde bir kaç tanıdık sima (fazla masraflı olmasın), deniz görüntüsü üzerine yazı yazmalı (youtube'da dönsün), hiçbir yere varmayan (aman o da eksik kalsın), boş bir yapım.
Sıfır Teorisi filmine yorum yazdı:
Gilliam başka bir olgun eser vermiş. Sevenleri için keyifli film olmuş, ancak dağınık bir çalışması olmuş yönetmenin.
Sonsuz Sokaklar filmine yorum yazdı:
İtalyan Gerçekçiliğinin muhteşem bir örneğini teşkil ediyor film. Fellini yaşadığı dönemin sosyal ilişki biçimlerini perdeye taşımış. (Böyle büyük cümleler kurarak film yorumu yapmak da meeee)
Muhteşem Güzellik filmine yorum yazdı:
Filmi izlerken ve izledikten sonra aklıma hep La Dolce Vita geldi, sanki o filmdeki karakter 20-30 yıl yaşlanmıştı ve bugün böyle bir hayat sürüyordu. Fellini'nin filminden daha güzel olduğu dahi söylenebilir.
Patron Mutlu Son Istiyor filmine yorum yazdı:
Hayatımda çok zor filmler, çok sıkıcı filmler ve çok kötü filmler izledim hiçbirini yarım bırakmadım. Bu filme katlanamadım ve yarım bırakmak zorunda kaldım.
Şu siteden bir kaç kişinin bile daha iyi yazıp daha iyi yönetebileceğine eminim. Berbat bir film olmuş.
Bekçiler filmine yorum yazdı:
İsrail-Filistin savaşının hiç duymadığımız bir yanını anlatıyor. Ufuk açan bir belgesel olmuş.
Şeytanın Tangosu filmine yorum yazdı:
Filmi izlemeye uzun zaman önce başlamıştım, yarısında bıraktıktan sonra tekrar başa dönüp izledim.
Açılış sahnesinden itibaren köyün ağır havası, çamurlu toprakları etrafınızda şekillenmeye başlıyor. Sürünün köyü terkedişi ile birlikte hayvanların dahi yaşamak istemediği, bu köyde yağmur tarafından kapana kıstırılıyorsunuz. Acelenin ve görkemin olmadığı, hiç reklam dönmeyen, televizyon izlenmeyen, teknolojinin müessir olmadığı bu köy insanı sımsıkı sarıp o çamur deryasının içine hapsediyor.
Uzun planlarda yavaş yavaş o oturaklı ve gerçek karakterleri, onların yaşamını, umutlarını, hayal kırıklıklarını kavrıyor insan.
Film sona ererken artık o sahnenin bir köşesinde olduğumu düşünmeye başladım.
Bu eserin ilk dikkat çeken noktası uzunluğu tabi ki. Genel olarak insanların cesaret edemediği bir uzunluk ancak film biterken, aslında daha da izlerdim bu hikayeyi dedim. Ve hatta karakterlerin şehirdeki yaşamda nasıl varolacaklarına dair hayaller kurmaya başladım. Açıkçası Tarr’ın bu konuda ... DevamıFilmi izlemeye uzun zaman önce başlamıştım, yarısında bıraktıktan sonra tekrar başa dönüp izledim.
Açılış sahnesinden itibaren köyün ağır havası, çamurlu toprakları etrafınızda şekillenmeye başlıyor. Sürünün köyü terkedişi ile birlikte hayvanların dahi yaşamak istemediği, bu köyde yağmur tarafından kapana kıstırılıyorsunuz. Acelenin ve görkemin olmadığı, hiç reklam dönmeyen, televizyon izlenmeyen, teknolojinin müessir olmadığı bu köy insanı sımsıkı sarıp o çamur deryasının içine hapsediyor.
Uzun planlarda yavaş yavaş o oturaklı ve gerçek karakterleri, onların yaşamını, umutlarını, hayal kırıklıklarını kavrıyor insan.
Film sona ererken artık o sahnenin bir köşesinde olduğumu düşünmeye başladım.
Bu eserin ilk dikkat çeken noktası uzunluğu tabi ki. Genel olarak insanların cesaret edemediği bir uzunluk ancak film biterken, aslında daha da izlerdim bu hikayeyi dedim. Ve hatta karakterlerin şehirdeki yaşamda nasıl varolacaklarına dair hayaller kurmaya başladım. Açıkçası Tarr’ın bu konudaki düşüncesini yani sahneleri görmeyi istedim.
Planların uzunluğu her sahneyi daha iyi gözlemlemeyi, karakterlerin arasındaki ilişkiyi daha iyi çözümlemeyi sağlıyor. Filmin sonunda memurların karakterler üzerine olan konuşmaları ise film boyunca yaptığınız analizlerin isabetinden keyif almanızı sağlıyor.
Başucunda yer almayı hakeden bir eser bu. Dönüp tekrar tekrar izlerim demeye dilim varmıyor ancak pek çok sahnesini zaman zaman yeniden izlemek isteyeceğim sanırım.
Şölen filmine yorum yazdı:
Her filmi izlemek ve onunla ilgili yorum yapmak zorunda olduğunu hisseden insanlara yönelik bir film değil. Ana akım film izleyicileri için kesinlikle uzak durulması gereken bir film. Çünkü o ana akım film endüstrisinden pek az öge barındırıyor içinde ancak bu filmi boş bir film kılmıyor tabi ki.
Aile içi sırlarının, onun kendine özgü ahlak yapısının yerden yere vurulduğu, çarpıcı bir film. Kamera kullanımı, sahne planlaması, yakın ve çok uzak (tavan seviyesinden) yapılan çekimler ile her sahnesini daha anlamlı kılmış yönetmen. Oyuncular sanki bir film setinde değil de gerçekten ailesinin yanında babalarının, amcalarının, oğullarının doğum günü vesilesiyle toplanmışlar gibi doğal olmuş. Rahatsız edici efektlerin kullanılmasından kaçınılmış. Dogme 95 akımının ilke kararları ışığındaki ilk film olması nedeniyle manifestonun tüm şartlarını sağlıyor, gereksiz hiç bir sahnenin kullanılmamasına, sonradan eklenme hiç bir ses kullanılmamasına dikkat edilmiş. Bu nedenle de doğallığını hiç bozm ... DevamıHer filmi izlemek ve onunla ilgili yorum yapmak zorunda olduğunu hisseden insanlara yönelik bir film değil. Ana akım film izleyicileri için kesinlikle uzak durulması gereken bir film. Çünkü o ana akım film endüstrisinden pek az öge barındırıyor içinde ancak bu filmi boş bir film kılmıyor tabi ki.
Aile içi sırlarının, onun kendine özgü ahlak yapısının yerden yere vurulduğu, çarpıcı bir film. Kamera kullanımı, sahne planlaması, yakın ve çok uzak (tavan seviyesinden) yapılan çekimler ile her sahnesini daha anlamlı kılmış yönetmen. Oyuncular sanki bir film setinde değil de gerçekten ailesinin yanında babalarının, amcalarının, oğullarının doğum günü vesilesiyle toplanmışlar gibi doğal olmuş. Rahatsız edici efektlerin kullanılmasından kaçınılmış. Dogme 95 akımının ilke kararları ışığındaki ilk film olması nedeniyle manifestonun tüm şartlarını sağlıyor, gereksiz hiç bir sahnenin kullanılmamasına, sonradan eklenme hiç bir ses kullanılmamasına dikkat edilmiş. Bu nedenle de doğallığını hiç bozmuyor ve belgesel tadında bir aile dramı sunuyor bize.
Tekrar söylemek isterim ki filmi holywood beklentileri ile izlemek ya da cannes ödülü almış film diye başlamak bünyenizde tatminsizlik yaratabilir.
Sekiz Buçuk filmine yorum yazdı:
Bir insanın yaratma süreci, kafasının karışıklığının anlatılması mümkün müdür diye sormuş olsalar bu filmi izlemeden önce hayır diyebilirdim. Ancak filmi izledikten sonra doğrudan filmin adresini verebilirim.
Fellini’nin zihine harika bir yolculuk yapmak isterseniz tavsiye ederim.
Muazzam bir film.