12 yıl önce
Sırp Filmi filmine yorum yazdı:
CM101MMXI Fundamentals filmine yorum yazdı:
Fikrimce Cem Yılmaz standartlarının altında kalan bir çalışma olmuş. "Cem Yılmaz'a gülmüyorum"culardan değilim, aksine, en sevdiğim yerli komedyendir, ancak bir iki konu dışında kendisinden alışık olduğumuz 'aşırı güldürme'nin eşiğine bile gelmedim. Oysa Bir Tat Bir Doku'yu bile hala her izleyişimde kahkahalar attığım anlar oluyor.
Kara Şövalye Yükseliyor filmine yorum yazdı:
Tüm Batman filmlerini izlemiş biri olarak öncelikle Nolan'ın Batman'leri ile diğer Batman filmlerini ayrı ayrı değerlendirmek gerektiğini düşünürüm. Bu noktada The Dark Knight Rises, Nolan'ın çektiği Batman filmleri içinde diğerlerine nispeten bariz bir şekilde zayıf kalmış bir film. Tabi bunda Jokersiz bir Batman filmi olmasının da rolü var ancak bunun dışında senaryoda da ciddi anlamda sıkıntılar mevcut.
Örneğin Bane Batman'i "kırdıktan" sonra Bruce abimizin 2 şınav 3 barfiks çekip anında eski formuna ulaşması,
Talia Al Ghul'un ölüm sahnesinin basitliği,
Batman'in koskoca nükleer bombayı klişe bir kendini feda edişle tek başına şehrin dışına götürüp sağ salim geri dönmesi gibi..
Ancak bunun yanında tabi ki;
Alfred'in insanı duygusallığın doruklarına çıkartması,
Blake - Robin kurgusu
Şahsen hiç sevmediğim Anne Hathaway'in beklediğimden çok daha iyi bir Catwoman performansı sergilemesi
gibi güzellikler de mevcuttu
Sonuç olarak bi ... DevamıTüm Batman filmlerini izlemiş biri olarak öncelikle Nolan'ın Batman'leri ile diğer Batman filmlerini ayrı ayrı değerlendirmek gerektiğini düşünürüm. Bu noktada The Dark Knight Rises, Nolan'ın çektiği Batman filmleri içinde diğerlerine nispeten bariz bir şekilde zayıf kalmış bir film. Tabi bunda Jokersiz bir Batman filmi olmasının da rolü var ancak bunun dışında senaryoda da ciddi anlamda sıkıntılar mevcut.
Örneğin Bane Batman'i "kırdıktan" sonra Bruce abimizin 2 şınav 3 barfiks çekip anında eski formuna ulaşması,
Talia Al Ghul'un ölüm sahnesinin basitliği,
Batman'in koskoca nükleer bombayı klişe bir kendini feda edişle tek başına şehrin dışına götürüp sağ salim geri dönmesi gibi..
Ancak bunun yanında tabi ki;
Alfred'in insanı duygusallığın doruklarına çıkartması,
Blake - Robin kurgusu
Şahsen hiç sevmediğim Anne Hathaway'in beklediğimden çok daha iyi bir Catwoman performansı sergilemesi
gibi güzellikler de mevcuttu
Sonuç olarak bir Christopher Nolan filmi oluşu sebebiyle tabi ki gözümde artıda başlayan ancak bu yüzden daha da didikleyerek izlediğim bir filmdi. Nolan'ın The Dark Knight ile çıtayı çok yükseklere çıkartmış olmasının da verdiği bir dezavantaj vardı kendisi için. Bu faktörlere yenildiğini düşünüyorum. Ancak tabi ki Nolan'ın en kötü Batman'i, çekilebilecek en iyi Batman filminden daha kötü olamaz gözümde hiçbir zaman.
Hugo filmine yorum yazdı:
Ben Kingsley, Martin Scorsese, Christopher Lee gibi üç über kişiliğe saygımız tabi ki sonsuz ancak çocuk oyuncular yetersiz. Hikayenin sonlarında ana fikrin bağlanmış olmasının gölgesinde kalacağı için çok önemsenmemiş bazı küçük kopukluklar var.
Bunların dışında değerlendirilecek olursa tabi ki sıradışı bir hikaye ve müthiş görsellik var en çok göze çarpanlar arasında.
Stewie Griffin: The Untold Story filmine yorum yazdı:
Family Guy'ı sürekli takip eden biri için bu film vakit kaybından başka bir şey değil.
Bu sefer güldürmedi.
Bir tek İsa sahnesi komik, onun hakkını vermek lazım.
Şeytanın Bel Kemiği filmine yorum yazdı:
Bir Guillermo del Toro klasiği.
O böyle İspanya iç savaşı döneminde geçen fantastik filmler çeksin hep, biz de ayıla bayıla izleyelim. Ama hiçbiri El Laberinto del Fauno'dan daha güzel olmasın.
Hücre 211 filmine yorum yazdı:
İyi hoş film ama sıradan insanların kolayca insan öldürebildiği, yahut kesip biçebildiği filmler gerçekten uzak gelir bana. filmden örnek alacak olursak sıradan bir memur, yani normal bir insan öyle cart diye adamın kulağını kesip de hiçbir şey olmamış gibi ellerini yıkayamaz. bunlar gerçekçiliği zedeleyen unsurlardır sinemada.
bunun dışında filmin özellikle baştaki kurgusu çok güzel, sonradan monotonlaşıyor ve tahmin edilebilir bir senaryoya dönüşüyor ama yine de izlemeye fazlasıyla değen filmlerden.
Breaking Bad dizisine yorum yazdı:
"Kesin sıkılıp 2 bölüm sonra bırakırım." diyerek başladım, 4 sezonunu bir haftada bitirdim.
Akciğer kanseri olan bir kimya öğretmeninin ailesine para bırakmak amacıyla uyuşturucu işine girmesi dışarıdan baktığınızda çok basit bir konu gibi dursa da, dizinin akışı ve gerçekçiliği insanı bağımlı yapıyor.
Bu arada normalde Jesse karakterini birinci sezonda öldürmeyi düşünüyorlarmış ancak grev muhabbetleri falan olup birinci sezon 7 bölümde kalınca sonradan vazgeçilmiş. İyiki de vazgeçilmiş, zira her ne kadar başrolde Bryan Cranston insan üstü bir performans sergiliyor olsa da Jesse - Hank ve tabi ki Saul Goodman'sız bir Breaking Bad düşünülemez.
Üçüncü Adam filmine yorum yazdı:
Kurgusu oldukça güzel, hatta aynı devirde yapılmış diğer kara filmlerin çoğunun aksine film müziği barındırdığı için ayrıca güzel. Ancak tek sıkıntı müziğin hep aynı havada olması, dram sahnesinde de aynı neşeli müzik, gerilim sahnesinde de yine aynı neşeli müzik var bu da biraz dengesini bozmuş filmin fikrimce. Onun dışında oyunculuklarıyla da kurgusuyla da güzel film, hele Anna’nın apartmanındaki herşeye söylenen teyze çok iyiydi :)
olaylar tek tek ele alınıp ayrı ayrı filmlere yayılsa belki daha etkileyici bir akış ve insanları tiksindirmekten fazlası elde edilebilirmiş. ama belki de yönetmenin zaten istediği budur. bilemeyiz.
sonuçta film yapmacık iğrençliği zorlayan bir film olmaktan öteye gidemiyor. yani asla bir cannibal holocaustgibiiğrendirirken düşündürenkalitede bir film değil.