B
11 yıl önce
Sin Nombre filmine yorum yazdı:
Devdas filmine yorum yazdı:
Sarat Chandra Chattopadhyaya'nın kitabı olan 'Devdas' birçok filme konu olmuş. Kitabı okumadığım ve diğer filmleri izlemediğim için herhangi bir karşılaştırmada bulunamasam da yazılan yorumlardan gördüğüm kadarıyla karakterler iyi düşünülmüş ve yaratılmış.
Film zaten baştan sona görsel bir şölen gibi, renklerin çeşitliliği ve kullanım şekilleri hayranlık verici. Her bir şarkı kareografilerle birlikte sıkılmadan izlettiriyor kendini. Hint filmlerine başlangıç yapmak isteyenlere önerilen ilk filmler arasında Devdas oluyor genelde - ki haklılar bence-
Filmin ilk kısmındaki hareketlilik ve neşe ikinci yarısıda yerini melankoli ve hüzne bırakıyor. Paro, Devdas, Chandramukhi'nin oyunculukları ve birbirleriyle uyumları çok iyiydi, yan karakter gibi görünse de özellikleChandramukhi en çok etkilendiğim karakter oldu. Dixit'in Maar Dala'daki performansını bir çok kez açıp izlemekten kendimi alamadım.
İzlenesi güzel bir film..
Snow White filmine yorum yazdı:
Geçtiğimiz yıl arka arkaya gösterime giren pamuk prenses uyarlamalarıyla bu filmin uzaktan yakından alakası yok. The Artist'in izinden gittiği söylense de müzikleriyle yaratıcı fikirleriyle çok daha güzel olduğunu düşünüyorum.
Sevilla'da geçen film flemenko müzikleriyle dolu dolu, dönemin boğa güreşini de odağına alan farklı bir uyarlama. Pamuk Prenses öyküsünü hepimiz bilsek de bu filmi izlerken merak etmeden duramadım, birçok yönden hikayeden farklı gidiyor ve finaliyle de farklı bir son sunuyor.
Bonnie ve Clyde filmine yorum yazdı:
filmdeki karakterlerin gerçekte de yaşamış oldugunu düşünmek (uyarlandıgı için birçok yerinde değişmeler olmuş olsa da)daha bir farklı yapıyor atmosferi. Filmin ismine aldanıp sadece bu ikilinin oldugunu düşünmeyin renkli bir çok karakter de ekleniyor.Tanışmalarıyla ilgili farklı söylentiler var ama ortak arkadaslarının evinde tanışmış olma ihtimalinin yüksek oldugundan bahsediliyor. Daha sonra çekilmiş olan birçok filmde bu filmin esintilerini yakalamak mümkün. Soyguncuların halk tarafından robinhood gibi karşılandıgını aktaran bilgiler oldugu gibi sebepsiz bir çok insanı öldürdükleri için nefret topladıklarıyla ilgili de bilgi bulmak mümkün. Her halükarda izlemek gerek.
bonnie & clyde ile ilgili ayrıntılı bilgi ve gerçek video kaydı için:http://en.wikipedia.org/wiki/Bonnie_and_Clyde
Çin'in Kuş İnsanları filmine yorum yazdı:
bir şirket görevlisi ve yakuzann para getirisi büyük olacağı düşünülen değerli taşa ulaşmak için gittiği köy ve orada yaşadıkları anlatılıyor. Başta tek amaç taşı bulmakken zaman geçtikçe uçan insanlar - inançlar ve köyün büyüleyici doğasıyla başka bir yere evriliyor film. Doğanın korunması gerekliliği üzerine güzel sözlere sahip aynı zamanda. Para için bütün güzelliklerin kaybedilmesi ve doğanın meta/para haline dönüşmesine karşı önemli bir duruşu var filmin.
Kim'in Adası filmine yorum yazdı:
Kim'in şehrin ortasında ıssız bir adaya düşmesi fikri cok yaratıcıydı. Paranın/parasızlığın sonucunda kredi kartları borçlarının gelebilecegi boyutlarla, trajikomik diyaloglar sayesinde güzel alay edilmiş. Sadece daha fazla tüketilmesi için ugraşan karşısındakini dinlemeyen tarife satıcısı aslında bizim için de tanıdık. Anlattığı konu aslında komik olmasa da anlatılış biçimiyle gülümseten ve bazen kahkahalara bogan ("önce börülce soslu erişteyi yesene" diye kendine kızışını her hatırladığımda gülüyorum) izlenilesi, eglenceli bir film.
Filmle ilgili güzel bir yazı:http://www.sinemakulubu.com/blog/movie-review/castaway-on-the-moon-kimssi-pyoryugi-2009-kimin-adasi/
Tepedeki Ev filmine yorum yazdı:
Aralarındaki bağ ortaya cıktığında bunu bir klişe olarak görmeden önce, filmin savaş sonrasında gectiğini düşünmek gerekir. konuyu dallandırıp budaklandırmamışlardı. Umi'nin annesinin söylediğini de düşünürsek ölen ailelerin cocuklarını arkadaslarının alması o dönemde yaygın bir durum olsa gerek. Kısacası gayet güzeldi, izlereken keyif aldım( ama her ne kadar senaristi Hayao Miyazaki olsa da Spirited Away yaratıcılığına eşdeğer bir beklentide izlenirse sıkıcı bulunabilir.)
Summertime filmine yorum yazdı:
Venedik'in 1950'li yıllarını merak edenler varsa şehri turistik açıdan gösteren bir film. Orta yaşlarında olan Jane(K. Hepburn)'nin bir yandan aşkı araması bir yandan da ondan kaçması anlatılıyor. (siyah elbiseli halinin 48 yaşında olduguna inanmak güç)
Gereksiz bilgi:Kanala düşme sahnesinde kanal suyu kirli oldugu için Hepburn'un gözü enfeksiyon kapmış.
Wuthering Heights filmine yorum yazdı:
Uğultulu Tepeler'e farklı bir yorumlama. Diyalogsuz denecek kadar az konuşma var ve görsel olarak "ugultu"yu hissettiren bir filmdi.
film ile ilgili yorum(alıntı):http://eksisinema.com/wuthering-heights-2011-heathcliff-ve-digerleri/
Küçük Kadınlar filmine yorum yazdı:
kitabını çok eskiden okumuştum, uzun zaman sonra izlemek bana unuttuğum ama yine de tanıdık gelen şeyleri hatırlattı. içimi ısıtan bir film
filmde birçok ünlü simanın gençlik -hatta çocukluk- hallerini izlemek de ayrı bir güzeldi
Daha iyi şartlar ve daha fazla imkana sahip olabilmek adına insanlar ölümü göze alıyor. Bir çoğu biliyor aslında bu yolculuğun ne kadar zor belki de büyük kısmı için imkansız olduğunu, ama var olan durumda bundan başka bir çare göremeyen insanlar herşeyini tehlikeye atıp bu yolculuğu göze alıyor. Tek sıkıntı polis yada asker tarafından yakalanmak ya da değil, çeteler de göçmenlerin üstünden geçinmek için hazırda bekliyor. Sayra, amca ve babası ile Willy (Casper)ın da karşılaşması bu vesileyle oluyor. Kimlerin sağ kalacağının tahmin edilemediği filmde sadece belki kurtulurlar diye bir umut besleyebiliyorsunuz.
12 ödül ve 10 adaylığı bulunan buna ragmen fazla bilinmeyen bir film Sİn Nombre "İsimsiz". Cidade de Deus (Tanrı Kent)'u izleyenler bu filmde de birçok ortak nokta bulacaktır.