Gelecek Uzun Sürer Yorumları

Gelecek Uzun Sürer filmi detayları

@thematrixhasyou

4 yıl önce

Wim Wenders’ın şaheseri Lisbon Story’e atıf yapması hoşuma gitti.
M

@mrs_aurora

7 yıl önce

"sonra, ne çok sonra var değil mi?"

@senadir

9 yıl önce

Ahmet karakteri doğal bir karakter havasında ama ya sevdiğimiz alışık olduğumuz doğallık değil ya da doğal değil ikisinden birisi. Anlattıklarını tepkilerini de çok yaşayamadım o yüzden.

Tren sahnesinde Harun'un tünel çıkışında kayboluşu, ayrılık sırasındaki iç kararmayı ve sonrasında gün ışığı ise hayat bir şekilde devam etme zorunda fikrini veriyordu belki de.

@enik_kral

10 yıl önce

yakın geçmişin hafızalardaki tazeliğini korumak gerek ne de olsa önümüzde uzun bir gelecek var.

kendi tabiri ile sinemaya kendini fazla kaptırmış olan 'cin ahmet' karakterinin ise filmden daha fazla keyif almamı sağladığını söyleyebilirim...

''ne korkunç, bir başına düşünmek şimdi seni
daha da korkunç, bir başına değilsen oysa''

@vegidemiyorum

11 yıl önce

10 / 10

25 yıl sonra belki biz seninle yine surlara çıkarız. Biraz yaşlanmış oluruz. Seninle beraber bütün Karadeniz?in etrafını bisikletle dolanırız. Batum?da çaça içer, Gürcü şarkılar dinleriz. Sonra bir de Mayakovski?nin evine götürürüm seni. ?? İçelim ve birbirimize sen diyelim. ?deyip Moskova Petrovski treninde vokta içeriz.? Varna?da karşı kıyıdan sesleniyorum. Sesimi işitiyor musun Mehmet! Mehmet ?diye Nazım?ı yad ederiz. Sonra haritayı açarız. Gözümüzü kapatırız. Seçeriz bir yer. Derim, yürü. Sonra ben belki politikaya atılırım,ama sadece ulaştırma bakanı olurum ha! Bütün ülkeyi demir yolları ile döşerim. Sadece batıdan doğuya değil. Batıdan Karadeniz?e, Karadeniz?den Akdeniz?e, uzun uzun demir yolları? Sonra her bölgede yok olmakta olan diller ve kültürlerle ilgili enstitüler kurmuş olurum. Sonra. Sonra. Belki her şey değişmiş olur. Sonra çalışma saatleri beş saat olur. Sonra otuz yıldır içinde bulunduğumuz bu çatışma ortamıyla ilgili Hakikatleri Araştırma Komisyonu kurulmuş olur. Son
... Devamı
25 yıl sonra belki biz seninle yine surlara çıkarız. Biraz yaşlanmış oluruz. Seninle beraber bütün Karadeniz?in etrafını bisikletle dolanırız. Batum?da çaça içer, Gürcü şarkılar dinleriz. Sonra bir de Mayakovski?nin evine götürürüm seni. ?? İçelim ve birbirimize sen diyelim. ?deyip Moskova Petrovski treninde vokta içeriz.? Varna?da karşı kıyıdan sesleniyorum. Sesimi işitiyor musun Mehmet! Mehmet ?diye Nazım?ı yad ederiz. Sonra haritayı açarız. Gözümüzü kapatırız. Seçeriz bir yer. Derim, yürü. Sonra ben belki politikaya atılırım,ama sadece ulaştırma bakanı olurum ha! Bütün ülkeyi demir yolları ile döşerim. Sadece batıdan doğuya değil. Batıdan Karadeniz?e, Karadeniz?den Akdeniz?e, uzun uzun demir yolları? Sonra her bölgede yok olmakta olan diller ve kültürlerle ilgili enstitüler kurmuş olurum. Sonra. Sonra. Belki her şey değişmiş olur. Sonra çalışma saatleri beş saat olur. Sonra otuz yıldır içinde bulunduğumuz bu çatışma ortamıyla ilgili Hakikatleri Araştırma Komisyonu kurulmuş olur. Sonra? ne çok sonra var değil?

- Ahmed.

@nu_eg

11 yıl önce

8 / 10

Sonbahardan sonra merakla beklediğim bir filmdi. Sonbahardan iyi değildi evet ama sanki söze gerek kalmayan görüntüler olan bir filmden sonra görüntü değilde gözünü kapatsan beğeneceğin sözlere, müziklere sahip bir film yapmış gibi geldi bana.

Açılış ve kapanış sahneleri ile de yine etkileyiciydi Özcan Alper.
B

@benjamin

11 yıl önce

filmdeki bir sahneden:

"atlardan biri duvarın üstünden atlayıp kaçtı. silah seslerinin, mermilerin ve karmaşanın arasından kaçtı ve kurtuldu. özgürlüğüne koştu hayvan. bu at kurtulup özgürlüğe koşarken sanki biz de özgürlüğümüze kavuşuyorduk."

@cemal_erdem

12 yıl önce

6.5 / 10

Bir yönetmen ilk filminde "Sonbahar" gibi bir iş yapıyorsa, izleyicilerin beklentilerini yükseltmesi, en azından o kalibrede bir film beklenmesi doğal. Fakat "Gelecek Uzun Sürer" bunu başaramıyor. Öncelikle filmin olumlu yanlarına bakarsak, Özcan Alper'in bir önceki filminde olduğu gibi yine muazzam bir görsel işçilik ön plana çıkıyor. Buna artı olarak yönetmenin el attığı mevzular oldukça derin. Sinemamızda pek görmeye alışık olmadığımız türden. Ana karakter Sumru'nun ağıt toplaması, ağıtları kaydetmesi gayet iyi bir fikir. Zira bu topraklar nice ağıtlar çıkarmıştır ve ağıtlar nice acıların neticesidir. Hepsine rağmen film altı kalın çizgilerle mesajlarını verirken, alıntılarıyla, belgeselvari teknikleri ile, gerçek görüntüleriyle bizi sinemasal anlatıdan uzaklaştırıyor. Faili meçhul hususu, siyasi temalar filme sekte vurmaya başlıyor. Karakterler sanki bu nedenler havada kalıyor. Filmin ikinci yarısı ise daha derli toplu gibi. Final sahnesi bir harika... Evet, "Sonbahar" ın da siyasi
... Devamı
Bir yönetmen ilk filminde "Sonbahar" gibi bir iş yapıyorsa, izleyicilerin beklentilerini yükseltmesi, en azından o kalibrede bir film beklenmesi doğal. Fakat "Gelecek Uzun Sürer" bunu başaramıyor. Öncelikle filmin olumlu yanlarına bakarsak, Özcan Alper'in bir önceki filminde olduğu gibi yine muazzam bir görsel işçilik ön plana çıkıyor. Buna artı olarak yönetmenin el attığı mevzular oldukça derin. Sinemamızda pek görmeye alışık olmadığımız türden. Ana karakter Sumru'nun ağıt toplaması, ağıtları kaydetmesi gayet iyi bir fikir. Zira bu topraklar nice ağıtlar çıkarmıştır ve ağıtlar nice acıların neticesidir. Hepsine rağmen film altı kalın çizgilerle mesajlarını verirken, alıntılarıyla, belgeselvari teknikleri ile, gerçek görüntüleriyle bizi sinemasal anlatıdan uzaklaştırıyor. Faili meçhul hususu, siyasi temalar filme sekte vurmaya başlıyor. Karakterler sanki bu nedenler havada kalıyor. Filmin ikinci yarısı ise daha derli toplu gibi. Final sahnesi bir harika... Evet, "Sonbahar" ın da siyasi bir yanı vardı fakat altmetne iyi yedirilen, ikidebir altı çizilmesine gerek duymayan yine de kendini hissettiren. İyi bir emek ürünü film. Özenle çalışılmış ama sanki "Gelecek Uzun Sürer" yönetmenin ilk filmi, "Sonbahar" ikinci filmi olsa sanırım çok daha iyi olurdu..

@sagaris

12 yıl önce

6.5 / 10

Diyologlar ve oyunculuk çok didaktik

@poormf

13 yıl önce

5 / 10

Bir filmin temel taşı görselliktir kuşkusuz ama sinema, fotoğrafın kendisi de değildir. Filmin sonuna doğru Hakkari'nin dağ köyündeki gece sohbetinde geçen entellektüel gevezelik oldukça gereksiz ve sıkıcı olmuş. Oyunculuklar için de iyi denemez. Sanatsal olma kaygısıyla izleyiciyi konudan uzaklaştırıp, yabancılaştıran, seyirci konumunda bırakan bir işleyişi var. Nuri Bilge Ceylan'ın yaptıkları ödül, prestij, para getiriyor diye yönetmenimiz acaba O'na mı öykündü? Eğer öyleyse "başkası olma kendin ol" demek düşer bize... Filmdeki karakterlerin ve yaşanılan coğrafyanın anlatılması gereken güçlü öyküleri var ama film bunu yakalamaktan çok çok uzak. Güzel görüntüler ve güzel müzik filmi kurtarmaya yetmiyor. Aşağıda Lorin şöyle demiş film için " hikaye kalk gidelim, görsellik otur oturduğun yere dedirtiyor" filmin özeti. Bu filmin Sonbahar'dan sonra yapılmış olması büyük talihsizlik. Çünkü Sonbahar yerli sinemanın son dönemdeki yüzakı. Sonbahar için notum 10 idi buna ancak yarısı.
SPOILER
GİRİŞ YAP
Şifremi Unuttum!

ÜYE DEĞİL MİSİNİZ?

HEMEN ÜYE OLUN
Aktivasyon Mailim Gelmedi!
ŞİFREMİ UNUTTUM
AKTİVASYON MAİLİ GÖNDER
ÜYE OL