4 yıl önce
W dizisine yorum yazdı:
Kaç yıl oldu izleyeli hala her hatırladığımda keşke unutsam da tekrar izleyebilsem diyorum. Gelir mi senin gibisi bir daha. Canım dizim.
genel izleyici kitlesi
W dizisine yorum yazdı:
Kaç yıl oldu izleyeli hala her hatırladığımda keşke unutsam da tekrar izleyebilsem diyorum. Gelir mi senin gibisi bir daha. Canım dizim.
Banana Fish dizisine yorum yazdı:
Keşke hafızamı kaybetsem de tekrar izlesem. Banan Fish’ten daha iyisi gelir mi sanmam.
20th Century Women filmine yorum yazdı:
Anlatmak istediklerini ağır ağır işleyen, alt metni çok iyi olan bir filmdi. Esasından çocuğunu tek başına büyütmeye çalışan bir anne olan Dorathea’nin etraafından dönecek bir filmmiş gibi dursa da filmdeki her karakterin ayrı ayrı hikayeleri olması dehşet güzel bir şeydi. Özellikle karkaterlerin hikayelerini başlarda başkalarının ağzından dinlerken sonda herkesin kendi hikayesini kendisinin anlatması aşırı hoşuma gitti. Erkek bir çocuğu yetiştirip hayata hazırlarken bunu bir erkeğin yardımı olmadan yapabileceklerinden, feminizmden, toplumun düşüncelerinin hayatımı, sigara tutuşumuzu bile nasıl etkilediğinden çok güzel bahsedilmişti. Ben gerçekten çok sevdim. Aşırı tatlı detaylar vardı. Karakterlerin endişelerini, karmaşalarını yüzlerinden okuyabiliyordunuz. Gerçekten çok keyifli vakit geçirdim. Ayrıca Elle Fanning ve Lucas Jade Zumann oynuyor. İkisini de çok severim. Mutlu oldum.
Hell Is Other People dizisine yorum yazdı:
Diziyi bitireli saatler oluyor. Oturup düşündükçe bazı şeyler kafama yenice yerleşiyor. Ben bu diziye baya büyük umutlarla başladım. Ve aslında ilk başta sarmıştı da. Her bölüm gerginlik yüksek bir şekilde devam ediyor, karakterlerin dönüşümü çok çok iyi yansıtılıyordu fakat sonu beni asla tatmin etmedi. Hatta son iki bölüm baya olmamıştı bence. Bir kere bu kadar şey var ortada tam olarak cevaplanmıyor dizi. Neden ya neden?! İnsanların doğası bu falan diye azıcık ucundan cevap vermeye çalışmışlar ama olmamış gibi. Bu yüzden aşırı sinirlendim. Bir polis kızımız var garibim her şeyin peşinde o koştu ve kimseye kendini anlatamadı. Dedektiflere o kadar anlattı, şüphelerinden bahsetti ama yok asla kimse dinlemiyor kızı. Polis arkadaşlarına aşırı sinir oldum zaten. Tıpkı bu polis kızımızı dinlemedikleri gibi baş karakterimizi Jong-Woo’yu da kimse asla dinlemiyor. Kanser olacaktım ya. Sürekli abartıyorsun diyorlar. Sevgilisi bile görmezden geliyor. Çıldırdım. Dizi de çok iyi mesaj vardı. Ülke ... DevamıDiziyi bitireli saatler oluyor. Oturup düşündükçe bazı şeyler kafama yenice yerleşiyor. Ben bu diziye baya büyük umutlarla başladım. Ve aslında ilk başta sarmıştı da. Her bölüm gerginlik yüksek bir şekilde devam ediyor, karakterlerin dönüşümü çok çok iyi yansıtılıyordu fakat sonu beni asla tatmin etmedi. Hatta son iki bölüm baya olmamıştı bence. Bir kere bu kadar şey var ortada tam olarak cevaplanmıyor dizi. Neden ya neden?! İnsanların doğası bu falan diye azıcık ucundan cevap vermeye çalışmışlar ama olmamış gibi. Bu yüzden aşırı sinirlendim. Bir polis kızımız var garibim her şeyin peşinde o koştu ve kimseye kendini anlatamadı. Dedektiflere o kadar anlattı, şüphelerinden bahsetti ama yok asla kimse dinlemiyor kızı. Polis arkadaşlarına aşırı sinir oldum zaten. Tıpkı bu polis kızımızı dinlemedikleri gibi baş karakterimizi Jong-Woo’yu da kimse asla dinlemiyor. Kanser olacaktım ya. Sürekli abartıyorsun diyorlar. Sevgilisi bile görmezden geliyor. Çıldırdım. Dizi de çok iyi mesaj vardı. Ülkemizde de çokta yaşanan ve görmezden gelinen bir şey: HAYVAN CİNAYETLERİ! Gerçekten manyak insanlar ilk önce hayvanlara daha sonra insanlara zarar veriyor bundan kesinkes eminim. Dizi de bu çok iyi anlatılmıştı. Yan karakterler de çok iyi iş çıkarmıştı. Gerçekten vay dedirtti. Dizinin geçtiği bina cuk diye olmuştu. İlk andan beri korktum. Sonradan gelen 310 numaralı odadaki çocuğa çok üzüldüm. Aşırı gerginlik ve sinir krizleri ile bitirebildim. Kendimi tebrik ediyorum.
Eighth Grade filmine yorum yazdı:
Eighth Grade’i ilk nerede duydum bilmiyorum ama çıktığından beri aklımın bir köşesinde izlemem gerek diye bekliyordu. Sonunda bunu başardım. Film hakkımda hem güzel hem kötü hatta oldukça kötü yorumlar gördüm. İnsanların derdi ne ya da hiç mi sekizinci sınıf olmadılar bilmiyorum ama bu kadar kötü yorum gereksiz geldi bana. Sinirlendim hatta bu yüzden. Ben filmi beğendim. Sekizinci sınıfı bitirmek üzere olan Kayla’nın hayatına misafir oluyoruz. Kaygılarını, yaşadığı panik anlarını, babası ve arkadaşları ile olan iletişimini, kendi anlatmaya çalışmasını yani kendince verdiği mücadelesini görüyoruz. Ben çoğu karmaşasını hissettim. Çünkü sekizinci sınıftaki bende böyleydim. Ergenlik dostlarım hayatı insana çekilmez kılıyor. Bunlar haricinde aşırı sinirlendiğim sahneler vardı. Kayla’nın gölge arkadaşı olan Olivie’in arkadaşı olan çocuk! İzlerken acayip sinirlendim. Kendini savunma şekli kurduğu aptalca cümleler ve en önemlisi Kayla’ya kendini çok kötü hissettirmesi çileden çıkarttı beni. Ba ... DevamıEighth Grade’i ilk nerede duydum bilmiyorum ama çıktığından beri aklımın bir köşesinde izlemem gerek diye bekliyordu. Sonunda bunu başardım. Film hakkımda hem güzel hem kötü hatta oldukça kötü yorumlar gördüm. İnsanların derdi ne ya da hiç mi sekizinci sınıf olmadılar bilmiyorum ama bu kadar kötü yorum gereksiz geldi bana. Sinirlendim hatta bu yüzden. Ben filmi beğendim. Sekizinci sınıfı bitirmek üzere olan Kayla’nın hayatına misafir oluyoruz. Kaygılarını, yaşadığı panik anlarını, babası ve arkadaşları ile olan iletişimini, kendi anlatmaya çalışmasını yani kendince verdiği mücadelesini görüyoruz. Ben çoğu karmaşasını hissettim. Çünkü sekizinci sınıftaki bende böyleydim. Ergenlik dostlarım hayatı insana çekilmez kılıyor. Bunlar haricinde aşırı sinirlendiğim sahneler vardı. Kayla’nın gölge arkadaşı olan Olivie’in arkadaşı olan çocuk! İzlerken acayip sinirlendim. Kendini savunma şekli kurduğu aptalca cümleler ve en önemlisi Kayla’ya kendini çok kötü hissettirmesi çileden çıkarttı beni. Babası ile yaptığı bir konuşma vardı sonlara doğru o kısım da üzdü beni ama bende, benim gibi bir sürü kişi de eminim o yaşlarda böyle düşünüyordu. Çok içlendim. Sonu da iyiydi. Gelip geçti hayatımızdan işte.
Gucci!
The Willoughbys filmine yorum yazdı:
"En iyi hikayeler kimsenin bakmadığı penceredekilerdir."
Her zaman animasyonların sadece çocuklar için olmadığını, gerçekten iyi bir animasyonun her yaştan insanın kalbine dokunabileceğini düşünmüşümdür. Şimdi böyle konuşunca kendimi 60 70 yaşında gibi hissettim ama o kadar güzel bir animasyon filmdi ki hayranlıkla izledim. Konu olarak bir kere çok iyi. Birbirlerini çok seven ama çocuklarına verecek sevgisi olmayan bencil ebeveynleri anlatıyordu. Çocukların hepsi farklı karakterlerde ve kendilerine göre inandıkları şeyler olan çocuklardı. Jane, ikizler ve canım Tim hepsi altın gibi çocuklar. Ayrıca hikayemizin anlatıcısı bir kedi. O da çok güzel bir detaydı. Çok hoşuma gitti. Dadı, adını unuttuğum şeker fabrikasının sahibi olan şeker amca, Ruth! Hepsi kalbime dokundu. Böyle ters köşe yapacak güzel sahnelerde var. Çok mutlu ayrıldım filmden. Aşırı başarılı bana göre. Daha önce rastlamamış ve duymamış olmam haksızlık.
Fleabag dizisine yorum yazdı:
Senaryosu çok iyi, oyunculuklar çok iyi, anlatmak istediği, replikleri hepsi çok çok iyi. Dizi ilgili tek sorun Martin ve bu kadar kısa olması. (Martin kadar itici bir tip görmedim) Çok sevdim. Bol bol kahkaha atıp sizi ağlatabilecek bir dizi.
Aşk filmine yorum yazdı:
Kesinlikle bir şeyler anlatıyordu ama ben anlamadım. Aslında anladım da anlamadım. Filmi bir kafa karışıklığı ile bitirdim. Çok hoş sahnelerde vardı. Çekim ve görsellik çok iyiydi.
Küçük Kadınlar filmine yorum yazdı:
Film çok güzel. Filmin görüntüleri, sahne geçişlerindeki o soğuk ve sıcak renkler, karakterler hepsi çok güzel. Uzun bir film olmasına rağmen öyle yavaş ve sakince ilerliyor hiç sıkmıyor. Aslında Jo’nun gözünden anlatılsa da her şey kardeşlerinin hikayeleri de çok güzel işlenmişti. Fakat film de bir şey eksikti. Ne olduğunu tam olarak bilmiyorum. Jo’nun evlilik, özgür olma isteğine biraz daha iyi anlatılabilirdi sanki. İzleyiciye tam olarak geçmiyor sanki o kısımlar. Bu yüzden yarım puan kırdım. Sonununa gelecek olursam herkes gibi bende Teddy ile ilgili bir şeyler görmek istiyordum.Hatta son ana kadar bunu bekledim. Bu yüzden biraz ters köşe olmuş gibi hissediyorum ve üzgünüm. Ama genel olarak beğendim. Ayrıca filmin çekildiği yer muazzam güzeldi. Anne with an E dizisinin çekildiği yerleri hatırlattı bana.
Büyük Budapeşte Oteli filmine yorum yazdı:
Wes Anderson bize muhteşem bir film yapmış. İyi bir film, çok iyi film,muhteşem bir film. Vay canına! İzlediğim en keyifli filmlerden biri oldu hatta zirve bu diyebilirim. Her açıdan insana izlerken bir şölen sunuyor. Hikayenin anlatılışı, renkler, kostümler, karakterler, sahnelerin çekim tarzı, görsellik, sahne geçişleri hepsi muazzamdı.Film bittikten sonra oturup kapanış jeneriğini bile izledim. Çok iyi.