Korkulması gerekenin insanlar olduğunu orijinal belgeselde görebilirsiniz. Keşfedilenin ve unutulanların ne olduğunu değerlendirebilirsiniz; çünkü, peşinde silahı getiren bir yapı kendini bu keşif esnasında asıl korku filmi konusu olan köpek balıklarını gereksiz çoklukta öldürerek gösteriyor. Her şeyi avlayan (tüketen) bir yapının her şeye yabancılaşsa da keşfeden bir bakışı olduğunu düşünen insanları anlatıyor.
Filmde doğaya karşı verilen mücadele kurgusu ise yalnızca endüstriyel bir eklenti, yukarıda bahsettiğim gibi asıl mücadele, sonrasında bize bırakılan harap edilmiş bir dünyada yaşamak olacak. Tekneden inen kaşifler ölü köpekbalıklarını karaya çekiyor ve haber verildikten sonra gelen insanlar teknede artmış olan konservelerden yiyor. Antik uygarlıklarının doğaya olan korkusu çağımızda aşılmış veya şekil değiştirmiş olsa da korku olmadan da yaşatmanın yaşamamız için gerekli olduğunu ancak bu çağda, toplumsal bir gerçeklik olarak öğrenmiş görünüyoruz.
daha önce izlediğim belgesel türünde bir programda bilim adamları köpek balıkları üzerine araştırma yapıyorlardı. belli bir türdeki köpek balıklarının çokça bulunduğu bir alana hatta başka bir köpek balığı türünün kanını su ortamına bırakıyorlardı. ve bu kokuyu alan köpek balıkları da anında ortamdan uzaklaşıyorlardı. neticede bilim adamlarının vardığı nokta şuydu: köpek balıklarının kendi kan kokusu kendilerini bulundukları ortamdan derhal uzaklaştırmasıydı.
kon-tiki'de ise bu bulgunun aksine filmde öldürülen köpek balığının kanı suya karıştığında daha fazla köpek balığının ortamda toplandığı görülüyor. izlediğim programdan sonuca vararak filmdeki senaryoda önemli bir ayrıntının yanlış aktarılması söz konusu. şayet dediğim gibiyse durum senaryonun aksine kurtarılmaya çalışılan kişinin ölmesi gerekirdi. acaba filmdeki o kısım aksiyon olması için kurgulanmış mıydı? şimdi gerçek bir hikayeden alıntılandı deniyor, şayet o kısım da gerçekse ... Devamı
daha önce izlediğim belgesel türünde bir programda bilim adamları köpek balıkları üzerine araştırma yapıyorlardı. belli bir türdeki köpek balıklarının çokça bulunduğu bir alana hatta başka bir köpek balığı türünün kanını su ortamına bırakıyorlardı. ve bu kokuyu alan köpek balıkları da anında ortamdan uzaklaşıyorlardı. neticede bilim adamlarının vardığı nokta şuydu: köpek balıklarının kendi kan kokusu kendilerini bulundukları ortamdan derhal uzaklaştırmasıydı.
kon-tiki'de ise bu bulgunun aksine filmde öldürülen köpek balığının kanı suya karıştığında daha fazla köpek balığının ortamda toplandığı görülüyor. izlediğim programdan sonuca vararak filmdeki senaryoda önemli bir ayrıntının yanlış aktarılması söz konusu. şayet dediğim gibiyse durum senaryonun aksine kurtarılmaya çalışılan kişinin ölmesi gerekirdi. acaba filmdeki o kısım aksiyon olması için kurgulanmış mıydı? şimdi gerçek bir hikayeden alıntılandı deniyor, şayet o kısım da gerçekse bilim adamlarına biri haber vermeli acilen.
2012 kon-tiki filmi köpek balığı sahnelerinde gerilimi verememiş 1975 jaws filmini örnek alsalarmış bu sahnelerde.Görseller iyiydi bu açıdan izlenebilir ama bu başarı hikayesini iyi anlatamamış beni fazla etkilemedi açıkçası.
Life of Pi diye bir film hayatımıza girmemiş olsa,çok daha fazla etkileceğim,sinema severler üzerinde daha fazla etki bırakacak bir film olabilirdi Kon-Tiki.Görsel olarak Life of Pi tadını yakalamayı başarsa bile,konu olarak -gerçek hayattan uyarlama olması nedeniyle- bir tık gersinde kalmış.Yine de kesinlikle gözardı edilmemesi gereken,oldukça başarılı bir film olmuş.Filmin mizah kısmı da ayrıca hoşuma gitti.
Norveçli bilim adamı Thor Heyerdahl ve arkadaşlarının, Peru'dan Polinezya'ya 100 gün süren "kanıt" yolculuğu. Filmin artısı, konunun kurgu ile sınırlı kalmayıp, gerçekten yaşanmış olması. Bu da dakikalar geçtikçe sizi daha çok bağlıyor filme. Adamların katettiği mesafeyi görünce, gerçekleştirilen olaydan etkilenmemek pek mümkün değil. Görsel anlamda da oldukça doyurucu. Life of Pi ile aynı döneme denk gelmesi hoş bir tesadüf olmuş. Peşpeşe izleyip, keyiften mest olunabillir.
Heyerdahl'in gerçek yolculuğunda çekmiş olduğu görüntüler, 1951'de en iyi belgesel Oscar'ını kazanmış. Norveç sinemasının bugüne kadar en yüksek bütçeli filmi olmuş Kon-Tiki. (15.5 milyon dolar) Aynı zamanda hem Oscar, hem de Altın Küre'ye aday olan ilk Norveç filmi.
bu yılın yabancı film dalında oskar adaylarından biri. bana göre amour karşısında en ufak bir şansı dahi olamaz. biyografi sevenler ve bir bilim insanının tezini ispatlama uğruna 8000 kilometrelik okyanus yolculuğu ( eski usül bir sal ve sadece dalgaların yönlendirmesiyle ) nasıl oluyormuş diye merak edenler düşünebilirler.
@timkaptan
3 yıl önce
5 / 10
Filmde doğaya karşı verilen mücadele kurgusu ise yalnızca endüstriyel bir eklenti, yukarıda bahsettiğim gibi asıl mücadele, sonrasında bize bırakılan harap edilmiş bir dünyada yaşamak olacak. Tekneden inen kaşifler ölü köpekbalıklarını karaya çekiyor ve haber verildikten sonra gelen insanlar teknede artmış olan konservelerden yiyor. Antik uygarlıklarının doğaya olan korkusu çağımızda aşılmış veya şekil değiştirmiş olsa da korku olmadan da yaşatmanın yaşamamız için gerekli olduğunu ancak bu çağda, toplumsal bir gerçeklik olarak öğrenmiş görünüyoruz.
@mavikurbaga
7 yıl önce
kon-tiki'de ise bu bulgunun aksine filmde öldürülen köpek balığının kanı suya karıştığında daha fazla köpek balığının ortamda toplandığı görülüyor. izlediğim programdan sonuca vararak filmdeki senaryoda önemli bir ayrıntının yanlış aktarılması söz konusu. şayet dediğim gibiyse durum senaryonun aksine kurtarılmaya çalışılan kişinin ölmesi gerekirdi.
acaba filmdeki o kısım aksiyon olması için kurgulanmış mıydı? şimdi gerçek bir hikayeden alıntılandı deniyor, şayet o kısım da gerçekse ... Devamı
kon-tiki'de ise bu bulgunun aksine filmde öldürülen köpek balığının kanı suya karıştığında daha fazla köpek balığının ortamda toplandığı görülüyor. izlediğim programdan sonuca vararak filmdeki senaryoda önemli bir ayrıntının yanlış aktarılması söz konusu. şayet dediğim gibiyse durum senaryonun aksine kurtarılmaya çalışılan kişinin ölmesi gerekirdi.
acaba filmdeki o kısım aksiyon olması için kurgulanmış mıydı? şimdi gerçek bir hikayeden alıntılandı deniyor, şayet o kısım da gerçekse bilim adamlarına biri haber vermeli acilen.
@tylerdurden34
11 yıl önce
@lowen
11 yıl önce
7.2 / 10
@toresbeluga
12 yıl önce
7.5 / 10
Heyerdahl'in gerçek yolculuğunda çekmiş olduğu görüntüler, 1951'de en iyi belgesel Oscar'ını kazanmış. Norveç sinemasının bugüne kadar en yüksek bütçeli filmi olmuş Kon-Tiki. (15.5 milyon dolar) Aynı zamanda hem Oscar, hem de Altın Küre'ye aday olan ilk Norveç filmi.
@essam
12 yıl önce
7.5 / 10