10 yıl önce
İtirazım Var filmine yorum yazdı:
Kill Bill: Vol. 1 filmine yorum yazdı:
Filmin müzikleri mükemmel. Bang Bang ve The Lonely Shepherd çok güzel müzikler ve filmde de çok iyi kullanılmış. Bunların da katkısıyla filmin açılış ve kapanış sahneleri gerçekten başarılı olmuş, hakkını vermek lazım.
Fakat başarısını tamamen bu müziklere borçlu olan filmin gerisinde hiçbir şey yok maalesef. Bu yönüyle çok aldatıcı. Bir intikam listesi peşinde bitmek bilmeyen dandik dövüş sahnelerini ve kesilen uzuvlardan fışkıran kanları izlemek istiyorsanız buyrun bir buçuk saatinizi harcayın. Mangacı ve "Tarantino çok iyi yaa"cı fanboyların abartması. Hayır bir de "Samurai kültürünü bilmeyenler anlamaz!" ve "Bu filmin bir felsefesi var tamam mı?" gibi hezeyanlara kapılmış durumdalar. Bilmesek inanacağız. Gidin Seppuku filmini izleyin, orada o dediklerini bulabilirsiniz.
Amerikan sinemasıyla anime hayranlarının gazını alıyor, başka bir numarası yok.
Girişini ve final sahnesini açın, o güzel müziklere kendinizi bırakın, kalanını izlemeseniz de olur bir şey kaybetmezsiniz.
Letters to Juliet filmine yorum yazdı:
Amanda Seyfried bu filmde çok güzel, sarı saçlarıyla güneşin altında parıl parıl parlıyor. Onun hatrına 15 dakika sabreder, sonra dayanamayıp kanalı değiştirirsiniz. İnanılmaz bayık bir film.
Altın Çağdan Öyküler filmine yorum yazdı:
İkinci dünya savaşı sonrasında uzunca bir süre Sovyet komünizmi altında yaşayan balkan ülkelerinin yaşamlarından kesitler sunan küçük komik hikayeler. Bu dönemle ilgili birazcık fikir sahibi olmanızı da sağlıyor, eğer yabancı olduğunuz bir kültürse.
Bazı hikayeler benim için hiçbir şey ifade etmese de, bazıları eğlenceliydi, özellikle domuzlu olanı. İzlenebilir ama çok fazla gözde büyütülecek bir film de diyemeyiz.
Winnie the Pooh filmine yorum yazdı:
Uzun bir Winnie the Pooh bölümü gibi. Küçüklüğünden beri bu çizgi filmin hayranı olanlar kesinlikle izlesin. Karakterleri tekrar görmek sizi eminim çok mutlu edecektir. Tabi ki yine o muhteşem seslendirmelerle.
Yeniden Çal Sam filmine yorum yazdı:
Woody Allen'ın en sevdiğim filmi. Tabi ki diğer filmlerine benziyor konusu vs, ama diyaloglar daha güzel, espriler çok daha iyi.
Diane Keaton'la öpüşme sahnesinde Humphrey Bogart ile diyalogları çok komikti, filmin en güzel yeriydi kesinlikle.
Ayıpettin Şemsettin filmine yorum yazdı:
Hikaye çok kötü, çok çok kötü, uyduruk bişey.
Ama Sadri Alışık, mafyanın bunu sorguladığı, gülme gazı sıktıkları sahneler filan inanılmaz, çok komik. Televizyonda rastlarsanız burayı izleyin, sonra kapatın.
İkiz Yaşamlar filmine yorum yazdı:
İzlemeye değer bir film. "Birbirine zıt karakterli kardeşler" gibi bir temayı ilginç bir hikaye ile işlemişler, finali de oldukça güzel bağlanmış. Zaman zaman sıkıcı, hatta iç karartıcı olsa da, bu durum bile aslında filmin anlatmak istediğiyle uyumlu bir durum.
Marion Cotillard'ın oyunculuğu bu filmde yine zaten oldukça başarılı. Bir de eğer daha büyük bir prodüksiyon ile, daha iyi görüntüler ve birazcık daha güçlü bir kurguyla çekilseydi (Mesela bir hollywood filmi olsaydı) çok daha büyük yankı uyandırırdı.
Prens Ve Şov Kızı filmine yorum yazdı:
My week with Marilyn filminde bu filmin işleniş hikayesini anlatıyordu, oradan ilgimi çekmişti. Fakat film büyük bir hayal kırıklığı oldu benim için. Bütün hikaye bir müsamere tadında anlatılmış, gerçi ne anlatıldığı da belli değil. My week with Marilyn'de gösterildiği gibi sıkıntılar yaşanmış olmasına şaşırmamak gerek. Marilyn Monroe ne oynadığının pek farkında değil gibi. Gerçi senaryo ve replikler çok bir duygu yansıtmaya elverişli değil ama Monroe'nun oyunculuk performansı da gerçekten çok çok düşük bir seviyedeymiş. En azından bunu görmemi sağladı, böylece ismine aldanıp başka bir Monroe filmi izlemem diye düşünüyorum.
Delikanlı filmine yorum yazdı:
Pek aşina olmadığımız bir kültür, alışık olmadığım tarzda bir film, kesinlikle orjinal. Alıştığımız festival filmlerine göre çok daha basit bir şekilde anlatılan sıcak bir hikayeye sahip, güzel, renkli. Çok büyük şeyler vaat etmiyor ama izlediğinize pişman olmanız mümkün değil, iyi ki izlemişim.
Not: Bu sitede neden "Yetişkinler İçin" diye etiketlenmiş anlamadım, hiçbir ilgisi yok.
"Abi bi film düşünüyorum, hem komedi, hem aksiyon, hem dram (o zaten banko), hem polisiye, hem tasavvuf hem de siyasi taşlama şeklinde olucak. Hepsinden yarım yamalak da olsa koyucam hiçbirini es geçmek yok.
İmam boksör olsun, satranç oynasın, saz çalsın, çok acayip inanılmaz çok kitap okusun, kilisede mum yaksın, sarhoş olsun, küfür etsin, kızı bi erkekle birlikte yaşasın, anarşist olsun devlete laf atsın, arada süslü bişeyler söylesin, çok acayip zeki, aynı anda da aşırı insancıl iyi yürekli olsun. Daha başka koymadığımız marjinal bişey kaldı mı? Aman eksik kalmasın, bizim seyircinin çok hoşuna gidiyo böyle şeyler. Duygu yok, karakter derinliği yok öyle şeylere uğraşmıyoruz artık boşver ne kasıcam. Onur ünlü dedin miydi ismail abi dedin miydi Sırrı dedin miydi sorgusuz ... Devamı
"Abi bi film düşünüyorum, hem komedi, hem aksiyon, hem dram (o zaten banko), hem polisiye, hem tasavvuf hem de siyasi taşlama şeklinde olucak. Hepsinden yarım yamalak da olsa koyucam hiçbirini es geçmek yok.
İmam boksör olsun, satranç oynasın, saz çalsın, çok acayip inanılmaz çok kitap okusun, kilisede mum yaksın, sarhoş olsun, küfür etsin, kızı bi erkekle birlikte yaşasın, anarşist olsun devlete laf atsın, arada süslü bişeyler söylesin, çok acayip zeki, aynı anda da aşırı insancıl iyi yürekli olsun. Daha başka koymadığımız marjinal bişey kaldı mı? Aman eksik kalmasın, bizim seyircinin çok hoşuna gidiyo böyle şeyler. Duygu yok, karakter derinliği yok öyle şeylere uğraşmıyoruz artık boşver ne kasıcam. Onur ünlü dedin miydi ismail abi dedin miydi Sırrı dedin miydi sorgusuz sualsiz bayılıyolar zaten bilmiyo musun? Evet başka ne vardııı...gezi’ye gönderme yaptık, tamam onu da işaretle. Hah! Abi az daha unutuyoduk Leyla ile Mecnun’a gönderme yapmadık ya. Dur senaryoda boşluk varsa biyere "At" yaz bizim ergenlerin çok hoşuna gider o. Anlamlı olmasına gerek yok bi yerlere at yaz işte hayvan gibi gülerler. Sonra bi yerlere de bazı az bilinen düşünürleri, sanatçıları filan serpiştir. Hegel yaz mesela, Kokoschka yaz. Bunları bilen çıkar seyircinin içinde, onlar da zevke gelir yaz sen yaz.
Ne oldu senaryo karman çorman mı oldu? Hikayeden kimse bişey anlamaz mı? Aman canım dert ettiğin şeye bak. Bizim imam son anda toparlar hepsini 10 dakkada, özet geçer hem seyirci de o pırıl pırıl kafasını yormamış olur. Bi de katili beklenmedik biri yapıp twisti çaktım mıydı Hollywood’a bile göz kırparız valla."
Şimdi yine bizimkiler gaza gelmeden belirteyim, biraz durulsunlar: Leyla ile Mecnun’u çok severek, senaryo ve karakterlerle yakınlığı geçtim artık duygusal bağ kurarak izlemiş biriyim. Hatta "Sen Aydınlatırsın Geceyi" filmini de bayağı ilginç bulmuştum. Sırrı Süreyya Önder’i de sempatik, doğal buluyorum. Ama bu "hayranlık" denen olayı kabul edemiyorum. Bişeyleri iyi yaptılar diye bu insanları göklere çıkarmanız o kadar saçma ki! Bi eleştiri kriteriniz, beğeni ölçütünüz pek yok sanırım ama varsa bile birilerine anlamsız bi hayranlık duyduğunuz için kayboluyor, işlemiyor yani.
Bi de bu fanboy kitlenin, yapılan işleri beğenmeyenlere yönelik bi nefreti var, "Bişeyi beğenmiyorlar, e siz de beğenmiyorsanız izlemeyin" gibi saçma bi argüman kullanıyorlar. Sanki biz "Kötü bi film olsa da izleyip yerin dibine soksak" diyoruz! Güzel vakit geçirmeyi, güzel bi film izleyip güzel tatlar almayı ummuşuz ki zaman ayırmış, para verip sinemaya gitmişiz!
Gelecek olan eksileri belki biraz azaltır umuduyla yazıma şu sözlerle son veriyorum:
"Abi Onur Ünlü kafası çok iyi yeaaa!"