11 yıl önce
7.1
104 OYPUAN VER
5
Imdb: 6.6 (1.475 OY)
KONUSU
İstanbul’da bir üniversitede müzik araştırmaları yapan Sumru (28), ağıt derlemeleri ile ilgili yaptığı tez çalışması için birkaç aylığına ülkenin güneydoğusuna yolculuğa çıkar. Kısa süreliğine çıktığı bu yolculuk, hayatının en uzun yolculuğuna dönüşür. Bu yolculukta Sumru’nun yolu Diyarbakır sokakla
... Devamı
İstanbul’da bir üniversitede müzik araştırmaları yapan Sumru (28), ağıt derlemeleri ile ilgili yaptığı tez çalışması için birkaç aylığına ülkenin güneydoğusuna yolculuğa çıkar. Kısa süreliğine çıktığı bu yolculuk, hayatının en uzun yolculuğuna dönüşür. Bu yolculukta Sumru’nun yolu Diyarbakır sokaklarında korsan DVD satan Ahmet, Diyarbakır’da tek başına kalmış yıkık dökük kilisenin bekçisi olan Antranik amca ve bölgede sürmekte olan ’adı konulmamış savaşa’ tanıklık eden pek çok karakterle kesişir.
Sumru, üç ay boyunca kaldığı Diyarbakır’da peşinde olduğu ağıtların hikayelerini ararken kendi ertelediği acısıyla da yüzleşir. Diyarbakır’dan Hakkari’de bulunan boşaltılmış bir dağ köyüne doğru yola çıkarken bu tehlikeli yolculuğa anlam veremeyen Ahmet’in "Neden bu köy, orada ne var?" sorularını yanıtsız bırakır.
Sumru, üç ay boyunca kaldığı Diyarbakır’da peşinde olduğu ağıtların hikayelerini ararken kendi ertelediği acısıyla da yüzleşir. Diyarbakır’dan Hakkari’de bulunan boşaltılmış bir dağ köyüne doğru yola çıkarken bu tehlikeli yolculuğa anlam veremeyen Ahmet’in "Neden bu köy, orada ne var?" sorularını yanıtsız bırakır.
-
Özcan Alper
Yönetmen
OYUNCULAR
Tüm Oyuncular ve Teknik Ekip
Sumru
Ahmet
Antranik
Harun
Kuto
Leyla
Helin
YORUM YAZ
POPÜLER YORUMLAR
25 yıl sonra belki biz seninle yine surlara çıkarız. Biraz yaşlanmış oluruz. Seninle beraber bütün Karadeniz?in etrafını bisikletle dolanırız. Batum?da çaça içer, Gürcü şarkılar dinleriz. Sonra bir de Mayakovski?nin evine götürürüm seni. ?? İçelim ve birbirimize sen diyelim. ?deyip Moskova Petrovski treninde vokta içeriz.? Varna?da karşı kıyıdan sesleniyorum. Sesimi işitiyor musun Mehmet! Mehmet ?diye Nazım?ı yad ederiz. Sonra haritayı açarız. Gözümüzü kapatırız. Seçeriz bir yer. Derim, yürü. Sonra ben belki politikaya atılırım,ama sadece ulaştırma bakanı olurum ha! Bütün ülkeyi demir yolları ile döşerim. Sadece batıdan doğuya değil. Batıdan Karadeniz?e, Karadeniz?den Akdeniz?e, uzun uzun demir yolları? Sonra her bölgede yok olmakta olan diller ve kültürlerle ilgili enstitüler kurmuş olurum. Sonra. Sonra. Belki her şey değişmiş olur. Sonra çalışma saatleri beş saat olur. Sonra otuz yıldır içinde bulunduğumuz bu çatışma ortamıyla ilgili
... Devamı
25 yıl sonra belki biz seninle yine surlara çıkarız. Biraz yaşlanmış oluruz. Seninle beraber bütün Karadeniz?in etrafını bisikletle dolanırız. Batum?da çaça içer, Gürcü şarkılar dinleriz. Sonra bir de Mayakovski?nin evine götürürüm seni. ?? İçelim ve birbirimize sen diyelim. ?deyip Moskova Petrovski treninde vokta içeriz.? Varna?da karşı kıyıdan sesleniyorum. Sesimi işitiyor musun Mehmet! Mehmet ?diye Nazım?ı yad ederiz. Sonra haritayı açarız. Gözümüzü kapatırız. Seçeriz bir yer. Derim, yürü. Sonra ben belki politikaya atılırım,ama sadece ulaştırma bakanı olurum ha! Bütün ülkeyi demir yolları ile döşerim. Sadece batıdan doğuya değil. Batıdan Karadeniz?e, Karadeniz?den Akdeniz?e, uzun uzun demir yolları? Sonra her bölgede yok olmakta olan diller ve kültürlerle ilgili enstitüler kurmuş olurum. Sonra. Sonra. Belki her şey değişmiş olur. Sonra çalışma saatleri beş saat olur. Sonra otuz yıldır içinde bulunduğumuz bu çatışma ortamıyla ilgili Hakikatleri Araştırma Komisyonu kurulmuş olur. Sonra? ne çok sonra var değil?
- Ahmed.
- Ahmed.
filmi izledikten sonra, kampüse söyleşiye gelen ÖzcanAlper'iizlemefırsatım oldu. sanırım kendi ağzından bu filmi anlatmak en yerinde hareket olur. şöyle dedi yönetmenimiz;
"En azından insanların belki sempati değil ama empati kurmalarını sağlayabilmekti amacımız."
belgesel-film kategorisi adına gerekli bir film olduğuna inanıyorum. etnik kökenlerden önce insanlığımızla yüzleştiren bir film.
"En azından insanların belki sempati değil ama empati kurmalarını sağlayabilmekti amacımız."
belgesel-film kategorisi adına gerekli bir film olduğuna inanıyorum. etnik kökenlerden önce insanlığımızla yüzleştiren bir film.
Film Sonbahar'ın Kurdi versiyonu gibi olmuş, hikaye kalk gidelim, görsellik otur oturduğun yere dedirtiyor. Daha sarsıcı olabilirdi. Yine de fail-i meçhullere uzak insanları etkileyebileceğini düşünmekteyim. Bu da arayıp da bulamayanlar için; final sahnesindeki ağıthttp://www.youtube.com/watch?feature=player_embedded&v=ds0KMmwRRZY
YENİ YORUMLAR
Tüm Yorumlar
"sonra, ne çok sonra var değil mi?"
Ahmet karakteri doğal bir karakter havasında ama ya sevdiğimiz alışık olduğumuz doğallık değil ya da doğal değil ikisinden birisi. Anlattıklarını tepkilerini de çok yaşayamadım o yüzden.
Tren sahnesinde Harun'un tünel çıkışında kayboluşu, ayrılık sırasındaki iç kararmayı ve sonrasında gün ışığı ise hayat bir şekilde devam etme zorunda fikrini veriyordu belki de.
Tren sahnesinde Harun'un tünel çıkışında kayboluşu, ayrılık sırasındaki iç kararmayı ve sonrasında gün ışığı ise hayat bir şekilde devam etme zorunda fikrini veriyordu belki de.
yakın geçmişin hafızalardaki tazeliğini korumak gerek ne de olsa önümüzde uzun bir gelecek var.
kendi tabiri ile sinemaya kendini fazla kaptırmış olan 'cin ahmet' karakterinin ise filmden daha fazla keyif almamı sağladığını söyleyebilirim...
''ne korkunç, bir başına düşünmek şimdi seni
daha da korkunç, bir başına değilsen oysa''
kendi tabiri ile sinemaya kendini fazla kaptırmış olan 'cin ahmet' karakterinin ise filmden daha fazla keyif almamı sağladığını söyleyebilirim...
''ne korkunç, bir başına düşünmek şimdi seni
daha da korkunç, bir başına değilsen oysa''
Sonbahardan sonra merakla beklediğim bir filmdi. Sonbahardan iyi değildi evet ama sanki söze gerek kalmayan görüntüler olan bir filmden sonra görüntü değilde gözünü kapatsan beğeneceğin sözlere, müziklere sahip bir film yapmış gibi geldi bana.
Açılış ve kapanış sahneleri ile de yine etkileyiciydi Özcan Alper.
Açılış ve kapanış sahneleri ile de yine etkileyiciydi Özcan Alper.
filmdeki bir sahneden:
"atlardan biri duvarın üstünden atlayıp kaçtı. silah seslerinin, mermilerin ve karmaşanın arasından kaçtı ve kurtuldu. özgürlüğüne koştu hayvan. bu at kurtulup özgürlüğe koşarken sanki biz de özgürlüğümüze kavuşuyorduk."
"atlardan biri duvarın üstünden atlayıp kaçtı. silah seslerinin, mermilerin ve karmaşanın arasından kaçtı ve kurtuldu. özgürlüğüne koştu hayvan. bu at kurtulup özgürlüğe koşarken sanki biz de özgürlüğümüze kavuşuyorduk."
Bir yönetmen ilk filminde "Sonbahar" gibi bir iş yapıyorsa, izleyicilerin beklentilerini yükseltmesi, en azından o kalibrede bir film beklenmesi doğal. Fakat "Gelecek Uzun Sürer" bunu başaramıyor. Öncelikle filmin olumlu yanlarına bakarsak, Özcan Alper'in bir önceki filminde olduğu gibi yine muazzam bir görsel işçilik ön plana çıkıyor. Buna artı olarak yönetmenin el attığı mevzular oldukça derin. Sinemamızda pek görmeye alışık olmadığımız türden. Ana karakter Sumru'nun ağıt toplaması, ağıtları kaydetmesi gayet iyi bir fikir. Zira bu topraklar nice ağıtlar çıkarmıştır ve ağıtlar nice acıların neticesidir. Hepsine rağmen film altı kalın çizgilerle mesajlarını verirken, alıntılarıyla, belgeselvari teknikleri ile, gerçek görüntüleriyle bizi sinemasal anlatıdan uzaklaştırıyor. Faili meçhul hususu, siyasi temalar filme sekte vurmaya başlıyor. Karakterler sanki bu nedenler havada kalıyor. Filmin ikinci yarısı ise daha derli toplu gibi. Final s
... Devamı
Bir yönetmen ilk filminde "Sonbahar" gibi bir iş yapıyorsa, izleyicilerin beklentilerini yükseltmesi, en azından o kalibrede bir film beklenmesi doğal. Fakat "Gelecek Uzun Sürer" bunu başaramıyor. Öncelikle filmin olumlu yanlarına bakarsak, Özcan Alper'in bir önceki filminde olduğu gibi yine muazzam bir görsel işçilik ön plana çıkıyor. Buna artı olarak yönetmenin el attığı mevzular oldukça derin. Sinemamızda pek görmeye alışık olmadığımız türden. Ana karakter Sumru'nun ağıt toplaması, ağıtları kaydetmesi gayet iyi bir fikir. Zira bu topraklar nice ağıtlar çıkarmıştır ve ağıtlar nice acıların neticesidir. Hepsine rağmen film altı kalın çizgilerle mesajlarını verirken, alıntılarıyla, belgeselvari teknikleri ile, gerçek görüntüleriyle bizi sinemasal anlatıdan uzaklaştırıyor. Faili meçhul hususu, siyasi temalar filme sekte vurmaya başlıyor. Karakterler sanki bu nedenler havada kalıyor. Filmin ikinci yarısı ise daha derli toplu gibi. Final sahnesi bir harika... Evet, "Sonbahar" ın da siyasi bir yanı vardı fakat altmetne iyi yedirilen, ikidebir altı çizilmesine gerek duymayan yine de kendini hissettiren. İyi bir emek ürünü film. Özenle çalışılmış ama sanki "Gelecek Uzun Sürer" yönetmenin ilk filmi, "Sonbahar" ikinci filmi olsa sanırım çok daha iyi olurdu..
Bir filmin temel taşı görselliktir kuşkusuz ama sinema, fotoğrafın kendisi de değildir. Filmin sonuna doğru Hakkari'nin dağ köyündeki gece sohbetinde geçen entellektüel gevezelik oldukça gereksiz ve sıkıcı olmuş. Oyunculuklar için de iyi denemez. Sanatsal olma kaygısıyla izleyiciyi konudan uzaklaştırıp, yabancılaştıran, seyirci konumunda bırakan bir işleyişi var. Nuri Bilge Ceylan'ın yaptıkları ödül, prestij, para getiriyor diye yönetmenimiz acaba O'na mı öykündü? Eğer öyleyse "başkası olma kendin ol" demek düşer bize... Filmdeki karakterlerin ve yaşanılan coğrafyanın anlatılması gereken güçlü öyküleri var ama film bunu yakalamaktan çok çok uzak. Güzel görüntüler ve güzel müzik filmi kurtarmaya yetmiyor. Aşağıda Lorin şöyle demiş film için " hikaye kalk gidelim, görsellik otur oturduğun yere dedirtiyor" filmin özeti. Bu filmin Sonbahar'dan sonra yapılmış olması büyük talihsizlik. Çünkü Sonbahar yerli sinemanın son dönemdeki yüzakı. Sonb
... Devamı
Bir filmin temel taşı görselliktir kuşkusuz ama sinema, fotoğrafın kendisi de değildir. Filmin sonuna doğru Hakkari'nin dağ köyündeki gece sohbetinde geçen entellektüel gevezelik oldukça gereksiz ve sıkıcı olmuş. Oyunculuklar için de iyi denemez. Sanatsal olma kaygısıyla izleyiciyi konudan uzaklaştırıp, yabancılaştıran, seyirci konumunda bırakan bir işleyişi var. Nuri Bilge Ceylan'ın yaptıkları ödül, prestij, para getiriyor diye yönetmenimiz acaba O'na mı öykündü? Eğer öyleyse "başkası olma kendin ol" demek düşer bize... Filmdeki karakterlerin ve yaşanılan coğrafyanın anlatılması gereken güçlü öyküleri var ama film bunu yakalamaktan çok çok uzak. Güzel görüntüler ve güzel müzik filmi kurtarmaya yetmiyor. Aşağıda Lorin şöyle demiş film için " hikaye kalk gidelim, görsellik otur oturduğun yere dedirtiyor" filmin özeti. Bu filmin Sonbahar'dan sonra yapılmış olması büyük talihsizlik. Çünkü Sonbahar yerli sinemanın son dönemdeki yüzakı. Sonbahar için notum 10 idi buna ancak yarısı.
Filmin anlatısındaki basitlik, her şeyi daha anlamlı yapıyor. Sürekli efsane filmlere selam etmesi, müzik, sesler ve özcan alper'in "her çektiğim filmle sizi oralara gitmeye özendiririm" havası... İyiydi yani.
Gelecek Uzun Sürer filmine Benzer Film ekliyorsun.
Gelecek Uzun Sürer filmini Kategorize ediyorsun.
Bu filmi aşağıdaki seçenekleri işaretleyerek kategorize edebilirsin.
Gelecek Uzun Sürer filmine Konu ekliyorsun.
FİLM İLE İLGİLİ İSTATİSTİKLER
Arama sonuçları
Bu filmi izleyen 20 kişi
Kullanıcı Bulunamadı...
ÜYE OL