Öldürme Zamanı

on yıl önce o zenci yumurtalıklarıyla bir ağaca asılı duruyor olurdu. Söylesene bu ülkeye ne oldu?! (Freeddie Lee Cobb)

Film, mahkeme sonrası Freeddie'nin, dönem anlayışını yansıtan bu görüşü yıkma üzerine bir film denilebilir. Güney Amerika'da bir eyalette, siyahi bir kız çocuğu market alışverişini tamamlamış evine dönmektedir. İki serseri tipli genç, on yaşındaki bu kıza yolda rastlar ve tecavüz edip öldüresiye işkence ederler. Buna karşılık kızın babası Carl Lee, daha önce ki benzer bir olayda tecavüzcüler serbest kaldığı için, eline makineli tüfeği alır ve tecavüzcüleri öldürür.

Burada bir mahkeme süreci başlar ve Carl Lee'nin bir ırk ayrımcılığı sonucu alınmış karar ile yargılanmaması sağlanmaya çalışılır. Bunun için mücadele eden avukat Jake ve yanındakiler de ciddi husumetlere maruz kalırlar. Dönemi yansıtma açısından başarılı bir film ama öte yandan Ellen karakteri adı altında Sandra Bullock'un hikayeye dahil oluş biçimi çok mantıksızdı. Zengin bir ailenin kızı macera arayışı ve mesleğinde daha iyi kariyerlere sahip olmak amacı ile iyi davaları kovalamaktadır ve bu davaya denk gelmiştir. Öyle kilit noktalara el atar ki dava sürecini komple etkiler. Hikayeye bu şekilde dahil olmuş olması bana oldukça saçma geldi.

Bölgedeki beyaz bir cemiyetin rönesans vari ayinleri ve kilisede siyahların toplanıp bağış politikası oluşturması da kısa ama ayrı göndermelerdi. Ayrıca filmde en çok gözüme sırıtan noktalardan biri de Carla karakterinin teninin sürekli parlıyor olması. Her sahne için kadını yağlayıpta çıkarmışlar sanki.

Genel olarak iyi bir film. Jake'in son konuşmasının yanında Rufus'un sadece bağırarak "onu suçlu bulun" demiş olması çok dengesiz bir juri konuşması olmuştu ama genel olarak güzel bir filmdi.