13 yıl önce
Red Kit filmine yorum yazdı:
Frankenstein'ın Gelini filmine yorum yazdı:
Mary Shelley'nin orijinal hikayede, Doktor Frankenstein'ın kadın bir canavarın üretkenlik özelliğiyle daha tehlikeli ve mizacı itibariyle erkek canavardan daha azimli ve güçlü olması tehlikesine karşı eşi yapmaktan son anda vazgeçmesiyle verilen feministik mesajın içine bir devam filmi uğruna edilmesidir özünde. Atmosferi, kadrajları, ışık kullanımı, o zamanın şartlarının el verdiği derecede bilimsel hava verilmiş alet-edevatlar, bla bla felsefe ile kafa ütülemeyen sürükleyici bir yapım vesselam. Nitekim Nosferatu ile yanyana koyduğunuzda "Pardon, bunun neresi korkunç?" demekten insan kendini alamıyor. En iyi 25 korku filmi listesindeki yerini bence hak etmiyor. Klasik olması hatrına bayıla bayıla izlenir, sadece kör amcamızın işin içine girdiği yer için bile.
Ölüm Oyunu filmine yorum yazdı:
efenndisiz’e kesinlikle katılıyorum, orijinal fikirlerle yola çıkıyorlar ama bu filmde baştan sona sıvamışlar. Sırf Empire listesine girmeyi nasıl başarmış, imdb’de o yüksek puanı nasıl almış onun merakından sonuna kadar sabrettim. Hep Hollywood’a kızarız çalıntı fikirleri uyarlarlar diye, bu sefer kızamayacağım. Açlık Oyunları bunun en az 3 katı daha gerçekçi, gerilimli ve oturaklı olacak. En azından adam gibi sonu olacak be! 3/10 + karantina
Senden Nefret Etmemin 10 Sebebi dizisine yorum yazdı:
Kızlar, özellikle Kat: Cool. Baba: The same (Heath Ledger'ın oynadığı film versiyonuyla). Espriler: Awesome. Patrick: Amazing! Ağlanacak Amerikan gençliği halini gözler önüne seren, sırf düşük reyting oranları yüzünden yarıda, hem de ne yarıda kesilen bu güzelimtrajikomedinin arkasından ağlıyorum. Resmen ağlıyorum! Yaklaşık 16 saat içinde tamamını izlediğim 20 bölüm içinde sıkıldığım, koptuğum, eğlenmediğim, ileri oynattığım bir an bile olmadı. Burada kestiklerine inanamıyorum! High school musical izleyip, Justin Bieber dinleyenler: Hope you burn in hell. Tüm suçu size yüklüyorum. 10/10
Düşmanı Korurken filmine yorum yazdı:
Sinemada izlenecek kadar muhteşem aksiyon sahneleri yok. Die Hard 4 kadar değil en azından. Denzel, hayranlarını bir kez daha hayran edecek derecede alışılmış "Training Day" tarzında gidiyor. Sadece sonu farklı. Ryan çaylak iken kaplana dönüşen deneyimsiz ajan rolüne gitmiş. Ama Denzel’ın gölgesinde olmaktan kurtulamıyor. Dışarıdan biri veri tabanına girdiğinde merkez üssünde acilen şüpheyle tespit edilmesi klişesinden, filmin CIA tarafındaki gelişmelerinin anlatıldığı bölümün abartısız %80’nin aynı merkez üssünde bla bla ile geçmesi iç bayıyor. Denzel için izlemeyenlere vakit kaybı, biz Denzel’cılara başka bir çerezlik daha. 7/10
Cargo filmine yorum yazdı:
Kurguda ciddi sıkıntı var. Dünya'ya tam olarak ne olmuş? Gemiye doluşturulan insanlar tam olarak nereye götürülüyordu? Simülasyonun inandırıcı olması için o gemide gösterilen herkesin bir tanıdığının "arşivlenmiş" olması gerekiyordu, milleti fişlemeye uğraşacağınıza neden adam gibi istasyon aramadınız? Baş teröristin herkesten habersiz gemide ne işi var? Sağ kolu nasıl müfettiş olarak içeri sızabilmiş? Made in Japon (yada China, not sure) bir geminin elinden laptopu düşmeyen Japon analistik uzmanı nasıl oluyor da biri uyarana kadar koordinatları kontrol etmiyor? Sonu tatsız tuzsuz hastane yemeği misali, aman bütçe yetmedi burada keselim der gibi. Access denied klişesinden tutun da, hiç duygusal olmayan bir "beni bırak sen kendini kurtar" (halbuki ikisi de kurtulabilirdi) klişesinden daha nicelerine. Sempati gerektiren sahnelerde bırak üzülmeyi öfkelendim. Avrupai soğukluklarını dahiyanece konuşturmuşlar. Karantinaya. Buna benzer ADAM gibi bir post-apocalyptic bilim kurgu izlemek isteye ... DevamıKurguda ciddi sıkıntı var. Dünya'ya tam olarak ne olmuş? Gemiye doluşturulan insanlar tam olarak nereye götürülüyordu? Simülasyonun inandırıcı olması için o gemide gösterilen herkesin bir tanıdığının "arşivlenmiş" olması gerekiyordu, milleti fişlemeye uğraşacağınıza neden adam gibi istasyon aramadınız? Baş teröristin herkesten habersiz gemide ne işi var? Sağ kolu nasıl müfettiş olarak içeri sızabilmiş? Made in Japon (yada China, not sure) bir geminin elinden laptopu düşmeyen Japon analistik uzmanı nasıl oluyor da biri uyarana kadar koordinatları kontrol etmiyor? Sonu tatsız tuzsuz hastane yemeği misali, aman bütçe yetmedi burada keselim der gibi. Access denied klişesinden tutun da, hiç duygusal olmayan bir "beni bırak sen kendini kurtar" (halbuki ikisi de kurtulabilirdi) klişesinden daha nicelerine. Sempati gerektiren sahnelerde bırak üzülmeyi öfkelendim. Avrupai soğukluklarını dahiyanece konuşturmuşlar. Karantinaya. Buna benzer ADAM gibi bir post-apocalyptic bilim kurgu izlemek isteyene tavsiyem Pandorum (2009).
Kevin Hakkında Konuşmalıyız filmine yorum yazdı:
Pek sevgili arşivi kabarık filimadamı ve madamlarından ve/ya da bu türün severlerinden büyük bir ricam olacak. Lütfen buna benzer bildiğiniz filmleri "bunu izleyen şunu da izler" bölümüne ekleyin. Ayrıca yönetmenin diğer filmi "Sıçan Avcısı (1999)"nın sayfasında yorum yok. Sadece 10 kişinin izlemesine bağladım ama puanı da yüksek? Neyse, bu filmden sonra izleyenlerin sayısı artacaktır büyük ihtimalle. Bu kadar laftan sonra filmi ne kadar beğendiğimi söylemem abes kaçar herhalde. 9.5/10
Yaşamın Ritmi filmine yorum yazdı:
Kimdi hatırlamıyorum ama takipçilerim arasında birinin başucu listesinde görüp indirdim. Kendisine teşekkürü bir borç bilirim. Filmin kapanışında hani istemeye istemeye yapılan müzik var ya (spoiler vermemek için kastım), onu beğenip, kendimden utandım. O derece özgün. 9/10
Tag 26 filmine yorum yazdı:
Ev bitkileri sararıp öbür tarafı boylamışken maşallah etraf göz alabildiğine yemyeşil bahçe bostan. Geçende, kapkara bir atmosferde çekilen The Road'u izledikten sonra bu pek başarılı gözükmedi gözüme. Yine de mesajını çakmış: Tek başına bir bilinmezin peşinden gitmek için gereken cesaret, bir tanıdığının yanında canına kıyman için gerekenden daha büyüktür.
Yol filmine yorum yazdı:
Yine izlerim, yine izlerim seçeneğine gitmedi elim. Fena kalbim kırıldı. Bir kere daha izlemeyi yüreğim kaldırmaz. Kurgu deyip de teselli bulmak da mümkün değil, gözünüzün önüne Filistin'de yaşananların geldiğini düşünsenize? Eğer bazı Yeşilçam filmleri damardan giriyorsa, bu onlara kıyasla "Golden Shot". Ömrümden ömür gitti gecenin üçünde. Helal olsun.
---spoiler--- start
Yalnız burada fena halde hayal kırıklığına uğradığımı söyleyeyim. Red Kit açısından değil, Christopher Nolan açısından. Ailesi gözü önünde öldürüldükten sonra iyi yetiştirilen, adam öldürmeyen zeki ve becerikli genç adam. Iyyk. Nolan'ın özellikle bu yönden vurguladığı çalıntı Batman'ini alıp bağrıma bastığıma inanasım gelmiyor. Çizeri elbette o değil, ama yine de suçu ona yüklüyorum. Tim Burton'ın prestiji yükseldi birden gözümde :S
---spoiler--- end
imdb'de kurguyla ilgili eleştiriler gelmiş. Kardeşim, çocukluğunun kahramanı müthiş bir vücutta can bulmuş, kır kı*ını otur izle be. Klişesiz, alabildiğine özüne sadık, hemi de Düld ... Devamı
---spoiler--- start
Yalnız burada fena halde hayal kırıklığına uğradığımı söyleyeyim. Red Kit açısından değil, Christopher Nolan açısından. Ailesi gözü önünde öldürüldükten sonra iyi yetiştirilen, adam öldürmeyen zeki ve becerikli genç adam. Iyyk. Nolan'ın özellikle bu yönden vurguladığı çalıntı Batman'ini alıp bağrıma bastığıma inanasım gelmiyor. Çizeri elbette o değil, ama yine de suçu ona yüklüyorum. Tim Burton'ın prestiji yükseldi birden gözümde :S
---spoiler--- end
imdb'de kurguyla ilgili eleştiriler gelmiş. Kardeşim, çocukluğunun kahramanı müthiş bir vücutta can bulmuş, kır kı*ını otur izle be. Klişesiz, alabildiğine özüne sadık, hemi de Düldül'ü de konuşturmuşlar, o kadar da yerli yerindeki.
---spoiler--- start
Red Kit ilk cinayetinden sonra vicdan azabıyla tren rayına oturup canına kıymaya karar verir. Düldül'ü işte ilk kez o an duyarız. "Kalk oradan evlat, trenin geçeceği falan yok." Red Kit önce gaipten sesler duyduğunu zanneder. Birden sessizliğe bürünen Düldül'e sorular sorar, rayların üzerinde bir ileri bir geri volta atar. İnanamaz. Sonunda gerçekten atının konuştuğunu anlayınca neden o zamana kadar, çocukluğundan beri tek kelime etmediğini sorunca Düldül'ün verdiği cevap müthiştir: "Çünkü şimdiye kadar hiç raylara oturmamıştın."
---spoiler--- end