1 yıl önce
Gholam filmine yorum yazdı:
"Filmler bittiği gibi bu hayat da bitecek"
Şehrazad dizisine yorum yazdı:
Dizi demek bu güzelliğe haksızlık olabilir. 3 sezonluk hüzünlü, yorucu ve tatlı bir yolculuktu benim için. Hikayesiyle sürüklediği suni acıdan kurtulmak için bir an önce bitirmek isterken öte yandan bu masalın içinden hiç çıkmak istemedim. Oyuncular, müzikler ve kostüm inanılmaz başarılı, mis gibi emek kokan bir iş herkesin eline emeğine sağlık. Uzun zamandır ne dizi izlemiştim ne de bu kadar hüngür hüngür ağlamıştım iyi geldi. :)
Hatta bende biraz Aşk-ı Memnu etkisi yarattı diyebilirim. Yani üzerinden 10 yıl geçse bile hep hatırlayacağım galiba. Özellikle Kubat Divansalar... Seni çok özleyeceğim genç kral.
Orta Kat Sakini filmine yorum yazdı:
Shahab Hosseini'nin oyunculuk ve müzisyenlik dışında yönetmenlik ve senaristlik üzerine ne kadar yetenekli olduğunu net bir şekilde görüyoruz. Film içinde üretilmeye çalışılan hikayelerden o kadar çok karakter çıkıyor ki, Shahab bunların tam 38 tanesini 1.5 saat boyunca canlandırıyor.
Sevilesi Çöpler filmine yorum yazdı:
Hayatımda ilk kez fantastik ve kara komedi içeren bir İran filmi izledim. Güzel bir başlangıç oldu benim için. Film 2013'te çekilip hazır olmasına rağmen yasakçı ve baskıcı zihniyet tarafından 6 yıl süreyle yasaklanmış, nihayet 2019'da vizyona girmiş. Kesinlikle izlenmeli.
Biri Seninle Konuşmak İstiyor filmine yorum yazdı:
Adını final sahnesinden alan film. Bencilliğin ve inatçılığın sonucunda geç kalınmış bir buluşma öyküsü.
My Brother Khosrow filmine yorum yazdı:
Genel çerçeveden bakıldığında bu hikayede ruh sağlığı iyi olmayan esas karakter abi Naser'dir. Anlayışsız, megaloman, sevgisiz, kıskanç ve empati fukarası. Kendi gibi kardeşini de karanlık dünyasına itip sonunda onu sessizliğe mahkum ediyor.
Mukavemet filmine yorum yazdı:
Konuya bakıldığında aşırı basic ve maalesef 3. sayfa haberlerde görmeye alışık olduğumuz türden. Fakat 2 saatlik hikayeyi tek plan anlatımla seyri daha ilgi çekici kılıyor. Tek plan çekim Türk sinemasında bir ilk ve zor bir teknik. 1 ay süren prova ile birlikte 8 denemeden sonra 6. çekim içlerine sinmiş. Yönetmen Soner Caner'i ve oyuncuları büyük tebrik etmek lazım. Ece Çeşmioğlu'nun oyunculuğuna uzun süredir vakıftık zaten. Ama Selahattin Paşalı neydi öyle yaa?! Duygu geçişleri inanılmazdı. Bu yeteneğini ergen dizilerinde heba etmektense daha çok festival filmlerinde, bağımsız sinenada görmek isteriz. Dün dünya prömiyeri için Atlas'a geldiğinde gördüm kendisini. Utangaç, naif, sürekli yere bakarak yürüyen bir adamın içinden Rahmi gibi bir psikopat nasıl çıkar inanamadım. Bununla ilgili "yaşadığımız kültür ve coğrafyadan dolayı hepimizin içinde bir Rahmi olduğunu düşünüyorum ben de içimdeki Rahmi'yi ortaya çıkarttım" dedi. E ne diyim ya, haklı adam :)
Tekrar tekrar izlenmesi gerek bi ... DevamıKonuya bakıldığında aşırı basic ve maalesef 3. sayfa haberlerde görmeye alışık olduğumuz türden. Fakat 2 saatlik hikayeyi tek plan anlatımla seyri daha ilgi çekici kılıyor. Tek plan çekim Türk sinemasında bir ilk ve zor bir teknik. 1 ay süren prova ile birlikte 8 denemeden sonra 6. çekim içlerine sinmiş. Yönetmen Soner Caner'i ve oyuncuları büyük tebrik etmek lazım. Ece Çeşmioğlu'nun oyunculuğuna uzun süredir vakıftık zaten. Ama Selahattin Paşalı neydi öyle yaa?! Duygu geçişleri inanılmazdı. Bu yeteneğini ergen dizilerinde heba etmektense daha çok festival filmlerinde, bağımsız sinenada görmek isteriz. Dün dünya prömiyeri için Atlas'a geldiğinde gördüm kendisini. Utangaç, naif, sürekli yere bakarak yürüyen bir adamın içinden Rahmi gibi bir psikopat nasıl çıkar inanamadım. Bununla ilgili "yaşadığımız kültür ve coğrafyadan dolayı hepimizin içinde bir Rahmi olduğunu düşünüyorum ben de içimdeki Rahmi'yi ortaya çıkarttım" dedi. E ne diyim ya, haklı adam :)
Tekrar tekrar izlenmesi gerek bir kere kesmedi beni, zaten gözümü kapatmaktan doğru düzgün izleyemedim. Hassas mide sahiplerinin biraz dikkatli olmasında fayda var :)
Comédie humaine filmine yorum yazdı:
Taşradan Paris'e yazar olma hayaliyle gelip tanış olmadığı bir düzenin kuklasına dönüşen gencin yükseliş ve düşüş hikayesi. Şahsen 1800'lü yıllara ait bir edebiyat romanını 2 saat boyunca hiç sıkılmadan izleyebilmek benim için çok şaşırtıcı oldu. Xavier Dolan hayranı olarak girdiğim salondan filme vurulmuş biri olarak çıktım. :)
Açıkçası kitap uyarlamaları beni hep korkutur. Sayfa sayfa anlatılan olaylar, verilen duygular beyaz perdede şöyle bir üstünden geçilir, leş gibi bir iş çıkar ortaya. Fakat bu filmde tutarsız ya da eksik, hayal kırıklığına uğratan, boşluğa düşüren hiçbir sahne ve diyalog yok. Cast, kostüm, müzikler dört dörtlük. Bu yıl Cesar'da topladığı ödülleri hak etmiş kesinlikle.
The Dissident filmine yorum yazdı:
Cemal Kaşıkçı cinayetiyle ilgili kusursuz, apaçık bir belgesel. Olayı takip etmeyen biri bile büyük ilgiyle izleyebilir
Bağla Beni filmine yorum yazdı:
Almodovar tadında anlatılmış bir stockholm sendromu hikayesi. Film süresi biraz daha uzun olsaydı karakterleri içselleştirme açısından daha iyi olurdu sanki. Biraz paldır küldür gidiyor. Yalnız çok tatlı bir final sahnesine sahip. Döndürüp döndürüp izliyorum
Peki bu kadar ağır ilerleyen bir film nasıl oluyor da kendini göz kırpmadan izlettiriyor? Tabii ki birer fotoğraf karesi havası veren kamera açıları ve ekrandan nerdeyse hiç ayrılmayan Shahab Hosseini'nin ona zamanında Cannes ödülü kazandırmış muazzam oyunculuğu, karizmatik varlığı temelde klişe bir hikayeyi ortadan kaldırmaya yetiyor.