10 yıl önce
Serseri Aşıklar
(1960)Breathless a.k.a À bout de souffle
7.5
292 OYPUAN VER
5
Imdb: 7.7 (85.841 OY)
KONUSU
Michel Marsilya’da bir otomobil çalar ve yolda bir polis öldürür. Paris’te Champ Elysees’te New York Harold Tribune gazetesi için stajyerlik yapan Patricia’yı bulur. Daha önce birkaç kez birlikte olmuşlardır. Michel polis tarafından aranırken eski arkadaşlarıyla buluşup Roma’ya gitmek için gerekli p
... Devamı
Michel Marsilya’da bir otomobil çalar ve yolda bir polis öldürür. Paris’te Champ Elysees’te New York Harold Tribune gazetesi için stajyerlik yapan Patricia’yı bulur. Daha önce birkaç kez birlikte olmuşlardır. Michel polis tarafından aranırken eski arkadaşlarıyla buluşup Roma’ya gitmek için gerekli parayı elde etmeye çabalar. Ancak ikisi de duygularından bir türlü emin olamaz. Başının polisle belaya girmesini istmeyen Patricia büyük bir ikilemde kalır. Onun bu kararsızlığına aldırış etmeyen Michel ise tam bir güven içinde son hazırlıkları yapmaktadır.
Godard’ın yönettiği ilk film olan "Serseri Aşıklar" Fransız Yeni Dalga hareketinin en ünlü işlerinden. Filmde Godard’ın hayranı olduğu Fransız yönetmen Jean-Pierre Melville’in de ufak bir rolü bulunuyor.
Godard’ın yönettiği ilk film olan "Serseri Aşıklar" Fransız Yeni Dalga hareketinin en ünlü işlerinden. Filmde Godard’ın hayranı olduğu Fransız yönetmen Jean-Pierre Melville’in de ufak bir rolü bulunuyor.
-
Jean-Luc Godard
Yönetmen
OYUNCULAR
Tüm Oyuncular ve Teknik Ekip
Michel Poi...
Patricia F...
Police Ins...
Antonio Be...
Carl Zubart
American J...
Claudius M...
Liliane / ...
YORUM YAZ
POPÜLER YORUMLAR
''Birlikte uyumak deniyor ama doğru değil insan mecburen ayrılıyor.''
güzel bir söz, doğal sıcacık bir aşk ,kendisine bir kez daha aşık eden siyah beyaz paris ..
güzel bir söz, doğal sıcacık bir aşk ,kendisine bir kez daha aşık eden siyah beyaz paris ..
A Bout de Souffle, dünya sinemasının dönüm noktası sayılan filmlerden biridir. Bir nevi sinemada döneminin anarşit faaliyeti sayılabilecek `yeni dalga` akımının temsilcisi olan Jean-Luc Godard'ın en beğenilen yapıtı olan Serseri Aşıklar, dünya sinemasına yeni bir soluk kazandırmıştır.
Uzun bir dönem diğer tüm alanlarda olduğu gibi Amerika var olmayan kültürüyle ve parasıyla dünya sinemasını elinde tutuyordu. Tüm yönetmenler Amerikalılara benzer filmler çekiyor, konu bütünlüğüne son derece önem veriliyor, kuralların dışına çıkmaktan korkuyorlardı. Ve elbette tüm bu Amerikan tarzı filmlerin hüküm sürdüğü dünya sinemasından sonra Godar ve Truffaut'un önderliğinde ipler yeniden Avrupa'nın eline geçmiştir.
Elbette Hollywood'un varlığı göz ardı edilemez ancak zamanın ötesine taşan la Nouvelle Vague'nun sinemayla ilgilnen her insana gerek teknik gerek içerik itibariyle ciddi bir bakış açısı kattığı da yadsınamaz bir gerçektir. Artık sinemada ... Devamı
Uzun bir dönem diğer tüm alanlarda olduğu gibi Amerika var olmayan kültürüyle ve parasıyla dünya sinemasını elinde tutuyordu. Tüm yönetmenler Amerikalılara benzer filmler çekiyor, konu bütünlüğüne son derece önem veriliyor, kuralların dışına çıkmaktan korkuyorlardı. Ve elbette tüm bu Amerikan tarzı filmlerin hüküm sürdüğü dünya sinemasından sonra Godar ve Truffaut'un önderliğinde ipler yeniden Avrupa'nın eline geçmiştir.
Elbette Hollywood'un varlığı göz ardı edilemez ancak zamanın ötesine taşan la Nouvelle Vague'nun sinemayla ilgilnen her insana gerek teknik gerek içerik itibariyle ciddi bir bakış açısı kattığı da yadsınamaz bir gerçektir. Artık sinemada ... Devamı
A Bout de Souffle, dünya sinemasının dönüm noktası sayılan filmlerden biridir. Bir nevi sinemada döneminin anarşit faaliyeti sayılabilecek `yeni dalga` akımının temsilcisi olan Jean-Luc Godard'ın en beğenilen yapıtı olan Serseri Aşıklar, dünya sinemasına yeni bir soluk kazandırmıştır.
Uzun bir dönem diğer tüm alanlarda olduğu gibi Amerika var olmayan kültürüyle ve parasıyla dünya sinemasını elinde tutuyordu. Tüm yönetmenler Amerikalılara benzer filmler çekiyor, konu bütünlüğüne son derece önem veriliyor, kuralların dışına çıkmaktan korkuyorlardı. Ve elbette tüm bu Amerikan tarzı filmlerin hüküm sürdüğü dünya sinemasından sonra Godar ve Truffaut'un önderliğinde ipler yeniden Avrupa'nın eline geçmiştir.
Elbette Hollywood'un varlığı göz ardı edilemez ancak zamanın ötesine taşan la Nouvelle Vague'nun sinemayla ilgilnen her insana gerek teknik gerek içerik itibariyle ciddi bir bakış açısı kattığı da yadsınamaz bir gerçektir. Artık sinemada özgürlük ve anarşi dönemi başlamıştır.
Film izlenirken dikkat edilmesi gereken noktalardan biri Godard'ın kullandığı açıların büyüsüdür. Filmde Godar size bir noktayı gösterirken gariptir siz sanki arkada neler dönüyor onları da görürsünüz (anlatamadım tabi böyle ancak izleyince hak vereceksiniz).
'' -Neden mutsuzsun?
-Çünkü mutsuzum.''
Bir not olarak: 1960 yapımlı olan bu filmin aynı zamanda teoman'ın papatya isimli şarkısındaki gizli özne olduğu rivayet edilir. -hani çok sevdiğin o filmi gördükten sonra-.
Uzun bir dönem diğer tüm alanlarda olduğu gibi Amerika var olmayan kültürüyle ve parasıyla dünya sinemasını elinde tutuyordu. Tüm yönetmenler Amerikalılara benzer filmler çekiyor, konu bütünlüğüne son derece önem veriliyor, kuralların dışına çıkmaktan korkuyorlardı. Ve elbette tüm bu Amerikan tarzı filmlerin hüküm sürdüğü dünya sinemasından sonra Godar ve Truffaut'un önderliğinde ipler yeniden Avrupa'nın eline geçmiştir.
Elbette Hollywood'un varlığı göz ardı edilemez ancak zamanın ötesine taşan la Nouvelle Vague'nun sinemayla ilgilnen her insana gerek teknik gerek içerik itibariyle ciddi bir bakış açısı kattığı da yadsınamaz bir gerçektir. Artık sinemada özgürlük ve anarşi dönemi başlamıştır.
Film izlenirken dikkat edilmesi gereken noktalardan biri Godard'ın kullandığı açıların büyüsüdür. Filmde Godar size bir noktayı gösterirken gariptir siz sanki arkada neler dönüyor onları da görürsünüz (anlatamadım tabi böyle ancak izleyince hak vereceksiniz).
'' -Neden mutsuzsun?
-Çünkü mutsuzum.''
Bir not olarak: 1960 yapımlı olan bu filmin aynı zamanda teoman'ın papatya isimli şarkısındaki gizli özne olduğu rivayet edilir. -hani çok sevdiğin o filmi gördükten sonra-.
YENİ YORUMLAR
Tüm Yorumlar
Adı üstünde iki serserinin kısa süreli ilişkisini anlatı
Tam bir kadın-erkek ilişkisini anlatıyor... eski ilişkilerinizde ki anılarınızı hatırlayıp gülümseyebilirsiniz.
Filmde kadının da erkeğin de kendine ait sorunlarıvardı. Sanırım buradaki kopukluk, erkeğin, kadını çantada keklik olarak görüp yanında çanta misali taşımaya kalkışmasıydı. Zaten bunu başaramadığını gördükten sonra da artık bir umudu kalmamıştı.. sanırım yalnızlık hepimizin omuzlarında bir yük ve bunu kimseyle paylaşamayacağımızı kabullenmeliyiz.
Tam bir kadın-erkek ilişkisini anlatıyor... eski ilişkilerinizde ki anılarınızı hatırlayıp gülümseyebilirsiniz.
Filmde kadının da erkeğin de kendine ait sorunlarıvardı. Sanırım buradaki kopukluk, erkeğin, kadını çantada keklik olarak görüp yanında çanta misali taşımaya kalkışmasıydı. Zaten bunu başaramadığını gördükten sonra da artık bir umudu kalmamıştı.. sanırım yalnızlık hepimizin omuzlarında bir yük ve bunu kimseyle paylaşamayacağımızı kabullenmeliyiz.
Sözlerim bitiyor, muazzam.
- Bu çok kötü
- Ne kötü?
- İnsanları ele vermek.
- Hayır bu normal. İhbarcılar ihbar eder, soyguncular soyar, katiller öldürür, sevgililer sever.
- Bu çok kötü
- Ne kötü?
- İnsanları ele vermek.
- Hayır bu normal. İhbarcılar ihbar eder, soyguncular soyar, katiller öldürür, sevgililer sever.
birisi de yeni dalga, jean seberg'in kısa saçlı güzelliği muhabbetine girmeden filmi izlerken ne hissettiğini yazsa!
1. Bertolucci'nin The Dreamers filminde alıntılanmış olan filmlerden biridir. "New York Herald Tribune"
2. Filmin yönetmeni Jean-Luc Godard, yakın arkadaşıFrançois Truffaut'a -Jules and Jim- afişiyle ilk filminden selam çakar.
3. soundtrack: http://www.youtube.com/watch?v=y8YmTh8TZ38
2. Filmin yönetmeni Jean-Luc Godard, yakın arkadaşıFrançois Truffaut'a -Jules and Jim- afişiyle ilk filminden selam çakar.
3. soundtrack: http://www.youtube.com/watch?v=y8YmTh8TZ38
Kurallar diye nitelendirilen şeylere bağlı kalmadan güzel şeyler yapılabileceğinin ve daha sinemanın çok daha yeni bir sanat dalı olduğunu(1960'lı yıllar için)kanıtlayan,''YENİ DALGA AKIMININ'' En iyi örneklerinden biridir bu film..(ilk defa jean seberg'in bir filmini izledim ve ölümü büyük bir kayıp olduğunu anladım en azından o dönem filmleri için......)
Filmde gevşek bir olay örgüsü olduğu gibi; güçlü de bir durumlar tablosu var. Yeni dalganın önemli özelliklerinden biri senaryonun doğaçlama ani gelişen türde olmasıydı ve Serseri Aşıklar filminde de bunu sıkça görebiliyoruz. Diyalogların uzunluğuyla hareketten çok bence bir düşünce akışı mevcut. Serseri Aşıklar aslında kara filmdir, ama aydınlık bir kentte, yaz ortasında geçer. Daha kesin bir şekilde bu kara filmler üzerine bir filmdir. Bu türün kurallarını tersine çevirerek bu tür hakkında bir şeyleri açıklamayı umar. Filmin odak noktası kovalayan ile kovalanan arasındaki mücadele ... Devamı
Filmde gevşek bir olay örgüsü olduğu gibi; güçlü de bir durumlar tablosu var. Yeni dalganın önemli özelliklerinden biri senaryonun doğaçlama ani gelişen türde olmasıydı ve Serseri Aşıklar filminde de bunu sıkça görebiliyoruz. Diyalogların uzunluğuyla hareketten çok bence bir düşünce akışı mevcut. Serseri Aşıklar aslında kara filmdir, ama aydınlık bir kentte, yaz ortasında geçer. Daha kesin bir şekilde bu kara filmler üzerine bir filmdir. Bu türün kurallarını tersine çevirerek bu tür hakkında bir şeyleri açıklamayı umar. Filmin odak noktası kovalayan ile kovalanan arasındaki mücadele ... Devamı
Kurallar diye nitelendirilen şeylere bağlı kalmadan güzel şeyler yapılabileceğinin ve daha sinemanın çok daha yeni bir sanat dalı olduğunu(1960'lı yıllar için)kanıtlayan,''YENİ DALGA AKIMININ'' En iyi örneklerinden biridir bu film..(ilk defa jean seberg'in bir filmini izledim ve ölümü büyük bir kayıp olduğunu anladım en azından o dönem filmleri için......)
Filmde gevşek bir olay örgüsü olduğu gibi; güçlü de bir durumlar tablosu var. Yeni dalganın önemli özelliklerinden biri senaryonun doğaçlama ani gelişen türde olmasıydı ve Serseri Aşıklar filminde de bunu sıkça görebiliyoruz. Diyalogların uzunluğuyla hareketten çok bence bir düşünce akışı mevcut. Serseri Aşıklar aslında kara filmdir, ama aydınlık bir kentte, yaz ortasında geçer. Daha kesin bir şekilde bu kara filmler üzerine bir filmdir. Bu türün kurallarını tersine çevirerek bu tür hakkında bir şeyleri açıklamayı umar. Filmin odak noktası kovalayan ile kovalanan arasındaki mücadele değil, bana göre durumun görüntüsü üzerinedir.Filmde birşey dikkatimi çekti michel ''Humphery Bogart'' özentisi gibi....
---spoiler---
Filmde gevşek bir olay örgüsü olduğu gibi; güçlü de bir durumlar tablosu var. Yeni dalganın önemli özelliklerinden biri senaryonun doğaçlama ani gelişen türde olmasıydı ve Serseri Aşıklar filminde de bunu sıkça görebiliyoruz. Diyalogların uzunluğuyla hareketten çok bence bir düşünce akışı mevcut. Serseri Aşıklar aslında kara filmdir, ama aydınlık bir kentte, yaz ortasında geçer. Daha kesin bir şekilde bu kara filmler üzerine bir filmdir. Bu türün kurallarını tersine çevirerek bu tür hakkında bir şeyleri açıklamayı umar. Filmin odak noktası kovalayan ile kovalanan arasındaki mücadele değil, bana göre durumun görüntüsü üzerinedir.
---spoiler---
Godard'ın ince espri anlayışı,Jean Seberg'in kadın doğasını kusursuz yansıtması,Jean Paul Belmondo'nun bir çok kadının hayalindeki serseri aşık performansı.Bu film üzerine çok şey söylenir ya da bu film üzerine saygıyla susulur ve ayda bir izlenir.Zamanların ötesinde eskimeyecek bir sinema eseri.
Bi filmin sapıklık derecesinde doğal ve inanılmaz derecede bişey anlatmaz olması o filmi yüzde yüz "crappy" yapar ama.. ama bu değildi işte!?üstelik baya baya eğlendim sesli falan güldüm lan.
bununla birlikte jean seberg burda bize parisien olmak için illada paris doğumlu olmak gerekmediğini kanıtlamıştır bence.
bununla birlikte jean seberg burda bize parisien olmak için illada paris doğumlu olmak gerekmediğini kanıtlamıştır bence.
ve yeni dalganın marifeti.kendimi yan komşumun hayatını dikizleyen bir röntgenci gibi hissettim.herşey o kadar doğal ve gerçekçi ki .sinemada böyle şeyler görmek ister miyim.sanmıyorum.sinema dediğin biraz kurgudur.hayatın çarpıtılmış hali yani.renklendirilmiş.hızlandırılmış.bence öyle.
tepetaklak giden bir ilişki.aslında tepetaklak giden ilişkinin kendisi değil ilişkiyi yaşayanlar.o kadar depresif bir ruh haliyle çekilmişki jean seberg'in intihar ettiğini öğrenince olay resmen tradejiye dönüştü.yine de akılda kalan birçok sahnesi mevcut.
tepetaklak giden bir ilişki.aslında tepetaklak giden ilişkinin kendisi değil ilişkiyi yaşayanlar.o kadar depresif bir ruh haliyle çekilmişki jean seberg'in intihar ettiğini öğrenince olay resmen tradejiye dönüştü.yine de akılda kalan birçok sahnesi mevcut.
kadınlar kadınlar kadınlar... erkekler erkekler erkekler...işte tüm bunlar godard dan! kesinlikleizleyin. özellikle siyah beyazın asilligi we asiligi ...dialoglar olageldigi gibi sakin yalın ve olabildigince içten...ama patriciaya aşık olucaksınz :)
yeni dalga fransız sinemasının güzel örneklerinden biri a bout de souffle . jean seberg oyunculuk açısından bu filmde kimi çevrelerce sevilmese de kanımca ingilizce konuştuğu sahneler dışında bi sorun yok. filmin sonu ise tekrar tekrar izlenmeli,tekrar tekrar okunan güzel bir mısra gibi..
Serseri Aşıklar filmine Benzer Film ekliyorsun.
Serseri Aşıklar filmini Kategorize ediyorsun.
Bu filmi aşağıdaki seçenekleri işaretleyerek kategorize edebilirsin.
Serseri Aşıklar filmine Konu ekliyorsun.
FİLM İLE İLGİLİ İSTATİSTİKLER
Arama sonuçları
Bu filmi izleyen 20 kişi
Kullanıcı Bulunamadı...
ÜYE OL