Doğrularıyla evrenselleşmenin mümkün olunamayacağı bir dünya.. Kültürü ve bağnazlığı iç içe geçirip yere çalan boyun eğmeyen bir insanın kabul görmesi mümkün müdür ? Yorumlanması ne kadar zor. Büyümüş ama üzerine giydiği kıyafetleri küçülmüş, dar gelen yerlerden patlamış duygular ve birbirine eklediğimiz tüm nedenler tutturduğumuz yerden yırtılmış düşünceler, hepsi dökülüyor. Her şey insanoğlunun üzerinden yeni insanlık kıyafetini giymesi için ayrılıp sonsuzluğa karışmakta. ( alıntıdır )
Tanır mısınız bilmem bu filmi Dücane Cündioğlu tavsiyesi üzerine izledim. Sanırım daha farklı bir şey bekliyordum. Yazar da tanıdık geldi kendisini anımsattı bana izlerken. Neyse yıllar sonra dogdugu kasabaya geri dönen kibirli yazar/sanatçı kimlik ve cahil (bu cahaletle de mutlu yaşayan) bir toplum işlenmiş. Biyografik bir film izliyormuşum gibi hissettim bir ara. fena bir film sayılmaz.
Kategorize edilirken "Az kişi tarafından bilinen şaheser" , "underrated" , "sürpriz sonlu ( veya ters köşe) " kategorilerine en çok yakışacak filmlerden biridir . Kurgusu olağanüstü , oyuncular çevrenizde görebileceğiniz doğallıkta , diyaloglar bir o kadar billur , tepkiler sizin vereceğinizden fazlası değil ,kısacası saf ve akıcı bir üslupla anlatılan bir film ,tıpkı yazar olan karakter Daniel’in romanlarına atfedilen eleştiriler gibi ama final olarak kombinasyonu çok yüksek ,açık uçlu bir film olduğu kanısındayım ki diğer yorumlarda belirtildiği gibi film afişi böyle düşünmeme neden olan en büyük etkenlerden ;
Doğup büyüdüğü ve babasının cenazesinde bile gitmediği Salas’a davet edilen Daniel 40 yıl sonra -Nobel Ödülü’nü reddettikten 5 yıl kadar sonra-kasabasına döndüğünde , romanlarında yer verdiği kişiler ve anlattığı olaylara benzer insanların var olduğuna şahit olur .Daniel bunları bildiği zaman mı ayrıldı kasabadan ya da ayrıldıktan sonr... Devamı
Kategorize edilirken "Az kişi tarafından bilinen şaheser" , "underrated" , "sürpriz sonlu ( veya ters köşe) " kategorilerine en çok yakışacak filmlerden biridir . Kurgusu olağanüstü , oyuncular çevrenizde görebileceğiniz doğallıkta , diyaloglar bir o kadar billur , tepkiler sizin vereceğinizden fazlası değil ,kısacası saf ve akıcı bir üslupla anlatılan bir film ,tıpkı yazar olan karakter Daniel’in romanlarına atfedilen eleştiriler gibi ama final olarak kombinasyonu çok yüksek ,açık uçlu bir film olduğu kanısındayım ki diğer yorumlarda belirtildiği gibi film afişi böyle düşünmeme neden olan en büyük etkenlerden ;
Doğup büyüdüğü ve babasının cenazesinde bile gitmediği Salas’a davet edilen Daniel 40 yıl sonra -Nobel Ödülü’nü reddettikten 5 yıl kadar sonra-kasabasına döndüğünde , romanlarında yer verdiği kişiler ve anlattığı olaylara benzer insanların var olduğuna şahit olur .Daniel bunları bildiği zaman mı ayrıldı kasabadan ya da ayrıldıktan sonra tesadüf olamayacak kadar benzer hikayeleri kurguyla romanlarına mı aktardı ; bilinmez . Veya coğrafya ne olursa olsun bir yerlerde olduğunu gördüğün olayların ileride nelere dönüşeceğini bilir mi insan ? Yaşananlar benzerse yazılanlar da mı benzer olur? Bunlar da bilinmez fakat çocukluk arkadaşı Antonio’nun yaptıkları meslekle ilgili söylediği " Yabancılar yaban domuzu avlamaya geliyor ,biz de onları Roque’nin donanımlı kamyonetiyle taşıyoruz ,tavanda ışıkları falan var. Onlara silah , mühimmat ,yiyecek ,aklına gelecek herşeyi temin ediyoruz ve yaban domuzu avına gidiyoruz.Domuzlar bazen geliyor ,bazen gelmiyor . Bu yüzden Roque ile ben onlara evcil domuzlar sunuyoruz .Elinle besleyebildiklerinden yani . Böylece yabancılar ateş ediyor ve ıskalıyorlar , çünkü onlar aptal ;biliyorsun. Daha sonra Roque kamyonetinin arkasından dürbünlü tüfeğiyle , yabancılarla aynı anda ateş ediyor .Beni anlıyor musun ? Ateş ediyor. Evet gerçekten ! Yabancılar ıskaladığında o vuruyor ve vurduklarını sanıyorlar. Anlıyor musun ? Ve memnuniyet garanti oluyor böylece. Sonuçta herkes mutlu oluyor ." sözleri ve Daniel ’in de burda av durumda olmasından sonra yazdığı romanı bir çok olasılığı beraberinde getiriyor . En çarpıcı olasılık ise bana göre ; dürbünün hedefinde biz varız ve gerçek sanıp mutlu olduğumuz bir filmde Daniel’in avıyız izleyici olarak..
Edit : Daniel " Gerçek diye birşey yoktur .Gerçekler yoktur ,yorumlar vardır .Gerçek ya da gerçek dediğimiz şey ; diğer bir yorumdan üstün gelen bir yorumdur ."
Son zamanlarda izlediğim en iyi filmlerdendi , az kişi tarafından bilinmesin isterim.. İyi seyirler dilerim .8.5/10
Hayatımda izlediğim en güzel filmlerden biridir. Başlangıçta klasik arjantin filmi olarak başlayıp sonundaki o ince ayrıntıyı harika bir şekilde vererek, finalde insana gerçekten ’oha’ dedirtmiş bir başyapıt. Verilen, bahsedilen bütün kurgu tam da yaşanması mümkün olan bir kurgudur. Hiç bir abartı yapılmamış. Ve filmden sonra afişe tekrar bakın.
@naksidil
3 yıl önce
8.8 / 10
Büyümüş ama üzerine giydiği kıyafetleri küçülmüş, dar gelen yerlerden patlamış duygular ve birbirine eklediğimiz tüm nedenler tutturduğumuz yerden yırtılmış düşünceler, hepsi dökülüyor. Her şey insanoğlunun üzerinden yeni insanlık kıyafetini giymesi için ayrılıp sonsuzluğa karışmakta. ( alıntıdır )
@hanimbarman
4 yıl önce
@poormf
5 yıl önce
8 / 10
@no_one
7 yıl önce
8.5 / 10
Doğup büyüdüğü ve babasının cenazesinde bile gitmediği Salas’a davet edilen Daniel 40 yıl sonra -Nobel Ödülü’nü reddettikten 5 yıl kadar sonra-kasabasına döndüğünde , romanlarında yer verdiği kişiler ve anlattığı olaylara benzer insanların var olduğuna şahit olur .Daniel bunları bildiği zaman mı ayrıldı kasabadan ya da ayrıldıktan sonr ... Devamı
Doğup büyüdüğü ve babasının cenazesinde bile gitmediği Salas’a davet edilen Daniel 40 yıl sonra -Nobel Ödülü’nü reddettikten 5 yıl kadar sonra-kasabasına döndüğünde , romanlarında yer verdiği kişiler ve anlattığı olaylara benzer insanların var olduğuna şahit olur .Daniel bunları bildiği zaman mı ayrıldı kasabadan ya da ayrıldıktan sonra tesadüf olamayacak kadar benzer hikayeleri kurguyla romanlarına mı aktardı ; bilinmez . Veya coğrafya ne olursa olsun bir yerlerde olduğunu gördüğün olayların ileride nelere dönüşeceğini bilir mi insan ? Yaşananlar benzerse yazılanlar da mı benzer olur? Bunlar da bilinmez fakat çocukluk arkadaşı Antonio’nun yaptıkları meslekle ilgili söylediği " Yabancılar yaban domuzu avlamaya geliyor ,biz de onları Roque’nin donanımlı kamyonetiyle taşıyoruz ,tavanda ışıkları falan var. Onlara silah , mühimmat ,yiyecek ,aklına gelecek herşeyi temin ediyoruz ve yaban domuzu avına gidiyoruz.Domuzlar bazen geliyor ,bazen gelmiyor . Bu yüzden Roque ile ben onlara evcil domuzlar sunuyoruz .Elinle besleyebildiklerinden yani . Böylece yabancılar ateş ediyor ve ıskalıyorlar , çünkü onlar aptal ;biliyorsun. Daha sonra Roque kamyonetinin arkasından dürbünlü tüfeğiyle , yabancılarla aynı anda ateş ediyor .Beni anlıyor musun ? Ateş ediyor. Evet gerçekten ! Yabancılar ıskaladığında o vuruyor ve vurduklarını sanıyorlar. Anlıyor musun ? Ve memnuniyet garanti oluyor böylece. Sonuçta herkes mutlu oluyor ." sözleri ve Daniel ’in de burda av durumda olmasından sonra yazdığı romanı bir çok olasılığı beraberinde getiriyor . En çarpıcı olasılık ise bana göre ; dürbünün hedefinde biz varız ve gerçek sanıp mutlu olduğumuz bir filmde Daniel’in avıyız izleyici olarak..
Edit : Daniel " Gerçek diye birşey yoktur .Gerçekler yoktur ,yorumlar vardır .Gerçek ya da gerçek dediğimiz şey ; diğer bir yorumdan üstün gelen bir yorumdur ."
Son zamanlarda izlediğim en iyi filmlerdendi , az kişi tarafından bilinmesin isterim.. İyi seyirler dilerim .8.5/10
@comeche
7 yıl önce
@dilekcandar
7 yıl önce
9.2 / 10