9 yıl önce
Benim Yolum filmine yorum yazdı:
Büyük Budapeşte Oteli filmine yorum yazdı:
Wes Anderson severlerinin yüzünü gülümsetecek, çünkü buram buram Wes Anderson kokan bir film, tıpkı yönetmenin diğer filmleri gibi. Kendi tarzı olan ve bunu bulduğu her fırsatta bir şekilde filmlerine koyan yönetmenlerden biridir zaten ki kendisini Büyük Budapeşte Oteli'yle tanıyan yeni izleyicilere de bir merhaba selamı vermiştir.
Filmi öyle uzun uzadıya anlatmaya gerek yok, her zamanki Wes Anderson renkleri, favori oyuncuları, kostümleri, mimikleri hatta konuşma tarzları... Çekim açıları, titizlikler, ışıklandırma...
Kısacası bıcır bıcır bir film.
Filme değil de izleyici kitlesine sitem yapılabilir ama. Zira yönetmenin en iyi filmi kesinlikle değil, Moonrise Kingdom ve The Royal Tenenbaums sollayacak bir film değil çünkü. Filmi çok sevdim, puanı da iyi fena değil ama nasıl olur da The Royal Tenenbaums'u ve Moonrise Kingdom'ı geçebilir aklım almıyor.
Yeryüzündeki Son Aşk filmine yorum yazdı:
Distopya filmleri arasında en "izlemeseydim de olurmuş" dedirtecek film kesinlikle. Berbat rezil denilecek kadar değilse de, "vaktinizi değerlendirecek başka şeyler bulun".
Beklenmeyen Şahit filmine yorum yazdı:
Kendi döneminin tartışmasız en iyi ters köşe filmi.
Para Avcısı filmine yorum yazdı:
***Fikir edinme:
Scorsese'in bir kaç filminde daha karşılaştığımız klasik öğeleri. Para, yükseliş düşüş, arkadaşlık ilişkileri üçlemesi. Dolayısıyla aman yeter be diyenlerin sıkılmasa da çok seveceğini sanmıyorum ama Scorsese'in herkesin artık gördüğü bildiği kanıksadığı bi kendi tarzı var, onu ve tarzını sevenlerin (ki hiç de azınlık değil bu kitle) hoşuna gideceğini düşünüyorum (en fazla uzun olmasından hoşlanmazlar belki, hoşlanmayacakları bir şey olursa).
***Değerlendirme:
Görsellik, sinematografi, müzikler bakımından oldukça yerindeydi. Oyunculuklar hakikaten lafı geçtiği kadar var. Filmi izlerken "lan figüranlar bile iyi oynamış beh" derken buldum kendimi.
Fakat senaryoya gelecek olursam; ham madde iyi, ama işlemesi olmamış. Çünkü fim 3 saatse bunun bir buçuk saati -tamam her şeyin nasıl başladığını anlatıyor ama onun da ötesinde "benim şöyle bok gibi param var benim böyle bok gibi param, baaak senin var mı" ile geçiyor. Ve geri kalan her şey ("asıl olaylar") geriye kalan za ... Devamı***Fikir edinme:
Scorsese'in bir kaç filminde daha karşılaştığımız klasik öğeleri. Para, yükseliş düşüş, arkadaşlık ilişkileri üçlemesi. Dolayısıyla aman yeter be diyenlerin sıkılmasa da çok seveceğini sanmıyorum ama Scorsese'in herkesin artık gördüğü bildiği kanıksadığı bi kendi tarzı var, onu ve tarzını sevenlerin (ki hiç de azınlık değil bu kitle) hoşuna gideceğini düşünüyorum (en fazla uzun olmasından hoşlanmazlar belki, hoşlanmayacakları bir şey olursa).
***Değerlendirme:
Görsellik, sinematografi, müzikler bakımından oldukça yerindeydi. Oyunculuklar hakikaten lafı geçtiği kadar var. Filmi izlerken "lan figüranlar bile iyi oynamış beh" derken buldum kendimi.
Fakat senaryoya gelecek olursam; ham madde iyi, ama işlemesi olmamış. Çünkü fim 3 saatse bunun bir buçuk saati -tamam her şeyin nasıl başladığını anlatıyor ama onun da ötesinde "benim şöyle bok gibi param var benim böyle bok gibi param, baaak senin var mı" ile geçiyor. Ve geri kalan her şey ("asıl olaylar") geriye kalan zamanda işleniyor -bilemiyorum belki de "sığdırılıyor" demeliyim.
/Elbette insan ne kadar yetenekli ve tecrübeli olursa olsun her zaman başyapıtlar çıkaracak değil ama ne bileyim... Önceki filmlerinin kendine özel, tarif edemediğim çok güzel bir havası vardı./
***The End:
Eski Scorsese'i özlüyorum.
Duvar filmine yorum yazdı:
Bir çocuğun dileği çikolata, oyuncak, belki bisiklet olur; fakat daha iyi bir cezaevi olur mu?
Muhteşem Güzellik filmine yorum yazdı:
-Kadın düşmanısın
-Seninle ilgisi yok, kadın düşmanı değilim, ben bir insan düşmanıyım
Görüntü, müzik ve oyunculuk bakımından oldukça iyi, insanı hiç sıkmayan ve klişe bir konusu olmayan, yer yer hüzünlü yer yer eğlenceli fakat tekrar tekrar izleme isteği de duyulmayacak bir film.
2013'ün güzel filmlerinden, İtalya'nın son dönem filmlerinin en iyilerinden. :)
"Hepimiz umutsuzluğun eşiğindeyiz, tek yapabildiğimiz birbirimizin suratına bakmak birbirimize eşlik etmek, biraz şakalaşmak."
-O kadar insan tanımak muhteşem bir şey olmalı
-Mutsuz olman garantidir.
Utanç filmine yorum yazdı:
Hak ettiği değeri almadığını düşündüğüm filmdir.
Mekanların kullanımının, kostümün&makyajın, görüntünün, çekim açılarının, senaryonun, genel yönetmenliğin pek bi güzel olması bi yana, bir geçişin yansıtılışı (özellikle yalnızlık gibi duygular) çok güzel verilmişti -filmin başlarında gördüğümüz, brendon'un kadınları oldukça yetenekli bir şekilde etkilemesinden filmin devamındaki kendine güveni kaybetmeye, erken boşalmaya...
Ve Michael Fassbander'in kendini sakınmaması... (vücudunu değil. mimikleriyle olumlu olumsuz tüm duyguları yansıtışıyla ve kendini filme kaptırışıyla, oynarken bir parçasını filmde bırakışıyla.)
Fassbander'in en iyi performans gösterdiği film.
Son dönemin en iyi filmlerinden.
Siyah beyaz filmine yorum yazdı:
"Oyuncak sepetimde, ya da karşı arsada, şuralarda bir yerde çocukluğum olacak. Anne, anne, anne sen görmedin mi?"
Koruma filmine yorum yazdı:
Mis gibi mis mis.
Bir film, (uzakdoğu sinemasının en sevdiğim yönetmeni) Kurosawa’dan çıkar da güzel olmaz mı?...
Hiçbir kamera hatası yok, dönemine göre görsellik çok güzel, oyunculuklar (o ufak tefek tiplemeler karakterler bile) almış başını gitmiş, filmin sonunda sana "Budur!", "Helal be!" dedirtiyor, incelemesini kurcalamasını sevene dönemle ilgili kapılar açıyor... daha ne olsun.
Belki sahneler daha iyi çekilebilirdi, efektler daha iyi olabilir miydi? Evet. Kore sinemasının en saçma senaryolu filmlerinde bile paraların oluk oluk akıtılarak çekilen 'boş' ama efekleri mantajları gibi teknik açıdan 'kaliteli'(!) sahneler bol bol görmüyor muyuz? Evet.
Ama bu film, savaş filmi sevmeyen insana bile kendini izlettirecek kadar sıkı ve sağlam bir ana düşüncenin üzerine kurulmuş. Dünyanın en şaşırtıcı sonla biten filmlerinden değil, ters köşe sonla biten filmlerden biri olmadığı halde gayet sağlam bir hikayeye sahip.
Dilerim hakkında hiçbir introduction okumadan izlersiniz, çünkü hakkında bilmeniz gereken tek şey: tüm karakterlerin değişeceği. Bambaşka insanları izliyor olacağınız.