10 yıl önce
Benim Cici Silahım filmine yorum yazdı:
İtirazım Var filmine yorum yazdı:
Demek ki neymiş faiz her belanın anası. Onur Ünlü filmleri arasında karakterlerini en çok sevdiğim filmi oldu. Tarzı gereği sona doğru sıksa da keyifle izlenebilecek bir film.+18'lere izlemeleri tavsiye olunur. -18'ler siz azıcık sabredin ;)
On the Way to School filmine yorum yazdı:
Köylülerden birinin söyledikleri her şeyi özetler. Ananızdan öğrendiğinizdir anadiliniz, gayrısı yabancı değil de nedir?
"Ben Almanya’ya gidiyorum, 92’de. O zaman benim Türkçem zayıf, siyasi nedir bilmiyorum, Kürt ayrımı kayrımı nedir bilmiyorum. Gemiyle gideceğiz. Beni şirket gönderiyor, o zamanlar bir tane muhasebecimiz vardı. Bana form verdiler. Dediler ki "Bu formu doldur", formda bir de diyor ki yabancı dil. "Kaç dil biliyorsunuz?" Ben de iki dil biliyorum. Türkçe, Kürtçe’yi hesapladım ve iki dil yazdım. "Senin iki dil bildiğini bilmiyorduk." dediler, "Hangi dili biliyorsun?" dediler. "(...) Ana dilim bir de Türkçeyi biliyorum. (...) Benim yabancı dilim Türkçe, kardeşim" dedim."
Benim Aşk Pastam filmine yorum yazdı:
filmi "pembe sinema" kategorisine ekleyen arkadaşımızı tebrik ederek başlayayım önce, nereden bu fikre vardığını da ayrıca merak etmekteyim. sıkıcı bir film değil, alıp götürüyor sizi. konu orjinal değil, aşk hikayelerinde nasıl bir orjinallik aranır onu da bilemem ama kalbi kırık bir kız ve zamanla iyileşen bir kalp söz konusuysa pek çok şey tahmin edilebilir elbette. sanırım filmin güzelliği oyuncularının gücünde gizli biraz da.
47 Ronin filmine yorum yazdı:
Film başladıktan beş dakika kadar sonra yanımda oturan sevdiceğe dönüp "Bunlar niye İngilizce konuşuyo?" diye sordum, "Amerikalılar başka dilde film seyretmiyolarmış." dedi gülüştük. Çizgili Pijamalı Çocuk filminde de aynı şey olmuştu Nazi subayı Britiş aksanıyla İngilizce konuşuyordu. Dönem filmlerinde filmin içinde kaybolmama tek engel bu dil sorunsalı, onun dışında kendinizi konuya verebilirseniz kurguda ufak tefek boşluklar olsa da gayet keyifli bir film
Çizgili Pijamalı Çocuk filmine yorum yazdı:
ne yalan söyleyeyim finalinde ağlamadığım film. ne bileyim ruhsuzluktan değil de olmamış sanki, yazar/yönetmen -belki önce kitabını okumalı- zaten ağlatmak için öyle bir son yazmış gibi geldi. yakılan yüzlerce insan arasında tek bir çocuğa üzülüyor olmamıza daha çok üzüldüm sanırım. keşke Bruno içeri girmese Shmuel dışarı çıksaydı. ayrıca nazi almanyasında neden Britiş İngiliş aksanlı insanlar dolaşıyor ortalıkta bi Allahın kulu merak etmiyor mu bunu?
Bir Şarkının Peşinde filmine yorum yazdı:
önce bir mocumentary örneği izliyorum sanıp tedirgin oldum ama neyseki her şey gerçekmiş. ama bu sefer de neden sebep dünya Rodriguez'i tanımıyor diye sinirlendim; aslında daha çok kendime kızdım. şimdiyse geç olsa da önemli bir müzisyeni keşfetmenin iç huzuru içindeyim.
en kısa zamanda izleyin efenim ;)
Sonsuza Dek Mutlu Yaşadılar filmine yorum yazdı:
radiohead şaheseri creep'in klibi olarak youtube'da dönen sahneye aldanıp charlotte ablaya eşliken başrolde johnny deep bekleyen bünyemi hayal kırıklığına uğrattı. ayrıca:
filmin vermek istediği mesajı hala çözemedim. ne şimdi dırdırcı hatunların sadık eşi olurken ideal kadın aldatılmaya mahkum mudur?
Wilfred dizisine yorum yazdı:
oldukça keyifli, sıkılmadan üç beş bölüm ardarda kendini izlettiriyor. Belden aşağı esprisi bol,kahramanlarının her daim kafası güzel olduğu düşünülürse yerlidizi olarak uyarlanması pek mümkün olmayan dizidir,bunun için ayrıca seviniyorum. aksi halde koskoca Wilfred'i Pulsar ederler yeminle =)
Food Matters filmine yorum yazdı:
yaklaşık 45 dakikalık bir görüşmenin ardından bana Prozac tedavisi uygulamayı uygun gören,bir iki gündür kendimi ağır depresyonda hissetmeme sebebiyet veren - ki iyiydim ben yahu-sayın psikiyatrist hanımefendinin kulaklarını çınlatarak ilacı çöpe atmamı sağlayan, birkaç kilo yer fıstığı ve sarı kantaronla daha motive bi hayat süreceğime inandıran belgesel. olur da bi gün kanser tanısı konulursa kendimi C vitaminine boğacağım.
edit: psikiyatrist hanım beni eksileyen sen misin? =)
Havlayankuzu'nun yorumuna katılmamak elde değil, Micheal Moore artık belgesel yapamadığında dünya daha iyi bir yer olacak.