12 yıl önce
Drakula İstanbul'da filmine yorum yazdı:
Anayurt Oteli filmine yorum yazdı:
Ömer Kavur’un kıvrak zekasına şahit olabileceğiniz bir film Anayurt Oteli. Çaresizliğin çaresini arayan karakterleri, yalnızlığın tetiklediği hayaller, merak, yarım kalmış, koparılmış tüm hazlar filme oldukça başarılı bir şekilde sindirilmiş. Senaryo oluşturulduğunda Yusuf Atılgan’dan tam onay almış, kitabın özüne sadık kalmış böylece daha da bir başarılı olmuştur. Elbette ki kitap yazarın, film yönetmenindir. Ancak bazı kitaplar vardır ki beyaz perdede dahi bozulmamalıdır. Ömer Kavur’da kitaba sadık kalmış aynı zamanda kendini de gösterebilmiştir. Bazı filmler yönetmenlerin zirvesi olur. Ömer Kavur’un zirvesi de budur. Ne yazık ki diğer filmleri aynı başarıyı elde edememiştir. Kavur’un en beğendiğim noktası ise alternatif rock sevgisini Anayurt Oteli’nin kıyısına koyuvermiş olmasıdır. Çoğu izleyici fark etmez bile ilgisini çekmediği veyahut Cure dinlemediği için. Zebercet alternatif rock dinleyen bir berberde tıraş olur.
Serseri Aşıklar filmine yorum yazdı:
A Bout de Souffle, dünya sinemasının dönüm noktası sayılan filmlerden biridir. Bir nevi sinemada döneminin anarşit faaliyeti sayılabilecek `yeni dalga` akımının temsilcisi olan Jean-Luc Godard'ın en beğenilen yapıtı olan Serseri Aşıklar, dünya sinemasına yeni bir soluk kazandırmıştır.
Uzun bir dönem diğer tüm alanlarda olduğu gibi Amerika var olmayan kültürüyle ve parasıyla dünya sinemasını elinde tutuyordu. Tüm yönetmenler Amerikalılara benzer filmler çekiyor, konu bütünlüğüne son derece önem veriliyor, kuralların dışına çıkmaktan korkuyorlardı. Ve elbette tüm bu Amerikan tarzı filmlerin hüküm sürdüğü dünya sinemasından sonra Godar ve Truffaut'un önderliğinde ipler yeniden Avrupa'nın eline geçmiştir.
Elbette Hollywood'un varlığı göz ardı edilemez ancak zamanın ötesine taşan la Nouvelle Vague'nun sinemayla ilgilnen her insana gerek teknik gerek içerik itibariyle ciddi bir bakış açısı kattığı da yadsınamaz bir gerçektir. Artık sinemada özgürlük ve anarşi dönemi başlamıştır.
Film izle ... DevamıA Bout de Souffle, dünya sinemasının dönüm noktası sayılan filmlerden biridir. Bir nevi sinemada döneminin anarşit faaliyeti sayılabilecek `yeni dalga` akımının temsilcisi olan Jean-Luc Godard'ın en beğenilen yapıtı olan Serseri Aşıklar, dünya sinemasına yeni bir soluk kazandırmıştır.
Uzun bir dönem diğer tüm alanlarda olduğu gibi Amerika var olmayan kültürüyle ve parasıyla dünya sinemasını elinde tutuyordu. Tüm yönetmenler Amerikalılara benzer filmler çekiyor, konu bütünlüğüne son derece önem veriliyor, kuralların dışına çıkmaktan korkuyorlardı. Ve elbette tüm bu Amerikan tarzı filmlerin hüküm sürdüğü dünya sinemasından sonra Godar ve Truffaut'un önderliğinde ipler yeniden Avrupa'nın eline geçmiştir.
Elbette Hollywood'un varlığı göz ardı edilemez ancak zamanın ötesine taşan la Nouvelle Vague'nun sinemayla ilgilnen her insana gerek teknik gerek içerik itibariyle ciddi bir bakış açısı kattığı da yadsınamaz bir gerçektir. Artık sinemada özgürlük ve anarşi dönemi başlamıştır.
Film izlenirken dikkat edilmesi gereken noktalardan biri Godard'ın kullandığı açıların büyüsüdür. Filmde Godar size bir noktayı gösterirken gariptir siz sanki arkada neler dönüyor onları da görürsünüz (anlatamadım tabi böyle ancak izleyince hak vereceksiniz).
'' -Neden mutsuzsun?
-Çünkü mutsuzum.''
Bir not olarak: 1960 yapımlı olan bu filmin aynı zamanda teoman'ın papatya isimli şarkısındaki gizli özne olduğu rivayet edilir. -hani çok sevdiğin o filmi gördükten sonra-.
Zamanına göre izlediğinizde ve Mehmet Muhtar'ın yok bütçeyle bu filmi çekmeye çalıştığını göz önünde bulundurduğunuzda türk korku sineması tarihinin başarılı sayılabilecek bir giriş filmi olduğu gözlemlenebilir. Atıf Kaptan oldukça hoş (daha doğru bir terim bulamadım ne yazık ki) bir oyunculuk ile çıkar karşımıza filmde.
Üzerine tarışılası bir filmdir.
---spoiler--- 'lı not:
Tabutlara dikkat edin efendim. Reklam göreceksiniz.