Kızıl Ejder

Serinin en sönük filmi bana kalırsa. Kronolojik olarak ilk film. Hannibal bir tanrı gibidir bu filmde. Dolarhyde freudyen bir kurban/katildir. Filmde geçmişi çok basit bir şekilde gösterilip adeta geçiştirilmiştir. Elbette Anthony Hopkins olunca işin içinde katil kim olursa gölgede kalacaktı. Hannibal bir tanrıdır. Manipülatifliği, yönlendirme becerisi daha ön planda. Diğer filmleri izleyenlerin bildiği gibi sofistike zevkleri olan, deyim yerindeyse ağzında gümüş kaşıkla doğmuş biridir Hannibal. Haliyle estetik zevkleriyle donatılmıştır film. Açılışında yanlış nota çalan müzisyeni öldürür. Red Dragon da boşa seçilmemiştir. Edebiyat tarihinin en büyük şairlerinden Blake olacaktı tabi ki. Tüm zarafetiyle bir akşam yemeği de yer. Epey gereksizdi ama aristokratları izlemeyi herkes sever, haliyle şaşırmadım senaryoya. Herkesin hemfikir olduğu gibi Hopkins görkemli olsa da Fiennes nefis bir performans gösterir. Harris kitaplarında daha iyi bir karakter ortaya çıkarsa da filmde çocukluk travmaları güdüktür. Evle sembolize edilir. Mann’ın uyarlamasını da bu travmaların yansıtılışını merak ettiğim için izleyeceğim.

Hannibal serisinin, Yapımcıları tarafından klasik, Amerikan Polis Teşkilatı veya CIA, en olmadı FBI ile, Suçlu arasındaki kovalamaca şeklinde, artık kabak tadı veren kısıtlı konu içerisine park edilmiş olması çok üzücüdür izleyici adına.."Bir Psikopatın Karakter Tahlili" temelinde, ve "Kuzuların Sessizliği" gibi eşsiz bir Yapıtla başlanmış serinin, Hannibal'ın canlandırıcısı Anthony Hopkins'in yanına gelecek diğer oyuncular ile, yine zirveye oynaması, eşsiz Yapıtlara yenilerini eklemesi beklenirdi..ancak Devam Filmleri, bizzat Yapımcıları eliyle, kabak tadı vermiş bu "Amerikan Adli Sistemi güçlüdür, muhakkak Yakalar!" Propagandasına görsel malzeme haline getirildiği için..umulan pek olmuyor malesef..

Örneğin bu Filmde, Dr. Lecter'ın Düşünce Yapısını çözmüş, bu sayede Suçluların Karakter Tahlillerinde tecrübe kazanmış, Suçu işlenmeden önleyebilecek önsezilere kavuşmuş-meslektaşlarından 1 adım önde- olan Dedektif Graham, filmin biryerinde ölse..ve önceden yaptığı tahlil ve Delil Toplama sonucu, ipuçları ile amiri Crawford'u Kızıl Ejder lakaplı Suçluya yönlendirse; film, çok daha başarılı olabilirdi..

Edward Norton klasikleşmiş rolün sıkıcılığında boğulmuş, Anthony Hopkins herzamanki gibi başarılı bir Hannibal, Ralph Fiennes ise, belkide hayatının rolünü oynamış bu Filmde..Öldürme eğilimli, Asosyal Psikopat rolünü gerçekmişcesine canlandırmış.. (izlediklerim arasında) Fiennes'in Schindlerin Listesi Filminden sonraki en iyi performansı Francis Dolarhyde olmuş..Film çok daha mükemmel olabilecekken, IMDB puanı seviyelerine mahkum edlmiş, çok fazla beklentilere girmeden izlenebilecek, veya sadece Fiennes'in canlandırdığı Francis Dolarhyde için bile izlenmesi gereken bir yapım.