8 yıl önce
Birdman veya Cahilliğin Umulmayan Erdemi
(2014)Birdman or (The Unexpected Virtue of Ignorance)
7.5
623 OYPUAN VER
5
Imdb: 7.7 (666.099 OY)
KONUSU
Bir dönemin ’Birdman’ adlı süper kahraman filmleri serisiyle ünlenen oyuncusu Riggan, Broadway’de kendi yönettiği ve başrolünde yer aldığı bir oyunun son hazırlıklarını yapmaktadır. Ancak provalar esnasında oyunculardan biri beklenmedik bir biçimde yaralanır ve yerinin acil olarak doldurulması gerek
... Devamı
Bir dönemin ’Birdman’ adlı süper kahraman filmleri serisiyle ünlenen oyuncusu Riggan, Broadway’de kendi yönettiği ve başrolünde yer aldığı bir oyunun son hazırlıklarını yapmaktadır. Ancak provalar esnasında oyunculardan biri beklenmedik bir biçimde yaralanır ve yerinin acil olarak doldurulması gerekir. Lesley ve onun en yakın arkadaşı olan Jake’in önerisiyle bir zamanların gözde yıldızı olan Mike Shiner ile anlaşılır. Riggan sahneye çıkma hazırlıkları yaparken en başta Mike Shiner ardından ise oyuncu olan sevgilisi Laura, kişisel asistanlığını yürüten kızı Sam ve mükemmeliyetçi eski karısı Sylvia baş etmek durumunda kalır. Riggan kendine yeniden prestij kazandırmasını beklediği bu oyunu, beklentilerin aksine olumlu tepkiler kazanması için elinden geleni yapacaktır.
-
Alejandro González Iñárritu
Yönetmen
-
Armando Bo
Senarist
OYUNCULAR
Tüm Oyuncular ve Teknik Ekip
Riggan Tho...
Sam Thomson
Jake
Mike Shiner
Laura Aulburn
Sylvia
Lesley Truman
Tabitha Di...
YORUM YAZ
POPÜLER YORUMLAR
Konusu, göndermeleri ve oyunculuklar(özellikle Michael Keaton) cidden iyiydi. Sinematografik açıdan da gerçekten çoook başarılı buldum. Asla zaman kaybı değil, izlenesi bir film.
Filmde geçen facebook, twitter, ’bu güçtür’ vs. muhabbetlerinden pek hazzetmedim doğrusu. Bir de filmde bolca bulunan bateri ritimlerini duydukça Whiplash i anımsadım. Hoşuma gitti.
Filmde geçen facebook, twitter, ’bu güçtür’ vs. muhabbetlerinden pek hazzetmedim doğrusu. Bir de filmde bolca bulunan bateri ritimlerini duydukça Whiplash i anımsadım. Hoşuma gitti.
riggan’ın karakteri, bojack horseman’ı, işleyiş de uncut gems’i anımsattırdı.
Olmak istediğiniz,olmak zorunda olduğunuz ,olmaya çalıştığınız ,hiç olmamış olmasını dilediğiniz kendiniz ve de toplum gözünde kendinizi görmek ,ispat etmek istediğiniz yada umursamaz göstermek istediğiniz tarafınız ve bir de tüm bunların kendi aralarındaki kombinasyonları...var olduğunuz gibi varlığınızı kabul etmediğiniz her durum size persona dışında birşey kazandırmaz hayatta ve o kadar ilginç ki karakterimiz zaten personaya (toplumun gözündeki nihai kendisine)metafor olarak değil,gerçek anlamda da sahip yani "Birdman" olarak ...kaldığı korkunç ikilemler ve yüzleştiği gerçeklerle vardığı sonuç ise toplumdan farklı olduğu için değil toplumdan farklı olmaya çalıştığı için kurtulmaya çalıştığı maske sayısının artması...toplumun kendisinden beklediğini topluma sunmadı aslında finalde ;bir yenilgi ya da herkes gibi oluş ,pes ediş değildi ; aksine ardına saklandığı tüm personaları yok edişti tek bir mermiyle...
YENİ YORUMLAR
Tüm Yorumlar
Film çok ama çok ama çok kötü. Hayatımdan 2 saat çaldı. Sinema oyunculuk sanatına ilgi duyanlar filmde çekim tekniği falan gibi değişik şeyleri sevebilir. Ama normal vatandaşsan, uzak durman tavsiyem.
Filmin oldukça tuhaf ve karışık bir atmosferi var,ki zaten filmi beğenme nedenlerimden biri bu.
Bir çok insan filmi yarıda bırakmış ya da oldukça sıkıcı bulmuş. Onlara da hak veriyorum aslında biraz. Çünkü film herkese hitap edecek cinsten bir film değil.
Bir çok insan filmi yarıda bırakmış ya da oldukça sıkıcı bulmuş. Onlara da hak veriyorum aslında biraz. Çünkü film herkese hitap edecek cinsten bir film değil.
İnarritu için bir devrin kapanıp başka bir devrin açıldığı film. Bu filmi milat kabul edebiliriz. Çünkü adını duyurduğu, kendini tanıttığı önceki filmleri ile büyük bir kopuş yaşadığı ilk filmidir.
21 gram, babel, amores peros ile birdman ve diriliş birbirinden çok farklı filmlerdir. Buradaki kastım yönetmenlik bakımından. Ben en azından kendisini daha özgün bir tarzı olduğu için sevmiştim ama birdman’i yönettiğini bilmesem david fincher filmi derdim.
Film genel olarak gayet güzel ve yönetmen açısından da başarılı olmakla birlikte İnarritu tarzından uzaklaşmış bir filmdir.
21 gram, babel, amores peros ile birdman ve diriliş birbirinden çok farklı filmlerdir. Buradaki kastım yönetmenlik bakımından. Ben en azından kendisini daha özgün bir tarzı olduğu için sevmiştim ama birdman’i yönettiğini bilmesem david fincher filmi derdim.
Film genel olarak gayet güzel ve yönetmen açısından da başarılı olmakla birlikte İnarritu tarzından uzaklaşmış bir filmdir.
Tek bir dilek hakkım olsa, onu da bu filmin kamera arkasında olmak için kullanılırdım.
Bateri whiplashi hatırlattı, sahne geçişi tekniği ve akıcılık hissi harika
Cahillik Erdemi
Amores Perros, 21 Grams, Babel filmiyle kendisine hayran olduğumuz yönetmen Alejandro Gonzlez Irritu bu filmiyle kariyerinin en büyük başarısına imza attı diyebiliriz. Tabi yanında Gravity filminin görüntü yönetmeni Emmanuel Lubezki de olunca filmi izlemek bizler için ayrı bir kaliteye dönüşmedi değil hani. Aldığı ödülleri de hesaba katarsak Birdman yapılmış ender filmler arasına girmeyi başardı.
Oscar'ın provası olarak gösterilen Altın Küre ödüllerinde, en iyi erkek(müzikal ve komedi) ve en iyi senaryo dallarında ödül alan Birdman zaten ne derece iyi film olduğunu bizlere göstermeyi başarmıştı. Daha sonra Oscar'da 9 dalda aday olması ve bunların dördünü kazanması filmi hak ettiği değere yükseltmeyi sağladı. Oscar'da da en iyi film, en iyi yönetmen, en iyi özgün senaryo ve en iyi görüntü yönetmeni dallarında ödülü kaptı. Bunu beğenenler de oldu beğenmeyenler de asıl olması gerek ... Devamı
Amores Perros, 21 Grams, Babel filmiyle kendisine hayran olduğumuz yönetmen Alejandro Gonzlez Irritu bu filmiyle kariyerinin en büyük başarısına imza attı diyebiliriz. Tabi yanında Gravity filminin görüntü yönetmeni Emmanuel Lubezki de olunca filmi izlemek bizler için ayrı bir kaliteye dönüşmedi değil hani. Aldığı ödülleri de hesaba katarsak Birdman yapılmış ender filmler arasına girmeyi başardı.
Oscar'ın provası olarak gösterilen Altın Küre ödüllerinde, en iyi erkek(müzikal ve komedi) ve en iyi senaryo dallarında ödül alan Birdman zaten ne derece iyi film olduğunu bizlere göstermeyi başarmıştı. Daha sonra Oscar'da 9 dalda aday olması ve bunların dördünü kazanması filmi hak ettiği değere yükseltmeyi sağladı. Oscar'da da en iyi film, en iyi yönetmen, en iyi özgün senaryo ve en iyi görüntü yönetmeni dallarında ödülü kaptı. Bunu beğenenler de oldu beğenmeyenler de asıl olması gerek ... Devamı
Cahillik Erdemi
Amores Perros, 21 Grams, Babel filmiyle kendisine hayran olduğumuz yönetmen Alejandro Gonzlez Irritu bu filmiyle kariyerinin en büyük başarısına imza attı diyebiliriz. Tabi yanında Gravity filminin görüntü yönetmeni Emmanuel Lubezki de olunca filmi izlemek bizler için ayrı bir kaliteye dönüşmedi değil hani. Aldığı ödülleri de hesaba katarsak Birdman yapılmış ender filmler arasına girmeyi başardı.
Oscar'ın provası olarak gösterilen Altın Küre ödüllerinde, en iyi erkek(müzikal ve komedi) ve en iyi senaryo dallarında ödül alan Birdman zaten ne derece iyi film olduğunu bizlere göstermeyi başarmıştı. Daha sonra Oscar'da 9 dalda aday olması ve bunların dördünü kazanması filmi hak ettiği değere yükseltmeyi sağladı. Oscar'da da en iyi film, en iyi yönetmen, en iyi özgün senaryo ve en iyi görüntü yönetmeni dallarında ödülü kaptı. Bunu beğenenler de oldu beğenmeyenler de asıl olması gereken gerçeklik filmin bunları neden aldığı?
Bir filmi yücelten etkenler içinde sanırım en önemlisi yönetmendir. Onun bakış açısını filme yansıtan oyuncular da varsa yönetmenin elinde ortaya çıkan eser tarihi bir değere sahip olabilir. Bunları söylüyorum çünkü bu filmi başka bir yönetmen ve oyuncular çekse belki de bu derece vurucu etki yaratamayabilirdi. Ha daha iyisi de olabilirdi orası da ayrı bir konu ama film vermesi gereken o hissi seyirciye çok güzel yansıtabiliyor. Gonzlez, önceki yapımlarıyla da seyirciyi etkileyebilen bir yönetmendi. Meksikalı vatandaşı Lubezki'yi de yanına alarak filmin senaryosunu harika kamera açılarıyla bizlere yansıtmayı başarıyor. Ekip olarak uyumlu bir filmi bizlerle buluşturabiliyor yani. Aldığı ödülleri hak eden bir değere sahip Birdman. Kamera açılarıyla o daracık koridorlardan geçerken hiç sıkılmıyor olmamız bunun bir göstergesi. Tabi bunu oyuncunun atmosferini hissederek yapıyor olmaları bizleri de filmin içine almayı başarıyor. En iyi görüntü ödülünü almasını buna bağlıyorum. Birden o dar koridorlardan çıkıp şehre aktığımızda bizlerde de hafif rahatlama hissini yaşatabiliyor film.
Oyuncuların rolünü ya da var olan tiyatro arkasını başarıyla hatta kamera açılarının yüzlerine yakınken bu kadar iyi göstermeleri de filmin ayrı bir değeri. Michael Keaton'nın aldığı ödülleri hak ettiğini rahatlıkla söyleyebilirim yani. Yaşadığı alt benlik ve gerçekçi kişiliği arasında kalma hissini çok iyi gösteriyor. Tabi sadece o değil bana kalırsa filmi ayrı bir tat katan Edward Norton'ı da es geçmemek lazım. Oyunculuğunu hayatının önüne alan bir kişiyi bizlere yarı komedi yarı dram havasında yansıtması filmin artılarından ve Emma Stone, Zach Galifianakis, Naomi Watts gibi Hollywood dünyasının önemli isimleri de filmde olunca Birdman izleyicileri etkilemeyi zorunlu hale getiriyor.
" Cahilliğin umulmayan erdemi. "
Yıllar öncesinde Birdman adlı süper kahraman filmleri ile ünlü olmuş Hollywood aktörü Riggan Thomson (Michael Keaton), eski şöhretine yeniden kavuşmak için Broadwayde Raymond Carver tarafından yazılmış What We Talk About When We Talk About Love adındaki kısa hikayesinin tiyatro olarak aktarmaya karar verir. Bu tiyatro oyunu için tüm hayatını ortaya koyar. Tabi bu oyun Riggan'ın tek sorunu değildir. Yaşadığı bunalımlardan eşinden boşanan aktörümüz kızı Sam'le(Emma Stone) de arası iyi gitmemektedir. Bu kadar stresin için Riggan bir de içinde bilinçaltıyla mücadele etmektedir. Riggan bu tiyatro çalışmasıyla yeniden eskisi gibi tanınmak ve etrafındaki sorunları da düzeltmiş bir şekilde yaşamını sürdürmek ister. Filmin ana konusu bu hikaye üzerinden ilerler. Daha sonra tiyatro da oyunlarını hiç beğenmediği Ralph'i(Jeremy Shamos) göndererek onun yerine daha iyi ve tanınan isim Mike'ı (Edward Norton) getirir. Film bu yerden sonra daha ilginç bir boyut kazanır. Mike aktörlüğün dozunu ayarlayamayan biridir ve oyunculuğuyla tiyatroyu tehlikeye atmaktadır. Onca sorunu içinde Riggan bir de bunun stresini yaşayınca artık bilinçaltının esiri olma yolunda ilerler.
Filmde birçok yerde gerçekçilik ve gerçek dışı karmaşasını göreceksiniz. Yönetmenimizin kahramanın içinde yaşadığı o bunalımı bizlere kahramanın gözünde vermesi olaya hakim olmamızı kolaylaştırmaktadır. Buna aldanıp başta fantastik bir film bizleri bekliyor galiba diyebilirsiniz, ama film zamanla gerçekçiliğe doğru dönmektedir. Kara komedi gibi bazı yorumları da pek doğru bulmuyorum açıkçası. Filmde komedi unsuru olsa da daha çok dram türüne ait bir his mevcut. İçinde barındırdığı eleştirel hava da filmin değerleri arasında. Oscar almasına en çok sevindiğim nokta da burası. Hollywood ve bu dünyaya hayran olanlara eleştirel yaklaşması gerçekten filmin sanatsal yönünü bizlere çok net gösteriyor. Filmin içinde geçen günümüz bilindik isimleri de görünce bu eleştiri biraz daha önem kazanıyor. Filmde birçok gizli ya da görmeden baktığımız sahneler mevcut. Filmin sonlarına doğru sokakta bir adamın bağırıp felsefe yapması Tarkovsky'nin Nostalji filmindeki o son sahneyi hatırlattı bana. Eleştirmenlerin görmeden okumadan kendi yargılarıyla eleştirel bakmasını, Justin Bieber'ın ne kadar değerli bir isim olduğunu(?), insanların Hollywood filmlerinde hep kan, kaos ve fantastik yani yaşamak istemediği ögeleri görme istediğini bizlere çok güzel bir şekilde anlatmayı başarıyor yapım. Bu yönleriyle de Birdman bir adım öteye çıkmayı hak ediyor doğrusu. Hatta Riggan'ın o çatıya çıktığı sahnesinde karşıdan izleyen bir Amerikalının film mi bu sahne yoksa gerçek mi demesi de bu ülkede neyin film neyin gerçek olduğunu anlamayacak kadar ülkenin sinema dünyasında yok olduğunu anlatması da güzeldi. Bir nevi tiyatronun değerini de göstermiş olması her şeyin sinema olmaması gibi Amerika'nın içinde bulunduğu uçurumu da anlatması es geçilmeyecek bir nokta.
Bir filmi beğenir ya da beğenmezsiniz bu sizin tercihinizdir. Burada önemli olan bunu var olan saygı çerçevesinde yapmamızdır. Zaten fikirlerini karşı tarafı incitmeden söylemeyi başaranlar söylediklerini karşı tarafa aktarabilirler. Bazı yorumları okuyunca filmden soğumadım değil hani. Gonzalez filmi olduğunu bildiğim için bir beklentim vardı tabi, ama belki de bu sefer olmamış herhalde yine Oscar ödüllerinde bir anlamsızlık yapıldı galiba türünde düşüncelere kapıldığımı söylemek istiyorum. Bu nedenle filmi hep ileriye attım izlemek için. Peki, filmi bu kadar kötüleyecek ne vardı. Haklı oldukları nokta filmin bazı anlarının seyirciye sıkıcı gelmesi. Ben hiç sıkılmadım hani. Filmin her anı var olan senaryoya olan hayranlığımdan olsa gerek film başladı ve bitti. Gerçekten çok sağlam bir kurguya sahip film. Buna haksızlık yapılmamış olmasına çok sevindim. Oscar'ı o yıl alabilecek tek yapım Birdman olmalıydı ve aldı. Çok dar alanda bizlere yansıtılanlar büyük başarı. Tiyatro arkası yaşamları merak eden biri olarak bu sahneleri izlemek ayrı güzeldi. Bizler vay be insanlar ne iyi oynadı dediğimiz o anlarda aslında birbirlerinden nefret ettiklerini görmek bence gerçekçi bir yaklaşım. Yönetmeni ve oyuncuları kutluyorum. Az çok beklenti içine girmiş olabilirsiniz, ama dediğim gibi kişiye göre değişebilecek bir film olabilir. Genel anlamda beğeni alması bunu azaltsa da filmi izlerken içinde barındırdığı değerli görebilirsek, o seyirciye sıkıcı gelen anları görmezden gelmeyi başarabilir ve filmi olması gereken yere getirebiliriz. 8 puan ve yukarısını almalıydı film. Bizde biraz düşük kalmış gibi. Bu sizi yanıltmasın.
İyi seyirler.
Amores Perros, 21 Grams, Babel filmiyle kendisine hayran olduğumuz yönetmen Alejandro Gonzlez Irritu bu filmiyle kariyerinin en büyük başarısına imza attı diyebiliriz. Tabi yanında Gravity filminin görüntü yönetmeni Emmanuel Lubezki de olunca filmi izlemek bizler için ayrı bir kaliteye dönüşmedi değil hani. Aldığı ödülleri de hesaba katarsak Birdman yapılmış ender filmler arasına girmeyi başardı.
Oscar'ın provası olarak gösterilen Altın Küre ödüllerinde, en iyi erkek(müzikal ve komedi) ve en iyi senaryo dallarında ödül alan Birdman zaten ne derece iyi film olduğunu bizlere göstermeyi başarmıştı. Daha sonra Oscar'da 9 dalda aday olması ve bunların dördünü kazanması filmi hak ettiği değere yükseltmeyi sağladı. Oscar'da da en iyi film, en iyi yönetmen, en iyi özgün senaryo ve en iyi görüntü yönetmeni dallarında ödülü kaptı. Bunu beğenenler de oldu beğenmeyenler de asıl olması gereken gerçeklik filmin bunları neden aldığı?
Bir filmi yücelten etkenler içinde sanırım en önemlisi yönetmendir. Onun bakış açısını filme yansıtan oyuncular da varsa yönetmenin elinde ortaya çıkan eser tarihi bir değere sahip olabilir. Bunları söylüyorum çünkü bu filmi başka bir yönetmen ve oyuncular çekse belki de bu derece vurucu etki yaratamayabilirdi. Ha daha iyisi de olabilirdi orası da ayrı bir konu ama film vermesi gereken o hissi seyirciye çok güzel yansıtabiliyor. Gonzlez, önceki yapımlarıyla da seyirciyi etkileyebilen bir yönetmendi. Meksikalı vatandaşı Lubezki'yi de yanına alarak filmin senaryosunu harika kamera açılarıyla bizlere yansıtmayı başarıyor. Ekip olarak uyumlu bir filmi bizlerle buluşturabiliyor yani. Aldığı ödülleri hak eden bir değere sahip Birdman. Kamera açılarıyla o daracık koridorlardan geçerken hiç sıkılmıyor olmamız bunun bir göstergesi. Tabi bunu oyuncunun atmosferini hissederek yapıyor olmaları bizleri de filmin içine almayı başarıyor. En iyi görüntü ödülünü almasını buna bağlıyorum. Birden o dar koridorlardan çıkıp şehre aktığımızda bizlerde de hafif rahatlama hissini yaşatabiliyor film.
Oyuncuların rolünü ya da var olan tiyatro arkasını başarıyla hatta kamera açılarının yüzlerine yakınken bu kadar iyi göstermeleri de filmin ayrı bir değeri. Michael Keaton'nın aldığı ödülleri hak ettiğini rahatlıkla söyleyebilirim yani. Yaşadığı alt benlik ve gerçekçi kişiliği arasında kalma hissini çok iyi gösteriyor. Tabi sadece o değil bana kalırsa filmi ayrı bir tat katan Edward Norton'ı da es geçmemek lazım. Oyunculuğunu hayatının önüne alan bir kişiyi bizlere yarı komedi yarı dram havasında yansıtması filmin artılarından ve Emma Stone, Zach Galifianakis, Naomi Watts gibi Hollywood dünyasının önemli isimleri de filmde olunca Birdman izleyicileri etkilemeyi zorunlu hale getiriyor.
" Cahilliğin umulmayan erdemi. "
Yıllar öncesinde Birdman adlı süper kahraman filmleri ile ünlü olmuş Hollywood aktörü Riggan Thomson (Michael Keaton), eski şöhretine yeniden kavuşmak için Broadwayde Raymond Carver tarafından yazılmış What We Talk About When We Talk About Love adındaki kısa hikayesinin tiyatro olarak aktarmaya karar verir. Bu tiyatro oyunu için tüm hayatını ortaya koyar. Tabi bu oyun Riggan'ın tek sorunu değildir. Yaşadığı bunalımlardan eşinden boşanan aktörümüz kızı Sam'le(Emma Stone) de arası iyi gitmemektedir. Bu kadar stresin için Riggan bir de içinde bilinçaltıyla mücadele etmektedir. Riggan bu tiyatro çalışmasıyla yeniden eskisi gibi tanınmak ve etrafındaki sorunları da düzeltmiş bir şekilde yaşamını sürdürmek ister. Filmin ana konusu bu hikaye üzerinden ilerler. Daha sonra tiyatro da oyunlarını hiç beğenmediği Ralph'i(Jeremy Shamos) göndererek onun yerine daha iyi ve tanınan isim Mike'ı (Edward Norton) getirir. Film bu yerden sonra daha ilginç bir boyut kazanır. Mike aktörlüğün dozunu ayarlayamayan biridir ve oyunculuğuyla tiyatroyu tehlikeye atmaktadır. Onca sorunu içinde Riggan bir de bunun stresini yaşayınca artık bilinçaltının esiri olma yolunda ilerler.
Filmde birçok yerde gerçekçilik ve gerçek dışı karmaşasını göreceksiniz. Yönetmenimizin kahramanın içinde yaşadığı o bunalımı bizlere kahramanın gözünde vermesi olaya hakim olmamızı kolaylaştırmaktadır. Buna aldanıp başta fantastik bir film bizleri bekliyor galiba diyebilirsiniz, ama film zamanla gerçekçiliğe doğru dönmektedir. Kara komedi gibi bazı yorumları da pek doğru bulmuyorum açıkçası. Filmde komedi unsuru olsa da daha çok dram türüne ait bir his mevcut. İçinde barındırdığı eleştirel hava da filmin değerleri arasında. Oscar almasına en çok sevindiğim nokta da burası. Hollywood ve bu dünyaya hayran olanlara eleştirel yaklaşması gerçekten filmin sanatsal yönünü bizlere çok net gösteriyor. Filmin içinde geçen günümüz bilindik isimleri de görünce bu eleştiri biraz daha önem kazanıyor. Filmde birçok gizli ya da görmeden baktığımız sahneler mevcut. Filmin sonlarına doğru sokakta bir adamın bağırıp felsefe yapması Tarkovsky'nin Nostalji filmindeki o son sahneyi hatırlattı bana. Eleştirmenlerin görmeden okumadan kendi yargılarıyla eleştirel bakmasını, Justin Bieber'ın ne kadar değerli bir isim olduğunu(?), insanların Hollywood filmlerinde hep kan, kaos ve fantastik yani yaşamak istemediği ögeleri görme istediğini bizlere çok güzel bir şekilde anlatmayı başarıyor yapım. Bu yönleriyle de Birdman bir adım öteye çıkmayı hak ediyor doğrusu. Hatta Riggan'ın o çatıya çıktığı sahnesinde karşıdan izleyen bir Amerikalının film mi bu sahne yoksa gerçek mi demesi de bu ülkede neyin film neyin gerçek olduğunu anlamayacak kadar ülkenin sinema dünyasında yok olduğunu anlatması da güzeldi. Bir nevi tiyatronun değerini de göstermiş olması her şeyin sinema olmaması gibi Amerika'nın içinde bulunduğu uçurumu da anlatması es geçilmeyecek bir nokta.
Bir filmi beğenir ya da beğenmezsiniz bu sizin tercihinizdir. Burada önemli olan bunu var olan saygı çerçevesinde yapmamızdır. Zaten fikirlerini karşı tarafı incitmeden söylemeyi başaranlar söylediklerini karşı tarafa aktarabilirler. Bazı yorumları okuyunca filmden soğumadım değil hani. Gonzalez filmi olduğunu bildiğim için bir beklentim vardı tabi, ama belki de bu sefer olmamış herhalde yine Oscar ödüllerinde bir anlamsızlık yapıldı galiba türünde düşüncelere kapıldığımı söylemek istiyorum. Bu nedenle filmi hep ileriye attım izlemek için. Peki, filmi bu kadar kötüleyecek ne vardı. Haklı oldukları nokta filmin bazı anlarının seyirciye sıkıcı gelmesi. Ben hiç sıkılmadım hani. Filmin her anı var olan senaryoya olan hayranlığımdan olsa gerek film başladı ve bitti. Gerçekten çok sağlam bir kurguya sahip film. Buna haksızlık yapılmamış olmasına çok sevindim. Oscar'ı o yıl alabilecek tek yapım Birdman olmalıydı ve aldı. Çok dar alanda bizlere yansıtılanlar büyük başarı. Tiyatro arkası yaşamları merak eden biri olarak bu sahneleri izlemek ayrı güzeldi. Bizler vay be insanlar ne iyi oynadı dediğimiz o anlarda aslında birbirlerinden nefret ettiklerini görmek bence gerçekçi bir yaklaşım. Yönetmeni ve oyuncuları kutluyorum. Az çok beklenti içine girmiş olabilirsiniz, ama dediğim gibi kişiye göre değişebilecek bir film olabilir. Genel anlamda beğeni alması bunu azaltsa da filmi izlerken içinde barındırdığı değerli görebilirsek, o seyirciye sıkıcı gelen anları görmezden gelmeyi başarabilir ve filmi olması gereken yere getirebiliriz. 8 puan ve yukarısını almalıydı film. Bizde biraz düşük kalmış gibi. Bu sizi yanıltmasın.
İyi seyirler.
Sahne geçişlerini çok beğendim, ayrıca Emma Stone'un gözlerini ben de sökmek istiyorum... bir kavanoza koyup usanmadan seyredebilirim herhalde.
Filmin yarısına kadar kulağı tırmalayan "öff kapatıcam artık" dedirten bateriye, filmi izledikçe onla ne kadar özdeş olduğunu fark etmek ve bi tık ileri gidip cuk oturmuş demek. beğendim. aaal-kıııııış
iyi bir film. çekim biçimi az yorucu ama filmin atmosferine çok yakışmış, oyuncular da aynı şekilde, michael keaton muhteşem olmuş. gerçekten iyiydi kaçırmayın bence.
Son zamanlarda izlediğim en başarılı, en kusursuz, en "olmuş" film. Ne Interstellar, ne The Revenant ne de The Martian böyle etkilemedi beni. Herkese hitap etmediği çok açık. Hayat ve tiyatro hakkında, şöhret hakkında mesajları hem çok ince, hem çok açık. Tam bir ustalık işi. Bende yeri her zaman ayrı olacak.
Geçen yıl Estetik dersimin final ödevinde hakkında makale yazmıştım denk gelince hatırıma geldi, benim için yeri o kadar başka ki ...
Oyunculuk,anlatım,çekimler,ve davuluyla mükemmel bir bütünlük içinde günümüz sinema dünyasını,tiyatroyu,oyuncuların yaşamlarını,sıradanlığı/şöhreti,çabayı/çaresizliği ve daha birçok şeyi anlatabileceği en iyi şekilde anlatmış.10 numara 5 yıldızlık bir film olmuş.Üzerinde düşünülecek ve konuşulacak çok şey bırakmış.
Helal olsun sana Inarritu!
Helal olsun sana Inarritu!
enteller tarafından oscarı hak eden bir film.Benim açımdan ömründen bir daha geri gelmeyecek birkaç saat.Filmde emeği geçen herkesin allah belanısını versin
Birdman veya Cahilliğin Umulmayan Erdemi filmine Benzer Film ekliyorsun.
Birdman veya Cahilliğin Umulmayan Erdemi filmini Kategorize ediyorsun.
Bu filmi aşağıdaki seçenekleri işaretleyerek kategorize edebilirsin.
Birdman veya Cahilliğin Umulmayan Erdemi filmine Konu ekliyorsun.
FİLM İLE İLGİLİ İSTATİSTİKLER
Arama sonuçları
Bu filmi izleyen 20 kişi
Kullanıcı Bulunamadı...
ÜYE OL