Bir Şarkının Peşinde Yorumları

bu kadar umut dolu bir şeyle karşılaşmayalı çok uzun zaman oluştu. bu yüzden yönetmenin intiharı, çok iyi kurgulanmış bir filmin son sahnede çuvallaması gibi. mantık hatası var.

son olarak yönetmeni malik bendjelloul'un 13 mayıs 14'te intihar etmesiyle bildiğim en ilginç hikayelerden biri oldu. malik için "STOCKHOLM (AP) Police say Oscar winning "Searching for Sugarman" director Malik Bendjelloul dies at 36." yazıyor sadece. kesinlikle onun da kendi cape town'una hakkı var.

müzisyenlerin hayatını anlatan belgeselleri herzaman sevmişimdir ama bu belgeselin konusu gereği apayrı bir yer edindi hafızamda herkese tavsiye ederim...

Sanki Elvis Presley'in yeniden doğması olasılığı gibi şaşırtıcı, peri masalını andıran öyküde her daim kendi olan, kendi gibi kalan, yaşamın her alanında üretkenliğini sürdürebilen sıradan bir adam anlatılıyor.

1994 de Nelson Mandela'nın devlet başkanı olmasıyla Apartheid (ırkçı-ayrımcı) rejimin uygulamaları sonlandırılmaya başlanmış olmasına rağmen, Rodrigez'in 1998 de Cape Town'da dolu salonlara verdiği konserlerde acı olan şey, sanatçıyı dinlemeye gelenlerin içinde eğer varsa zencilerin konser kayıtlarında dahi kadraja girememiş olması.

"Her devrim bir şarkıya ihtiyaç duyar" Rodrigez kendi şarkısını söyledi...

Not: "from being the outcast - to being, uh, who he really was - ...kimsesiz olmak...onun gerçek kimliğiydi" diye çevrilmiş ama dışlanmışlık, yalıtılmışlık anlamı da taşıyan ilk cümle sanatçının kişiliği ve yaşam biçimi düşünüldüğünde "sadelik" olarak çevrilse daha anlamlı olacak sanki... 75/100

bir belgeselden bu kadar keyf alacağımı hiç tahmin etmezdim ama çok güzel bir şekilde masalsı bir havaya büründürülerek anlatılan gerçek bir yaşam hikayesi. eğer tüm bunlar, gerçek değil de kurgulanmış bir senaryo olsaydı, bu kadar keyf almaz, beğenmezdim heralde. özellikle rodriguez ile yapılan röportaj kısmında, hem izleyici hem de yönetmen rodriguez`in daha fevri, keskin tepkiler vermesini beklese de rodriguez her şeyi, başarı ya da başarısızlığı başından öyle kabullenmiş ki, tekrar hayran oluyorsunuz kendisine. heralde filmi izleyip de youtube ya da benzerlerini açıp rodriguez parçalarını dinlemeyen yoktur. evet ben de şu anda "i wonder" şarkısını dinlerken yazıyorum bunları. kendisini bu zamana kadar tanımayışıma dair kendime serzenişte bulunsam da büyük memnuniyet duydum tanıştığımıza.

önce bir mocumentary örneği izliyorum sanıp tedirgin oldum ama neyseki her şey gerçekmiş. ama bu sefer de neden sebep dünya Rodriguez'i tanımıyor diye sinirlendim; aslında daha çok kendime kızdım. şimdiyse geç olsa da önemli bir müzisyeni keşfetmenin iç huzuru içindeyim.

en kısa zamanda izleyin efenim ;)

Çok keyifli ve biraz hüzünlü bir belgesel olmuş. Müzikler harika. Rodriguez'le tanışmak çok güzel.

öncelikle izlememiş olanlar için kesinlikle belgesel yaftasına takılmamalarını öneririm. kaldı ki bu belgesel izlediğim bir çok filmden çok daha filmdi. her şey yerli yerinde devreye giriyor ve hiç bir şey hikayenin büyüsünü bozmuyor. izlemeye başladığınız ilk andan son dakikasına kadar büyük bir merakla, dinlediğiniz mükemmel şarkıların sahibini tanımaya çalışıyorsunuz.

rodriguez'in bir çok insanın ufkunu açıp, ilham kaynağı olabilecek hayatı, bir masal kahramanı veya efsaneyi değil onun gerçek hikayesini anlatıyor. ve çirkin ördek yavrusunun ait olduğu yeri bulmasıyla nasıl bir kuğuya dönüştüğünü görmemizi sağlıyor .kısaca masal gibi bir film ama masal değil gerçek bir yaşam öyküsü. izlemeyenler isterse önce bir dinlemeyi denesin zaten gerisi kendiliğinden gelecektir.

'beni yaşattığınız için teşekkürler' rodriguez

30 yıl boyunca güneş gözlüklerini çıkarmayan adamın olağanüstü hayat hikayesi.