R
15 yıl önce
Yeşil Bölge filmine yorum yazdı:
Flashforward dizisine yorum yazdı:
!--SPOILER--!!--SPOILER--!!--SPOILER--!
17. Bölüm ve Sonrasıyla Bağlantılıdır.
Robert J. Sawyer dizinin senaristlerinden ve aynı zamanda dizinin senaryosunun kaynağı olan 1999 yılında yayınlanan dizi izle aynı ismi taşıyan kitabın (FlashForward) da yazarı.
Kitabın ilk sayfasında şöyle bir tarih var ve CERN'deki araştırmaları anlatarak devam ediyor.
"
1. Gün: 21 Nisan 2009, Salı
Uzayzamanını boyunca inceleme...
CERN'in Büyük Hadron Çarpıştırıcısı'nın kontrol sistemi 2004'de izin alınarak 2006'da tamamlandı.
...
"
Şeklinde devam ediyor. İlginç tarafı bu kitap 1999 yılında basıldı. Gerçekte CERN'deki Büyük Hadron Çarpıştırıcısı 2008'de çalışmaya başladı. Tarihler 1999 yılında basılan bir kitap için gerçeğe yakın. Ayrıca CERN'deki laboratuvarın da 2006 yılı civarında tamamlanmış olması da muhtemel.
Sizinle CERN'deki deney hakkında birkaç şey paylaşmak istiyorum.
CERN'de yapılan deney karanlık madde denilen yani uzaydaki boşluk olarak adlandırdığımız maddeyi bulmaya yönelik bir ... Devamı!--SPOILER--!!--SPOILER--!!--SPOILER--!
17. Bölüm ve Sonrasıyla Bağlantılıdır.
Robert J. Sawyer dizinin senaristlerinden ve aynı zamanda dizinin senaryosunun kaynağı olan 1999 yılında yayınlanan dizi izle aynı ismi taşıyan kitabın (FlashForward) da yazarı.
Kitabın ilk sayfasında şöyle bir tarih var ve CERN'deki araştırmaları anlatarak devam ediyor.
"
1. Gün: 21 Nisan 2009, Salı
Uzayzamanını boyunca inceleme...
CERN'in Büyük Hadron Çarpıştırıcısı'nın kontrol sistemi 2004'de izin alınarak 2006'da tamamlandı.
...
"
Şeklinde devam ediyor. İlginç tarafı bu kitap 1999 yılında basıldı. Gerçekte CERN'deki Büyük Hadron Çarpıştırıcısı 2008'de çalışmaya başladı. Tarihler 1999 yılında basılan bir kitap için gerçeğe yakın. Ayrıca CERN'deki laboratuvarın da 2006 yılı civarında tamamlanmış olması da muhtemel.
Sizinle CERN'deki deney hakkında birkaç şey paylaşmak istiyorum.
CERN'de yapılan deney karanlık madde denilen yani uzaydaki boşluk olarak adlandırdığımız maddeyi bulmaya yönelik bir deney. Başka amaçları da var tabii ki. Bu deney sonucunda karadeliklerin dünya içinde açılması olası görülüyor. Ve bu kara deliklerin dünyayı yok edeceği de söyleniyor. Tabii ki bunları söyleyenler bilim adamları ve bunlardan biri de ünlü astrofizikçi Michael Gamabunta.
Şimdi şu yazıyı inceleyelim ve diziyle bağlantı kuralım.
"Çarpışmalarda üretilmesi beklenen mikro kara delikler ve gizemli cisimlerin dünyayı yok edeceği ve solucan delikleri ile zamanda yolculuğun mümkün olabileceği söylentilerine rağmen CERN bilim insanları böyle bir durumun olamayacağını belirtmişlerdir. Standart Modele göre LHC'de kara delik oluşması için gereken şartlar bulunmamaktadır. Bazı genişletilmiş Standart Modellerde bilinen 3 uzay +1 zaman'dan fazla boyutlar olduğu önerilir ve bu boyutlardan dolayı LHC'de mikro kara deliklerin oluşması beklenir. Ama Hawking radyasyonuna göre bu mikro kara delikler çok hızlı ışınım yayarak kısa süre içerisinde kendi kendilerine yok olacaklardır, yani tamamen zararsızdır.Bilim adamlarının bu açıklamasına rağmen ünlü astrofizikçi Michael Gamabunta bu karadeliklerin büyüyerek dünyayı yok edeceğini soylemiştir. "
Sanırım farkettiniz; zamanda yolculuktan bahsediliyor burada. Filmdeki bazı durumlar da zamanda yolculukla açıklanabiliyor. Diğer türlü bir izahta bulunamadığım olaylar hatırlıyorum dizide.
Dizide 2016'da dünyanın sonu gelecek deniyordu sizce karadeliklerin oluştuğu ve giderek büyüdükleri ve dünyayı yok edecekleri gibi bir durum söz konusu mu? Zamanda sıçramalar bunu önlemek için yapılan zaman yolculuklarının sadece bir yan etkisi mi? Bunları dizi devam ederse ileride göreceğiz.
Dizinin ele aldığı konu CERN'de yapılan deneyler ise sizce bu dizi biter mi? Varın siz düşünün bakalım.
!--SPOILER--!!--SPOILER--!!--SPOILER--!
Not: Seni Seviyorum filmine yorum yazdı:
Unutulmayan aşk, unutulmayan sevgili, kendini sevdiğinin kalbinde yaşatabilendir. Ve öldükten sonra bile ardında bıraktıklarını düşünebilendir gerçek seven, sevgili. Not: Seni Seviyorum bir film belki ama hepimizin sahip olmak istediği o sevgiyi içinde barındıran bir film. Belki de arzularımızın bir noktaya tıkanıp olmayacak, bundan fazlası yok demesi ve bu filmin bize bunun olabileceğini göstermesi bu filmde bizi bu kadar hislendiren durum. Sevgi taşıyan yürek onun kölesidir. Bu film de bu durumu o kadar güzel işlemiş ki birçok kişiyi kendine hayran bırakmış. Holly o kadar iyi kıymet bilen ve böylece kendini kıymetli kılan bir eşe sahip olabilmiş. Gerry yaşarken gerçekleştiremediği isteklerini Gerry'nin öldükten sonra ona vermeyi düşenebilmesi ve o his demeti mektupları teker teker açarak sırf Gerry istedi diye gerçekleştirmesi bizi bizden alırken olayın dramatikliğine götürüyor. İlk tanışmaları unutulmaz bir tanışma ve ayrılıkları da öyle unutulmaz. Unutulmazların arasında sıradan bi ... DevamıUnutulmayan aşk, unutulmayan sevgili, kendini sevdiğinin kalbinde yaşatabilendir. Ve öldükten sonra bile ardında bıraktıklarını düşünebilendir gerçek seven, sevgili. Not: Seni Seviyorum bir film belki ama hepimizin sahip olmak istediği o sevgiyi içinde barındıran bir film. Belki de arzularımızın bir noktaya tıkanıp olmayacak, bundan fazlası yok demesi ve bu filmin bize bunun olabileceğini göstermesi bu filmde bizi bu kadar hislendiren durum. Sevgi taşıyan yürek onun kölesidir. Bu film de bu durumu o kadar güzel işlemiş ki birçok kişiyi kendine hayran bırakmış. Holly o kadar iyi kıymet bilen ve böylece kendini kıymetli kılan bir eşe sahip olabilmiş. Gerry yaşarken gerçekleştiremediği isteklerini Gerry'nin öldükten sonra ona vermeyi düşenebilmesi ve o his demeti mektupları teker teker açarak sırf Gerry istedi diye gerçekleştirmesi bizi bizden alırken olayın dramatikliğine götürüyor. İlk tanışmaları unutulmaz bir tanışma ve ayrılıkları da öyle unutulmaz. Unutulmazların arasında sıradan bir hayatın hikayesi bu.
Kara Şövalye filmine yorum yazdı:
Yönetmen diyor ki: "Sahneleri mümkün oldukça gerçek mekanlarda çekmeye özen gösterdik. Sadece dış alanda, sokaklarda değil; iç mekan çekimlerini de gündelik hayatta kullandığımız ofis ve konferans salonu gibi gerçek alanlarda yaparak daha gerçekçi bir his oluşturmaya çalıştık." gerçekten de bu filmin daha gerçekci gözükmesine yol açmış. aksiyon sahneleri de çok güzel olmuş. batmobil'in hareketleri vs. çok güzel.
Evdeki Düşman filmine yorum yazdı:
Yenilik arayanları memnun etmeyen ama klasik hikayelerden hoşlananların beğeniyle izlediği bir film. Filmin afişinden de anladığımız gibi kötü kızımız Esther ama kötü kızımızın neler yapabileceğini film içinde öğreniyoruz. Film toplama bir hikayeye sahip daha önceden izlediğimiz filmlerin hikayelerini toplayıp birkaç değişiklik yaparak izleyiciye sunuyor dersem yanlış olmaz. "Şeytanın Birçok Yüzü Var" sloganıyla gelen 1993 yapımı İyi Evlat filmiyle birbirine çok benziyorlar sadece çocuğun nereden geldiği farklı. Filmin afiş yazısı/sloganı da çok basitçe olmuş. Nedense filmin adını Yetim'den Evdeki Düşman'a çevirirken buna da bir el atmayı düşünememişler. "Esther'de bir sorun var" evet var. Beni filmi izlemeye çeken cümle de buydu zaten.(!) Merak ettim neymiş sorunu kızcağızın ve filmi izledim. Filmin ilk yarısında "arkasında korku olmayan korku sahneleri" yle oldukça çok karşılaşıyorsunuz ki asıl korku sahnesi geldiğinde bunda da birşey yoktur herhalde diyebiliyorsunuz. Senaryoya gelec ... DevamıYenilik arayanları memnun etmeyen ama klasik hikayelerden hoşlananların beğeniyle izlediği bir film. Filmin afişinden de anladığımız gibi kötü kızımız Esther ama kötü kızımızın neler yapabileceğini film içinde öğreniyoruz. Film toplama bir hikayeye sahip daha önceden izlediğimiz filmlerin hikayelerini toplayıp birkaç değişiklik yaparak izleyiciye sunuyor dersem yanlış olmaz. "Şeytanın Birçok Yüzü Var" sloganıyla gelen 1993 yapımı İyi Evlat filmiyle birbirine çok benziyorlar sadece çocuğun nereden geldiği farklı. Filmin afiş yazısı/sloganı da çok basitçe olmuş. Nedense filmin adını Yetim'den Evdeki Düşman'a çevirirken buna da bir el atmayı düşünememişler. "Esther'de bir sorun var" evet var. Beni filmi izlemeye çeken cümle de buydu zaten.(!) Merak ettim neymiş sorunu kızcağızın ve filmi izledim. Filmin ilk yarısında "arkasında korku olmayan korku sahneleri" yle oldukça çok karşılaşıyorsunuz ki asıl korku sahnesi geldiğinde bunda da birşey yoktur herhalde diyebiliyorsunuz. Senaryoya gelecek olursak eğer bu tür korku-gerilim filmlerinde filmin devamlılığını sağlamak için birçok ayrıntı es geçiliyor. Bu ayrıntıların es geçilmesinin nedeni belki de kimsenin dikkat etmemesidir, orasını bilemiyorum. Filmi izlemeyenlerin okuyabileceğini düşündüğüm için sadece bir örnek vererek durumu izah etmek istiyorum: Bir arkadaşınızın evini arıyorsunuz ve ev telefonuna bakmıyor. Peki bu durumda arkadaşınıza ulaşmak için nasıl bir yol izleyebilirsiniz. Bence hepimizin aklına cep telefonunu kullanmak gelmiştir. Elbette ev telefonuyla ulaşamazsam cep telefonuyla ulaşırım. Yazıyı uzatmak istemediğimden burada bitirmek istiyorum.Sonuç olarak beni bu film gersin ve biraz da korkutsun, ben ayrıntılara takılmam diyorsanız bu filmi çok beğeneceğinizi söyleyebilirim. Ama diyorsanız ki filmi detaylar oluşturur ki ben böyle diyenlerdenim film size klasik ve biraz fazla esnetilmiş gelebilir. İyi seyirler.
Kuzey Irak'ta Amerika'nın hangi amaçla bulunduğunu daha da deriniyle Kuzey Irak'a hangi amaçla saldırdığını konu alan, daha önce benzerlerinin karşımıza çıktığı bir film. Bir başka deyişle "parayı veren düdüğü çalar " filmi ya da filmle özdeşleştirelim bu veciz sözü "güçlü olan borusunu öttürür ".
Filmin de adını aldığı Yeşil Bölge'ye değinmek istiyorum öncelikle. Yeşil Bölge ile dışarıyı karşılaştırmak için şöyle bir benzetme yapmak istiyorum. Bir yanda cennet diğer yanda cennettekilerin kurduğu cehennem . Filmdeki cennet Yeşil Bölge. Irak'a saldıran(ya da her ne diyorlarsa) ABD, Irak içerisinde zevk ve sefa içerisinde yatarken ülkeye getirdiği huzurla halk sefalet içinde yaşamaya çalışıyor . Demokrasi geliyor ama demokrasi halkın istekleriyle örtüşmüyor.
KİS (Kitle İmha Silahı) barındırdığı sebebiyle Irak'a savaş açan ABD'nin ve bu savaşta ABD'ye yardım ed ... Devamı
Kuzey Irak'ta Amerika'nın hangi amaçla bulunduğunu daha da deriniyle Kuzey Irak'a hangi amaçla saldırdığını konu alan, daha önce benzerlerinin karşımıza çıktığı bir film. Bir başka deyişle "parayı veren düdüğü çalar " filmi ya da filmle özdeşleştirelim bu veciz sözü "güçlü olan borusunu öttürür ".
Filmin de adını aldığı Yeşil Bölge'ye değinmek istiyorum öncelikle. Yeşil Bölge ile dışarıyı karşılaştırmak için şöyle bir benzetme yapmak istiyorum. Bir yanda cennet diğer yanda cennettekilerin kurduğu cehennem . Filmdeki cennet Yeşil Bölge. Irak'a saldıran(ya da her ne diyorlarsa) ABD, Irak içerisinde zevk ve sefa içerisinde yatarken ülkeye getirdiği huzurla halk sefalet içinde yaşamaya çalışıyor . Demokrasi geliyor ama demokrasi halkın istekleriyle örtüşmüyor.
KİS (Kitle İmha Silahı) barındırdığı sebebiyle Irak'a savaş açan ABD'nin ve bu savaşta ABD'ye yardım eden diğer devletlerin olayın iç yüzünü öğrendikten (büyük ihtimalle zaten biliyorlardı ) sonraki tutumları demokrasinin elinde gücü olandan yana olduğunu gözler önüne bir kez daha sermiş oldu. Basının da bu durum karşısında gücünü kullanmaması basında doğruluğun bir kara lekesi olarak kalacaktır. Bundan asırlar önce halk arasında olan sınıf tabakaları artık ortadan kalktı deniyor ama bence sadece bir kademe daha üste taşınıp devletler arası sınıf tabakaları halini aldı.
Film, adeta bundan sonrasını gördünüz ve görüyorsunuz diyerek sona erdi.