Karanlık Armoniler Yorumları

Karanlık Armoniler filmi detayları

@mgkgunay

4 yıl önce

Ümit her zaman vardır...

İlk olarak; şahidi olduğumuz olayları önemsemeyeceğiz. Güneşin en parlak ışınları, Dünya’nın hep bu tarafını ısıtır ve aydınlatır ki az önce de tam bu tarafa döndü. Biz de parlaklığında dururuz, burada. Bu da Ay. Ay, Dünya’nın etrafında döner. Ne oluyor? Aniden Ay’ın yörüngesinin, Güneş’in yanan topunun üstüne girinti yaptığını görürüz. Bu girinti, karanlık gölge giderek büyür, büyür. Daha da örtüyor, daha da, yavaşça sadece Güneş’in ufak hilal parçası kalıyor, göz kamaştıran hilal. Bir sonraki esnada; öğleden sonra bir civarında diyelim, en dramatik oluşum meydana geliyor. O anda hava aniden soğuyor. hissedebiliyor musunuz? Gök kararıyor, sonra her şey karanlığa batıyor. Köpekler uluyor, tavşanlar çömeliyor, geyikler telaş içinde kaçıyor, kaçıyor, dehşet içinde koşuyor. Bu akıl sır ermez tozda, kuşların bile, evet kuşların bile kafası karışıyor ve tünüyorlar. Sonrave sonra derin sessizlik.

Her şeyin içinde hala yaşam
... Devamı
Ümit her zaman vardır...

İlk olarak; şahidi olduğumuz olayları önemsemeyeceğiz. Güneşin en parlak ışınları, Dünya’nın hep bu tarafını ısıtır ve aydınlatır ki az önce de tam bu tarafa döndü. Biz de parlaklığında dururuz, burada. Bu da Ay. Ay, Dünya’nın etrafında döner. Ne oluyor? Aniden Ay’ın yörüngesinin, Güneş’in yanan topunun üstüne girinti yaptığını görürüz. Bu girinti, karanlık gölge giderek büyür, büyür. Daha da örtüyor, daha da, yavaşça sadece Güneş’in ufak hilal parçası kalıyor, göz kamaştıran hilal. Bir sonraki esnada; öğleden sonra bir civarında diyelim, en dramatik oluşum meydana geliyor. O anda hava aniden soğuyor. hissedebiliyor musunuz? Gök kararıyor, sonra her şey karanlığa batıyor. Köpekler uluyor, tavşanlar çömeliyor, geyikler telaş içinde kaçıyor, kaçıyor, dehşet içinde koşuyor. Bu akıl sır ermez tozda, kuşların bile, evet kuşların bile kafası karışıyor ve tünüyorlar. Sonrave sonra derin sessizlik.

Her şeyin içinde hala yaşam var. Tepeler çökecek mi? Cennet üzerimize mi düşecek? Dünya altımızdan açılacak mı? Bilmiyoruz. Bilmiyoruz, bize hücum eden tam tutulmayı. Ama yersizdir korkmak. Bitmedi. Güneş’in yanan kütlesinde Ay yavaşça süzülüp geçer. Ve Güneş tekrardan, Dünya’ya doğru patlar ve parıltı tekrar ulaşır. Sellere karşı Dünya’yı ısıtarak kurtarır. Derin duygu herkesin içine işler. Karanlığın ağırlığından kaçarlar.

Umut her zaman vardır

Bela tarr, Karanlık Armoniler’i prologa benzer bir sahne ile açar. Jnos kahvedeki sarhoşların ricası üzerine Güneş tutulmasını canlandırır. Ay Güneş ile Dünya arasına girer ve her şey kararır, her şey soğur, her şey donar. Fakat bu üzün sürmez. Karanlığın yerini tekrar aydınlık alacaktır

Filmi ben biraz politik bir noktaya koyarak okudum. Her şey yolunda gidiyorken ve insanlar gündelik yaşamlarına devam ediyorlarken birden bir kötülüğün geldiğini hissederler. Ve insanlar kendi aralarında yavaş yavaş bunu konuşmaya başlarlar. Adı konulmayan bir kötülük geliyordur. Ve o sıralar kasabaya bir sirk geleceği söylenir. Sirk bir büyük balina ile beraber bir prens getiriyordur. İnsanlar hissedilen kötülüğü sirkin gelmesine yorarlar. Gerçekten de öyledir, sirk geldikten sonra şehir kara bulutlarla kaplanır, insanlar gizlenir, sesler kesilir, korku hakim olmaya başlar ve çeteler ortaya çıkar. Film boyunca bu kötülüğü uzun planlarla ve kamera hareketleri ile hissederiz, kötülük seyirciye de dokunur

Sirk kasabaya geldikten sonra toplumun saygı duyduğu sanatçı György Eszter’i bulur. Bunu ayrı yaşadığı karısı aracılığı ile yaparlar. Karısı, sanatçının eski başarısızlıklarının, bir nevi utanç dolu zamanlarının temsilidir ve bir nevi bir şantajdır. Polislerle iş birliği içerisindedir. Sanatçıyı konforunu bozmakla tehdit ederler ve ondan insanları ikna etmesini isterler. Özellikle listelenmiş kişileri. Çünkü önemli olan bu kişileri susturmaktır. Aksi halde sonuçlar kasabalıya kötü yansıyacaktır. Filmdeki sanatçımız toplumu yönlendiren kanaat önderlerinin temsilidir. Kahraman olma duygusuna esir düşer. Fakat farkında olmadan kötülüğün sözcülüğünü üstlenir. O artık olabilecek kötü şeylerin bir parçasıdır.

Sirk ve balina kapitalist rejimin getirdiği gösteriş dünyasının yansımasıdır. Rejim insanlara şatafatla gelir. Renklidir, farklıdır, enleri içinde barındırır ve aynı zamanda da tüm bu şatafat ile gerçeği insanlardan sinsice saklar. Balina ile gelen prens ise işte bu gerçeği temsil eder ve film boyunca gözükmeyi reddeder. Fakat insanlar ne kötülük olarak yordukları bu şatafata teslim olurlar ne de polisin güdümündeki sanatçıya. Sirki de çeteleri de orada istemiyorlardır. Bu dakikadan sonra devreye prensin emirlerine uyan çeteler girer. Bu çeteler rejimin her toplumda ortaya çıkardığı ne olduğu belirsiz, kayıp ruhlu, benliği olmayan kalabalıklardır. Tek yaptıkları şey yıkımdır. Var olan her şeyi, kurulu her düzeni acımasızca yok eder, yağmalar, yakıp yıkar, insanları öldürür ve onlara her türlü zararı verirler. Buna ne polisler ne de askerler müdahale eder. Rejim artık gelmiştir ve kasabadadır. Orada artık yozlaşma vardır, orada artık kötülük vardır.

Bütün filmi filmin ana karakteri Janos Valuska’nın gözünde izleriz. Valuska ise hiçbir şeyle ilgilenmeyen, ne olup bittiğine çok takılmayan, diğer insanların getir götürünü yapan yani hayatın içinde kendi yaşamına dalmış, emredileni yaptığı sürece huzurda olduğunu sanan insanları, apolitikleri temsil etmektedir. Ve nihayetinde o da adının listede olduğunu öğrenir ve kasabadan kaçmaya çabalar ama başarılı olamaz.

Filmin sonunda ise ne sanatçıya ne de Valuska’ya yaşayacak bir yer kalmamıştır. Her yeri rejime hizmet edenler sahiplenip paylaşmışlardır. Ve son plan-sekansta Bela Tarr bize sanatçı ile balinayı aynı karede gösterir. Artık sanatta rejimin bir oyuncağıdır, saflığını yitirmiştir, sanatçı ise sirkteki bir balinadan farksız değildir. Hepsinin tek bir amacı rejimin kötü ve kanlı ruhunu gizlemektir. Bunu başaramadıkları zaman ise toplum bizzat rejim tarafından sindirilip darp edilir.

Pekala gelelim hastane sahnesine. O sahne ise Bela Tarr’ın bize umudu gösterdiği tek sahnedir. Her şeyi yakıp yıkan, insanlara saldıran, hastaları bile döven azgın kalabalık hastanedeki yaşlı, zayıf ve son derece masum duran bir adam karşısında eylemsizliğe geçer.

Masumiyet

Güneş ışıklarının tekrar dünyaya vurmasını sağlayacak, karanlığı ve kötülüğü durduracak yegane şey

Filmin müzikleri ise malumunuz. Mihly Vig Valuska

İnsana filmi yaşatırlar. Ve o müziklerle beraber seyirci de kötülüğe teslim olmuş gibi hisseder. Gerçi hangimiz kötülüğün esiri değiliz ki

@fantazyabikadin

6 yıl önce

bir bela tarr filmi, sanıyorum ki şiirselliği ve salt olanı sunma adına siyah beyaz çekilmiş 2000 yapımı olsa da.

her kareyi bir film gibi uzun sürmesi ağırlığıyla bağımsız izlekler olarak görmek mümkün.
kamera açıları nesneyi yakınlaştırma uzaklaştırma...

böyle yönetmenlerin filmlerini izlerken ister istemez karede bulunan her şey önemli gibi geliyor, bir şey kaçırmamak için her kareyi didik didik ediyorsunuz.
mesela filmden bir örnek vereceğim. tarr bunu bilerek mi yaptı bilmiyorum, ben biraz da sayma hastalığımdan dolayı bu ayrıntıyı yakaladım: janos yemek yemeden önce ekmek dilimliyor, toplam yedi kere dilimliyor, beşinci dilimde ekmek sertliğine geliyor sekteye uğruyor. dilimleme bitip yemeye başlayınca da beşinci lokmasında tühne teyze geliyor eve, yemek bölünüyor.
tühne’nin kasabada çıkan kargaşa savaş görüntüleriyle bir bağlantısı var bir düzen bozucu olarak görebiliriz. kaos x kozmos tezatlığında onun da payı var.

mitolojik bir okum
... Devamı
bir bela tarr filmi, sanıyorum ki şiirselliği ve salt olanı sunma adına siyah beyaz çekilmiş 2000 yapımı olsa da.

her kareyi bir film gibi uzun sürmesi ağırlığıyla bağımsız izlekler olarak görmek mümkün.
kamera açıları nesneyi yakınlaştırma uzaklaştırma...

böyle yönetmenlerin filmlerini izlerken ister istemez karede bulunan her şey önemli gibi geliyor, bir şey kaçırmamak için her kareyi didik didik ediyorsunuz.
mesela filmden bir örnek vereceğim. tarr bunu bilerek mi yaptı bilmiyorum, ben biraz da sayma hastalığımdan dolayı bu ayrıntıyı yakaladım: janos yemek yemeden önce ekmek dilimliyor, toplam yedi kere dilimliyor, beşinci dilimde ekmek sertliğine geliyor sekteye uğruyor. dilimleme bitip yemeye başlayınca da beşinci lokmasında tühne teyze geliyor eve, yemek bölünüyor.
tühne’nin kasabada çıkan kargaşa savaş görüntüleriyle bir bağlantısı var bir düzen bozucu olarak görebiliriz. kaos x kozmos tezatlığında onun da payı var.

mitolojik bir okumayla da yaklaşabiliriz filme. başlangıçta evren düzeni canlandırması vardı. janos kahve bar benzeri bir yerde üç adamı güneş dünya ve ay kılığına sokarak düzeni canlandırtıyordu, işte tutulma şöyle gerçekleşir karanlık şöyle olur falan. janos’un yatak başındaki evrensel harita... amcanın yedi nota vurgusu -tanrı yedi günde yarattı-... janos’un ekmeği yedi parça dilimlemesi... bunlar bana hep kozmosu anımsattı.

film kozmosla başlamıştı, tühne teyze, janos’un yemeğini bölünce kaos yüzünü gösterdi, kasabada ritmi yavaş yavaş artan savaş görüntüleri ortaya çıkmaya başladı. filmin sonunda da her şey dağılmış kırılmış, zavallı janos da durulmuş gücü tükenmişti.

janos eve gelirken kameranın dış mekandan değil iç mekan -evden- izlemesi de güzel bir örnek. balina sığınak benzetmesi gibi yine içten içe yansımanın paralelliğini görürüz.

günümüz filmleri gibi size doğrudan nesneyi sunmuyor siz onun dilini anlama kabiliyetine sahipseniz size kendini açıyor.

janos, sürekli sirkle gelen balinayı görmek ister, mekanda temiz kasaba hareketi, arbedeler, kargaşa sürerken janos’a göre balina belki de bir inanç göstergeci bir sığınak olacak. balinayla ilk karşılaştığı zamanlarda çünkü bunu tanrı emeği yansıması olarak görür hatta yaratıcının bu gibi şeylerle uğraşmasını garip bulur.

savaşı başlatanların zarar görmeyip diğer tarafın ezildiğini masumluğunu görmek. bunu da küvetteki çıplak yaşlı amca içimizi cızlatarak yansıtıyor. filmin bu karesinde kargaşacı iki adam siyah şekilde banyo kapısının iki tarafında, yaşlı amca da beyaz şekilde banyo içinde. iç-dış, siyah-beyaz, kozmos-kaos, giyinik-çıplak, zalim-mazlum... tezatları kapsayan evren algısı...

@kojiroohyuga

7 yıl önce

Roman gibi film çünkü bir Bela Tarr filmi. Müzikleri, diyalogları, planları yine harika bir bütün oluşturmuş. Açılış sahnesiyle alır götürür final sahnesiyle son darbeyi vurur.
''Korkularımızda ve umutsuzluklarımızda gerçek nesneyi bulamadık. Böylece karşılaştığımız her şeye vahşice, nefretle saldırdık."

@daydinak

9 yıl önce

müzikleri..müzikleri öyle bir yerleştirmiş ki, öyle bir yedirmiş ki, öyle bir sindirmiş ki..
R

@robertbresson

10 yıl önce

bela tarr bir el kamerasıyla sokaktan geçen insanları çekse o film izlenir
F

@ferforje

11 yıl önce

her sahnesi tek plan olarak çekilmiş , açılış sahnesiyle büyüleyen enfes bir bela tarr filmi.

@yozyol

11 yıl önce

7.5 / 10

Çok film izledim, aklımda kalan çok sahne de oldu. Ama bu filmin bir açılış sahnesi var ki, filmi beğenin ya da beğenmeyin kesinlikle etkileneceğiniz bir sahne. Hem de çok etkileneceğiniz.

@gokturk_d

11 yıl önce

10 / 10

Sinema sadece bir öykü anlatma yolu değil de bir sanatsa; bu film de onun zirvesidir...

@zeynep_esses

12 yıl önce

?kurdukları ve kuracakları, yaptıkları ve yapacakları birer aldanma ve yalan. Düşündükleri ve düşünecekleri saçma. Düşünüyorlar, çünkü korkuyorlar.?

yapay bir dünyanın içinde boğuluyorsanız dingin bir anda yapay olan herşeyden uzak ve içinizde çırpınan dalgaları bırakmak istiyorsanız bu yapıma davetlisiniz..

Bela Tar iyiki ama iyiki varsın...

@kieslowski_mavi

12 yıl önce

9.4 / 10

yanılsamalarla ilerleyen bir kalabalık. gerçek hangisi, kimin gerçeği? yanılsamalarla nice düzenler yıkılıp yeni düzenler kuruldu dünya üzerinde ama dünya dediğimiz bir tiyatro sahnesinde kurgulanabilecek kadar basit. ne yaşanırsa yaşansın varılacak yer, varılacak şekil aynı. harabeler bırakıyoruz ardımızda, biten bir şey var mı, "bitti" deyişler kendimize çizdiğimiz algısal sınırlar mı? kameranın duraksadığı hareketsiz sahneler, korkularımıza savrulmuş birer tokat adeta. daha fazlasına sahip olmak için şehirler, ülkeler yağmalayan zihniyete karşı sessiz bir baş kaldırış bu film, tek dayanağı ise izleyicisinin vicdanı. ve korkarım ki hiç eskimeyecek.
SPOILER
GİRİŞ YAP
Şifremi Unuttum!

ÜYE DEĞİL MİSİNİZ?

HEMEN ÜYE OLUN
Aktivasyon Mailim Gelmedi!
ŞİFREMİ UNUTTUM
AKTİVASYON MAİLİ GÖNDER
ÜYE OL