Yaşayan en büyük yönetmen Ken Loach olsa gerek. 78 yaşındaki bir yönetmenin sinemasını gittikçe öteye götürmesini izlemek (özellikle bunu 2000'lerde yapmak çok çok çok zor bi olay) benim açımdan tarifi zor bir durum.
Loach diğer filmlerinde yaptığı gibi It's A Free World'de de asla yargılamıyor. Neden-sonuçlarla ilgilenmiyor(öyle görünse bile) onun sineması asla tek başına bir şeyleri göstermek üzerine kurulu da değil. O olanı anlatıyor. İşte bu yüzden filmlerinde birçok açıdan nesnel davranıyor ve politik sinemasındaki değişmeyen kuralı burada da gösteriyor bizlere. Teoride başarılı gibi görünen planlar, hedefler, ümitler pratikte sıçar. İşte bize düşende bunun nedenlerine odaklanmak.
O'nun karakterleri iyi gibi görünse dahi aslında kolayca yoldan çıkabilirler. İşte bunu her filminde o kadar iyi yapıyorki asıl başarısı burada bana göre. It's A Free World'ün iyi yürekli kızı Angie de bu Loach karakterlerinden biri. Beş parasızken herkeze yardım eden, zaman zaman anarşik düşüncelerl... Devamı
Yaşayan en büyük yönetmen Ken Loach olsa gerek. 78 yaşındaki bir yönetmenin sinemasını gittikçe öteye götürmesini izlemek (özellikle bunu 2000'lerde yapmak çok çok çok zor bi olay) benim açımdan tarifi zor bir durum.
Loach diğer filmlerinde yaptığı gibi It's A Free World'de de asla yargılamıyor. Neden-sonuçlarla ilgilenmiyor(öyle görünse bile) onun sineması asla tek başına bir şeyleri göstermek üzerine kurulu da değil. O olanı anlatıyor. İşte bu yüzden filmlerinde birçok açıdan nesnel davranıyor ve politik sinemasındaki değişmeyen kuralı burada da gösteriyor bizlere. Teoride başarılı gibi görünen planlar, hedefler, ümitler pratikte sıçar. İşte bize düşende bunun nedenlerine odaklanmak.
O'nun karakterleri iyi gibi görünse dahi aslında kolayca yoldan çıkabilirler. İşte bunu her filminde o kadar iyi yapıyorki asıl başarısı burada bana göre. It's A Free World'ün iyi yürekli kızı Angie de bu Loach karakterlerinden biri. Beş parasızken herkeze yardım eden, zaman zaman anarşik düşüncelerle işini yapan, feminist ve bu düzenden sıkılmış bir kadın ve anne ama ne zaman parayı bulur ve birilerine hükmetmenin(patron olmanın) tadına varır işte o zaman bazı tavizler vermeye başlar. Tam anlamıyla köşeye sıkıştığında ise yapamayacağı şey yoktur çünkü o da diğer bütün fakirler ve göçmenler gibi kendisini ve ailesi düşünür. Bu noktada Loach bize bunun suçlusunu altı çizili olarak vermez. Zaten filmlerinde ana karakterle sağlam bağlar kurmamızı da istemez. Yoksa direk "diğerlerini" suçlayacağımızdan korkar sanırım. Bence ona göre suçlu asla tek bir yerde vücut bulmamıştır. It's A Free World'de de suçlu tek başına devet değildir. Özellikle aile kavramı, para babaları, içler acısı göçmen politikaları, büyüklü küçüklü şirketler ve genel olarak erkeklerdir.
Son olarak Angela karakterini canlandıran Kierston Wareing'e nasıl bir oyunculuk sergilediği hakkında bir bilgisi var mı diye sormak istiyorum. Oyununun kuvvetliliğinden öte canlandırdığı karakterin zorluğu ve bundaki başarısı beni şaşırttı. Gerçekten zor bir rolde kadrajdan taşmadan, sıradan olmadan oynamış. Tebrik ettim doğrusu.
It's A Free World Ken Loach'un en iyi filmi değil (Kes, Land and Freedom, Raining Stones ve Riff-Raff varken bu biraz zor aslında) ama 2000'lerdeki en iyi işi olduğu tartışma götürmez sanırım.
Ken Loach'tan birinci dünyada neo-liberal poltikaların kendi içinde de adeta bir üçüncü dünya yaratılması üzerine...İŞTE SİZE ÖZGÜR DÜNYA ya da HAVA BEDAVA SU BEDAVA'nın ne kadar da BEDAVA olduğunun gösterilmesi..yüreğine sağlık..
kapitalizmin tanıdığı özgürlüklerden sadece biri olan; işsizlik üzerine kurulmuş bir film:
It's a Free World
sınıfsal konumun aklı, vicdanı, ihtiyaçları ve nihayet yaşamı ve geleceği kazanma yöntemini belirlemesini ve özgür avrupa işçilerinin gün yüzündeki karanlık dünyalarını, bir burjuva hayalcisinin gözünden öfkeyle seyrediyoruz.
@ledddd
11 yıl önce
7.7 / 10
Loach diğer filmlerinde yaptığı gibi It's A Free World'de de asla yargılamıyor. Neden-sonuçlarla ilgilenmiyor(öyle görünse bile) onun sineması asla tek başına bir şeyleri göstermek üzerine kurulu da değil. O olanı anlatıyor. İşte bu yüzden filmlerinde birçok açıdan nesnel davranıyor ve politik sinemasındaki değişmeyen kuralı burada da gösteriyor bizlere. Teoride başarılı gibi görünen planlar, hedefler, ümitler pratikte sıçar. İşte bize düşende bunun nedenlerine odaklanmak.
O'nun karakterleri iyi gibi görünse dahi aslında kolayca yoldan çıkabilirler. İşte bunu her filminde o kadar iyi yapıyorki asıl başarısı burada bana göre. It's A Free World'ün iyi yürekli kızı Angie de bu Loach karakterlerinden biri. Beş parasızken herkeze yardım eden, zaman zaman anarşik düşüncelerl ... Devamı
Loach diğer filmlerinde yaptığı gibi It's A Free World'de de asla yargılamıyor. Neden-sonuçlarla ilgilenmiyor(öyle görünse bile) onun sineması asla tek başına bir şeyleri göstermek üzerine kurulu da değil. O olanı anlatıyor. İşte bu yüzden filmlerinde birçok açıdan nesnel davranıyor ve politik sinemasındaki değişmeyen kuralı burada da gösteriyor bizlere. Teoride başarılı gibi görünen planlar, hedefler, ümitler pratikte sıçar. İşte bize düşende bunun nedenlerine odaklanmak.
O'nun karakterleri iyi gibi görünse dahi aslında kolayca yoldan çıkabilirler. İşte bunu her filminde o kadar iyi yapıyorki asıl başarısı burada bana göre. It's A Free World'ün iyi yürekli kızı Angie de bu Loach karakterlerinden biri. Beş parasızken herkeze yardım eden, zaman zaman anarşik düşüncelerle işini yapan, feminist ve bu düzenden sıkılmış bir kadın ve anne ama ne zaman parayı bulur ve birilerine hükmetmenin(patron olmanın) tadına varır işte o zaman bazı tavizler vermeye başlar. Tam anlamıyla köşeye sıkıştığında ise yapamayacağı şey yoktur çünkü o da diğer bütün fakirler ve göçmenler gibi kendisini ve ailesi düşünür. Bu noktada Loach bize bunun suçlusunu altı çizili olarak vermez. Zaten filmlerinde ana karakterle sağlam bağlar kurmamızı da istemez. Yoksa direk "diğerlerini" suçlayacağımızdan korkar sanırım. Bence ona göre suçlu asla tek bir yerde vücut bulmamıştır. It's A Free World'de de suçlu tek başına devet değildir. Özellikle aile kavramı, para babaları, içler acısı göçmen politikaları, büyüklü küçüklü şirketler ve genel olarak erkeklerdir.
Son olarak Angela karakterini canlandıran Kierston Wareing'e nasıl bir oyunculuk sergilediği hakkında bir bilgisi var mı diye sormak istiyorum. Oyununun kuvvetliliğinden öte canlandırdığı karakterin zorluğu ve bundaki başarısı beni şaşırttı. Gerçekten zor bir rolde kadrajdan taşmadan, sıradan olmadan oynamış. Tebrik ettim doğrusu.
It's A Free World Ken Loach'un en iyi filmi değil (Kes, Land and Freedom, Raining Stones ve Riff-Raff varken bu biraz zor aslında) ama 2000'lerdeki en iyi işi olduğu tartışma götürmez sanırım.
@birkafkahikayes
15 yıl önce
@bdcritias
15 yıl önce
7.8 / 10
It's a Free World
sınıfsal konumun aklı, vicdanı, ihtiyaçları ve nihayet yaşamı ve geleceği kazanma yöntemini belirlemesini ve özgür avrupa işçilerinin gün yüzündeki karanlık dünyalarını, bir burjuva hayalcisinin gözünden öfkeyle seyrediyoruz.