Çemberimde Gül Oya Yorumları

Çemberimde Gül Oya dizisi detayları

@zenobiaa

3 yıl önce

9.5 / 10

eski dizilerin dram türü bile bir başkaymış.
F

@fadik

3 yıl önce

7.8 / 10

Yağmur çiseliyor,
korkarak
yavaş sesle
bir ihanet konuşması gibi.
Yağmur çiseliyor,
beyaz ve çıplak mürted ayaklarının
ıslak ve karanlık toprağın üstünde koşması gibi.
Yağmur çiseliyor,
Serezin esnaf çarşısında,
bir bakırcı dükkânının karşısında
Bedreddinim bir ağaca asılı.
Yağmur çiseliyor.
Gecenin geç ve yıldızsız bir saatidir.
Ve yağmurda ıslanan
yapraksız bir dalda sallanan şeyhimin
çırılçıplak etidir.
Yağmur çiseliyor.
Serez çarşısı dilsiz,
Serez çarşısı kör.
Havada konuşmamanın, görmemenin kahrolası hüznü
Ve Serez çarşısı kapatmış elleriyle yüzünü.

Nazım Hikmet
F

@fatmayagmur

3 yıl önce

10 / 10

İzledigim tek dizidir kendileri ,oda 2.yayina denk gelisimdir..

@seftali

4 yıl önce

10 / 10

Her defasında aynı tat aynı samimiyet.Kaç kere izlesem bıkmam.her aşk hikayesi değerli, sıcacık. her defasında hüzünlendirip ağlatıyor, güldürüyor. Yine bitti, ilerde tekrar izleyeceğim biliyorum.emeği geçen herkese teşekkürler.

@bazinngaa

7 yıl önce

10 / 10

"Televizyonunuzu kapatmayı unutmayınız."

En sevdiğim Türk dizisine yorum yapmamışım meğer. Bu cümleyi yazarken bir kez daha düşündüm, kendimi doğruladım sonra, evet en sevdiğim yerli dizidir bu. Hiç aklımda yokken, gün içerisinde meydana gelen bir olaydan bile çıkarım yaparak bu dizinin ilgili sahneleri aklıma geliyorsa, o dizi için "en sevdiğim" ibaresi kullanılır sanıyorum? Epey ayrı yeri var gönlümde. Yayınlandığı yıllarda takip etme şansına eriştiğimden midir nedir, bu dizinin adı geçtiğinde bir yerde, ya da durup dururken aklıma geldiğinde içim bir tuhaf olur. Sanki ben de o konakta yaşamışım da sonradan ayrılmış başka şehire yerleşmişim gibi. O anıların ucunda bucağında kendime bir şekilde yer edinmişim de sonradan tebessümle ve en çok da tekrar o günlere dönme isteğiyle hatırlarmış gibi. Sanki "Hani böyle karanlık bir gecede ıssız bir yokuşu tek başına inerken bir köşeyi dönersin de deniz çıkar ya karşına, sonra o denizde bir gemi belirir, şıkır şıkır ışıklarla geçip gider. Sen
... Devamı
"Televizyonunuzu kapatmayı unutmayınız."

En sevdiğim Türk dizisine yorum yapmamışım meğer. Bu cümleyi yazarken bir kez daha düşündüm, kendimi doğruladım sonra, evet en sevdiğim yerli dizidir bu. Hiç aklımda yokken, gün içerisinde meydana gelen bir olaydan bile çıkarım yaparak bu dizinin ilgili sahneleri aklıma geliyorsa, o dizi için "en sevdiğim" ibaresi kullanılır sanıyorum? Epey ayrı yeri var gönlümde. Yayınlandığı yıllarda takip etme şansına eriştiğimden midir nedir, bu dizinin adı geçtiğinde bir yerde, ya da durup dururken aklıma geldiğinde içim bir tuhaf olur. Sanki ben de o konakta yaşamışım da sonradan ayrılmış başka şehire yerleşmişim gibi. O anıların ucunda bucağında kendime bir şekilde yer edinmişim de sonradan tebessümle ve en çok da tekrar o günlere dönme isteğiyle hatırlarmış gibi. Sanki "Hani böyle karanlık bir gecede ıssız bir yokuşu tek başına inerken bir köşeyi dönersin de deniz çıkar ya karşına, sonra o denizde bir gemi belirir, şıkır şıkır ışıklarla geçip gider. Sen sevinirsin, hiç nedensiz ama...Sonra için kıpırdar ya hani. Öyle işte..."

Yayınlandığı yıllarda ortaokuldaydım, sanıyorum 7. sınıf idi. Reyting falan hiç anlamazdım, umursamazdım da. İlk bölümden itibaren vurulmuştum, hem konağa, hem seksenli yıllara, hem Yurdanur ile Mehmet’İn aşkına. Finalini o zamanların ipod’u olan walkman’imle kaydetmiştim. Tam olarak hatırlayamıyorum ama muhtemelen annemin eski mezdeke kasetlerinden birini kurban seçmiştim kendime. Bazı kısımlarını ve son kısmında çalan çemberimde gül oya şarkısını kaydettiğimi hatırlıyorum. O zamanlar internetimiz yok ki, ben bu bölümü nerden bulucam tekrar da hasret gidericem? Muhakkak elimde somut bir şey olmalı ki, b*kunu çıkarana kadar dinleyeyim, bıkayım artık. Amma velakin interneti elimin altında bulduğumdan beri 10-15 kere izlemişimdir sanırım, hala bıkmadan. Her repliğini önden söyleyerek. Her esprisine kahkahalarla iştirak ederek. Her sahne devamlılığı hatasına "oldu mu be Çağan?" diye intizar ederek tekrar tekrar. İntizar demişken; "-Yurdanur bir şarkı söyle kız, senin için okuyacağım bugün. -İntizar’ı bilir misin? - Ayol intizar benim göbek adım be."

Biraz evvel bir turu daha bitirdim. Şimdi tekrar 1. bölümü aç deseler, "çekirdek var mı?" derim. Günümüz kısımlarını - günümüz dediğim de 10 sene öncesi.- atlayarak izliyorum her seferinde. Kasten yapılmış bir durum mu acaba? Sanki o kısımlar bilerek yavan yapılmış gibi. Sanki çenemizden tutup bize zorla ne kadar sığ ve b*ktan yaşadığımızı gösteriyor da biz ısrarla ve inatla yüzümüzü onun ellerinden kurtarıp öbür tarafa çevirmeye çalışıyormuşuz gibi. Bu kısımları ne kadar acımasızca yüzümüze vurmuşsa da 80’li kısımlar insanın asla uyanmak istemeyeceği bir rüya gibi. Sanki tinkerbell elimizden tutmuş da beyaz bulutların üstünde yolculuğa çıkarmış gibi. Öyle naif, öyle lezzetli. Bu naifliğinin bu kadar değerli olmasının sebebi kanaatimce, öyle kör göze parmak gibi değil de, aralara susam serpiştirirmiş gibi yapılmasıdır. Konak ahalisinin sabaha kadar salonda oturması ve sabah ezanı okununca herkesin "aziz Allah" diyerek kendini toparlaması gibi, Yurdanur’un kocası Mehmet’e sevgisini kanıtlamak için "sen benim hem ailem hem vatanımsın artık" demesi gibi, Sultan öldükten sonra Suna’nın bir anlık dalgınlığına gelip yukarı kata "Sultaan" diye bağırması ve akabinde içi çıkana kadar ağlaması gibi. Mehmet’in işkence gördükten sonra babasının ölümünü rüyasında görmesi gibi. Daha bunun gibi yüzlerce örnek verilir de, vakti ve imkanı olanların açıp izleyerek görmesini daha çok isterim. Her insan evladının kendinden ufacık da olsa bir şeyler bulabileceğine adım gibi eminim. Tıpkı ilkokul öğretmenimizin bize Küçük Kara Balık hikayesini okuması gibi. İnsanın kendisine yılbaşı hediyesi olarak Şeker Portakalı kitabını hediye eden ve sınıfa Küçük Kara Balık hikayesini okuyan ilkokul öğretmeninin olması, belki de benim bu dizinin ucundan bucağından tutma sebebimdir.

Bir de, herkesin hayatında, her mevsim sanki yeniden severmiş, aşık olurmuş gibi hissedeceği biri olur umarım..." Kış iyice geliyor artık, biraz sonra Suna abla gelecek ve bana soba yakmayı öğretecek. Bakalım Mehmet’e kışın aşık olmak nasıl bir şeymiş?"

@otlu_kek

11 yıl önce

gelmiş geçmiş en güzel türk dizilerinden bir tanesidir gözümde.Bu kadar doğal diziler yapılmıyor şimdilerde
T

@thekaramamba

11 yıl önce

-Finalde salya sümük ağlatma : çek

-Mükemmel oyunculuk : çek

-Harika müzikler : çek

-Oturduğun yere zımbalayan replikler : çek

Başıma bir şey gelmeyecekse Six Feet Under'dan daha iyi dizidir. Bizdendir. Candır.

@pnarpnar

12 yıl önce

ne diziydi be! finalinde içim çıkana kadar ağlamıştım unutmuyorum. hep yayından kaldırılacak korkusuyla izliyordum zira diğer diziler daha popülerdi, enrtika vardı, seks vardı, ihanet vardı... dönem dizilerinin şahıydı lan. bugün yine başladım, bi çırpıda beş bölüm izledim bile. üstelik hala aynı etkiyle. ellerine sağlık hepsinin.
T

@turan_sert

14 yıl önce

9.4 / 10

Dönemin olan biteni de iyi takip edilmişti, kişilerin zaman ve olaylarla değişimi de iyi verilmişti. Ailecek, dizi saatini bize hş gelen bir heyecanla bekler olmuştuk. Bu tür yapımların artmasını dileriz ve emeği geçen herkese de teşekkür ederiz.

@pollyjean

15 yıl önce

9.9 / 10

Bittikten sonra uzun süre başka dizi izlememiştim. Şimdi bile hiçbir yerli diziyi takip etmememin en büyük nedenidir. Öyle bir dizi ki bu "bizimkiler uzun soluklu iş yapamıyor"a güzel bir cevap aynı zamanda....
SPOILER
GİRİŞ YAP
Şifremi Unuttum!

ÜYE DEĞİL MİSİNİZ?

HEMEN ÜYE OLUN
Aktivasyon Mailim Gelmedi!
ŞİFREMİ UNUTTUM
AKTİVASYON MAİLİ GÖNDER
ÜYE OL