Cargo

Amerikan yapımı olmayan bu film klasik bilimkurguların senaryolarından öte gidemiyor. Film bilimkurgu gibi görünürken aslında içeriği gizem ve gerilim üzerine oturtulmuş. Filmin atmosferi filmi izlememiz için bir itici güç konumunda. Lakin film çok ağır bir şekilde ilerliyor. Filmin sonu ise çok garip bir şekilde bağlanıyor.Biz bu kadar çalışma yaptık ama hepsi boşunaymış. Filmde Artık insanoğlu Dünyanı tüketmiştir. Tüketmiştirden kastım artık dünyanın dengesi bozulmuştur ve yaşanılacak durumda değildir.Hal böyle olunca insanoğlu yeni bir gezegen bulma çabası içindedir. Bulunacak mıdır bilinmez ama insanlara Bir gezegenin varlıgından sözediliyor.Aslında öyle bir gezegen hiç olmamış herşey sadece Similasyondan ibaret. Burdaki amaç insanlara Umut vermek.Tabi Umut verelim demişler ama Umut tacirliği yapmışlar. Birde filmin açıklamadıgı kısımlar var.Sırf izleyelim diye filmin yasak bir bölmesinde bir şeyin varlıgı gözümüze sokuluyor.Ama oraya giriyorlar ve hiçbişe yok.Bize gemide bir yaratık var izlenimi veriyorlar ama film bittiğinde bu konuyla ilgili bir netlik yok.Ayrıca doktor aşagı kendi mi düştü öldürüldü mü ? Öldürüldüyse kim öldürdü gibi soruların cevabını bize sunmuyor. Filmde ayrıca komik hatalar var ama taktir ettiğim bir konu var.Aslında küçük bir ayrıntı.Filmin sonunda bir patlama oluyor. Ama o patlamanın gürültüsü bize sunulmamış.Ve doğru da yapılmış.Çünkü Ses uzayda yayılmaz.Uzay boşlugunda hava olmadıgı için ses bize ulaşmaz.Bu küçük ayrıntıya dikkat etmişler.Şöyle bir örnek verebilirim.Mesela Güneş ışınları Dünyaya ulaşmaktadır ama güneşte meydana gelen devasaa patlamaların gürültüsü dünyaya ulaşmamaktadır. Bunun sebebi de aslında uzayın bir boşluk olmasındandır... 10/ 5.0

Kurguda ciddi sıkıntı var. Dünya'ya tam olarak ne olmuş? Gemiye doluşturulan insanlar tam olarak nereye götürülüyordu? Simülasyonun inandırıcı olması için o gemide gösterilen herkesin bir tanıdığının "arşivlenmiş" olması gerekiyordu, milleti fişlemeye uğraşacağınıza neden adam gibi istasyon aramadınız? Baş teröristin herkesten habersiz gemide ne işi var? Sağ kolu nasıl müfettiş olarak içeri sızabilmiş? Made in Japon (yada China, not sure) bir geminin elinden laptopu düşmeyen Japon analistik uzmanı nasıl oluyor da biri uyarana kadar koordinatları kontrol etmiyor? Sonu tatsız tuzsuz hastane yemeği misali, aman bütçe yetmedi burada keselim der gibi. Access denied klişesinden tutun da, hiç duygusal olmayan bir "beni bırak sen kendini kurtar" (halbuki ikisi de kurtulabilirdi) klişesinden daha nicelerine. Sempati gerektiren sahnelerde bırak üzülmeyi öfkelendim. Avrupai soğukluklarını dahiyanece konuşturmuşlar. Karantinaya. Buna benzer ADAM gibi bir post-apocalyptic bilim kurgu izlemek isteyene tavsiyem Pandorum (2009).

Avrupa sinemasından Bilimkurgu türüne dair fazla çalışma çıkmıyor. Yapılan çalışmalarsa ya fazla tematik ya da sıkıcı derecede "boş".

Cargo, gerçekten iyi işlenmiş bir yapım. Kurgulanan evren, çok dolu bir altyapıya sahip. Şehir ve gemi tasarımları oldukça detaylı. Görsel yönü fazlasıyla tatmin edici. Ancak oyunculuk noktasında ciddi zaafiyetleri olan bir yapım. Karakterlerimiz pek renksiz ve halleri hareketleri yapay. Örneğin durduk yere birbirlerini öpmek, enseye şaplak indirmek gibi garip huyları var. Bunun yanında, konusu itibariyle çok da orjinal bir yapım sayılmaz. Kargoda acaba ne var endişesine çok uzun süre bel bağlamaması ise film adına bir artıydı gözümde. Kısa süre içinde düğüm çözülüyor ve gerilimden psikolojik bir drama dönüşüyor film.

Ayrıca uzun zamandır, Batı sinemasında Müslüman olmayan bir terörist gördüm. Bu kez teröristler Alman. Cidden bu çok hoş bir ayrıntı. Sanırım Müslüman olmayan son teröristi "Zor Ölüm 3" de görmüştüm. Gerçi o zaman da teröristler Alman'dı.

Neyse,bilimkurgu türü adına oldukça verimli bir eser.