Kitap uyarlaması olarak da kendi başına da çok başarılı bir film olmuş. 700 sayfa bu kadar kısa sürede iyi işlenmiş. Tabii ki kitaptaki tüm konuşmalar, tartışmalar yok ama olsaydı da tepki toplardı herhalde. Kitabın felsefi yönü ağırken filmde polisiye baskın. Aksi olsa çok sıkıcı olurdu zaten. Orta çağın mistik havası güzel yansıtılmış.
Bu kadar konuyu aynı anda işleyip kitap yapabilmek ayrı bir dert bunu 2 saate sığdırıp film yapabilmek ayrı bir dert. Filmde boş sahneler sadece 10 dakika falandır. Geri kalan her sahne sürükleyici ve güzel.
Filmde de tıpkı Eco gibi kadınlarla ilgili çiçekli böcekli(!) düşüncelere sahip olan Sean Connery tercihi, organizasyonun boyutunun tahayyülü açısından ilgi çekici. Ne diyelim.İyi seyirler!
Gizem ve zeka içeren filmler her zaman beni cezb edmişdir, bunlardan en guzidesi Gülün Adı'dır. Kitabdan uyarlamanın faidesiyle genel ve gerçekci anlatımıyla her türlü duygunun, çelişkilerin ve inandırıcılığın bezeli olduğu bir şaheser, oyuncuların Christian Slater haric harika performansları ve dublaj kadorumuzun başarısıyla diyalog üzerinden işlenen zaki zekanın yansıtılmasınındaki te'siri filmi üst-düzeye taşıyan en mühim materyallerden lakin bazen yargısal hükümler sunması ve mukayese yapıp, dini bütün olan ama bilime de inanan bir adamın yobaz kesimine karşı savaşı gibi sunduğu bölümler aşırı yapmacık bir klişe. Kambur'un yanarken söylediği ilahi hatırladıkca hala hüzünlenmemize sebeb olur.
Filmin bir sahnesinde limon suyu ile yazılan papirüs parçasında burçlar kuşağı yer almakta. Manastırın kütüphanesinde monklar yapıtlarını hazırlarken büyük ihtimalle astrolojiyi kullanmışlar fakat film daha sonra neden bunlardan bahsetmiyor? yada o sahnenin amacı açık kapı bırakıp burçlar kuşağının o dönemki yapıtlarda neden içrek olarak kullanıldığı ve ortaçağ manastır kütüphanesinde neden iyi niyetli tarikatlerden saklandığı gibi sorular sormak mı acaba?
~Bir keşiş gülmemeli çünkü kahkaha ile sesini yükseltenler ancak aptallardır.
~Ve kuşku, Adso, inancın düşmadınır.
~Gülmek korkuyu öldürür ve korku olmadan inanç olmaz. Çünkü şeytan korkusu yoksa tanrıya inanç kalmaz
~Çok bilgelikte çok acı vardır ve bilgisini arttıran acısını da arttırır. Replikleriyle büyüleyen, dönemin yaşam standartlarını, toplumsal sınıf farklılığını, gerek tarihsel açıdan gerek olaya mistik hava katılarak, geç dönem skolastik düşünceyi pek objektif anlatan ilk çağ felsefesi öğretmenimin tavsiye ettiği pek güzel film.
titiz bir çalışma olmuş.ortaçağ hakkında herşey şeklinde rehber görevi görüyor.oyunculuklar iyi.yönetmenlik üst düzey.bu filmden sonra umberto econun yazdığı ne kadar kitap varsa okudum.foucult sarkacını sıkıla sıkıla bitirmiştim.göstergebilim(uyduruk bir bilme benziyor ama hadi neyse) üzerine ihtisas yapmış eco abi.
belki de ilk kez " kitabını okumayayım filmi var zeten" diyerek izlediğim filmdir. umberto eco da insafsızlık yapmış 700 sayfa kitap mı yazılır? kitapla oldukça örtüşmesi çok güzel. karakterler oldukça iyi anlatılmış. başarılı.
@esrapolat
2 yıl önce
@alimokur
2 yıl önce
@mecnun_cgs
3 yıl önce
9 / 10
@alisinatif
3 yıl önce
Kitaptaki "Hastalık kovulmaz,yok edilir" kısmının altını çizmişim sadece.Yakışır...Böyle palyatif çözüm önerilerinin hastasıyız :)
Filmde de tıpkı Eco gibi kadınlarla ilgili çiçekli böcekli(!) düşüncelere sahip olan Sean Connery tercihi, organizasyonun boyutunun tahayyülü açısından ilgi çekici. Ne diyelim.İyi seyirler!
@anasumiobalatu
9 yıl önce
7.7 / 10
@yakamoz29
11 yıl önce
9.2 / 10
@geppetto
11 yıl önce
@eliferen
13 yıl önce
7.3 / 10
~Ve kuşku, Adso, inancın düşmadınır.
~Gülmek korkuyu öldürür ve korku olmadan inanç olmaz. Çünkü şeytan korkusu yoksa tanrıya inanç kalmaz
~Çok bilgelikte çok acı vardır ve bilgisini arttıran acısını da arttırır. Replikleriyle büyüleyen, dönemin yaşam standartlarını, toplumsal sınıf farklılığını, gerek tarihsel açıdan gerek olaya mistik hava katılarak, geç dönem skolastik düşünceyi pek objektif anlatan ilk çağ felsefesi öğretmenimin tavsiye ettiği pek güzel film.
@foolmood
14 yıl önce
7.8 / 10
@zibidipisi
15 yıl önce