Müthiş Marnie'nin müthiş hikayesi. Hitchcock'a saygım artıyor günden güne. İlginçtir Vertigo'dan daha az üstün olmadı benim için film ki Vertigo hem en sevdiğim Hitchcock fimi hem de top 10'ime girebilecek bir film. Gerçekten Marnie beni büyüledi. Hem film olarak hem de tekinsiz Tippi Hedren'in kusursuz performansıyla harika bir deneyim yaşadım.
Ortada örneklerini çokca gördüğümüz bir konu var aslında. Geçmişi sorunlu bir kadın ve onu hayata döndürmeye çalışan bir sevgili ama yönetmenin Hitchcock olduğunu belirtmek lazım. Sıradan bir yönetmenin elinde rahatlıkla romantik aşk filmi olabilirdi ama şimdiye kadar gördüğüm en gerimli sahneyi bu filmde çeken adam Hitchcock işte (Marnie'nin ofiste ayakkabısının tekini düşürdüğü sahne)
Gayet sadist ve takıntılı yöntemlerle sevdiği kadını çözmeye çalışan erkek rolünde Sean Connery baya baya gıcık ama yer yer de -okuduğu kitapların da etkisiyle- sofistike bir kişilik. Tippi Hedren ise birkaç sahnede bocalasa da en feminen Hitchcock kadını olm... Devamı
Müthiş Marnie'nin müthiş hikayesi. Hitchcock'a saygım artıyor günden güne. İlginçtir Vertigo'dan daha az üstün olmadı benim için film ki Vertigo hem en sevdiğim Hitchcock fimi hem de top 10'ime girebilecek bir film. Gerçekten Marnie beni büyüledi. Hem film olarak hem de tekinsiz Tippi Hedren'in kusursuz performansıyla harika bir deneyim yaşadım.
Ortada örneklerini çokca gördüğümüz bir konu var aslında. Geçmişi sorunlu bir kadın ve onu hayata döndürmeye çalışan bir sevgili ama yönetmenin Hitchcock olduğunu belirtmek lazım. Sıradan bir yönetmenin elinde rahatlıkla romantik aşk filmi olabilirdi ama şimdiye kadar gördüğüm en gerimli sahneyi bu filmde çeken adam Hitchcock işte (Marnie'nin ofiste ayakkabısının tekini düşürdüğü sahne)
Gayet sadist ve takıntılı yöntemlerle sevdiği kadını çözmeye çalışan erkek rolünde Sean Connery baya baya gıcık ama yer yer de -okuduğu kitapların da etkisiyle- sofistike bir kişilik. Tippi Hedren ise birkaç sahnede bocalasa da en feminen Hitchcock kadını olmayı başarmış. 10 numara bir oyunculuk. Filmde annesini oynayan oyuncu da bir o kadar müthişti.
Filmin bir hoşuma giden özelliği de içinde Freudyen temalar barındırsa da bunların rahatlıkla anlaşılıyor olması. Bu izleyici için film boyunca yaşayacağı en büyük tatmin sanırım ki Marnie film içinde buna bir gönderme dahi yapıyor. İkili ve finaldeki üçlü diyaloglar son derece başarılı ve akıcı ve şu ana kadar Hitchcock filmlerinde dinlediğim en iyi müziği yapmış Bernard baba.
Son olarak Truffaut'nun orta karar filmi La Sirene du Mississipi'nin fikir babası olduğunu da belirtelim Marnie'nin.
Marnie (Tippi), çeşitli isimlerle girdiği iş yerlerini soyarak kaçan bir genç kadındır. Taa ki, Sean Connery'nin yanında işe başlayıncaya kadar. Adam onun tüm geçmişini bilerek onunla evlenir. Ancak, Marnie'nin geçmişinde daha karanlık ve korkunç şeyler vardır...
@ledddd
11 yıl önce
8.9 / 10
Ortada örneklerini çokca gördüğümüz bir konu var aslında. Geçmişi sorunlu bir kadın ve onu hayata döndürmeye çalışan bir sevgili ama yönetmenin Hitchcock olduğunu belirtmek lazım. Sıradan bir yönetmenin elinde rahatlıkla romantik aşk filmi olabilirdi ama şimdiye kadar gördüğüm en gerimli sahneyi bu filmde çeken adam Hitchcock işte (Marnie'nin ofiste ayakkabısının tekini düşürdüğü sahne)
Gayet sadist ve takıntılı yöntemlerle sevdiği kadını çözmeye çalışan erkek rolünde Sean Connery baya baya gıcık ama yer yer de -okuduğu kitapların da etkisiyle- sofistike bir kişilik. Tippi Hedren ise birkaç sahnede bocalasa da en feminen Hitchcock kadını olm ... Devamı
Ortada örneklerini çokca gördüğümüz bir konu var aslında. Geçmişi sorunlu bir kadın ve onu hayata döndürmeye çalışan bir sevgili ama yönetmenin Hitchcock olduğunu belirtmek lazım. Sıradan bir yönetmenin elinde rahatlıkla romantik aşk filmi olabilirdi ama şimdiye kadar gördüğüm en gerimli sahneyi bu filmde çeken adam Hitchcock işte (Marnie'nin ofiste ayakkabısının tekini düşürdüğü sahne)
Gayet sadist ve takıntılı yöntemlerle sevdiği kadını çözmeye çalışan erkek rolünde Sean Connery baya baya gıcık ama yer yer de -okuduğu kitapların da etkisiyle- sofistike bir kişilik. Tippi Hedren ise birkaç sahnede bocalasa da en feminen Hitchcock kadını olmayı başarmış. 10 numara bir oyunculuk. Filmde annesini oynayan oyuncu da bir o kadar müthişti.
Filmin bir hoşuma giden özelliği de içinde Freudyen temalar barındırsa da bunların rahatlıkla anlaşılıyor olması. Bu izleyici için film boyunca yaşayacağı en büyük tatmin sanırım ki Marnie film içinde buna bir gönderme dahi yapıyor. İkili ve finaldeki üçlü diyaloglar son derece başarılı ve akıcı ve şu ana kadar Hitchcock filmlerinde dinlediğim en iyi müziği yapmış Bernard baba.
Son olarak Truffaut'nun orta karar filmi La Sirene du Mississipi'nin fikir babası olduğunu da belirtelim Marnie'nin.
@gundula
12 yıl önce