şiirsiz yaşanır mı, sevdiğiniz şiirler ?

Kimseye kızmıyorum artk.

Suçlu aramaktan vazgeçtim.

Kimseye cevabı olmayan sorular sormuyorum!

Biraz kırgınım ama olsun artık daha güçlüyüm!

Galiba büyüyorum!

Sabahları artık gülerek uyanmıyorum!

Ama hiç olmassa ağlamıyorum da!!

İstemiyorum artık çok fazla şey bilmek!

Yaşamak dediğin böylesine bişey demek!

Öylesine yaşıyorum!

Someone
Umut, kurtuluş...

Yok bir çıkar yol,

Bilim, bekleyiş..

Suçluluk bol bol.
Ben seni severim sevmesine de toplum buna hazır değil

Nükleer denemeler kyoto sözleşmesi küresel ısınma falan.

Belki sen çok küçüksün belki benim ruhum ölü

Biraz Nietzsche biraz Kant kafan karışmış belki

Parlıamanet'i de bozdular tutunacak dalımız mı kaldı?

Pavyonda tanıdığım bilge bir p.... vardı!

Kötü kitaplar okumak kötü yaşamak gibidir derdi.

İyi kitaplar okudum bir b.ka yaramadı..

Ben seni severim aslında da düzenim bozulur diye korkuyorum

Durduk yere başımıza saçma sapan bir aşk çıkar

Sinemaya gitmeye ele ele tutuşmaya falan kalkarız

İşin yoksa çiçek al, saç tara, parfüm sık.

Küsmesi, barışması, ayılması, bayılması

Hatta eninde sonunda kaçınılmaz ayrılması

Meyhanede tanıdığım gerzek bir filozof vardı!

Güzel kadınlar insanın ömrünü uzatır derdi.

Bir sürü güzel kadın girdi hayatıma

Hepsi ağzıma sıçtı..

Ben seni severim belki de rabbim buna hazır değil.

Her şeyin güzelini sever o ideal birliktelikler ister

Seninle benim yan yana oturacağımız çekyata

Ne ilahi adalet sığar ne de diyalektik..

İçime çöreklenmiş sığ bir sığır var benim.

Ben seni severim sevmesine de

İş çıkarmasana şimdi ne gerek var güzelim..
Hüznü yürekte dokuyan önce kadındı

Ellerinde anahtarsız bir kelepçe vardı.

Gülümserdi inatla soldurmadan umudunu

Yalnız değildi aslında, biliyordu bunu

Susarak direnmeyi denedi ölümüne

Çözüm sandı yaşamındaki kördüğümlere

Savurdu saçlarını tel tel ayrıldı ayrılıklar

Gülüşüne saklandı gözündeki yaşlar

Umut, saçında açan funda çiçekleri rengiydi

Hasretle baktığı denizlerin derin mavisiydi.

Deniz grileşti

Yağmur gözyaşı oldu, değdi tenine

Ruhu şarkılar söyledi, bilmediği günlere

Dingin bir limanda demirledi sevgiyi

Attı bir çentik hayatına saydı dileklerini

İşte bir gülümseme yerleşmişti yüzüne

Artık en güzel şiirleri yazıyordu günlüğüne

Ellerindeki kelepçeyi çıkarıp, yarınlarına taktı

Uzak bir rüzgardan da olsa mutluluğu tattı.

Dilek Hokkaömeroğlu
şiir değil ama şiir gibi.

"yaşamın, tasarladıkların ile gerçekleştirebildiklerin arasında gidip gelecek : gerçekleştirebildiklerin tasarladıklarından hep eksik; tasarladıkların gerçekleştirebildiklerinden hep fazla.

hep, hem eksik, hem fazla olacak yaşamın - gerçekleri eksik, tasarıları fazla... hep eksiklikler yaşayacaksın - ve,hep, fazlalıklar..

yaşamın bu olacak işte:

eksik - fazla.."

oruç aruoba - de ki işte
Zafer Ekin Karabay / Trafik

kentin baskısı kaldı bize

ve ışıkları trafiğin ya da kazası

oysa biz hep bir düş kazasında

yitirdik arkadaşlarımızı

karşıdan karşıya geçerken

eli bırakılan çocuklardık

o insan kalabalığındaki

son gülümsemesiydi annemizin

sonra hangi tarafa geçsek karşıda kaldık!
Yaprak Dökümü / Can Yücel

Sararıp dökülmeden önce kızaran yapraklar ki onlar

Şan verdiler ortalığa bütün bir sonbahar

Mevsim dönüp de yeniden yeşermeye başlayınca rüzgar

Çıplağında o atın yine onlar koşacaklar

O çocuklar

O yapraklar

O şarabi eşkiyalar

Onlar da olmasalar benim gayrı kimim var?
Kaderini sev!

Varsa kederini de sev!

Üzülme hastalıklarına,

Gör, hangi günahlarına kefaret olacak,

Terk edildin diye de üzülme

Demek ki sevebilecek bir yüreğin var...

Geçmişi unut, hiç yaşanmamış gibi davran,

Buluttan nem kapma!!!

Döküver kirpiklerinden sonbaharı,

Bir gün ama bir gün mutlu tebessümlerle kol kola gireceksin...

Koklayacaksın yağmur sonrası toprakları,

Yükleyeceksin ruhunu kelebek kanadına,

Uçacaksın semalara sevdiklerinle can!

Kim demiş ebemkuşağı yedi renk?

Bakmakla görmek arasındaki farkı çözdüğünde,

Anlayacaksın ne demek istediğimi !!!

Mevlana
Mutluyum!..

Çünkü yol yakınken dönüşlerim var

Huzuruma şaşırmayın!..

Çünkü yarı yolda duranlardan, koşar adım gitmişliğim var

Kızmayın aşktan caymışlığıma,

Benim karşıdan tanımama gibi bir özrüm var

Gelsin hayat bildiği gibi, elinde ne varsa hayata dair.

Ötesi hiç bir şey ya da vesair...Hani demiş ya şair''MUTLULUĞU SENDE BULAN SENİNDİR

Gerisi MİSAFİR!..''

Hz.Mevlana...
Sevgili Anneciğim

Binlerce kez açıldım,
binlerce kez kapandım yokluğunda
Kocaman bir dağ lalesi gibi
Ve kapkara göbeğini dünyaya
fırlatacakmış gibi duran.

Şimdi mucizevi bir yerdeyim
Muc'un ucuz evinde
Sanki mürekkebi rutubet olan bir kalem
Duvarlara hep senin resmini çiziyor
Dili geçmiş zamanda birçok resim,
Hep gülümsüyorsun
Aklının ortasında mavi bir yıldız varmış gibi
Ve o yıldız karanlık bir şubat akşamında
Durmadan soluyormuş gibi.

Hatırlar mısın?
Mavi saçlı bir Tanrı gibi severdim Burdur gölünü
O göl şimdi içimde kocaman bir anne ölüsü
Vişne bahçeleriyle dolu,
Neşeli bir şehre benzerdi senin sesin.
Bazen ölmek istiyorum.
Beni yeniden doğurman için
İri, ekşi bir vişne tanesi gibi

Kışbaşında bir ton kömür yığarlardı kapıya
Bazen görülen rüyalar gibi kapkara
Bir ton rüya çıtırdarken
Sen kar yağmadan önce başkaydın,
Kar yağdıktan sonra bambaşka.
Sanki hep buluğ çağındaydın.
Kuşlar zaptederdi sonra her yeri, sabahları
Binlerce kez söylerlerdi, söyleyeceklerini.
Bizim hiç anlamayacağımız bir şeyi.

Senin şarkıların aç kuşlara buğday saçardı.
Kediler yusyuvarlak dururdu karın ortasında
Kar manzaralı bir resmin ortasında durur gibi
Gri kediler sarmıştı etrafımızı, gri dağlar...
Bir tek senin çocuklar üşüyecek rengi saçların vardı.

Ben bu eve Muc'un ucuz evi diyorum.
Yokluğunda böyle oldum.
Mucize öldükten sonra, buraya taşındım.
Ve inan
Muc bu evi bana ucuza verdi.

Yaşasaydın, hayatının ortasına
Güller yığan bir adam olsun isterdim babam.
Sen bir çocuk romanı annesi ol isterdim.
Ölü mısır tarlaları hışırdıyordu
Ve kalbimde çıngıraklı yılan sürüleri
diye başlayan bir çocuk romanında...
Şalına sarınırdın, toprağa sarınır gibi
Erken öleceğini biliyordum bana bırakmak için,
bu acımasız ölü anne sesini.

Şimdi mucizevi bir yerdeyim
Zaman bir salyangozun vücudunda yaşıyor burda
Ve çok ağır ilerliyor.
Yüzümdeki çillerden başka
İsyan eden biri yok hayatımda.

NOT: Ölen her kadın için bir şiir yazdım.
Onları Muc'a evin karşılığında verdim
Çok ucuza.
Artık bütün üzgün oluşlarımın adı:
Anne.

Didem Madak
Bir mesaja cevap veriyorsunuz.
GİRİŞ YAP
Şifremi Unuttum!

ÜYE DEĞİL MİSİNİZ?

HEMEN ÜYE OLUN
Aktivasyon Mailim Gelmedi!
ŞİFREMİ UNUTTUM
AKTİVASYON MAİLİ GÖNDER
ÜYE OL