Güneş Tepedeyken Yorumları

Güneş Tepedeyken filmi detayları

@olanzveins

7 yıl önce

6.4 / 10

Film hakkındaki detaylı eleştirim yazarı olduğum novicinema’da yayımlanmıştır. Link aşağıdadır.

http://www.novicinema.com/2017/03/yukselen-rkclk-ve-batan-umutlar-gunes.html

@poormf

7 yıl önce

7 / 10

Savaş öncesi ve sonrasında savaşın ayrıştırdığı insanlar üzerine, aynı oyuncularla kurgulanmış hem birbirinden bağımsız hem de birbiriyle ilintili üç öykü. İkinci öyküdeki erotizm ve üçüncü öyküdeki dans partisindeki duyguların aktarımı iyiydi... 70/100
L

@lorin

9 yıl önce

8.2 / 10

Filmde anlatılan 3 tematik ama farklı hikayede de aynı oyuncuların yer alması ajitatif etkiyi azaltan bir unsur olmuş ki bu yönden takdirimi kazandı. İlk hikayenin sonunda ortalık toz duman, izleyici ağlama melis moduna girmişken, diğer hikayenin başlaması ve az önceki hikayenin kahramanlarının canlı kanlı görülmesi dramda yumuşatıcı bir etki yaratmış özcesi. Sevdim. Sana puanım 7.5 Matanic.

İlk hikaye savaşın sürdüğü yıllara denk geldiğinden oldukça dramatik. Oysa diğer iki hikaye ilkinden farklı olarak ufak da olsa yarına dair umut beslememizi sağlıyor.

İlk hikayede Hırvat Ivan ile Sırp Jelena’nın Romeo Juliet benzeri yasak ve dahi imkansız aşkına şahit oluyoruz. Bu tarz hikayelerin sonlarına oldukça aşinayız: Ivan ölüyor ve kavuşamıyorlar. Yasak aşk teması kendiliğinden vurucu zaten, burada bir de savaşın kötücüllüğü dahil olmuş drama. Ağlama melis, peçete nerde moduna giriveriyorsunuz.

İkinci hikayeye geçince az önce ölen Ivan’ın Ante ro
... Devamı
Filmde anlatılan 3 tematik ama farklı hikayede de aynı oyuncuların yer alması ajitatif etkiyi azaltan bir unsur olmuş ki bu yönden takdirimi kazandı. İlk hikayenin sonunda ortalık toz duman, izleyici ağlama melis moduna girmişken, diğer hikayenin başlaması ve az önceki hikayenin kahramanlarının canlı kanlı görülmesi dramda yumuşatıcı bir etki yaratmış özcesi. Sevdim. Sana puanım 7.5 Matanic.

İlk hikaye savaşın sürdüğü yıllara denk geldiğinden oldukça dramatik. Oysa diğer iki hikaye ilkinden farklı olarak ufak da olsa yarına dair umut beslememizi sağlıyor.

İlk hikayede Hırvat Ivan ile Sırp Jelena’nın Romeo Juliet benzeri yasak ve dahi imkansız aşkına şahit oluyoruz. Bu tarz hikayelerin sonlarına oldukça aşinayız: Ivan ölüyor ve kavuşamıyorlar. Yasak aşk teması kendiliğinden vurucu zaten, burada bir de savaşın kötücüllüğü dahil olmuş drama. Ağlama melis, peçete nerde moduna giriveriyorsunuz.

İkinci hikayeye geçince az önce ölen Ivan’ın Ante rolüyle kapı eşiğinden girdiğini görüyorsunuz ve hoop o dram bulutu ansızın dağılıveriyor. Tamam bu tarz şeyler yaşandı ama ayağın hala yere basıyor ve burası sinema salonu hissi oluşuyor bünyede. Bir yanıyla normalleşmek isteyen ve buna ne denli ihtiyacı olduğu ayan beyan ortada olan, ama diğer yandan kaybettiklerinin hatırılarına sıkı sıkıya bağlı ve onlara ihanet etmekten deli gibi korkan bir genç kadın. Mastürbasyon sahnesinde Natasa sonlara doğru ağlamaklıydı ki sonrasında bunun nedeninin Ante’yi düşünmesi ve bu yüzden öldürülen abisine ihanet ettiği hissine kapılması olduğunu anlıyoruz. Sonrasında Ante’yle sevişmesi ve boşaldıktan sonra Ante’nin, dudaklarını öpmeye çalışırken kafasını çevirip ’bitti’ demesi de yine bu suçluluk hissi nedeniyleydi. Yine de hikayenin sonunda Ante’nin arkasından bakması sonrasına dair bir umut vaadediyor izleyiciye.

Üçüncü hikaye diğer iki hikayeye göre daha sönük olsa da o da sonlarına doğru yine yarına dair hala umut olduğunu gösteriyor. (Marija’nın kapıyı açık bırakıp içeri gitmesi) Savaş bitmiş ama etkileri sürüyor.

Savaş böyle pis bir şey işte. Savaşı bizatihi yaşamış, yakınlarını kaybetmiş insanların normalleşmesi, geçmişe sünger çekip devam etmesi oldukça zor. Natasa’nın abisini Ante öldürmedi, ama onlardan biri öldürdü, Ante’nin doğarken seçmediği milletine mensup bir diğeri. Peki Ante’nin travmaları? Onun babasını da Natasa’nın ırkından biri öldürdü. Sorumlusu Natasa mı, hayır. Ante farkında, barışmak istiyor, ama Natasa hazır değil. "Siz bizim şu kadar insanımızı öldürdünüz, sizinle barışmayız" diyenlere, Ante’nin yaptığına benzer olarak "Siz de bizim bu kadar insanımızı öldürdünüz" cevabı verilebilir. Her şey karşılıklı keza unutmak da öyle. Başka türlü barış olmuyor işte, ki bizim de hali hazırda yaşadığımız bu.
SPOILER
GİRİŞ YAP
Şifremi Unuttum!

ÜYE DEĞİL MİSİNİZ?

HEMEN ÜYE OLUN
Aktivasyon Mailim Gelmedi!
ŞİFREMİ UNUTTUM
AKTİVASYON MAİLİ GÖNDER
ÜYE OL