1 ay önce
Keep Breathing dizisine yorum yazdı:
Two Distant Strangers filmine yorum yazdı:
Bir de şu pencereden bakmakta fayda var,
Filmdeki polis hariç hiçbir beyaz konuşmuyor, bu haliyle sade bir şekilde kendi mesajını işliyor demek mümkün. Ama siyahi arkadaşın kapısını açtığı adam, ayakkabısını beğendiğini söylediği kadın, teşekkür edecek kadar bile konuşmuyor. Memnuniyet işareti bile görmüyoruz. Kahvesi dökülen adam dökülmeyen senaryoda bile fazla agresif. Bizim bu kardeşimiz ise aşırı kibar, naif ve anlayışlı. Kasıtlı bir metin yazımı bu.
Polis için ise dümdüz bir kör cahil tipi yazılmış saniyorsunuz, son senaryoda onu da bozuyorlar. Ne bir fikri var, ne de bir motivasyonu. Sebepsiz ve önlenemez bir nefret görüyoruz.
Uzun lafın kısası bize ırkçılık karşıtı bir senaryo sunuluyor ama zannımca beyaz nefreti bu filmde ırkçılık karşıtı retorikten daha ağır basıyor. Zaten ırkçılık karşıtı bir mesajı veya yalandan da olsa "İnsanlar bazı şeyleri doğru yapsa dünya şöyle bir yer olur" gibi bir ütopyayı da sunmuyor. Filmin ... DevamıBir de şu pencereden bakmakta fayda var,
Filmdeki polis hariç hiçbir beyaz konuşmuyor, bu haliyle sade bir şekilde kendi mesajını işliyor demek mümkün. Ama siyahi arkadaşın kapısını açtığı adam, ayakkabısını beğendiğini söylediği kadın, teşekkür edecek kadar bile konuşmuyor. Memnuniyet işareti bile görmüyoruz. Kahvesi dökülen adam dökülmeyen senaryoda bile fazla agresif. Bizim bu kardeşimiz ise aşırı kibar, naif ve anlayışlı. Kasıtlı bir metin yazımı bu.
Polis için ise dümdüz bir kör cahil tipi yazılmış saniyorsunuz, son senaryoda onu da bozuyorlar. Ne bir fikri var, ne de bir motivasyonu. Sebepsiz ve önlenemez bir nefret görüyoruz.
Uzun lafın kısası bize ırkçılık karşıtı bir senaryo sunuluyor ama zannımca beyaz nefreti bu filmde ırkçılık karşıtı retorikten daha ağır basıyor. Zaten ırkçılık karşıtı bir mesajı veya yalandan da olsa "İnsanlar bazı şeyleri doğru yapsa dünya şöyle bir yer olur" gibi bir ütopyayı da sunmuyor. Filmin bize sunduğu şey "Bak bunlar böyle" demekten fazlası değil.
Yaşamak İçin Oyna filmine yorum yazdı:
Çerezlik bir filme göre iyi kalitede. Biraz mantık hataları var ama bence takılmaya gerek yok.
Curse-Curser-Cursor kelimelerinin birbiri yerine bazen de eş anlamlı kullanılması hoşuma gitti.
The Man in the High Castle dizisine yorum yazdı:
Belki bir şans vermeliydim ama ilk bölümde 3 lafın birinde "Savaş şöyle olsaymış böyle olsaymış" yapınca mecbur yarım bıraktım. Paralel evren bence böyle işlenmez
The Rig dizisine yorum yazdı:
İlk 4 bölümü 1 bölümde çekebilirlermiş. Yavaşlıktan metabolizmam durdu.
Sully filmine yorum yazdı:
Filmin açıklamayı okumakla izlemek arasında fark yok, 1 saat 35 dk dışında.
Snowpiercer dizisine yorum yazdı:
Mesajının altında ezilen ve hazin sonuna git gide yaklaşan dizi. Keşke burada demokrasi deneyimlemeyi, entegrasyon mevhumunu ve toplumsal anlamda sınıflararası ayrımları konuşacağımız bir dizi yapsalardı. Tek beğendiğim nokta farklı ve çeşitli karakterleri işlemekten üşenmemeleri. Yani Buz Bob’u bile bir tip olarak almıyorlar ve duygu-düşüncelerini iyisiyle kötüsüyle sunuyorlar.
The Queen's Gambit dizisine yorum yazdı:
Bir beni sarmadı demek ki, en son twd’i bu kadar sararak izledim. Nasıl akılda kalıcı vs demişler anlamadım izledigim en kotu mini dizi olabilir.
Malcolm X filmine yorum yazdı:
Bir iki ilginç bilgi yazayım. Üniversite kapısında Malcolm X’i çeviren beyaz genç kıza verdiği cevaptan ötürü Malcolm büyük pişmanlık duymuş. Ayrıca öldüğünde ablasına 4500 dolar borcu varken hiçbir varlığı ve sigortası olmadan, yanında sadece 150 doları varken ölmüş. (Evleri Nation of Islam mülkündeymiş ve evi geri almak için örgüt dava açıp kazanmış) Gençken revolverla ’yazı tura atma’ eyleminde mermiyi silahın içine hiç koymamış, avucunda saklamış. Ve suikaste kurban gideceğini anladıktan sonra bir keresinde Dr. King’in karısına insanlara alternatif sunuyorum, beni dinliyorlar ve sonrasında Martini seçiyorlar mealinde bir şey fısıldamış.
Malcolm X filmine yorum yazdı:
Film çoğu önemli noktayı veriyor ama genel çizgisini biraz daha kaydırmış olmasını dilerdim. Hapishanede yaşadığı değişim yedirilerek verilememiş, zenci ağızıyla konuşurken birden tecrübeli bir hatip gibi konuşmaya başlıyor. Fruits of Islam hiç verilmemiş. 90 günlük susturulduğu dönemde Miami’ye gitmesi orda Muhammed Ali’yi Nation of Islam örgütüne alması ve kendisiyle arkadaşlığına rağmen Muhammed Ali’nin NoI tarafında olması da hiç yok, bu kısım hayatının kırılma noktasıdır. Elijah Muhammed’e son döneminde yaptığı ağır tenkidler maalesef yok. İzleyen EM’i tam bir tarafa koyamıyor. Ama en garibime giden Senarist Alex Haley kendisini filmde işlememiş, 100.000 kelimelik otobiyografisini yazdırmak için gece gündüz Malcolm’un hayatını anlatmasını, hatta bu kitaptan aldığı gelirin özellikle son döneminde Malcolm’un tek geliri olduğunu, bunun yanında, hayatını anlatırken görüşlerinin de değiştiği döneme geldiği için kitabın da ekseninin değiştiğini g ... DevamıFilm çoğu önemli noktayı veriyor ama genel çizgisini biraz daha kaydırmış olmasını dilerdim. Hapishanede yaşadığı değişim yedirilerek verilememiş, zenci ağızıyla konuşurken birden tecrübeli bir hatip gibi konuşmaya başlıyor. Fruits of Islam hiç verilmemiş. 90 günlük susturulduğu dönemde Miami’ye gitmesi orda Muhammed Ali’yi Nation of Islam örgütüne alması ve kendisiyle arkadaşlığına rağmen Muhammed Ali’nin NoI tarafında olması da hiç yok, bu kısım hayatının kırılma noktasıdır. Elijah Muhammed’e son döneminde yaptığı ağır tenkidler maalesef yok. İzleyen EM’i tam bir tarafa koyamıyor. Ama en garibime giden Senarist Alex Haley kendisini filmde işlememiş, 100.000 kelimelik otobiyografisini yazdırmak için gece gündüz Malcolm’un hayatını anlatmasını, hatta bu kitaptan aldığı gelirin özellikle son döneminde Malcolm’un tek geliri olduğunu, bunun yanında, hayatını anlatırken görüşlerinin de değiştiği döneme geldiği için kitabın da ekseninin değiştiğini görmek isterdim. Belki tek affedilemeyecek hataları da Malcolm’un büyük bir entelektüel olmasını verememeleri, özellikle Hacc’da yazdığı mektuplarda rahatlıkla anlaşılabileceği gibi düşüncelerinin sürekli olgunlaştığı ve kendisinin her zaman buna açık olması, kendi söylemiyle önünü alamadığı bir merakı ve içine düştüğü problemler olmasa belki de kendisinin hapishanede tanıştığı kitaplara gömmesi sadece bir ansiklopediyi taraması şeklinde verilmiş olması belki de onu tanıtanların kendi skalasında olmamasındandır.
Tüm bu eleştirilerime rağmen filmi oldukça kaliteli buluyorum. Dekorlar ve giysiler kusursuz, metinler çok iyi yazılmış. Çok zor bir iş olmasından dolayı eleştirilecek noktalar her türlü olacaktı, benim yazdıklarım sadece filmi izledikten sonra bu konuları da atlamayın diye. Esselamu aleyküm.
Öncelikle bu bir yüzleşme dizisi. Hayatta kalma yaşanırken flashbackler ile önce 3 ayrı timeline yansıtılarak karakterimizin geçmişi iyice anlatılıyor. Sonra karakterin kafası bulanmaya basladikca flashbackler de kabusvari yansimalara dönüyor. Bir avukatta travma bırakacak olayları yaşanmış gibi göstererek Liv'in mental durumu harika ifade ediliyor. Sık kabus gören ve genelde kafası dağınık biri olarak stabil olmayan mental durumunu, düştükten sonra anlık uykuya dalmalari ve hayallemelerin ve en nihayetinde hayata tutunması harika anlatıldigino düşünüyorum. Dizinin en güçlü yönü burası
Bu dizide Liv'in kendini kanıtlamak gibi bir durumu yok. Zaten geçmişinde de hep kararlı ve asla pes etmeyen biri olarak gösteriliyor. Bu dizi Liv'in yarım kalan bir hikayesini tamamlamak için çıktığı bir yolculuğun sekteye uğramasıyla, zihninde yarım kalan bütün hikayeleri tamamlaması ve herkes ile tek tek yuzlesmesini gösteriyor.
Dizinin ismin ... Devamı
Öncelikle bu bir yüzleşme dizisi. Hayatta kalma yaşanırken flashbackler ile önce 3 ayrı timeline yansıtılarak karakterimizin geçmişi iyice anlatılıyor. Sonra karakterin kafası bulanmaya basladikca flashbackler de kabusvari yansimalara dönüyor. Bir avukatta travma bırakacak olayları yaşanmış gibi göstererek Liv'in mental durumu harika ifade ediliyor. Sık kabus gören ve genelde kafası dağınık biri olarak stabil olmayan mental durumunu, düştükten sonra anlık uykuya dalmalari ve hayallemelerin ve en nihayetinde hayata tutunması harika anlatıldigino düşünüyorum. Dizinin en güçlü yönü burası
Bu dizide Liv'in kendini kanıtlamak gibi bir durumu yok. Zaten geçmişinde de hep kararlı ve asla pes etmeyen biri olarak gösteriliyor. Bu dizi Liv'in yarım kalan bir hikayesini tamamlamak için çıktığı bir yolculuğun sekteye uğramasıyla, zihninde yarım kalan bütün hikayeleri tamamlaması ve herkes ile tek tek yuzlesmesini gösteriyor.
Dizinin isminin keep breathing olması survival dizisi olmadığını anladığımda saçma gelmişti, ancak bu isim bebeğini yaşatmak için oksikodon kullanmamakta ısrar etmesi ile yeniden anlam kazanıyor
Final sahnesi ise mükemmel, kendini tanıyan ve sadece kendisi gibi olduğunu düşünen Liv nehir sahnesinden önce babasıyla konuşarak annesine benzeyip benzemedigini sorar. Babası ise annesine benzediğini, ama kendisine de benzediğini, en nihayetinde kendisine özel karakteri olduğunu söylüyor. Annesinin "akışına bırakma" tavrını, babasının "her zaman olman gereken yerde ol" düşüncesini ve kendisinin ve kararlı duruşunu çok iyi harmanlayarak annesinin yanında olmak için ölüm riskini göze alıp kararlı bir şekilde kendini nehre bıraktığını görüyoruz.
Mantık hatalarına ve elde kalan bir sürü şeye deginmiyorum.