İzlenilen süre boyunca "auuğğğ"latan bir belgesel. Sanki terapiden çıkmış gibi huzur doluyum. Yalnız aklım pazarda yaralı bulunan yavruda kaldı. Keşke onun akıbetini de öğrenebilseydik. :(
"Ayağınızın dibinde kafayı dikip size bakan ve miyavlayan bir kedi; hayatın size gülümsemesidir." Bu sözü evimin her köşesine asmak istiyorum.
Tabii öyle büyük bir şey beklemeyin. Başından sonunda kadar belli standartta ilerleyen bir yapım. Kediler ve İstanbul halkının onlara tepkisi üzerine bir işleniş. Daha profesyonel olabilirmiş ama bu tarz bir yapım daha önce olmadığı kendi adına başarılı bir eser. Özellikle inancı olsun olmasın herkesin yüreğinin güzelliğiyle hayvanlara yardım etmesi ayrı bir insanlık dersi veriyor bizlere. Allah bizlerden bunlara yardım etmemiz ister rızıkları biziz diyen amcadan tutun hippili ablamıza kadar her kesimin insanlığına değinmesi ayrı bir mutlu etti beni. Ki gerçekten İstanbul’da kediler insanlardan kaçmaz. Onca şehirde hep çakan kediler görmüş biri olarak İstanbul’a olan hayranlığımdır bu. Tabii her şehrin ayrı zorluğu da var tabii.
" Hayvan sevmeyen, insan sevemez. " sözünün gayet de doğru olduğunu gördüğümüz bir belgesel kısacası. Beklentiyi düşürüp izleyin derim.
Çok çok özel bir belgesel emeği geçen herkese teşekkürler şehrin ne kadar yozlaştığını düşününce çok değil az zaman sonra Kandilli’ye Beyoğlu’na bakıp iç çekeceğiz bence İstanbul’a gelip şehirde sokakların sahibi gibi gezen kedi köpekleri görüp şaşıran turist arkadaşlarımıza önerilecek bir film hem şehir turu da yaparlar biraz :)
Bitirdikten sonra içimdeki sevgi ve mutluluğun arttığını hissettim. Yurt dışında da izlenen ve beğenilen bir yapım; böyle oluşunun da ülkemiz adına pozitif bir bakış açısı katacağını düşünüyorum.
Müziklerini ve görselliğini çok beğendim. Çekimleri de çok güzeldi, kedilerin gözünden, onlarla aynı seviyeden izledik çoğu zaman. Ancak daha çok yurtdışına İstanbul’u ve İstanbul’un kedi sevgisini göstermek için çekilmiş gibiydi. Hikayeler ve karakterler o kadar ilginç değildi. Bazı diyaloglar "bu kedi geldi, biz yemek veriyoruz, alıştı"dan öteye gitmiyordu. Böyle olunca gerektiğinden uzun geldi. Çok etkilenmek yerine, gülümseyerek ve kedi sevgim kabararak ancak arada saati kontrol ederek izledim. Yine de tavsiye ederim.
istanbul’un nerede varoş bir yeri var orayı çekmişler, gözler bir kadıköy, üsküdar, boğaziçi gibi semtleri aramadı değil. onun dışında güzeldi, ayrıca filmi bana amerikalı hocamın tavsiye etmesi de ayrı bir hoşluk, yalnız dediğim gibi istanbul’u hindistan gibi bir yer zannetmiş bu belgesel yüzünden:/
@merodesidero
2 yıl önce
"Ayağınızın dibinde kafayı dikip size bakan ve miyavlayan bir kedi; hayatın size gülümsemesidir." Bu sözü evimin her köşesine asmak istiyorum.
@serkanaydemir
2 yıl önce
7 / 10
Tabii öyle büyük bir şey beklemeyin. Başından sonunda kadar belli standartta ilerleyen bir yapım. Kediler ve İstanbul halkının onlara tepkisi üzerine bir işleniş. Daha profesyonel olabilirmiş ama bu tarz bir yapım daha önce olmadığı kendi adına başarılı bir eser. Özellikle inancı olsun olmasın herkesin yüreğinin güzelliğiyle hayvanlara yardım etmesi ayrı bir insanlık dersi veriyor bizlere. Allah bizlerden bunlara yardım etmemiz ister rızıkları biziz diyen amcadan tutun hippili ablamıza kadar her kesimin insanlığına değinmesi ayrı bir mutlu etti beni. Ki gerçekten İstanbul’da kediler insanlardan kaçmaz. Onca şehirde hep çakan kediler görmüş biri olarak İstanbul’a olan hayranlığımdır bu. Tabii her şehrin ayrı zorluğu da var tabii.
" Hayvan sevmeyen, insan sevemez. " sözünün gayet de doğru olduğunu gördüğümüz bir belgesel kısacası. Beklentiyi düşürüp izleyin derim.
İyi seyirler.
@sabiha
3 yıl önce
@okumusoglu
3 yıl önce
@miss_nobody
3 yıl önce
@melihkaya
3 yıl önce
@dilsanoi
4 yıl önce
@eski_takvim
6 yıl önce
@exaybachay
6 yıl önce
@benisakinceanla
6 yıl önce
8.5 / 10