Köylüyü köyünde tutacak ve millettin efendisi oldurmaya devam ettirecek, çarpık kentleşmeyi ve yozlaşmayı engelleyecek,üretimin sanayinin kalkınmanın adil bölüşümün önünü açacak olan mükemmel bir idealin sağdan soldan gelen baskılarla gerçekleşemeyişini anlatan bir belgesel.
köy enstitüleri nedir? dünyada örnek bir eğitim denemesidir,eğitim alanında kırsal kalkınmaya yönelik en sistemli yaklaşımdır,çayla içilen sigaradır,eğitimde fırsat eşitliğidir,uygulamalı eğitimdir,''kır kökenli çocukların başta öğretmenlik olmak üzere köy için gerekli ve geçerli mesleki bilgilerle donatılıp yeniden köye gönderilmesidir,böylece tabanın değişmesini sağlamaktır.''
peki günümüze kadar hükümet politikalarının dayattığı eğitim sistemi yerine,köy enstitüleri eğitimini almış nesiller olsaydık ''neler olurdu???'' sorusunu izlerken sorgulamanızı ve kesinlikle izlemenizi tavsiye ettiğim belgesel.
Köy enstitüsünden kalma bir binada geçirdiğim 15 dakikayı(saatler ile mukayese pek orantısızdı) hiçbir yazıya, hiçbir fotoğrafa, hiçbir belgesele değişmem. Hepsine sonsuz saygı duyuyorum ancak zihnime işlenen hatıra elbette daha gerçek, daha özel. Bu yapımın da tesir ettiği bir dönem olmuştur ama konumuz başka. Değinilmesi gerekenlere rağmen, şartların izin vermemesinden ötürü -şimdilik- bir alıntıya yer veriyorum, hislere tercüman:
enstitü müdürlerine gönderdiği 2 ekim 1940 tarihli mektupta tonguç baba: ''...sizlere kanunlarla verilmiş yetkilerden başka birçok idari selahiyet ve imkanlar da verilmiş bulunmaktadır. bunların hepsinden amaç; cemiyete, vefakar, yeni, diri, çalışkan, dürüst, cesur, becerikli, meşakkate tahammül edebilen, müşkül ne olursa olsun onu yenebilen, tuttuğunu koparan, sosyal hayatın her safhasına nüfuz edebilen, hayat şartlarını değiştirebilen, toprağa bağlı, köklü, hayattan zevk alan, yaşamaya doymayan, insanları ve hayatı seven, ölümü tanımayan vatandaşlar yeti... Devamı
Köy enstitüsünden kalma bir binada geçirdiğim 15 dakikayı(saatler ile mukayese pek orantısızdı) hiçbir yazıya, hiçbir fotoğrafa, hiçbir belgesele değişmem. Hepsine sonsuz saygı duyuyorum ancak zihnime işlenen hatıra elbette daha gerçek, daha özel. Bu yapımın da tesir ettiği bir dönem olmuştur ama konumuz başka. Değinilmesi gerekenlere rağmen, şartların izin vermemesinden ötürü -şimdilik- bir alıntıya yer veriyorum, hislere tercüman:
enstitü müdürlerine gönderdiği 2 ekim 1940 tarihli mektupta tonguç baba: ''...sizlere kanunlarla verilmiş yetkilerden başka birçok idari selahiyet ve imkanlar da verilmiş bulunmaktadır. bunların hepsinden amaç; cemiyete, vefakar, yeni, diri, çalışkan, dürüst, cesur, becerikli, meşakkate tahammül edebilen, müşkül ne olursa olsun onu yenebilen, tuttuğunu koparan, sosyal hayatın her safhasına nüfuz edebilen, hayat şartlarını değiştirebilen, toprağa bağlı, köklü, hayattan zevk alan, yaşamaya doymayan, insanları ve hayatı seven, ölümü tanımayan vatandaşlar yetiştirmeniz içindir...'' demiştir.
köy enstitüleri işte bu ilkelerle kurulmuş, bu ilkeler nedeniyle kapatılmıştır.
otur, şimdiki milli eğitime bak ve katılana kadar ağla anadolu çocuğu. ne olacaktın, ne oldun.
@siyahbeyaznegatif (Ekşi Sözlük)
Bozkırda Açan Gül... Kıymeti bilinmeyen mühim şeylerden sadece biri. Buruk.
@alosmanabi
7 yıl önce
7 / 10
@anonim
7 yıl önce
10 / 10
peki günümüze kadar hükümet politikalarının dayattığı eğitim sistemi yerine,köy enstitüleri eğitimini almış nesiller olsaydık ''neler olurdu???'' sorusunu izlerken sorgulamanızı ve kesinlikle izlemenizi tavsiye ettiğim belgesel.
izleyelim,izlettirelim
@act
9 yıl önce
7.2 / 10
enstitü müdürlerine gönderdiği 2 ekim 1940 tarihli mektupta tonguç baba: ''...sizlere kanunlarla verilmiş yetkilerden başka birçok idari selahiyet ve imkanlar da verilmiş bulunmaktadır. bunların hepsinden amaç; cemiyete, vefakar, yeni, diri, çalışkan, dürüst, cesur, becerikli, meşakkate tahammül edebilen, müşkül ne olursa olsun onu yenebilen, tuttuğunu koparan, sosyal hayatın her safhasına nüfuz edebilen, hayat şartlarını değiştirebilen, toprağa bağlı, köklü, hayattan zevk alan, yaşamaya doymayan, insanları ve hayatı seven, ölümü tanımayan vatandaşlar yeti ... Devamı
enstitü müdürlerine gönderdiği 2 ekim 1940 tarihli mektupta tonguç baba: ''...sizlere kanunlarla verilmiş yetkilerden başka birçok idari selahiyet ve imkanlar da verilmiş bulunmaktadır. bunların hepsinden amaç; cemiyete, vefakar, yeni, diri, çalışkan, dürüst, cesur, becerikli, meşakkate tahammül edebilen, müşkül ne olursa olsun onu yenebilen, tuttuğunu koparan, sosyal hayatın her safhasına nüfuz edebilen, hayat şartlarını değiştirebilen, toprağa bağlı, köklü, hayattan zevk alan, yaşamaya doymayan, insanları ve hayatı seven, ölümü tanımayan vatandaşlar yetiştirmeniz içindir...'' demiştir.
köy enstitüleri işte bu ilkelerle kurulmuş, bu ilkeler nedeniyle kapatılmıştır.
otur, şimdiki milli eğitime bak ve katılana kadar ağla anadolu çocuğu. ne olacaktın, ne oldun.
@siyahbeyaznegatif (Ekşi Sözlük)
Bozkırda Açan Gül... Kıymeti bilinmeyen mühim şeylerden sadece biri. Buruk.