Amerikan Sapığı

Pskolojik türünde kaliteli çok film izledim bu filmde izlediğim diğer pskolojik yapımların verdiği keyfi vermedi. Bana göre türünün gerisinde kalmış ayrıca sahneler arası geçiş konu bütünlüğü tam sağlanamamış. Filmin havada kalan yerleri de var. Filmi cazip kılan tek şey Chiristian Bale nin performansıdır. Filmde C. Bale zengin herşeye sahip bir adamdır. Ama bi o kadar da saplantılı bir manyak. Kendisinden daha iyi olanlara tahammül edemiyor. Bu hayat bile ona sıkıcı geliyor.Hakederek kazandığı hiçbir şey yok. Öldürmekten haz alıyor bu şekilde kendisini tatmin ediyor. Aslında ona hasta bile demek yanlış olur. Çünkü yaptıklarının farkında. Kasten işliyor hatta iz bırakmamaya çalışıyor ama sonrasında artık tüm bu pskopatlıgına karşı koyamıyor ip kopuyor. Günümüz dünyasının tüketici toplumuna darbe vursa da film Chiristian Bale nin olagandışı oyunculugunun derinliklerinde kayboluyor bu acemi yönetmenin elinde telef oluyor. Pskolojik türde çok daha katliteli filmler var C. Balenin oyunculugunun hatrına...10/ 6.5

Öncelikle filmi izledikten sonra büyük bir pişmanlık duydum çünkü bu filmi Dexter'dan önce izlemem gerekirdi. American Psycho'nun o kendine has jeneriği direk bana Dexter'ın yapımcılarının nereden ilham aldığını gösteriyor ve Patrick Bateman ile Dexter Morgan'ın benzerlikleri su götürmez bir gerçek. Yalnızca Dexter Morgan'ın öldürdüğü kurbanlar gerçek, Bay Bateman'ınkiler ise kendi paranoyak-şizofren beyninin oluşturduğu bir imajlar bütünü. İşte burada değinilecek bir nokta var, Dexter de şizofren eğilimler görmek mümkün. Özellikle babası Harry ile konuşmalarında.

Dexter ile compare-contrast yaptıktan sonra film hakkındaki düşüncelerime geçeyim. Ben her daim sıkı bir Christian Bale taraftarı olmuşumdur çünkü Bale gibi adamlar Britanya ekolü ile yetiştiğinden her daim sinemada parlamışlardır. (bkz. Michael Fassbender, Daniel Day-Lewis, Robert De Niro) Literatürde "metod oyunculuğu" dediğimiz şeyi yani karakterleriyle sadece film setinde değil normal hayatlarında da -en azından prodüksiyon boyunca- bir olmaları. Mesela Daniel Day-Lewis, Spielberg'in Lincoln filmi çekimleri sırasında, sette herkes kendisine "Mr. President" şeklinde hitap ediyormuş, sırf o psikolojiye girsin diye.

Aslında Galli oyuncumuzun yaptığı da bu oldu Amerikan Sapığı'nda. Karakterinin sabah rutinini prodüksiyondan önce sürekli etüd etmiş ve tekrarlamış, Bateman gibi bir hayatı olmuş birkaç ay. Ve sonrasında ortaya bu güzel?! karakteri çıkarmış.

Şunu da belirteyim, filmin son sahnesinde Bateman'ın arkasındaki kapı üzerinde "This is not an exit" ibaresi bulunur. Bu yönetmenimizin seyircilere bir göz kırpışıdır. Çünkü Bret Easton Ellis'in romanından uyarlanan bu filmde, romanın son sayfasında aynı cümle yer alır.