Kieslowski sevdam depreşince tekrar izledim ne güzel yorumlar var tekrara düşmeyeyim ama şunu diyebilirim bu filmin rengi de "sarı"dır... Metaforlarıyla, renkleriyle, ışığıyla, hikayesiyle, kadın karakterleriyle, estetik yaklaşımıyla sinemayı sanat yapanlara ve sanattan anlayan sinefillere tekrar selam ederim...
Kesinlikle aldığı puanı haketmediği kanaatindeyim. Öncelikle, evet filmdeki müzikler oldukça güzel bir müzik ziyafeti çekmenizi sağlıyor, filmin sanatsal yanı ve ortam çalışması başarılı. Veronika’ları oynayan Irene Jacob başarılı bir oyunculuk sergilemekte. Fakat hikayenin bu iki unsur kadar başarılı işlenemediği kanaatindeyim.
Polonyalı Veronika’nın ölümü ile etkilenip hayati kararlarından değişiklik yapan Veronique’nin bu olaydan etkileniş şeklinin yeterince iyi işlenmediğini düşünüyorum. Ayrıca kız neden ilk performansında ölüyor? Yani burada sanat için ölecek kadar kendini adamanın yeni filizlere nasıl ışık tutacağı falan mı anlatılmaya çalışıyor? Eğer öyleyse neden bu kadar basit işlendi? Bir hastalık alt yapısı yapılsaydı ya o sahneye kadar ki alıştırmalarında buna benzer sağlık nöbetleri geçirseydi daha etkili olabilirdi. Kız çıktı ilk performansını sergiledi ve öldü. İkinci yaşamdaki bazı bölümlerde ister istemez benzer boşluklar dikk... Devamı
Kesinlikle aldığı puanı haketmediği kanaatindeyim. Öncelikle, evet filmdeki müzikler oldukça güzel bir müzik ziyafeti çekmenizi sağlıyor, filmin sanatsal yanı ve ortam çalışması başarılı. Veronika’ları oynayan Irene Jacob başarılı bir oyunculuk sergilemekte. Fakat hikayenin bu iki unsur kadar başarılı işlenemediği kanaatindeyim.
Polonyalı Veronika’nın ölümü ile etkilenip hayati kararlarından değişiklik yapan Veronique’nin bu olaydan etkileniş şeklinin yeterince iyi işlenmediğini düşünüyorum. Ayrıca kız neden ilk performansında ölüyor? Yani burada sanat için ölecek kadar kendini adamanın yeni filizlere nasıl ışık tutacağı falan mı anlatılmaya çalışıyor? Eğer öyleyse neden bu kadar basit işlendi? Bir hastalık alt yapısı yapılsaydı ya o sahneye kadar ki alıştırmalarında buna benzer sağlık nöbetleri geçirseydi daha etkili olabilirdi. Kız çıktı ilk performansını sergiledi ve öldü. İkinci yaşamdaki bazı bölümlerde ister istemez benzer boşluklar dikkat çekiyor. mesela öğretmen olarak eğittiği grubta, müziği durdurup yanlış çalıyorsun diye uyardığı çocuk sadece farkındayım diyor. Eee? neden yanlış çalıyor? nasıl fark ettin? yada düzeltmesi için ne yapması gerek? bu kısımlar havada, yada adamdan kaçarken saklandığı apartmanda rastgele geçen birinin sümkürdüğü sahne. Böyle sahnelerde tek başarılı bulduğum bir meşe ile arka plandaki manzaranın bükülerek gösterildiği sahneler diyebilirim. Film az dialoglu ise ve bu yönetmenin tarzı ise o zaman bu kısımlara daha çok dikkat etmelidir.
O kadar iyi bir film olmayıp, belki müzik ziyafeti için çerezlik olarak izlenebileceği kanaatindeyim.
" İnsanlar çift yaratılmıştır " derler ya hakikaten öyle midir ? Benimle aynı günde ve saatte doğan bir benzerim daha var mıdır , gözleri benim gibi bakan :) Eğer varsa kim bilir nerelerdedir ? Neler yaşıyordur .. Belki de birbirimizle duygusal telepati kuruyoruz farkında olmadan .. Pekiii sevgili yönetmenimiz bize bu düşünceleri ve duyguları hissedebileceğimiz ve ayrıştırabileceğimiz oranda aktarabilmiş midir ? Kesinlikle hayır ! Bütün samimiyetimle söylüyorum kukla sahnesine gelene kadar neredeyse imdat !! diye bağıracaktım .. İçeriği dolu dolu olabilecekken ne yazık ki doyuramamış bir film oldu. Gerçekten imdat !
Ilk kez izlediğimde beğenmemiştim,bir şans daha vermek istedim.Belki yanlış zamanda izlemişim diye düşündüm.Yine olmadı.Yine ortada içi dolu bir konu göremedim.Renkler,başrol oyuncusu güzel ama kısa bir süre geçtikten sonra filmle ilgili bir şey hatirlayamıyorum.Çünki konu yetersiz kalıyor.
25.yıl dolayısıyla sinemada izleme şerefine nail olduğum enfesKrzysztof Kieslowski filmi.3.izleyişim olmasına rağmen hala yakalayamadığım noktaları yorumlardan farkedebiliyorum.(bundan sonrası spoiler içeri).mesela polonyalı veronique’nin sevgilisine senin kaldığın otele 287 nolu odaya geleceğim diyerek söz vermesi ama yaşamını yitirmesi sonrası fransız veronique’nin 287 nolu odada kalması gibi.diyalogsuz sahneleri bile akıyor filmin şiir gibi adeta.müzikleri ve irene jacobun oyunculuğu ise mükemmel.velhasılkelam ne kadar anlatsak boş.sinemadan kaldırılmadan bir an önce bu şaheseri izleyin izlettirin efenim
aynı iki bedenin farklı hayatlarda seyrini gösteren imgelerin dans ettiği kieslowski filmi.
filmin birçok bölümü hayran bırakıyor. polonyalı veronique ne kadar hayat dolu ve mücadeleci ise fransız veronique de bir o kadar telkine muhtaç. babası ile ilişkisi buna örnek. polonyalı veronique motor kullanan sevgilisinin arkasından geç kalmışlık hissini yaşamamak için tabanları yağlayıp koşarken, fransız veronique daha imgesel daha hayal dünyasına dönük bir şekilde sevdiği adamı buluyor. birçoğumuzun hayatı fransız veronique gibi uzun, ertelenmiş, yapabileceğinin en iyisi yerine yalnızca yapabileceği şeklinde kurgulanması bu yüzden.
kuklalara can veren abimizin ’’gerçek bir kitap yazmak’’ adını verdiği ve bunun için veronique i kullandığını söylediği sahnede aklımamurat gülsoy’un alemlerin sürekliliği adlı kitabı geldi. onun da başlangıcında buna benzer bir hikayeden -aşkı anlatmak için bir kadını kullanma fikrinden- söz edilir. bizzat yaşanmıştır. peki kitap yayımlandıktan her şeyin kurm... Devamı
aynı iki bedenin farklı hayatlarda seyrini gösteren imgelerin dans ettiği kieslowski filmi.
filmin birçok bölümü hayran bırakıyor. polonyalı veronique ne kadar hayat dolu ve mücadeleci ise fransız veronique de bir o kadar telkine muhtaç. babası ile ilişkisi buna örnek. polonyalı veronique motor kullanan sevgilisinin arkasından geç kalmışlık hissini yaşamamak için tabanları yağlayıp koşarken, fransız veronique daha imgesel daha hayal dünyasına dönük bir şekilde sevdiği adamı buluyor. birçoğumuzun hayatı fransız veronique gibi uzun, ertelenmiş, yapabileceğinin en iyisi yerine yalnızca yapabileceği şeklinde kurgulanması bu yüzden.
kuklalara can veren abimizin ’’gerçek bir kitap yazmak’’ adını verdiği ve bunun için veronique i kullandığını söylediği sahnede aklımamurat gülsoy’un alemlerin sürekliliği adlı kitabı geldi. onun da başlangıcında buna benzer bir hikayeden -aşkı anlatmak için bir kadını kullanma fikrinden- söz edilir. bizzat yaşanmıştır. peki kitap yayımlandıktan her şeyin kurmaca olduğunu, aşık olan kadının sevdiği erkek için tuttuğu günlüğün kirli bir amaç için kullanıldığını öğrendikten sonra ne olacağına yazar şu şekilde cevap verir:
’’bilmiyorum, diğer aşklar nasıl bitiyorsa bu da bitmiş olacak.’’
kukla oynatan abi de bunu beyan etti aslında bir noktada. birçok şey yapabilecek olmasına rağmen kendine yenik düşen bir veronique vardı ama karşımızda. yalnızca kaçtı. sevdiği adamı apartman kapısının aralığından izlerken sadece kovalamaca oynuyordu. polonyalı veronique olsa valla taş üstünde taş koymazdı herhalde.
son olarak filmin iki sahnesinde kalbim yerinden çıkacak gibiydi; ilki konser sırasında onun gözlerinden yığılışını gördüğümüz veronique, diğeri de filmin son sahnesinde;
’’ölüm geliyor aklıma birden ölüm
bir ağacın gövdesine sarılıyorum’’u hatırlatan veronique.
@emilio_barzini
1 yıl önce
6.4 / 10
@zenobiaa
1 yıl önce
9.4 / 10
@fugacious
1 yıl önce
@sabiha
2 yıl önce
@tiamath
5 yıl önce
4 / 10
Polonyalı Veronika’nın ölümü ile etkilenip hayati kararlarından değişiklik yapan Veronique’nin bu olaydan etkileniş şeklinin yeterince iyi işlenmediğini düşünüyorum. Ayrıca kız neden ilk performansında ölüyor? Yani burada sanat için ölecek kadar kendini adamanın yeni filizlere nasıl ışık tutacağı falan mı anlatılmaya çalışıyor? Eğer öyleyse neden bu kadar basit işlendi? Bir hastalık alt yapısı yapılsaydı ya o sahneye kadar ki alıştırmalarında buna benzer sağlık nöbetleri geçirseydi daha etkili olabilirdi. Kız çıktı ilk performansını sergiledi ve öldü. İkinci yaşamdaki bazı bölümlerde ister istemez benzer boşluklar dikk ... Devamı
Polonyalı Veronika’nın ölümü ile etkilenip hayati kararlarından değişiklik yapan Veronique’nin bu olaydan etkileniş şeklinin yeterince iyi işlenmediğini düşünüyorum. Ayrıca kız neden ilk performansında ölüyor? Yani burada sanat için ölecek kadar kendini adamanın yeni filizlere nasıl ışık tutacağı falan mı anlatılmaya çalışıyor? Eğer öyleyse neden bu kadar basit işlendi? Bir hastalık alt yapısı yapılsaydı ya o sahneye kadar ki alıştırmalarında buna benzer sağlık nöbetleri geçirseydi daha etkili olabilirdi. Kız çıktı ilk performansını sergiledi ve öldü. İkinci yaşamdaki bazı bölümlerde ister istemez benzer boşluklar dikkat çekiyor. mesela öğretmen olarak eğittiği grubta, müziği durdurup yanlış çalıyorsun diye uyardığı çocuk sadece farkındayım diyor. Eee? neden yanlış çalıyor? nasıl fark ettin? yada düzeltmesi için ne yapması gerek? bu kısımlar havada, yada adamdan kaçarken saklandığı apartmanda rastgele geçen birinin sümkürdüğü sahne. Böyle sahnelerde tek başarılı bulduğum bir meşe ile arka plandaki manzaranın bükülerek gösterildiği sahneler diyebilirim. Film az dialoglu ise ve bu yönetmenin tarzı ise o zaman bu kısımlara daha çok dikkat etmelidir.
O kadar iyi bir film olmayıp, belki müzik ziyafeti için çerezlik olarak izlenebileceği kanaatindeyim.
@naksidil
6 yıl önce
6 / 10
@lavinhoodie
7 yıl önce
4.7 / 10
@eyupk
8 yıl önce
10 / 10
@liplip
8 yıl önce
filmin birçok bölümü hayran bırakıyor. polonyalı veronique ne kadar hayat dolu ve mücadeleci ise fransız veronique de bir o kadar telkine muhtaç. babası ile ilişkisi buna örnek. polonyalı veronique motor kullanan sevgilisinin arkasından geç kalmışlık hissini yaşamamak için tabanları yağlayıp koşarken, fransız veronique daha imgesel daha hayal dünyasına dönük bir şekilde sevdiği adamı buluyor. birçoğumuzun hayatı fransız veronique gibi uzun, ertelenmiş, yapabileceğinin en iyisi yerine yalnızca yapabileceği şeklinde kurgulanması bu yüzden.
kuklalara can veren abimizin ’’gerçek bir kitap yazmak’’ adını verdiği ve bunun için veronique i kullandığını söylediği sahnede aklımamurat gülsoy’un alemlerin sürekliliği adlı kitabı geldi. onun da başlangıcında buna benzer bir hikayeden -aşkı anlatmak için bir kadını kullanma fikrinden- söz edilir. bizzat yaşanmıştır. peki kitap yayımlandıktan her şeyin kurm ... Devamı
filmin birçok bölümü hayran bırakıyor. polonyalı veronique ne kadar hayat dolu ve mücadeleci ise fransız veronique de bir o kadar telkine muhtaç. babası ile ilişkisi buna örnek. polonyalı veronique motor kullanan sevgilisinin arkasından geç kalmışlık hissini yaşamamak için tabanları yağlayıp koşarken, fransız veronique daha imgesel daha hayal dünyasına dönük bir şekilde sevdiği adamı buluyor. birçoğumuzun hayatı fransız veronique gibi uzun, ertelenmiş, yapabileceğinin en iyisi yerine yalnızca yapabileceği şeklinde kurgulanması bu yüzden.
kuklalara can veren abimizin ’’gerçek bir kitap yazmak’’ adını verdiği ve bunun için veronique i kullandığını söylediği sahnede aklımamurat gülsoy’un alemlerin sürekliliği adlı kitabı geldi. onun da başlangıcında buna benzer bir hikayeden -aşkı anlatmak için bir kadını kullanma fikrinden- söz edilir. bizzat yaşanmıştır. peki kitap yayımlandıktan her şeyin kurmaca olduğunu, aşık olan kadının sevdiği erkek için tuttuğu günlüğün kirli bir amaç için kullanıldığını öğrendikten sonra ne olacağına yazar şu şekilde cevap verir:
’’bilmiyorum, diğer aşklar nasıl bitiyorsa bu da bitmiş olacak.’’
kukla oynatan abi de bunu beyan etti aslında bir noktada. birçok şey yapabilecek olmasına rağmen kendine yenik düşen bir veronique vardı ama karşımızda. yalnızca kaçtı. sevdiği adamı apartman kapısının aralığından izlerken sadece kovalamaca oynuyordu. polonyalı veronique olsa valla taş üstünde taş koymazdı herhalde.
son olarak filmin iki sahnesinde kalbim yerinden çıkacak gibiydi; ilki konser sırasında onun gözlerinden yığılışını gördüğümüz veronique, diğeri de filmin son sahnesinde;
’’ölüm geliyor aklıma birden ölüm
bir ağacın gövdesine sarılıyorum’’u hatırlatan veronique.
@fatmaa
9 yıl önce