Kömür madenlerinin insanlara etkileri üzerine farklı bir açıdan yaklaşan bir film. 1940’lı yıllarda Nova Scotia denilen kömür madenlerinin merkezi bir yerde geçen filmde, kasabanın çoğu erkekleri ya bu madenlerdeki tozun etkisinden ölmüş yada rahatsızlanmış durumdadır. Margaretin babası ve abisi bu madenlerde ölmüş büyükbabası ise bu hastalığa yakalanmış biridir. Bu yüzden Margaret, bu ocaklarda çalışan biri ile evlenmemeyi kafasına yazmıştır.
Bulaşıkçılık yapan ve önceden madenlerde çalışan ama oranın kendisine göre olmadığını anlayınca madenciliği bırakan Neil ile tanıştıktan sonra evlilik yolunda ilerlerler. Zor zamanlar ekonomik kriz derken, Neil madenlerde çalışmak zorunda kalır. Ve bahsi geçen müzenin Neil’in onuruna kurulma süreci anlatılır. Günün sonunda vay canına dedirten bir hikaye yok ama fena bir film sayılmaz. Vasatın üstünde.
@tiamath
2 yıl önce
6 / 10
Bulaşıkçılık yapan ve önceden madenlerde çalışan ama oranın kendisine göre olmadığını anlayınca madenciliği bırakan Neil ile tanıştıktan sonra evlilik yolunda ilerlerler. Zor zamanlar ekonomik kriz derken, Neil madenlerde çalışmak zorunda kalır. Ve bahsi geçen müzenin Neil’in onuruna kurulma süreci anlatılır. Günün sonunda vay canına dedirten bir hikaye yok ama fena bir film sayılmaz. Vasatın üstünde.