2 yıl önce
Short Term 12 filmine yorum yazdı:
Son zamanlarda izlediğim en iyi şey.
Hambre del alma
Uysallar dizisine yorum yazdı:
Bir Saylak&Günday fikri.
Gerçekler bu kadar sürreal bir şekilde ancak bu kadar can yakabilirdi. Bayıldım!
Bergen filmine yorum yazdı:
Farah Zeynep'in her filmde aynı kişiyi oynaması beni filmin Bergen karakterini anlattığına bir türlü ikna edemedi. Hikayedeki Avrupai başlangıçtan arabesk bir hayata ve müziğe olan keskin geçişin de buna etkisi var muhtemelen. Evde izlenir. Sinemada tartışmaya açık.
Dünyanın En Kötü İnsanı filmine yorum yazdı:
Karikatürist olan karakterin yaşamla ve insanlarla arasındaki olan şey, olaylara bakış açısı ve verdiği tepkiler o kadar büyüleyiciydi ki ana karakterin sorgulamaları bile gölgede kaldı. Mütfiş film, yönetmenini sonunda hasta olduğum yönetmenler tahtına oturtmuş bulunuyor.
The Big Bang Theory dizisine yorum yazdı:
Seneler sonra oturup en baştan izlemeye başladığım dizi. O kadar bağımlılık yaptı ki bitince ne yapacağımı bilmiyorum. Ve Sheldon kesinlikle sit.com tarihinin gelmiş geçmiş en iyi yazılmış ve canlandırılmış karakteri. Jim Parsons
Dokuz Gün filmine yorum yazdı:
Son zamanlarda izlediğim en derin film. Ölümden çok yaşamayı bilmemeye dair çok şey anlatıyor. Görüntüler ve müzikler harika.
’Kendisinden nefret ediyor. Başarısız olduğunu ve yaptığı her şeyin değersiz ve utanç verici olduğunu düşünüyor. Bir şeyler hissedebildiği noktaya kadar o kadar fazla acı yaşamış ki bugün hiçbir şey hissetmek istemediğine şüphe yok. Ayrıca hissizlik onu güvende hissettiriyor. Ancak şunu biliyorum ki kendisinden geriye kalanları zehirliyor. Derinlerde bir yerde bunu bildiğini de biliyorum. ’
https://youtu.be/2oORHRQdUNU
Kin filmine yorum yazdı:
Film ortalama, zaten bir nevi remakemiş. Ama başroldeki adamın kendisine de oyunculuğuna da bayıldım. Evde sakin sakin oturan insanı neden zorla aşık ediyorsunuz?
Diriliş filmine yorum yazdı:
İşin içine holivud girince çok iyi yönetmenlerin bile ne kadar sıradanlaşacağını gözler önüne seren film. Müzikleri dışında içerisinde asla yönetmenin ruhunun kırıntısına dahi rastlayamayacağınız bir iş olmuş. Tek sevdiğim detay kızılderili bir kadının öldürüldüğü sahnede kalbinden bir serçenin uçup gitmesi ki bu da büyük ihtimalle Jodorowsky’e selam niteleğinde olduğu için çok da özgünlük barındırmıyor. Gerçekten Di Caprio oscar alsın diye lalettayin yapılmış bir iş, fazlası değil.