Mr. Brooks Yorumları

Mr. Brooks filmi detayları

@mamcici

7 yıl önce

Demi Moore hakkatten kötü oyuncu arkadaş. William Hurt ise kısıtlı rolüne göre bile çok iyi.

Kadın polis, ayrıldığı kocası ve peşindeki tiplerin olduğu sahnelerin senaryodan çıkarıldığını düşünün. Sizce de kalanı iyi film için yeterli malzemeye sahip değil mi?

@altuneli

10 yıl önce

Seri katil filmlerinde alıştığımız "saplantılı katilim" havası yok. Adam basit bir sebebe sığınmış. Alkole bağımlı varsa uyuşturucuya bağımlı varsa ben de öldürmeye bağımlıyım. Katilin işini itinayla yapması acaba bu kadar faili meçhul varken böyle titiz bağımlılar varmı diye düşündürüyor.

Bu arada Kevin Costner'ın yanındaki şeytanı yani onun kötü kişiliğiyle olan diyalogları çok iyiydi.
S

@sifonkoncertosu

10 yıl önce

5.6 / 10

''Ay seri katilli film yapalım. Böyle bağımlı gruplarına gitsin, kendine özgü kodu kuralları falan olsun, über zeki olmasa da parası olsun azıcık kolay halletsin. Gerçek kesit efekti ekler, sonunda da AY RÜYA GÖRMÜŞÜM dersek kurtarırız bence.''

Şizofrenik karakter, kendi çocuğunun da benzer güdüleri taşıması endişesi, cinayet ortaklığı bkz: Miguel Prado- Dexter-, ortalama bir aile hayatı obsesif derecede titiz çalışma gibi belirli şablonlar üzerinden giden, özellikle de polisiye-gerilim türünü seven vasat bir izleyiciyi tatmin etmeyecek bir film olduğu kanısındayım. Hiçbir şey orijinal değildir diyecek de olursak, oyunculuklarda ya da çekimlerde de çok tatmin olduğumu söyleyemeyeceğim.
N

@necdet_kediseve

10 yıl önce

7.5 / 10

filmde en sevdiğim şey, brooks'un alter egosunun kahkahalarıydı. harika bir yol arkadaşı, william hurt var olsun.

@vfv

11 yıl önce

Öldürme bağımlılığı. Öldürdüğün insanlar hakkında bir bilgin yoktur belki öldürmek bile istemezsin bırakmak istersin ama olmaz. Bağımlısı olmuşundur. Öldürmelisin. Filmde Mr Brooks'un sorunu budur. Aslında bunun bilimsel olarak açıklaması mevcuttur. Üniversite döneminde genetik teknolojisi hocamız Bazı insanlar farklı kromozom çiftleriyle meydana geldiklerini farklı olduklarını bu kromozom çiftine sahip kişilerin katil olma eğilimin yüksek olduğunu söylemişti. Bahsettiğim Kromozom 44+XYY dir. Hatta bazı ülkelerde çocuklar doğmadan bu kromozomlara sahip kişiler tespit edilip yok ediliyorlarmış. Yılanın başını küçükken ezmek misali. Ne kadar doğru bir teoridir bilmiyorum. Ama böyle bir Teorinin olduğu da bir gerçek.Film tam olarak bu teori üzerinden ilerliyor. Çünkü Mr Brooks'un ölen oğlu da bu hastalığa sahipmiş. Hatta ve hatta filmi izlerken göreceksiniz Kızı da bu hastalığa sahip. Babanın genlerinden geliyor. Mr Brooks saygı duyulan bir insandı
... Devamı
Öldürme bağımlılığı. Öldürdüğün insanlar hakkında bir bilgin yoktur belki öldürmek bile istemezsin bırakmak istersin ama olmaz. Bağımlısı olmuşundur. Öldürmelisin. Filmde Mr Brooks'un sorunu budur. Aslında bunun bilimsel olarak açıklaması mevcuttur. Üniversite döneminde genetik teknolojisi hocamız Bazı insanlar farklı kromozom çiftleriyle meydana geldiklerini farklı olduklarını bu kromozom çiftine sahip kişilerin katil olma eğilimin yüksek olduğunu söylemişti. Bahsettiğim Kromozom 44+XYY dir. Hatta bazı ülkelerde çocuklar doğmadan bu kromozomlara sahip kişiler tespit edilip yok ediliyorlarmış. Yılanın başını küçükken ezmek misali. Ne kadar doğru bir teoridir bilmiyorum. Ama böyle bir Teorinin olduğu da bir gerçek.Film tam olarak bu teori üzerinden ilerliyor. Çünkü Mr Brooks'un ölen oğlu da bu hastalığa sahipmiş. Hatta ve hatta filmi izlerken göreceksiniz Kızı da bu hastalığa sahip. Babanın genlerinden geliyor. Mr Brooks saygı duyulan bir insandır. Fakat onda öldürme bağımlılığı vardır.Profesyonel bir katildir. Geride iz bırakmaaz. Mermi kovanları da buna dahil. Son kez öldüreceğim bu son işim gibi bir düşünceyle son kez bir cinayet işler. Fakat birisi onu görmüştür. Film bu andan itibaren polisiye türünde ilerliyor. Ağır bir ilerliyişe sahip olmasına rağmen Buna benzer konulara sahip filmlerin çoğundan iyi, mükemmel bir senaryoya sahip, tahmin edilemez, kaliteli bir yapım. 10/ 8.0

@ekopyen

12 yıl önce

8 / 10

İzlemesi zevkli bir filmdi... Bir kere dikkatsizce izlemiştim, sonra ikinci kez adamakıllı izleyeyim dediğimde garip bir şekilde kafama takılmıştı. Sanki bir sahnesi eksikti, ya da kurgusunda bir sıkıntı varmış gibi gelmişti. Şimdi üçüncü kez izlediğimde, izlediğim versiyonun süresinde bir sıkıntı olmadığını (5 dk. gibi bir zaman kayması var ama fps'den kaynaklanıyormuş) ve hissettiğim eksik sahnenin de başka bir konuyla, filmle alakalı olduğunu(ki hala hatırlamaz bir halde) farkettim. BUNDAN SONRASI FİLM İÇERİĞİ Kurguyla ilgili sıkıntı ise; Mr. Brooks'un Mr. Smith'e, kendisini nasıl öldürmesi gerektiğini anlatırken ve bu olaydan nasıl sıyrılabileceğinden bahsederken ucu açık kalan bir nokta. Ailesinin kendisi yok olduğunda kimliğini öğrenmemesini istiyor Mr. Brooks. Ancak, Mr. Smith'in bu olaydan suçsuz ayrılabilmesi için Mr. Brooks'un kendisini zorladığını söylerken fotoğrafları da göstermesi gerektiğini atlıyor. Yoksa polis neden inansın, olay mahallinde sadece kendisinin DNA'sı bul
... Devamı
İzlemesi zevkli bir filmdi... Bir kere dikkatsizce izlemiştim, sonra ikinci kez adamakıllı izleyeyim dediğimde garip bir şekilde kafama takılmıştı. Sanki bir sahnesi eksikti, ya da kurgusunda bir sıkıntı varmış gibi gelmişti. Şimdi üçüncü kez izlediğimde, izlediğim versiyonun süresinde bir sıkıntı olmadığını (5 dk. gibi bir zaman kayması var ama fps'den kaynaklanıyormuş) ve hissettiğim eksik sahnenin de başka bir konuyla, filmle alakalı olduğunu(ki hala hatırlamaz bir halde) farkettim. BUNDAN SONRASI FİLM İÇERİĞİ Kurguyla ilgili sıkıntı ise; Mr. Brooks'un Mr. Smith'e, kendisini nasıl öldürmesi gerektiğini anlatırken ve bu olaydan nasıl sıyrılabileceğinden bahsederken ucu açık kalan bir nokta. Ailesinin kendisi yok olduğunda kimliğini öğrenmemesini istiyor Mr. Brooks. Ancak, Mr. Smith'in bu olaydan suçsuz ayrılabilmesi için Mr. Brooks'un kendisini zorladığını söylerken fotoğrafları da göstermesi gerektiğini atlıyor. Yoksa polis neden inansın, olay mahallinde sadece kendisinin DNA'sı bulunurken? Mr. Smith bu konu üzerinde durmuyor, yani, "seni deşifre etmeden bu olaydan suçsuz ayrılamam" demiyor. Ancak, zaten Mr. Brooks'un asıl planı bu olmadığı için kurguda bir aksama olmuyor ve bu olayı kısaca Mr. Brooks'un Mr. Smith'i kandırmış olması olarak algılayabiliriz. Mr. Smith, nihayetinde o kadar da zeki birisi değil...

@rinustalarin

13 yıl önce

8.1 / 10

Kevin Costner... denecek bir laf yok. Güzel bir seri katil filmi ve ego-süperego konusu çok iyi işlenmiş.

Dexter dizisini sevmiş olmam bu filmden mi kaynaklı, yoksa bu filmi sevmiş olmam Dexter'dan mı kaynaklı bilmiyorum, ancak bilmemem daha iyi.

Nasıl olsa 2si de çok güzel :)

Kesin izleyin izlemediyseniz.

@lowen

14 yıl önce

7.2 / 10

Filmin son 10 dakikasını izlememiş olsaydım herhalde çok daha iyi olurdu..En azından filmin sonuna kadar kurduğum bağlantılardan birinin gerçekleşmiş olacağı düşüncesi,beni daha mutlu ederdi.Kevın Costner filmde çok iyi bi oyunculuk çıkarmış,Demi Moore güzelliğinin dışında filme fazla bir şey katamamış...Yine de seyretmeye değer..

@rogue

16 yıl önce

efsane diyalogları vardır.

!--SPOILER--!

Mr. Brooks: Would it bother you to kill a woman?

Mr. Smith: No. No, an asshole\'s an asshole.
!--SPOILER--!
O

@omerturhan

16 yıl önce

Dissosiyatif kişilik bozukluğu(Çok karakterli kişilik bölünmesi) Hollywood’’un sevdiği konulardan biri. Kişinin birbirinden bağımsız sayılabilecek iki nadiren daha fazla karakter geliştirdiği durumlar ve pratik hayata bunun nasıl yansıyabileceği senaristlerin hayal güçlerini sınayabileceği geniş bir alan yaratıyor. İki karakteri aynı anda oynamak ise sanırım aktör/aktris yeteneklerini sınamak oluyor. Bodyguard filminden beri Kevin Costner’la ilgili çekincelerim sebebiyle, uzun süre uzak durduğum bu filmi, boş bir zamanımda, biraz alternatif olmadığından, biraz da filmdeki alt-benliği Wİlliam Hurt’’un oynamasına güvenerek seyrettim. Şaşırdığımı itiraf etmeliyim.... Kevin Costner kendi alt-benliğiyle savaşan, kötücül yanlarını bilen ve saklayan başarılı,katolik, aile babası rolünde döktürürken, William Hurt yalnızca kendi hazzını düşünen alt-benlikte harikaydı. Demi Moore\’un verdiği emekte boşa gitmemiş. Bruce Evans’’ın senaryosunu da yazarak nerdeyse 15 yıl aradan sonra yönettiği bu fi
... Devamı
Dissosiyatif kişilik bozukluğu(Çok karakterli kişilik bölünmesi) Hollywood’’un sevdiği konulardan biri. Kişinin birbirinden bağımsız sayılabilecek iki nadiren daha fazla karakter geliştirdiği durumlar ve pratik hayata bunun nasıl yansıyabileceği senaristlerin hayal güçlerini sınayabileceği geniş bir alan yaratıyor. İki karakteri aynı anda oynamak ise sanırım aktör/aktris yeteneklerini sınamak oluyor. Bodyguard filminden beri Kevin Costner’la ilgili çekincelerim sebebiyle, uzun süre uzak durduğum bu filmi, boş bir zamanımda, biraz alternatif olmadığından, biraz da filmdeki alt-benliği Wİlliam Hurt’’un oynamasına güvenerek seyrettim. Şaşırdığımı itiraf etmeliyim.... Kevin Costner kendi alt-benliğiyle savaşan, kötücül yanlarını bilen ve saklayan başarılı,katolik, aile babası rolünde döktürürken, William Hurt yalnızca kendi hazzını düşünen alt-benlikte harikaydı. Demi Moore\’un verdiği emekte boşa gitmemiş. Bruce Evans’’ın senaryosunu da yazarak nerdeyse 15 yıl aradan sonra yönettiği bu film, diğerlerine nazaran çok daha iyi, bundan sonra ki filmi takibi hak ediyor. Müzikler hele de final sahnesinde çalan The Veils harika, mutlaka izleyin.
SPOILER
GİRİŞ YAP
Şifremi Unuttum!

ÜYE DEĞİL MİSİNİZ?

HEMEN ÜYE OLUN
Aktivasyon Mailim Gelmedi!
ŞİFREMİ UNUTTUM
AKTİVASYON MAİLİ GÖNDER
ÜYE OL