12 yıl önce
Tanrı Amerika'yı Korusun
(2011)God Bless America
7.3
82 OYPUAN VER
5
Imdb: 7.1 (71.935 OY)
KONUSU
Bobcat Goldthwaitin Joel Murray-Tara Lynne Barr ikilisinden çıkardığı sübyancılığa varan katil çiftiyle ve bunun ışığındaki mizah anlayışıyla öne çıkan bir film. Kısa sürede kültleşmesi net olan yapıt için rahatlıkla sinsi bir beynin itirafları yorumu yapılabilir. Nihayetinde Katil Doğanlar tabanlı
... Devamı
Bobcat Goldthwaitin Joel Murray-Tara Lynne Barr ikilisinden çıkardığı sübyancılığa varan katil çiftiyle ve bunun ışığındaki mizah anlayışıyla öne çıkan bir film. Kısa sürede kültleşmesi net olan yapıt için rahatlıkla sinsi bir beynin itirafları yorumu yapılabilir. Nihayetinde Katil Doğanlar tabanlı bir tüketim toplumu eleştirisi karşımızdaki.
-
Bobcat Goldthwait
Yönetmen
OYUNCULAR
Tüm Oyuncular ve Teknik Ekip
Frank
Roxy
Alison
Ava
Brad
Chloe
Chloe's Dad
Chloe's Mom
YORUM YAZ
POPÜLER YORUMLAR
iyi bir konu, kötü bir senaryo, kötü bir yönetim ve ciddiyetsiz bir tavır yüzünden mahvedilmiş. ilk dakikalarında çok fazla keyif aldım, gülerek doğruldum oturduğum yerde, hadi bakalım şimdi ne gelecek, hadi bakalım! diye içimden alkışlarla tempo tuttum. ama sonrasında baş karakter hariç iki boyutlu karakterler, yani öldürülmek için sinir bozan ve bundan başka bir vasfı olmayan karakterlerle dolduruldu film. kurgu ve oyunculuk berbatlaştı, konu iyice düştü. bobcat goldthwait çok büyük bir başlangıç yapmış, daha sonra ağır bir meseleyi olabildiğince hafifleştirmiş ve böylece daha da cesur olmuş. ama bu da fazla su katılmış, fazla gevşek bırakılmış bir politikliliğe dönüşmüş ve filmin gidişatına yazık etmiş. daha iyi ellerde bu konu tekrar çekilmeli. sonunda kameralara doğru bir konuşmanın olmadığı, aceleye getirilmiş havası vermeyen, daha politik, daha sert bir film. bu haliyle sadece "seyirlik" bir film oluyor.
(woody allen’a bu sebept ... Devamı
(woody allen’a bu sebept ... Devamı
iyi bir konu, kötü bir senaryo, kötü bir yönetim ve ciddiyetsiz bir tavır yüzünden mahvedilmiş. ilk dakikalarında çok fazla keyif aldım, gülerek doğruldum oturduğum yerde, hadi bakalım şimdi ne gelecek, hadi bakalım! diye içimden alkışlarla tempo tuttum. ama sonrasında baş karakter hariç iki boyutlu karakterler, yani öldürülmek için sinir bozan ve bundan başka bir vasfı olmayan karakterlerle dolduruldu film. kurgu ve oyunculuk berbatlaştı, konu iyice düştü. bobcat goldthwait çok büyük bir başlangıç yapmış, daha sonra ağır bir meseleyi olabildiğince hafifleştirmiş ve böylece daha da cesur olmuş. ama bu da fazla su katılmış, fazla gevşek bırakılmış bir politikliliğe dönüşmüş ve filmin gidişatına yazık etmiş. daha iyi ellerde bu konu tekrar çekilmeli. sonunda kameralara doğru bir konuşmanın olmadığı, aceleye getirilmiş havası vermeyen, daha politik, daha sert bir film. bu haliyle sadece "seyirlik" bir film oluyor.
(woody allen’a bu sebepten laf atıp film boyunca kasıtlı olarak büyük adam-küçük kız üzerinde cinsel gerilim yaratıp filmi daha izlenir kılma çalışması da sinirimi bozmadı değil)
(woody allen’a bu sebepten laf atıp film boyunca kasıtlı olarak büyük adam-küçük kız üzerinde cinsel gerilim yaratıp filmi daha izlenir kılma çalışması da sinirimi bozmadı değil)
Frank öldürdü ben rahatladım oh mis yağlarım eridi. Az biraz klişe koksa da,sonlara doğru sanki biraz boğsa da eleştirel yanı yüksek,gönderme dolu güzel bir film. sağlam dialoglar da barındırıyor içinde. Şöyle ki : '...Bu sizin jenarasyonunuzun problemlerinden biri. Kaydedilemeyen hiçbir şeyin keyfini çıkartamıyorsunuz. Oradaydın ve o anı yaşadın bu deneyim yeterli değil mi yani? Bir dahaki sefere bir şey hatırlamak istediğinde cep telefonun yerine neden beyin kameran ile bir fotoğraf çekmiyorsun? ....' gibi, ve ''...Büyük imparatorluklar çökmeye başladığında ortaya çıkan ucube şovlarının yalnızca bir çeşidi. ?American Superstarz? yeni dövüş arenası. Ve ben her hafta eğlence olsun diye bir zayıfı parçalara ayıran bir şova onu izleyerek iştirak etmeyeceğim. Benden bu kadar, gerçekten? Artık her şey çok acımasız. Ben sadece tüm bunların durmasını istiyorum ?? gibi.
Mükemmel bir film. Saklamadan, gizlemeden, simgeler, semboller, bilmemneler kullanmadan derdini açıkçaanlatan, haykıran bir film. Diyaloglar müthiş. Sanki bu kadar açık verilen mesajları, medyanın yönettiği, yokettiği, kimliği olmayan tüm o kişilere tutulan oaynayı görmezden, duymazdan gelebilecek bir kişi bile kalmasını istemezmiş gibi. Alın diyor, anlamıyorum diyorsanız uzun uzun cümlelerle açıklayayım size durumu. İnsanların ne hale geldiklerini, onları o hale getirenlerle de birlikte gözümüze soka soka anlatıyor film. Her yerinden öpüyorum Rüştü...
YENİ YORUMLAR
Tüm Yorumlar
İlginç bir tip ilginç bir film gerçekten. İzlerseniz pişman olmazsınız. Olanlar saçma tabiki. Ama dikkat çekilen konu güzeldi. İyi seyirler.Bana biraz bombacı mülayimi andırdı :)))
Başroldeki Joel Murray'e kendi konumumu benzetiyorum..''Bir gün kafayı yeyip canımı sıkanları bulurum'' gibisinden düşünceler,aklımdan geçmiyor değil..Belki psikopatım ama benim böyle düşünmemi sağlayan da çevremdir..Yani başroldeki Joel Murray'e hak vermiyor değilim..Adam haklı ama yaptıkları yanlış..Burada bir karışılık/kaos/paradoks var..Ayrıca Joel Murray gerçekten ölümü hak edenleri öldürmeyi arzuladığını söylüyor ama bir yerde eski karısının sevgilisini acı çeksin diye öldürmüyor..Burada dabir paradoks var..Madem bu mantıkla hareket ediyor,o zaman gerçekten canını sıkanları acı çekmeleri için öldürmemesi lazım..Filmde tabi ki asıl eleştirilen sistem..Yani kapitalizm..Bu bakımdan da filmin işleyisi irrasyonel..Çünkü insanları öldürmekle sistemi değiştiremezsiniz..İnsanları bu hale sokan sistemi öldürmeniz lazım aslında..
1976 yapımı network filmini de hatırlatıyor..Yalnız Network kalitedir..O seviyede bir film çekmek çok zor..Bu f ... Devamı
1976 yapımı network filmini de hatırlatıyor..Yalnız Network kalitedir..O seviyede bir film çekmek çok zor..Bu f ... Devamı
Başroldeki Joel Murray'e kendi konumumu benzetiyorum..''Bir gün kafayı yeyip canımı sıkanları bulurum'' gibisinden düşünceler,aklımdan geçmiyor değil..Belki psikopatım ama benim böyle düşünmemi sağlayan da çevremdir..Yani başroldeki Joel Murray'e hak vermiyor değilim..Adam haklı ama yaptıkları yanlış..Burada bir karışılık/kaos/paradoks var..Ayrıca Joel Murray gerçekten ölümü hak edenleri öldürmeyi arzuladığını söylüyor ama bir yerde eski karısının sevgilisini acı çeksin diye öldürmüyor..Burada dabir paradoks var..Madem bu mantıkla hareket ediyor,o zaman gerçekten canını sıkanları acı çekmeleri için öldürmemesi lazım..Filmde tabi ki asıl eleştirilen sistem..Yani kapitalizm..Bu bakımdan da filmin işleyisi irrasyonel..Çünkü insanları öldürmekle sistemi değiştiremezsiniz..İnsanları bu hale sokan sistemi öldürmeniz lazım aslında..
1976 yapımı network filmini de hatırlatıyor..Yalnız Network kalitedir..O seviyede bir film çekmek çok zor..Bu film de iyi başladı,sonra rölantide devam etti ama sonu da beklenildiği gibi bitti..Gerçekten sıkıntılı/tehlikeli bir film diyebilirim..Şiddete meyilli insanları harekete geçirebilecek bir film..İntiharı teşvik,intihar bombacılığını teşvik gibi şeyler de var..10/6
Son olarak,Joel Murray gibi zeki miyim yoksa çok mu fenayım bilmiyorum ama altan alta ''toplumsal kurallara uymanız iyi olur'' gibisinden bir mesaj da veriliyor filmde..Mesela,''sinemada konuşmayın yoksa Joel Murray gibi birisi kafanızı uçurabilir'' gibi:)
1976 yapımı network filmini de hatırlatıyor..Yalnız Network kalitedir..O seviyede bir film çekmek çok zor..Bu film de iyi başladı,sonra rölantide devam etti ama sonu da beklenildiği gibi bitti..Gerçekten sıkıntılı/tehlikeli bir film diyebilirim..Şiddete meyilli insanları harekete geçirebilecek bir film..İntiharı teşvik,intihar bombacılığını teşvik gibi şeyler de var..10/6
Son olarak,Joel Murray gibi zeki miyim yoksa çok mu fenayım bilmiyorum ama altan alta ''toplumsal kurallara uymanız iyi olur'' gibisinden bir mesaj da veriliyor filmde..Mesela,''sinemada konuşmayın yoksa Joel Murray gibi birisi kafanızı uçurabilir'' gibi:)
Amerika ve gereksiz eleştirisi.
Filmin başlarında gerçekten harika bir yapım karşımızda dedim ama zaman geçtikçe 8 puanlık bir film olması gereken Tanrı Amerika'yı Korusun oldu mu size 6 puanlık bir hal. Sırf içinde anlatmak istediği gerçeklik için 7 puan verdim. Sağlam bir eleştiriye sahip yapım ama senaryo her geçen dakika kurguyu yok etmeye başlıyor. Oyunculukta vasat hatta bazen vasat altı olunca da tam olarak olması gerekenden uzaklaşıyor film. Eleştirel birçok nokta olmasına rağmen oluşan durum da eleştiriye açık aslında.
Karısından ayrılmasa ve hasta olduğunu öğrenmese kısacası Amerikan Rüyası'nı gerçekleştirse olanlara bu kadar eleştirel bakamayacaktı ana karakter. Bir diğer değişle intihar fikrinin Amerika'da bunları yaptırması fenomenliğine yenik düşüyor senaryo. Eleştiri yaparken kendini onun içine sokuyor.
Tabi bu olanlar sadece Amerika'da yok. Ülkemizde de çok önemli bir ko ... Devamı
Filmin başlarında gerçekten harika bir yapım karşımızda dedim ama zaman geçtikçe 8 puanlık bir film olması gereken Tanrı Amerika'yı Korusun oldu mu size 6 puanlık bir hal. Sırf içinde anlatmak istediği gerçeklik için 7 puan verdim. Sağlam bir eleştiriye sahip yapım ama senaryo her geçen dakika kurguyu yok etmeye başlıyor. Oyunculukta vasat hatta bazen vasat altı olunca da tam olarak olması gerekenden uzaklaşıyor film. Eleştirel birçok nokta olmasına rağmen oluşan durum da eleştiriye açık aslında.
Karısından ayrılmasa ve hasta olduğunu öğrenmese kısacası Amerikan Rüyası'nı gerçekleştirse olanlara bu kadar eleştirel bakamayacaktı ana karakter. Bir diğer değişle intihar fikrinin Amerika'da bunları yaptırması fenomenliğine yenik düşüyor senaryo. Eleştiri yaparken kendini onun içine sokuyor.
Tabi bu olanlar sadece Amerika'da yok. Ülkemizde de çok önemli bir ko ... Devamı
Amerika ve gereksiz eleştirisi.
Filmin başlarında gerçekten harika bir yapım karşımızda dedim ama zaman geçtikçe 8 puanlık bir film olması gereken Tanrı Amerika'yı Korusun oldu mu size 6 puanlık bir hal. Sırf içinde anlatmak istediği gerçeklik için 7 puan verdim. Sağlam bir eleştiriye sahip yapım ama senaryo her geçen dakika kurguyu yok etmeye başlıyor. Oyunculukta vasat hatta bazen vasat altı olunca da tam olarak olması gerekenden uzaklaşıyor film. Eleştirel birçok nokta olmasına rağmen oluşan durum da eleştiriye açık aslında.
Karısından ayrılmasa ve hasta olduğunu öğrenmese kısacası Amerikan Rüyası'nı gerçekleştirse olanlara bu kadar eleştirel bakamayacaktı ana karakter. Bir diğer değişle intihar fikrinin Amerika'da bunları yaptırması fenomenliğine yenik düşüyor senaryo. Eleştiri yaparken kendini onun içine sokuyor.
Tabi bu olanlar sadece Amerika'da yok. Ülkemizde de çok önemli bir konu. Herhangi bir olay Twiter üzerinden günün fenomeni oluyor ama sonra yok. Artık o kadar etkin konuma geldi ki sosyal ağlar üzerinden nara atan kişilerin sayısı devletler bile korkmaya başladı bu akımdan. Teknolojinin laneti dünyanın her yerinde. 1000 liralık maaşı olup telefona sırf ıphone diye 3000 lira veren ya da bütün lanet olası vahşet olaylarına çok üzgünüm diye facede yorum atıp beğeni bekleyen kişilerin sayısı her geçen gün arttığına göre gerçekten yeni neslin deforme olduğunu anlıyoruz.
Filmin bize anlatmak istediği gerçekliğe 8 ama filmin kendisine 6 vererek ortalama 7 puanlık bir film sizi bekliyor diyebilirim. Ana mantığı anladığınız müddetçe filmin amacı yerine gelmiş olacaktır.
İyi seyirler.
P: 7
Filmin başlarında gerçekten harika bir yapım karşımızda dedim ama zaman geçtikçe 8 puanlık bir film olması gereken Tanrı Amerika'yı Korusun oldu mu size 6 puanlık bir hal. Sırf içinde anlatmak istediği gerçeklik için 7 puan verdim. Sağlam bir eleştiriye sahip yapım ama senaryo her geçen dakika kurguyu yok etmeye başlıyor. Oyunculukta vasat hatta bazen vasat altı olunca da tam olarak olması gerekenden uzaklaşıyor film. Eleştirel birçok nokta olmasına rağmen oluşan durum da eleştiriye açık aslında.
Karısından ayrılmasa ve hasta olduğunu öğrenmese kısacası Amerikan Rüyası'nı gerçekleştirse olanlara bu kadar eleştirel bakamayacaktı ana karakter. Bir diğer değişle intihar fikrinin Amerika'da bunları yaptırması fenomenliğine yenik düşüyor senaryo. Eleştiri yaparken kendini onun içine sokuyor.
Tabi bu olanlar sadece Amerika'da yok. Ülkemizde de çok önemli bir konu. Herhangi bir olay Twiter üzerinden günün fenomeni oluyor ama sonra yok. Artık o kadar etkin konuma geldi ki sosyal ağlar üzerinden nara atan kişilerin sayısı devletler bile korkmaya başladı bu akımdan. Teknolojinin laneti dünyanın her yerinde. 1000 liralık maaşı olup telefona sırf ıphone diye 3000 lira veren ya da bütün lanet olası vahşet olaylarına çok üzgünüm diye facede yorum atıp beğeni bekleyen kişilerin sayısı her geçen gün arttığına göre gerçekten yeni neslin deforme olduğunu anlıyoruz.
Filmin bize anlatmak istediği gerçekliğe 8 ama filmin kendisine 6 vererek ortalama 7 puanlık bir film sizi bekliyor diyebilirim. Ana mantığı anladığınız müddetçe filmin amacı yerine gelmiş olacaktır.
İyi seyirler.
P: 7
Overrated filmlerden. Kötü demiyorum ama puanı çok abartı. En fazla 65/100. Nerde pek bilinmeyen film varsa gelsin aşırı puanlar abartılı yorumlar. Ben sizden farklı filmler izliyorum demenin bir yolu sanırım.
Eleştirisel yapısıyla , senaryosuyla , oyuncularıyla , müzikleriyle beni benden alan bir film oldu...
Popüler kültür ve teknolojinin insanlar üzerinde ki etkileri ne güzelde anlatılmış.İçimizde ki belki bir çok şeyi sahnelere dökerek rahatlamamızı sağladı ve Frank öldürdükçe ben rahatladım diyebilirim.İzlenmeyi hak eden mükemmel bir kara mizah örneği izleyin hak vereceksiniz...
Popüler kültür ve teknolojinin insanlar üzerinde ki etkileri ne güzelde anlatılmış.İçimizde ki belki bir çok şeyi sahnelere dökerek rahatlamamızı sağladı ve Frank öldürdükçe ben rahatladım diyebilirim.İzlenmeyi hak eden mükemmel bir kara mizah örneği izleyin hak vereceksiniz...
sıkıştırılmış kafeste can çekişen modern insanın bireysel terörist eylemlerinin artması temennisiyle...
**
Bizim toplumlarımızda konformizm saplantısı vardır; özgün olmakla böbürlenen ama davranışlarını herkesinkine uyduran bireylerden oluşmuşlardır çünkü..
Masumiyetin Ayartıcılığı, Pascal BRÜCKNER
**
Bizim toplumlarımızda konformizm saplantısı vardır; özgün olmakla böbürlenen ama davranışlarını herkesinkine uyduran bireylerden oluşmuşlardır çünkü..
Masumiyetin Ayartıcılığı, Pascal BRÜCKNER
God Bless America (2011), "kült film nedir?" "kült film nasıl olunur?" sorularının cevabı niteliğinde adeta. Müthiş bir taşlama örneği! Filmi izlerken kendi ülkemizdeki insanlarla çok rahat paralellik kurup "God Bless Turkey" demeye başlayacağımız da tokat gibi gerçek...
Network 2.
İlk 15-20 dakikası tek kelimeyle müthiş!
İlgi çekici bir girişle harika bir film olacakmış izlenimi veriyor... Fakat sonrasında ise aynı etkiyi bulmak zor. Sıradan bir işleniş çerçevesinde, süreyi doldurmak adına pek üzerine düşülmeden geçiştirilmiş sanki...
Halbuki kült bir film halini alabilirmiş, direkten dönmüş.
Filmde yaşananlar akıl dışı gibi görünse de hepimizin zaman zaman içinde bulunduğu ruh hali olabildiğince iyi yansıtılmış.
Mesaj verme kaygısının filmi zaman zaman olumsuz etkilediğini söylemeliyim.
Sözün özü; kara komedi öğeleriyle bezeli, genel anlamda seyri keyifli bir eleştiri filmi.
Belirtmeden geçemeyeceğim:
" God Bless America " içeriğine ve tarzına son derece uygun bir film adı olmuş.
İlgi çekici bir girişle harika bir film olacakmış izlenimi veriyor... Fakat sonrasında ise aynı etkiyi bulmak zor. Sıradan bir işleniş çerçevesinde, süreyi doldurmak adına pek üzerine düşülmeden geçiştirilmiş sanki...
Halbuki kült bir film halini alabilirmiş, direkten dönmüş.
Filmde yaşananlar akıl dışı gibi görünse de hepimizin zaman zaman içinde bulunduğu ruh hali olabildiğince iyi yansıtılmış.
Mesaj verme kaygısının filmi zaman zaman olumsuz etkilediğini söylemeliyim.
Sözün özü; kara komedi öğeleriyle bezeli, genel anlamda seyri keyifli bir eleştiri filmi.
Belirtmeden geçemeyeceğim:
" God Bless America " içeriğine ve tarzına son derece uygun bir film adı olmuş.
Film eleştirisel bir metnin üzerine kurulu. Ve bunu seyirciyi sıkmadan yapabiliyor. Filmdeki çoğu cümleye katılmadan edemedim. Eleştiri, komediyi ezmiş geçmiş bence. Bir iki yer hariç güldürmedi pek. Her şeye rağmen çok çok güzel müzikleri ve içerdiği konuşmalar için dinlenilebilir / izlenilebilir. :)
Filmin "Niye bunlarla eğleniyorsunuz ki? Niye bunlara gülüyorsunuz ki?" diyerek eleştirdiği şeylere güler, o kısımları daha çok severseniz garip bir ironiye imza atmış olursunuz. :)
Filmin "Niye bunlarla eğleniyorsunuz ki? Niye bunlara gülüyorsunuz ki?" diyerek eleştirdiği şeylere güler, o kısımları daha çok severseniz garip bir ironiye imza atmış olursunuz. :)
Bazıları haklıymış,gerçekten yıl 2012, biz de küçük bir ABD olmuşuz.
Filmin kafamda oluşturduğu sosyal gerçeklik imajını bir tarafa bırakırsak:
Yaşadığı dünyanın popüler beğenileriyle uzlaşamayan sıradan bir adamın ani dellenme öyküsü. Ne Bonnie ve Clyde'la ne de Natural Born Killers gibi sözde bir kültle doğrudan ilişkisi olmayan bir izleğe sahip.
Film başından sonuna, medya tarafından yüceltilen imajlara yönelik derin bir nefret duygusundan besleniyor. Ne Frank'in ne de pisko kızımızın derdi bu dünyanın kodlarını yazan azınlık. Doğrudan bu imajlara saldırırak ahlaki bir arınma peşinde koşmaları, liberal,sol Amerikan tayfasının içine düştükleri aciziyeti sergiliyor gözümde.
Film,ahlaki bir metin üzerine kurulmuş olduğundan bu zeminden ibaret sayılmalı. Tematik,tezli bir film olarak "God Bless America" nın vermeye çalıştığı siyasi ve ahlaki mesaj bence oldukça yapay.
Sweet 16 veya American İdol, ergen saplantılarından beslenen ucuz ... Devamı
Filmin kafamda oluşturduğu sosyal gerçeklik imajını bir tarafa bırakırsak:
Yaşadığı dünyanın popüler beğenileriyle uzlaşamayan sıradan bir adamın ani dellenme öyküsü. Ne Bonnie ve Clyde'la ne de Natural Born Killers gibi sözde bir kültle doğrudan ilişkisi olmayan bir izleğe sahip.
Film başından sonuna, medya tarafından yüceltilen imajlara yönelik derin bir nefret duygusundan besleniyor. Ne Frank'in ne de pisko kızımızın derdi bu dünyanın kodlarını yazan azınlık. Doğrudan bu imajlara saldırırak ahlaki bir arınma peşinde koşmaları, liberal,sol Amerikan tayfasının içine düştükleri aciziyeti sergiliyor gözümde.
Film,ahlaki bir metin üzerine kurulmuş olduğundan bu zeminden ibaret sayılmalı. Tematik,tezli bir film olarak "God Bless America" nın vermeye çalıştığı siyasi ve ahlaki mesaj bence oldukça yapay.
Sweet 16 veya American İdol, ergen saplantılarından beslenen ucuz ... Devamı
Bazıları haklıymış,gerçekten yıl 2012, biz de küçük bir ABD olmuşuz.
Filmin kafamda oluşturduğu sosyal gerçeklik imajını bir tarafa bırakırsak:
Yaşadığı dünyanın popüler beğenileriyle uzlaşamayan sıradan bir adamın ani dellenme öyküsü. Ne Bonnie ve Clyde'la ne de Natural Born Killers gibi sözde bir kültle doğrudan ilişkisi olmayan bir izleğe sahip.
Film başından sonuna, medya tarafından yüceltilen imajlara yönelik derin bir nefret duygusundan besleniyor. Ne Frank'in ne de pisko kızımızın derdi bu dünyanın kodlarını yazan azınlık. Doğrudan bu imajlara saldırırak ahlaki bir arınma peşinde koşmaları, liberal,sol Amerikan tayfasının içine düştükleri aciziyeti sergiliyor gözümde.
Film,ahlaki bir metin üzerine kurulmuş olduğundan bu zeminden ibaret sayılmalı. Tematik,tezli bir film olarak "God Bless America" nın vermeye çalıştığı siyasi ve ahlaki mesaj bence oldukça yapay.
Sweet 16 veya American İdol, ergen saplantılarından beslenen ucuz yarışmalar. Ancak bu saplantıları istismar eden insanlar veya en kral Emperyalistlerin elinde yetişen jilet yakalar siperlerin arkasına gizlenirken, kurşunlardan medet ummak da aynı oranda ucuz numara.
Sinematografik açıdansa filmi irdelemeyi anlamsız buluyorum. Eğlenceli,ancak boş bir film.
Filmin kafamda oluşturduğu sosyal gerçeklik imajını bir tarafa bırakırsak:
Yaşadığı dünyanın popüler beğenileriyle uzlaşamayan sıradan bir adamın ani dellenme öyküsü. Ne Bonnie ve Clyde'la ne de Natural Born Killers gibi sözde bir kültle doğrudan ilişkisi olmayan bir izleğe sahip.
Film başından sonuna, medya tarafından yüceltilen imajlara yönelik derin bir nefret duygusundan besleniyor. Ne Frank'in ne de pisko kızımızın derdi bu dünyanın kodlarını yazan azınlık. Doğrudan bu imajlara saldırırak ahlaki bir arınma peşinde koşmaları, liberal,sol Amerikan tayfasının içine düştükleri aciziyeti sergiliyor gözümde.
Film,ahlaki bir metin üzerine kurulmuş olduğundan bu zeminden ibaret sayılmalı. Tematik,tezli bir film olarak "God Bless America" nın vermeye çalıştığı siyasi ve ahlaki mesaj bence oldukça yapay.
Sweet 16 veya American İdol, ergen saplantılarından beslenen ucuz yarışmalar. Ancak bu saplantıları istismar eden insanlar veya en kral Emperyalistlerin elinde yetişen jilet yakalar siperlerin arkasına gizlenirken, kurşunlardan medet ummak da aynı oranda ucuz numara.
Sinematografik açıdansa filmi irdelemeyi anlamsız buluyorum. Eğlenceli,ancak boş bir film.
filmin tarzı super filmini konusu da natural born killers anımsatıyor bana kalırsa bu iki filmden de biraz daha düşük puanlı bir film ama üstün amerikan egemenliğiyle! harmanlanmış filmlerden sonra iyi geliyor bünyeye.
Bolca eleştirel, hayli sert, ama gayet güzel ve biraz da komik bir film. Müzikleri de harika üstelik. İzlemek için tüm malzemeler hazır.
Tanrı Amerika'yı Korusun filmine Benzer Film ekliyorsun.
Tanrı Amerika'yı Korusun filmini Kategorize ediyorsun.
Bu filmi aşağıdaki seçenekleri işaretleyerek kategorize edebilirsin.
Tanrı Amerika'yı Korusun filmine Konu ekliyorsun.
FİLM İLE İLGİLİ İSTATİSTİKLER
Arama sonuçları
Bu filmi izleyen 20 kişi
Kullanıcı Bulunamadı...
ÜYE OL